Elif Sıla'dan

Sabah yüzüme vuran güneşle gözlerimi yavaş yavaş aralamaya başladım. Biraz telefonu elime alarak yatakta oyalandım. İyice ayıldıktan sonra üzerime spor kıyafetlerimi giyidindim. Ve her zamanki gibi koşu için dışarıya çıktım.

Eve doğru dönerken ilerdeki kadının cüzdanını düşürdüğünü gördüm. Tam oraya doğru yürüyecekken sağdan gelen adamın cüzdana doğru yöneldiğini fark ettim.

Bakalım bakalım ne yapacak(!)

Bir kaç saniye sonra adamın cüzdanı açtığını fark edince hemen adama doğru yöneldim.

Ve adamın elinden cüzdanı çektim.

"Hop hop birader hayırdır , buldun tabi cüzdanı hemen araklıyacaktın değil mi?" dedim.

Adam bana şaşırarak baktı. Bilirdim ben bu şaşırmaları.

"Ne araklaması hanımefendi kimliğine bakıcaktım. Asıl size ne elimden kapıyorsunuz " deyip elimden cüzdanı çekmesi bir oldu.

Beni mi sınıyorsunuz ya sabah sabah.

Sinirle gülüp adama baktım. Ve elimi uzatarak "Askerim , ben hallederim ver sen bana o cüzdanı haydi işine sonra" dedim.

Adam gülmeye başladı. " Pardon ama nerden biliyim ben sizin asker olduğunuzu ayrıca zaman kaybettiriyorsun" dedikten hemen sonra öne doğru koşmaya başladı.

Ay bide gülüyor deli adam , koş kızım koş bakalım ne yapacak.

Hemen kadına seslenip , cüzdanı kadına teslim etti. İyi bari afferin ama ben böyle yapmasam gene de verecek miydi? diye düşünmeye başladım.

Adam arkasına dönünce benle yüz yüze geldi ve ne var dercesine kafasını salladı.

Bakalım ne cevap verecek diye düşünürken hemen lafa atladım.

Birazcık da mahcubiyet yüzü takınayım hemen bir dakika

" kusuru bakma yanlış anladım sanırsam"

" ama belki de ben olmasam araklıyacaktın bilemem" diye lafıma devam ettim.

Ay bide şaşırmış şaşırmış bakıyor kim olsa hemen iyi düşünmez , ülkede sanki iyilik kalmış gibi.

"Tövbe estağfurullah , bakın işinize hanımefendi şimdi de kendimi kimseye inandırmaya çalışamam" dedi. Ve geriye doğru yürümeye başladı.

Ay ne halin varsa gör deli mi ne , manyak ya

Bende hemen arkasından evime doğru yürümeye başladım.

Sonra adam bir anda durdu . O durduğu için bende durdum ve adama baktım onunda bana baktığını görünce beklemeye başladım. Ne diyecekti acaba

Tam ağzını açmıştı ki telefon sesi onu durdurdu ve hemen cebinden çıkarıp yanıtladı.

E ben şimdi gidiyim mi duruyum mu bilemedim ki ya.

"Efendim Poyraz" dedikten sonra bana döndü gene. Neyse bekliyim ben en iyisi bir şey diyecek herhalde yoksa niye ikidir baksın.

"Poyraz kusura bakma ya saati fark edememişim ben geliyorum hemen ayrılma sen neredesin tam olarak."

Hemen kolumdaki saate baktım. Ay geç kalacam hemen kapatsada telefonu ne diyecekse desin.

"Tamam geliyorum 10 dakikaya hadi görüşürüz." deyip kapattı.

Kafamı kaldırıp hemen adama baktım.

" Noldu bir şey mi diyeceksin hala bekliyorsun" dedi.

" Aaa Manyak mıdır nedir" çattık yeminlen sabah sabah.

"Efendim anlamadım tam ne dediniz" dedi manyak adam.

Sabır Elif sabır ...

