@subukucu
|
Merhabalar wattpade olanları biliyorsunuz artık kittappad 'de yayınlayacağım bölümleri yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın iyi okumlar :D. -Bir zamanlar tüm yıldızlar geceden daha karanlıktı, taki gece uyanana kadar.- Dejan Stojanovic Sınıf hem çok gürültülü hem çok sessizdi , birbirinden bağımsız ,kişilikli insanlar bir odanın içine konup anlaşmaya zorlanıyor gibiydi . Gizli anlamlarda okunan kitaplar konulmuştu önümüze ,her kelimesi her beyinde farklı anlamlara gelen kitaplar .Başımıza kadın veya erkekten cellatlar koyuluyor , eğer sınıfın içinde aynı hareketleri yapmazsak karakterimizin bir tarafını yok ediyordular . Koca sınıfın içinde toplanmış her şehirden gelen insanlar birbirine yaklaşmış , bu küçük şehirde haberlerin nasıl çabuk yayıldığını kanıtlıyorlardı . Gizliden birbirini dinleyen kulaklar kelimeleri çevirerek dudaklarına iletiyor ve her sözcük her insanda kavramlaşıp değişiyordu. Kulağımın arkasında ki iki çocuk birbirine yaklaşmış, kimsenin duymayasını önemsemeden “ dün gece karanlık orman denen ormanda ışıklar görülünmüş sence bir uzaylı dünyamıza gelip bizimi araştırıyordu” dedi diğer adam kahkaha patlattı “ saçmalama oğlum ya ne uzaylısı , toplu dolaşan bir kaç gençtir birilerine şaka yapmak isteyen ilgi çekmek isteyen” diye cevap verdi . Kulaklarım onlarda gözlerim karşımdaydı ,sarışın kız hızla arkamdaki masaya zıpladı “ aa barın uzaylılar var sen inanma ,hem oraya insanların girmesi yasak bunu unutmayın” başka bir çocuk masaya yaklaşmıştı “ ayrıca o ormana öyle kolay giremezsin ağaçlar öyle dar boşluklar koyuyor ki aralarına hiç sanmıyorum dostum” “ tamam dostum gökten uzaylılar geldi okey” kahkahalar kopmuştu dudaklardan yavaşça önüme dönecekken “ Nevra sen o ormanın yanında yaşıyorsun değil mi, görmüşündür o ışıkları gerçekler miydi?” gözlerim sesi takip etti sınıfın en köşesinde oturan genç kız meraklı gözlerini yüzüme dikmiş arkasında duran genç adamında dikkatle bana bakmasını sağlamıştı , etrafıma baktığımda sınıfın içindekiler bana bakıyordu . Derin bir nefes aldım ciğerlerime, önümdeki dün geceye ait hatırlamaya çalıştığım ışıklara baktım , tekrar yüzümü ona cevirdim bunu söylemeli miyim ,söylememeli miyim? Başımı hayır anlamında sağladım kızın gözleri yavaşça benim üstümden alıp yanındaki adama döndü ama adam gözlerini benden çekmemişti . Sanki kelimelerim ,ifadelerim , hareketlerim çok önemliymiş gibi yüzüme dikkatle bakmaya başladı . “ Bence yalan söylüyorsun Nevra , herkesin gördüğü şeyi sen niye göremiyorsun” . Gözlerim hızla arkamdan gelen adama döndü bedenim kafamla birlikte ona doğru döndü . İstemsiz çatılan kaşlarım beynimin içine yerleşmiş çatlak kadını sinir eden sözler dudaklarımı araladı . “ Adını bilmediğim genç adam ,benim cümlelerimin doğru olup olmadığını sorgulamak ne sana ne de başkasına düşer, yalan söylediğime inanman benim umurumda bile değil, başkalarının dilinden dökülen cümlelere inanıp ormanın içinde yanan ışıklardan emin olan sensin onların yalan söyleyip söylemediğini bilmeden benim dediklerime yalan demen sence akılı bir hareket mi? “ Kaşları havaya doğru hareketlenmiş , anındaki çocuğa şaşkınca bakmıştı ben ise ondan gözlerimi ayırmadan bakıyordum “ gördüm yada görmedim duydum yada