@su_krtky
|
Elif Sıla'dan
"Güzelliğin sarhoş olunası zaten" dedi.
Tam cevap vermek için ağzımı açmışken büyük bir gürültü koptu.
Kopan gürültüyle birlikte hemen çantadan silahımı alarak tetiği çektim.
Yiğit'e doğru döndüm ve "dikkat et geliyorum ben hemen" diyerek gürültüye yani dışarıya yöneldim. Dışarıya doğru yürürken bir yandan da telefonumdan polis ekiplerini aramaya koyuldum. Acil ...... mahallesine destek ekip gerekiyor ben Üsteğmen Elif Sıla Yüksel diyerek kapattım. Kapıdan çıkarken geriye çekilmemle döndüm ve karşımda beni kolumdan tutan Yiğit'i gördüm.
"Bende geleyim tek gitme ekipler gelmez hemen" dedi.
"Yiğit bu benim işim sen bekle burada tamam mı geleceğim ben çok geç bile kaldım." diyerek kolumu ellerinden kurtardım.
"Halil abi sende burası" diyerek dışarı çıktım.
Kalabalığa doğru yöneldim. Kalabalıktan sıyrılarak içeri geçtim. Dükkanda ki tüp patlamış meğerse "İtfaiye haber verdiniz mi" diye sordum.
"Verdik gelirler birazdan" dedi bir tane adam.
"Tamamdır geri çekilin tekrar bir patlama olmasın , yaralanmadınız demi iyisiniz" diye sordum.
"İyiyim evladım da gitti dükkan , gitti ekmek teknem" diyerek ağlamaya başladı adam.
Yanına çömeldim , "Elbet bulunur bir çaresi amca , canına bir şey olmadı ya buna da şükür" diyerek omuzunu sıvazladım.
"Öyle öyle de işte" diyerek tekrar ağlamaya başladı.
"Elif" diye adımın seslenilmesiyle seslenilen tarafa döndüm ve Yiğit'i gördüm.
"İyi misin " diyerek yanıma geldi.
"Ben iyiyim de durumlar kötü" dedim ayağa kalkıp yanına geçerek.
Bu sırada itfaiye ve polis ekipleri gelmişti.
"Üsteğmen Elif" dedi. Başkomiser Murat ve elini uzattı.
"Başkomserim" dedim ve uzattığı elini sıktım.
"Sen mi ihbar ettin asker falan diyorlardı ama dünya küçük işte senmişsin" dedi sırıtarak.
"Aynen gürültüyü duyunca hemen aramıştım ama tüp patlamasıymış yaralı yok." diye durumu izah ettim.
"Anladım" diyerek Yiğit'e döndü. Siz diyerek sorguladı. Ve bana baktı.
"Yiğit ben " diyerek elini uzattı.
"Murat bende" diyerek Yiğit'in eline karşılık verdi.
Evet ayırsak mı artık o eli , Sen mi girsen acaba araya Elif diyen iç sesime kulak verdim ve
"Biz gidelim artık" diyerek Yiğit'in koluna girdim.
"Görüşmek üzere Üsteğmenim" dedi sırıtarak. Hay ben bu erkeklerin...
"Kolay gelsin Başkomserim" diyerek kafamı eğdim ve Yiğit'i çekiştirerek restorana ilerledim.
"O komiser mi her neyse seni rahatsız mı ediyor?" diye sordu.
"Yok yani umursamıyorum , sorun yok yani" diyerek geçiştirmeye başladım.
Bir anda durdu , bende hala kolunda olduğum için o durduğu için durmak zorunda kaldım ve yüzüne baktım. Oda bana bakıyordu sanki doğru söyleyip söylemediğimi tartıyordu.
Ne güzel bakıyor değil mi Elif diyen iç sesime bu sefer hak veriyordum.
"Bana söyleyebilirsin biliyorsun değil mi? Öyle ben doktorum halledemem sanma."
"Ne alakası var Yiğit hiç öyle bir şey düşünmemiştim" diyerek karşı çıktım söylediğine
"Ne bileyim siz zorunlu olarak dövüşle ilgili eğitimler alıyorsunuz falan diye , yani bende yapıyorum yani" diyerek kafasını kaşımaya başladı.
