Yeni Üyelik
43.
Bölüm

30-Ellerine Sağlık

@su_krtky

Oy ve yorum yapmayı unutmayınız.

İyi okumalar dilerim herkese :)

----------------------------------------------------------

Yiğit' den

Zil sesini duyduğum anda kapıya koştum ve hemen açtım.

Elif'i baştan aşağıya güzelce süzdüm. Her zaman ki gibi yine çok güzeldi.

Benim onu süzmemle oda beni süzdü.

"Hoş geldin, geç içeri" diyerek kapıdan çekildim.

"Hoş buldum" diyerek elinde ki poşeti uzattı ve ayakkabısını çıkardı.

"Ne gerek vardı , kendin gelsen yeterdi."

"Olsun, afiyet olsun."

"Alayım kabanını" kabanını çıkardı. Bana uzattı. "Teşekkürler"

"Iıı istersen direk sofraya oturalım." diye atıldım elimle ensemi ovuştururken sakin ol Yiğit heyecanlanma sakin ol

"Olur ne taraftan?" derken tebessüm ediyordu. Beynim ; Anladı işte salak ne bu heyecan sakin ol sakin ol . Kalbim; 120-140 arası seyrediyorum ne sakini salak

"İlerden sol kapı, bende asıp geliyorum hemen arkandan."

Elif salona geçerken bende kabanını askıya asıp hemen arkasından ilerledim.

"Ellerine sağlık masa çok güzel gözüküyor."

"Afiyet olsun" dedikten sonra sandalyeyi oturması için çektim.

Tebessüm ettikten sonra teşekkür ederek sandalyeye oturdu. Bende hemen karşısına geçip oturdum.

"Neleri seversin bilemedim pek zamanımda kısıtlıydı , bu kadar yapabildim. İnşallah beğenirsin."

"Yemek ayırmıyorum dediğim gibi yerim sorun yok. Ayrıca kısıtlı zamanına göre baya şeyler yapmışsın. Tekrardan ellerine sağlık." derken masayı güzelce süzdü hafif şaşırdığı belli oluyordu.

"Afiyet olsun. Uzat bakalım tabağını köftelerden koyayım."

"O zaman bende benim önümdekilerden senin tabağına koyayım. Sende uzat tabağını." Kalbim; Ay aynı karı koca gibi olduk ne romantik birbirlerine koyuyorlar.

Gülümseyerek birbirimize tabaklarımızı uzattık ve her şeyden azar azar koyduk.

"İçecek ne istersin?"

"Şimdilik su kalsın sonra alırım."

"Tamamdır , afiyet olsun o zaman tekrardan."

"Sana da , teşekkürler."

Yemeklerimizi yerden sık sık birbirimize bakıp göz göze geliyorduk. Her göz göze gelişimizde birbirimize tebessüm edip yemeği yemeye devam ediyorduk.

Hafif bir öksürmeyle sessizliğe son vermek istedim.

"Eee o zaman sana sürekli sorulan o soruyu sorsam ..." diye devam ederken Elif hemen söze atıldı.

"Çünkü ne olursa olsun ülkemi seviyorum." derken gerçekten de bu işi yaptığı için çok mutlu ve gururlu olduğu belliydi.

"Peki sence daha mı zor , bir erkeğe göre kadının asker olması?"

"Hem evet hem hayır bence , her işin kendince zorlukları oluyor. Bu zorlukları aşıp buna devam edebilmekte bence iş mesela eğer alt rütbedeysen asla saygı yok kadın olduğun için o yüzden bir erkek gibi savaşman gerekiyor. Ama şimdi yine de çok üst rütbede olmasam da saygım var. Ama ileride eğer Allah bana o günleri gösterirse gücümüzü sonuna kadar göstereceğim en üste çıkarak."

"İnşallah gösterirsin insanların aslında sizin ne kadar güçlü olduğunuzu her işi sadece erkeklerin becermediğini görmesi lazım."

"Bence biliyorlar ya sadece yediremiyorlar ve görmemiş gibi yapıyorlar. İşte bu bencillik yüzünden ilerleyemiyoruz maalesef."