duymadım ormanın dibinde yaşayan benim sana burada , ağaçlar fısıldıyor desem inanmazsın ama o kelimem bütün okulda yayılıp sonra sana gelse inanırsın değil mi .” kaşları çatılı kaldı bir süre , yerinde doğruldu sonra dirseklerini masaya koyup dikkatle yüzümü incelemeye başladı. “ bu kadar konuşabildiğini bilmiyordum açıkçası senden böyle bir adım beklemezdim” dediklerine göz devirip derin bir soluk verdim. “ Sen benim adımı bilerek beni tanımıyorsun ki benim karakterimi bilemezsin , nelere cesaret edeceğimi tahmin edemezsin . Yolda yanından geçen birinin bir saniyede neler yapabileceğini tahmin edemezsin değil mi” dediklerimi tek o değil sınıftakiler dinliyordu ama ben ona bakarak anlatıyordum sözcüklerimi . “ haklısın bilemem.” dalga geçercesine yüzüne bir gülümseme koydu “ yani bu saçma sapan olayı sen ortaya attın herkes de inandı öylemi” kaşlarımı çatıp başımı iki yana sağladım. Saçma sapan bir şeyle uğraşıyormuş gibi hissetim . Önüme dönmek için hareketlendiğimde bileğim tutuldu “ soru sormuştum” bileğimi hızla çekip yüzüne dikkatle baktım “ kelimelerim ulaşmadığı birine sözcüklerimi tüketmem ben .Ne düşünmek istiyorsan düşünebilirsin ,ister sen çıkardın de ister uzaylılar geldi de ister ormana bir grup girip insanların ilgisini çekmeye çalışıyor de . İstersen hepsine inan bana inanma bu inan umurumda değil.” “ Umurunda olmalı bence “ sözümü kesip direk ortaya atlayan çocuk yaşlı bir ağacın gövdesini andıran tondaki gözlerini gözlerime dikti çektiğim koluma elini koyup sadece bekledi . Gözlerim kolumun üstündeki tene değdi sonra o tenin sahibine , diğer ellimi kaldırıp elini yavaşça kolumdan çektim ve ayağa kalktım. Dudaklarım kımıldamadı masamın üstündeki eşyalarımı göğsüme topladım . Arkamı dönüp o bedenden, bedenin içindeki ruhtan en uzağa gelecek yere ilerledim camdan uzağa duvar dibine ilerledim . Masanın üstüne eşyalarımı yavaşça koyup yüzümü o tarafa dönmeden karşıma katım o kadın ve adam dikmiş gözlerini yüzüme bakıyordu ,kız yavaşça arkamda bıraktığım masaya baktı sonra tekrar gözleri gözlerimle buluştu . Yüzünde oluşan küçük beli belirsiz gülümsemesi kaşlarımın çatılmasıyla hızla kayboldu önüne döndü yanındaki çocuk yavaşça önüne dönerken onunda suratında ne zaman oluştuğunu bilmediğim gülümseme kaldı ama gözleri bende değildi direk arkamda bıraktığım masaya bakıyordu . Sınıfa giren hocayla bütün gözler ona dönmüştü … &&& Kitapların arasında gezerken içime dolan huzur karışımı olan koku gülümseme sepep oldu . Gökyüzü karalık bir bulutla kaplanmıştı , kütüpanenin içindeki loş ışık bedenim üstünde dans ediyordu sanki , gözlerim önümde ki rafların içinde gizlenen kipatlardan birini bile kaçırmak istemezcesine dikkatle dolanıyordu . Parmaklarımın deydiği bir deri gibi sayfaları kaplayan katman içimde bir mutluluk oluşturuyordu . Parmaklarımın tanındık gelen gelimeler üstünde durdu ansızın , aradığım sözcükler kalın bir kitabın üstünde yazıyordu uzanıp kitabı kollarımın arasına aldım . Sanki kitabın üstündeki yazılılar ışık saçıp gözlerimi kamaştırıyor gibiydi . Göhsüme bastırdığım kitap ve sağ elimde tutuğum küçük sepetle ilerledim , gözlerim hem atığım adımlara hem de yerleştirilmiş masalara bakıyordu . Ayaklarım boş sandaleli ama içi dolu olan masada kaldı , masayı