"Yok bir şey sen arkana dönüp baktınya bende bir şey diyeceksin sandım " deyip yanından geçerek hemen yürümeye başladım. Daha fazla uğraşamam bu manyakla.

Adam hemen solumdan hızlıca geçti. Bende eve doğru yöneldim. Hemen kısa bir duş ve ağzıma bir şeyler attıktan sonra üzerimi giyindim.

Silahımı da belime taktıktan sonra ayakkabılarımı giyip dışarıya çıktım.

Dış kapıyı açtım ve önüme doğru baktım ki bir de ne göreyim sabah ki manyak karşıdaki binadan çıkıyor. Oda beni görünce bir duraksadı sonra hızlıca arabasına bindi.

Bende hemen arabama doğru yürüyüp. Karargaha doğru yola koyuldum.

Bu sırada radyodan çalan şarkılara eşlik ediyordum.

tut elimi buradan gidelim

olmaz demeden dinle beni bi'

rüzgarım söndü, dindi ateşim

ah bebeğim ben hala deliyim

sen yokken ne gece ne de gündüz

ne ay var ne tek bir yıldız

her yer karanlık ve ıssız göremiyorum

Telefonumun zil sesini duyunca hemen radyonun sesini kısıp telefonu hoparlöre aldım.

"Efendim güzelim"

"Elif günaydın "

"Günaydın Arzu"

"Geliyorsun demi yarın yok bir problem"

"Minnak annem gelecem gibi eğer operasyon falan olmazsa, ben her şeyi hazırladım zaten için ferah olsun senin tamam mı? "

"Ya Elifim sensiz olmaz inşallah gelirsin"

"İnşallah, nasılmış minnaklarım sen onu söyle"

"Ay Elifim minnakım diyecektin herhalde" deyip gülmeye başladı.

hay dilime az kalsın söylüycektim ah Elif ah

"Minnaklarım derken sen ile küçük yavruyu kastetmiştim güzelim"

"İyiyiz teyzesi biz merak etme , sen çok dikkat et asıl. Çocuğumun bir tane teyzesi var."

"Canınızı yerim sizin. Hakan nasıl ay şimdi hiçbir şey yaptırmıyordur Hakan" deyip gülmeye başladım.

"Of Elif sorma ya , vallaha daha çok yoruluyorum."

"Yarın ben konuşurum Hakan' la biraz merak etme sen. Artık kapatmam lazım karargaha geldim. Dikkat edin canın bir şey çekerse her zaman söylebilirsin tamam mı?"

"Tamam Elifim. Sende dikkat et haydi görüşürüz. Öpüyorum çok çok"

"bende" deyip kapattım.

Arabayı park edip. Hızlıca odama yöneldim hemen üniformamı giydim. Ay bugün doktor gelecekti bir de.

Saçımı da hallettikten sonra hemen bordo beremi saçıma geçirdim ve dinlenme odasına doğru yürümeye başladım.

Karşıdan gelen askere "Asker!"

"Yusuf Kum Sivas Emret komutanım"

"Bana bir çay kap gel, dinlenme odasındayım"

"Emredersiniz komutanım" deyip. Kantine doğru yöneldi. Bende dinlenme odasına doğru yöneldim.

Çayım gelmiş bizimkilerle sohbet ederken asker geldi.

"Elif Üsteğmenim"

"Rahat asker noldu?"

"Yeni doktor geldi komutanım. Dışarıda şuanda"

"Tamam aslanım sağol" . Selam verip çıktı.

"Ben gideyim de doktorla ilgileniyim gelirim sonra" dedim bizimkilere doğru.

"Tamam komutanım" dedi Mustafa.

Hemen karargahın giriş ve çıkışına doğru yol aldım. Kulübenin yanında iki kişi bekliyordu. Yavaşça yanlarına doğru yöneldim.

