Yeni Üyelik
11.
Bölüm

8-Ameliyat

@su_krtky

Yiğit'ten

Poyraz' ı bıraktıktan sonra hastaneye yöneldim.

Hızlıca odama doğru gitmeye başladım. Naz hemşirede karşıdan bana doğru geliyordu.

"Hocam Günaydın , geciktiniz."

"Sorma Naz hemşire , arkadaşım geldi onu aldım bıraktım derken geç kaldım." dedim nefeslenerek

"Hastamız geldi siz geçin 5 dakikaya odaya yönlendiriyorum ben" dedi tebessüm ederek

"Tamamdır Naz, bana bir portakal suyu aldırabilir misin acaba bu sırada"

"Tabi hocam geçin siz hallediyorum ben"

"Sağ ol" diyerek omuzuna dokundum. Ve odaya geçtim. Eşyalarımı masaya bıraktıktan sonra, önlüğümü giyindim. Pencereyi açtım ve hemen sandalyeme oturarak soluklandım.

Bir kaç dakika sonra kapım tıklatılıp açıldı. Naz hemşire elinde portakal suyuyla hemen içeri geçti.

"Buyurun hocam" diyerek portakal suyunu bana uzattı.

"Sağ ol Naz"

"Hocam hemen hastayı yönlendiriyorum" diyerek odadan çıktı.

Hemen arkasından kapı tıklatıldı. Ve içeri adaylarım girdi. Hoş geldiniz diyerek elimle önümdeki sandalyeleri gösterdim.


Öğle arasında yemek yerken çalan telefonuma kim olduğuna bakmadan açarak kulağıma yasladım.

"Efendim"

"Kardeşim benim"

"Söyle Poyraz"

"Acaba diyorum senin de işin bittiyse şöyle bir saat sonra falan takılsak mı?"

"Öğleden sonra bir hastam var bana uyarda. Olum ilk günden de erken çıkma bence. Askeriye ya ne bileyim."

"Bir şey olmaz olum çok sakin burası , o yüzden şöyle ... 'dur bir dakika' . Elif komutan mı? Neresinden vurulmuş. Bilinci yerinde mi? Tamam ama bence buraya uğrayıp vakit kaybetmeyelim hastaneye geçsinler helikopter iniş yapar hastaneye. Evet öyle yapalım komutanım zaman kaybetmesin göğsüne yakın vurulmuş tehlikeli olabilir."

"Ne oldu oğlum" dedim.

"Abi sabah gördüğümüz kadın asker vardı hatırlıyor musun" diye sordu.

"Maalesef evet, ne olmuş ki ona" dedim yüzümü buruşturarak.

"Neden maalesef ay neyse dur şuan bu önemli değil. Vurulmuş göğsüne yakın bir yerden , kanaması çokmuş birde bacaktan vurulmuş. Şimdi hastaneye geçiyorlar helikopterle direk. Büyük ihtimal senin çalıştığın hastaneye"

"Yapma be, ben o zaman çatıya doktor çıkartayım kapat sen" diyerek yüzüne kapattım.

Hızlıca sandalyeden kalkarak acile yöneldim.

Cüneyt! diye bağırdım. Seslenmemin ardından arkasını döndü,

"Aa Yiğit nasılsın denk gelemiyoruz kaç gündür"

"Öyle de şey diyeceğim sana birazdan acil hasta gelecek çatıya 2 kurşun yarası var asker. Bir kurşun kalbe yakınmış. Zaman önemli şimdi sen bir ekip ayarlayıp çatıya çıksan olur mu? "

"Olur tabi hallediyorum hemen" diyerek bir kaç asistan ve hemşireyle görüştü. Hemen sedye ve acil çantasıyla asansöre doğru ilerlediler.

Yazar'dan

Helikopter hastanenin pistine iniş yaptı anda Cüneyt ve ekibi helikoptere koştular.

Askerler daha haber vermedikleri için doktorları karşılarında görünce hem şaşırdılar hem de sevindiler.

Hemen Elif'i sedyeye taşıdılar. Bu sırada Cüneyt yaralarını kontrol ediyordu. Asistanlara hemen ameliyathaneyi hazırlamalarını söyledi. Bu sırada gerekli doktorları çağırmalarını da söylüyordu.