dolduran ağaç kabuğu gözler gözlerimi bulduğunda yanındaki kişiler gözlerini kaldırıp yüzüme bakmıştılar . Ağaç kabuğu gözler ayağıyla boş sandeleyi kendine doğru çekip masayla ara bıraktı, bana gözleriyle işaret ederken masadaki insanlar dikkatle beni izliyordu etrafıma bakındığımda, arkamda hissettiğim beden duraksama sebep oldu “ merak etme benim, Nevra” sesi kesilip ellimde sıkıca tutuğum sepet kaydı parmaklarımın arasından, ilerledi önümde uzun saçları hafifçe sırtında oynayarak peşinden ilerledim , sanki başka bir seçeneğim yokmuş gibi ilerledim . Masaya geldiğimizde masada oturan çocuk, yavaşaca başını kaldırıp indirdi , dudakları kıpırdamadı aynı karşılı ben ona verdiğimde okuduğu kitaba geri döndü . “Sen kuzenime bakma pek konuşkan değildir” ne oluyordu burada bir şey anlamıyordum , masalsı anımdan çekip almıştı sanki bu kadın beni gözleri gözlerime dikkatle bakmaya başladı , odağı sadece benim gözlerim gibi yavaşça oturdum . Sepetteki kitapları çıkartıp kucağımdaki kitaba baktım karşımdaki çocuğun ilk kez sesi çıktı anlamadığım bir dilde konuşmuştu ilk defa duyduğum bir dil “ araştırmaya başlamış”dedi kadına doğru , kadın ona cevap verdi gülümseyerek “ evet ben demiştim beyaz çiçek topraktan filizlendi diye”. Gözlerim ikisinin üstünde gidip gelirken öksürdüm kadın hızla bana dönerken “ Hangi dil konuşuyorsunuz bilmiyorum ama benim yanımda benim dilimi konuşursanız sevinirim , yanımdakilerin anlamadığım sözcükler kullanmasından rahatsız oluyorum” dediğimde kızın yüzüne sanki güneş vurmuş gibi gülümsedi yanındaki çocuğa döndüğünde çocuğa baktım gülümseyerek bana bakıyordu .“ Kusura bakma kuzenim konuştuğumuz dili konuşamıyor da anlıyor ama biraz zor iletişime giriyor insanlarla ,ondan onla takılmak zorunda kalıyorum” göz kırparak kurduğu cümle sadece başımı yavaşça sağlamam sebep oldu . Kızın herkes gibi olan gözleri dikkatle yüzümü incelerken “ güzel bir ruh güzel bir kadın son toğum , beyaz çiçeğin yeşerip seninle tohum verecek olması Ezrak, inanılmaz yerinde olmak isterdim” duyduğumda gözlerim çocuğu tekrar buldu. “ Karanlık ormanı neden araştırdığını merak ettiğini sordu” kız yüzü bana dönük çümle kurarken , gözlerim ona dönüp tekrar çocuğa döndü. Hafifçe gülümsediğimde yüzünde şaşkın bir ifade oluştu. “ İnsan merak ettiği şeyleri araştırır bende dibimde olan yaşam topluğunu merak ediyorum” önüme dizdiğim kitapları gösterip “ içindeki canlıları , efsaneleri , onla ilgili olan makaleleri onu merak ediyorum bu yüzden”dedim. Çocuğun yeşil gözleri aynı birkaç saat öncesi gibi gözlerimde takılı kaldı. “ Onu derken ormandan bahsediyorsun değil mi nevra” başımı kıza dönüp yavaşça sağladım . “ Çocukluğum o ormanın etrafında geçti her düşüm her adımı gören hep nefes alıp içinde yaşayanlara soluk olan orman benim için normal ormandan fazlası , bir dost, sırdaş gibi düşüne bilirsiniz . kilitleyip gömdüğüm tüm düşüncelerim o ormanın her ağacının köklerinin arasında gibi biraz fazla yakınım galiba “ dediğim şey onun kıkırdamasına sebep olurken “ tam olarak tanışmadık , ben Afra karşında oturan Evran” başımı aşağı yukarı sağlayıp memnun oldum dedim . Kızın gözlerine baktığımda yüzümü incelediğini fark etim , hafifçe gülümseyip . Önümdeki kalın kitaba döndüm “ bir şey sorabilir