"Hoşgeldiniz" dedim gülümseyerek. Karşımdaki adam beni görünce biraz şaşırdı ama hemen "Hoşbulduk komutanım" dedi. Hemen yan tarafındaki adama doğru "Hoşgeldin...iz" dedim duraksayarak . E bu adam sabah ki hırsız!

Adamda bana şaşkınlıkla baktı. "Hoşbulduk" dedi. Neyse Elif sen işine odaklan doktor olan sabah ki hırsız olamaz bence, olmamalııı

"Revirde doktorluk yapacak arkadaş acaba hanginiz?" diye sordum.

"İlk selamlaştığım adam hemen elini kaldırıp ben dedi" gülümseyerek. Oh iyi bari.

"Tekrardan hoşgeldiniz doktor..."

"Poyraz"

"Poyraz bey , ben Üsteğmen Elif Sıla Yüksel. Bugün size ben yardımcı olacağım. Eğer size uygunsa buyrun içeri geçelim. Karargahı size göstereyim biraz."

"Tamamdır Üsteğmenim ben eşya getirdim biraz arkadaşımda yardımcı olabilir mi acaba bana
?"

Kaşlarımı hafifçe kaldırarak "Aaa yok biz hallederiz eşyaları , siz buyrun lütfen" diyerek elimle içeriyi gösterdim.

"Peki o zaman" deyip hırsıza yöneldi "Kardeşim o zaman akşama görüşürüz sen alırsın değil mi beni senin oturduğun tarafı bilmiyorum. Valizimde arabanda"

"Randevularım biterse alırım , adresi mesaj atarım sana olmadı taxi çağırırsın" dedi hırsız.

"Tamam o zaman haberleşiriz. Çok sağol haydi git sen hastaneye

de geç kaldın benim yüzümden"

"Sorun yok kardeşim" deyip omzunu sıktı . "Haydi kaçtım ben görüşürüz "deyip arabasına binip uzaklaştı.

Ay Elif bu da doktor herhalde hırsız dedik ama , ay canım ama ben nerden bilebilirim yani Allah Allah hak etti bir kere. Neyse bunları sonra düşün önce iş , önce iş

Hemen kapıdaki askerlere "Asker!" dedim.

"Yavuz Selim İstanbul emret komutanım!"

"Doktorun eşyalarını alıp revire taşıyın ve dikkatli olun tamam mı?"

"Emredersiniz komutanım"

Poyraz'a doğru yöneldim. "Haydi ben sana karargahı göstereyim. Her an göreve çıkabilirim çünkü"

"Tamamdır Üsteğmenim" dedi.

"Üsteğmeni boşver ya adımla seslenebilirsin."

"Tamam o zaman Elif "dedi gülümseyerek.

Karargah binasına doğru yürümeye başladık. "Revirde bir hemşiremiz var , tek kalmazsın yorulmazsın yani" dedim.

"Hemşire olması iyi olmuş. Hemşire siz doktorlar bir hiç maalesef" dedi.

"Ben pek bilmem sen öyle diyorsan öyledir" dedim gülümseyerek.

Karargahı gezdirdikten sonra en son olarak revire geçtik. İçeri girdiğimizde Aslı hemşirenin ilaç dolabında uğraştığını gördüm. Boğazımı temizleyerek dikkati kendi üzerime çektim.

"Aslı , yeni doktorumuz Poyraz bey"

"Aaa çok memnun oldum. Hoşgeldiniz hocam" dedi Aslı hemşire.

"Hoşbulduk Aslı hemşire" dedi Poyraz.

Bu sırada kapıya tıklatıldı ve asker gelip. "Üsteğmenim Yüzbaşım çağırıyor. Görev varmış hazırlanmış olarak toplantı odasında bekliyorlar" dedi.

"Tamam aslanım." deyip içeridekilere yöneldim. "Bir sorun olursa Aslı hemşire burada Poyraz, ben gidiyorum görüşürüz"

"İyi görevler Elif" dedi Poyraz.

"Dikkat et Elif" dedi Aslı.

Gülümseyerek odaya doğru yöneldim.