Asansöre binip hemen ameliyathane katına bastılar.

O sırada askerlerde sivilleri acile yönlendiriyor ve bazıları da ameliyathaneye doğru yönleniyordu.

Yiğit hala acilde bir kaç hemşireyle sohbet ediyordu. Ama aklı Elif komutandaydı.

Çocuk seslerini duyunca hemen o tarafa doğru döndü ve askerlerle birlikte gelen çocukları görünce hemen oraya doğru yöneldi. Acil şuan için boştu ve onlara yardımcı olabilirdi.

Yiğit' den

Mavi: Doktor bey , isterseniz sedyeye alalım çocukları ben size ne olduğunu söyleyeyim.

Başımı tamam dercesine salladım. Ve geriye doğru dönerek sohbet ettiğim hemşireleri yanıma çağırdım.
"Arkadaşlar çocukları yatıralım, geliyorum bende"
"Tamam hocam" diyerek çocukları uzaklaştırmaya başladılar.
Kafamı askere doğru çevirip cevap beklercesine baktım.


Mavi: Şöyle ki çocukları teröristlerin elinden aldık. Darp ve tecavüz girişimleri yaşanmış ne yazık ki. Bundan dolayı erkeklere karşı korkuları var. Onun haricinde bildiklerimiz bu kadar. Gerisini size bırakıyorum ben geleceğim biraz sonra

"Tamamdır halledeceğim ben siz gelirsiniz" diyerek çocuklara doğru yöneldim.
Ellerimi birbirine vurarak "Evet şimdi hepinizle sırasıyla ilgileneceğim benden çekinmenize ve korkmanıza gerek yok . Size yardımcı olacağım." dedim gülen bir yüzle

Ve hemen önümdeki ufaklıkla ilgilenmeye başladım. Biraz çekinse de yavaş yavaş pansumanlarını yapmaya başladım.

Naz hemşire "Hocam buradasınız sizi arıyordum bende , hastamız geldi" dedi nefes nefese

Gülerek "Şu an küçük hastalarımla meşgulüm eğer sende yardım edersen , bu küçük hastalarımıza ablası çabucak halledip diğer hastamızın yanına gideriz"

"Edeyim hocam da bence hemşireler ilgilensin siz hemen halledin zaten 1 hasta 30 dakikadır bekliyorlar. Daha fazla beklemezler."

"Peki o zaman ben bir koşu gidip hastamı halledeyim. Sen burada kal ve devam et birde hepsine istedikleri şeyi sor ve al " deyip kartımı uzattım.

"Tamam hocam halledeceğim ben"

Hızlıca asansöre doğru yöneldim ve kendi katıma bastım.
Odama doğru giderken hastamı gördüm.
Hoş geldiniz buyurun alayım sizi , acil hastalarım var aşağıda onları daha fazla bekletmeden halledelim.
diyerek odama yöneldim.
Hızlıca ultrason aletinin oraya geçtim ve anne adayının gelip yatmasını bekledim.
"Nasılsınız bakalım" dedim gülümseyerek.
"Çok iyiyiz hocam , siz nasılsınız"
"İyiyim bende teşekkür ederim , evet bakalım bebeğimiz nasıl?"
"Gayet güzel haftasına göre gelişimi , korkulacak bir şey yok. Bebeğimizin kalp atışlarını dinletiyim sana annesi" diyerek hemen sesi açtım ve odayı bebeğin kalp atış sesleri kapladı.
Bir kaç dakikadan sonra sesi kapattım. Havlu kağıdı karnına bırakarak masama yöneldim.
"Bir sorunuz falan var mı?"
"Hayır hocam her şey gayet iyi , vitaminlere de devam ediyorum aynı şekilde"
"Güzel o zaman bir sonraki randevuda görüşmek üzere dikkat edin" diyerek çıkmasını bekledim.