"Haklısın bencede"

"Peki sen neden doktorluk?"

"İnsanların hayatını kurtarabilmek elimden geldiğince tabi ki bazen ne kadar çabalasak da önüne geçemiyoruz. Takdiri İlahi oda."

"Öyle , gerçekten kaderinde yazılmışsa önüne geçemiyorsun."

"Sende benim kaderimsindir İnşallah " Allahım başkasının kaderinde olmasın nolur

"Efendim"

"Tatlı yiyelim dedim ben kahve yapayım yanına nasıl içersin" diye sordum.

"Sade olur "

"Tamamdır o zaman ben geliyorum sen nasıl rahat edersen koltuğa da geçebilirsin keyfin nasıl isterse"

"Ben aslında sen kahveleri yaparken masadakileri mutfağa taşısam daha rahat ederim. o kadar hazırladın yoruldun birazcık katkım olsun en azından"

"Yok ben hallederim sorun yok sen otur."

"Yok cidden rahat edemem diyorum rahat etmemi istemiyor musun?" dedi kafasını hafifçe sağa yatırırken.

Çok fena çok "Ee o zaman tamam sen nasıl rahat edeceksen öyle yapalım." diyerek masadan bir kaç parça şey alıp mutfağa yöneldim. Arkamdan da Elif elleri dolu şekilde gelip malzemeleri tezgaha bırakıp tekrar masaya yöneldi.

Bende o sıra bakır cezvemi çıkartarak 2 kişilik sade türk kahvesinin malzemlerini cezveye koyup karıştırmaya başladım.

"Yiğit telefonun çalıyor." diye seslendi içeriden Elif

Cezveyi kısık ateşte ocağa koyup içeri yöneldim. Son anda telefonu açarak kulağıma yasladım. Elif'e doğru baktığımda mutfağa doğru geçiyordu.

"Hocam" dedi Naz soluk soluğa

"Efendim Naz hayırdır bu saatte ?"

"Hocam Meryem hanımın kasılmaları başlamış yoldalarmış aradılar şimdi "

"Meryem hanım mı , daha erken ama neyse sen ameliyathaneyi hazırda tut bende geliyorum hemen."

"Tamamdır hocam " deyip kapattı.

Arkamı döndüğümde Elif kapı pervazına yaslanmış bana bakıyordu.

"Gitmen gerek galiba"

"Evet doğum var acilen gitmem gerekiyor kusuruma bakma başka bir gün devam edelim eğer problem olmazsa"

"Sorun yok Yiğit hastana git hızlıca hadi çıkalım"

"Ocağı kapatayım geliyorum hemen" deyip mutfağa yöneldim ocağı söndürüp odaya koştum gerekli eşyalarımı aldıktan sonra beni kapı önünde bekleyen Elif'e yöneldim.

Askıdan Elif'in kabanını alıp uzattım.

"Teşekkür ederim" dedi gülümserken

"Ne demek" diyerek kapıyı açtım sırasıyla ayakkabımızı giyip çıktıktan sonra kapıyı kilitledim. Merdivenlere yönelip binayı terk ettik. Arabamın önüne gelince durduk.

"Her şey için tekrar teşekkür ederim , çok lezzetliydi ellerine sağlık"

"Afiyet olsun beğenmene sevindim." dedikten sonra hemen söze atıldı.

"Sen şimdi hastana yetişiyorsun ve sonra yarım kalan tatlı faslını ben tamamlıyorum anlaştık mı?"

"Tamam olur o zaman öyle yapalım , ben kaçıyorum dikkat et." diyerek el salladım. El niye sallıyorsun Yiğit hay aklımı kaçıracağım.

"Asıl sen dikkat et görüşürüz." derken el sallamama karşılık verdi ve sonra hemen elini durdurdu. O da fark etti galiba utanmadan kaç Yiğit en iyisi

"Görüşürüz." diyerek arabaya bindim kontağı çalıştırıp hastaneye doğru yola koyuldum.

----------------------------------------------------------

Oy verip bana destek olursanız çok sevinirim :)

Loading...
0%