Kafasını kaşıyan elini tuttum ve onu durdurdum.
"Sende bana çok güzel bakıyorsun." dedim pat diye.
Evet pat diye kızım pat diye söylenir mi ben bile hazır değildim.
Yiğit böyle bir şey beklemediği için afallamıştı.
"Efendim" dedi tekrardan.
Şaşkın haline tebessüm ettim.
"Eee yemek yarıda kaldı , e tadı da kaçtı. Sana da uyarsa başka zaman yapsak tekrardan" diye fikirde bulundum.
Ve Yiğit bunu da beklemediği için bir süre gözlerime baktı.
"Ben sana tutuldum." dedi Yiğit
Efendim Ne what
bize mi dedi
ay kız bize mi dedi
ay Elif tepki ver ııı şey de ki bende ay bilemedim
ay ne dememiz lazım
"Bende" dedim iç sesimi dinleyerek.
"Ha " dedi Yiğit' de
Lan ne oluyor
Ay bunların ikisi de salak
Rabbim akıl ver
Kız Elif oğlan tutuldu sen tutulma
haydi şimdi gidip restorandan eşyalarını alın ve eve geçin size bu baya bir süre yeter.
"Doğru" diyerek iç sesimi onayladım.
"Efendim" dedi Yiğit.
"Şey diyorum ki kaldık sokak ortasında eşyalarımızı da alıp eve mi geçsek yarın iş" dedim.
"Olur tabi önden buyur" diyerek yol verdi.
Hızlıca restorana yöneldim. İçeri girdiğimde Halil abi bana doğru geliyordu.
"Elif ne olmuş kızım iyisin demi" diyerek sorularını sıralamaya başladı Halil abi.
"İyiyim Halil abi bir dükkanın tüpü patlamış da , sen bir bakarsın masraf için yardım etmek istiyorum amcaya bana haber verebilir misin." diye sordum.
"Tabi kızım ilgilenirim haberleşiriz seninle"
"Tamamdır abi çok sağ ol biz hesabı alıp kalkalım" diyerek masaya yöneldim. Çantamı masadan aldıktan sonra masamdaki ayranımdan biraz yudumladım. Bu sırada hesap defteri gelmişti. Ben hesap defterine uzanırken çoktan Yiğit defteri alıp içine parayı koymuştu.
"Ben çağırdım diğeri de senden olsun" diyerek göz kırptı.
Ay ben bugün iyi değilim. Göz kırpmasına çok hazırlıksız yakalandığım için bir kaç kere öksürdüm.
"Tamamdır kesene bereket haydi gidelim" diyerek çıkışa yöneldim.
Çıktıktan sonra da direk Yiğit'in arabasına yürüdüm. Kapıların kilidini açınca hemen koltuğa kuruldum. Emniyet kemerini takıp Yiğit'in arabayı çalıştırmasını bekledim.
Yiğit de araca binip kemerini takarak aracı çalıştırdı. Trafik olmadığı için 10-15 dakika gelmiştik. Yol boyunca konuşmadık. Konuşamadınız desek daha doğru olur.
Yiğit arabayı park edince indim.
"Her şey için teşekkür ederim" dedim oda arabadan inince
"Asıl ben teşekkür ederim benim için bir zevkti" dedi Yiğit gülümseyerek.
"İyi geceler , tatlı rüyalar o zaman" dedim bende gülümseyerek.
"Sana da iyi geceler ve tatlı rüyalar" dedi.
El sallayıp " görüşürüz" diyerek oradan uzaklaştım ve binaya girdim. Hızlıca kendi katıma çıktım kapıya açarak içeri girdim ve kapıyı kapatıp yaslandım. Ellerim kalbime gitmiş güm güm atan kalbimi hissetmekle meşguldu.
"Tamam sakiniz ve yatıyoruz haydi Elif " diyerek önce ayakkabılarımı çıkardım. Çantamı da vestiyere bıraktıktan sonra banyoya yöneldim banyodaki işlerimi de hallettikten sonra odama geçtim. Pijamalarımı da giyip kendimi yatağa bıraktım.
Bugün ki halimizi düşünerek sırıta sırıta uykuya daldım. |
0% |