Hasta çıktıktan sonra bende acile yöneldim.
"Naz hemşire ben burayı hallettikten sonra çıkabilirsin sen"
"Tamamdır hocam" , "Buyurun kartınız hallettim dediklerinizi" dedi
"Sağ ol Naz "diyerek tebessüm ettim.
Gözlerimi çocukların üzerinde gezdirirken kenarda oturmuş gözlerini yere sabitlemiş çocuğa gözüm takıldı. Hemen ona doğru yöneldim. Ve omuzuna dokundum. Ama dokunduğum anda kendini geri çekerek ağlamaya başladı.
Önüne çömeldim ve yüz yüze gelmemizi sağladım.
"Korkma bak benden sana zarar gelmez , ben doktorum ve zarar görmüş insanları tedavi ediyorum. Ama seninle kimse ilgilenmemiş gözüküyor. Nedenini biliyor musun?" dedim sesimi yumuşatarak.
Kız sadece omuz silkti.
Üzerindeki asker üniformasına gözüm takıldı.
Yüksel... bir yerden tanıdık geliyor ama nerden düşündüm düşündüm. Aa sabahki bana hırsız diyen kadının üniforması bu.

"Haydi gel yaralarına bakalım sonra da sana yardımcı olan asker ablaya gideriz olur mu?" dediğim anda direk başını kaldırdı ve gözlerinin içi parlayarak bana baktı.
"Gider miyiz gerçekten " dedi.
"Gideriz tabi ama ondan önce yaralarına bakalım ve güzelce çıkalım karşısına olur mu?"
"Olur" diyerek benimle birlikte kalktı.
Sedyelere doğru yürümeye başladım. Önümdeki sedyeyi göstererek oturmasını beklerken eldivenleri ellerime geçirmeye başladım.
Pansuman malzemelerini hazırladıktan sonra karşına oturdum ve yüzündeki yaralarla ilgilenmeye başladım.
"Biliyor musun benim yüzümden asker abla bu halde " dedi ağlayarak.
"Şişt hayır senin yüzünden değildi sakın kendini suçlama" diyerek bir bir akıttığı göz yaşlarını sildim.
"Ama duydum ben yeleğini çıkardığı için ağır yaralanmış. Bana üstündekini vermek için çıkardı. O sırada da vurdular. Benim yüzümden işte , o yüzden yarası ağır ve çok kan kaybetti" diyerek hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Hemen ona sarılarak sırtını sıvazlamaya başladım.
"Hayır senin suçun değildi , üzülme hem iyidir o bir şey olmaz ona daha senden üniformasını alacak"
"İyidir demi , ama almasın benden bunu ben çok sevdim bu üstümdekini" dedi burnunu çekerken.

Gülerek "Alır mı almaz mı bilmiyorum bunu kendin sorarsın. Hadi pansumanını bitirelim" diyerek kollarından çıktım ve pansumana devam ettim.

Pansumanı bitirdikten sonra beraber ameliyathaneye yöneldik.
Baya kalabalık ve askerlerle doluydu. Ağlayan bir kadın ve onu sakinleştirmeye çalışan bir asker adam vardı. Bir an ne yapacağımı bilemedim ve öyleye durmaya başladım.

Acildeki asker yanıma gelerek "Bir şey mi oldu doktor bey , çocuğu getirmişsin" dedi.
"Yok hayır , çocukların pansumanları halledildi şuan da dinleniyorlar ama bu kızımız birilerini merak etmiş" dedim gülerek
"Anlıyorum ama ameliyat daha bitmedi , ne olduğuyla ilgili bir bilgimizde yok bekliyoruz." dedikten hemen sonra ameliyathane kapısı açıldı.
Cüneyt ve yanındaki Arslan bey maskelerini indirerek "Elif Sıla Yüksel yakınları" dedi.
Ağlayan kadın "ben annesiyim kızım nasıl doktor bey" diye sordu.
"Bacaktaki kurşun çıkarıldı bir sorun yok. Kalbe yakın olan kurşunu da çıkardık. Damarında zedelenme haricinde bir problem yok. Hastamızın ameliyatı güzel geçti. Uyanmasını bekleyeceğiz" dedi Dr.Arslan
Cüneyt de "geçmiş olsun" dileyerek oradan uzaklaştı.
Hemen yanımdaki küçük kızın boyuna doğru çömeldim. "Bak asker abla iyiymiş ama çok yorulduğu için uyuyormuş. Uyandıktan sonra yanına geliriz olur mu?" diye sordum.
"Tamam ama uyanınca kesin gelelim olur mu? Ona teşekkür etmem gerekiyor."
"Tamamdır götüreceğim haydi gel biz arkadaşlarının yanına çıkalım" diyerek asansöre doğru yöneldik.

Loading...
0%