miyim yanlış anlamazsan tabi” başımı aşağı yukarı sağlayıp , yavaşça gözlerine çıkardım gözlerimi “hiç denedin mi o ormana girmeyi ?” dudaklarım kendiliğinden yukarı kalkarken ellerimin arasındaki kitabı yavaşça kapattım bütün ilgimi kıza döndüm . “ küçüken beş altı yaşlarındayken , annem bahçede çamaşırları asarken bende etrafında dolanıyormuşum çocukluğumdan beri ,tabi annemlerin söylediği şeyler bunlar , her hayvana merakla bakar ve onlara ulaşmaya çalışırmışım ,o günde annem bir tilki gördüğümü normalde olan şey gibi gülümseyerek yanımda ona bakmış ama ansızın abimin anne diye bağırmasıyla annemim tüm ilgisi abime dönmüş bende o sırada tüymüşüm tabi “ ikisine baktığımda yüzlerinde kocaman bir gülümseme vardı . Derin bir soluk aldım ciğerlerime doldurdum. “ Sonra annemler iki gün boyunca beni aramışlar ama ben bezimden tutan bir tilkinin ağzında kapının önüne bırakılmışım . çok şaşırtıcı değil mi , annem sanki senden bıkmış gibi bıraktı kapının önüne diyor gözlerinde yaramaz bir çocuğa bakıcılık yapmaktan bıkmış bir ifade varmış” “ afra” diyip karşımdaki çocuk gülerken kızda gülmeye başlamıştı onun adını söyler gibi değil de başka birinin adını der gibiydi . Kulaklarımın arkasında “ şşşş sesiz olun biraz” diye öfkeli bir ses konuştu kaşlarım çatılı ona doğru döndüğümde ağaç gövdesi gözler çatık kaşlar altından evrana bakıyordu . “ birileri kızdı galiba” evranın yamuk konuşmasıyla hızla gözlerim onu bulmuştu hafice gülümsedim. “ hayatının içine sokmadığın insanlar, sana ulaşmak için tepkiler verirler evran , bunlardan en fazla görüleninde öfkedir kendi yerine başka biri geçtiğini sanırlar ama aslında o yer hiç onlara ait olmamıştır.” “ haklısın .”dedi . Yanımdaki ince bedenden öfkeyle çıkan kelime beni şaşırtmıştı onun gözleri farklı sesi farklı gibiydi başımı sağladım ama o bana bakmayıp gözlerini ağaç kavuğuna dikmişti “ afra “sesim onların öfkeli bakışmasına duvar gibi bölmüştü afra yerinde sıçrayıp hızla bana döndü gözleri gözlerime bir an boşluğa bakıyor gibi baktı. Sonra hızla doldu gözlerinin içindeki odacıklara ruhu . Ellimin altındaki kitabı açıp tüm dikkatimi kitaba verdim…. Cebimde hissetiğim titreşimle ayağa kalkıp telefona baktım .Ekaranda büyük harflarle abim yazısını görünce kulağıma yerleştirdim “ bir dakika abi” o konuşmadan konuşmuştum hiç kimseye bakmadan kapıya doğru yürüdüm “ çiçeğim ne zaman aliyim seni okuldan ne zaman bitter okulun” dudaklarımdan bir soluk döküldü kapıyı açıp dışarı çıktım . “ kütüpanedeyim işin bitmişse gelip alabilirsin abi sorun yok” “ tamam güzelim yarım saat sonra ordayım.” dudaklarımın arasından tamam koptu . Kütüphaneden gelen yüksek gürültü ile kapıyı açıp ilerledim .Noluyordu her adımım , iki saniyede oluşan kalabalığa yaklaşıyordu. Bedenlerin arasından geçtiğimde afra ve ağaç gövdesi çocuğun birbirinin yakasını tutuğunu gördüm gözlerim büyürken evrana döndüm durmuş sadece bekliyordu sadırgan hazırda bekleyen bir köpek gibi afraya bakarak ,sanki dudaklarının arasından çıkan kelimeye odaklanmış gibi ona odaklanmıştı . Yürüyüp ikisin yanında durdum, kütüphanede insanların odak noktası ben olmuştum şimdi bu durumdan hoşlanmadım hem de hiç . Gözlerim ikisin arasında dolaştı sanki gözleriyle anlaşıyor gibilerdi tuhaftı bu durum ,öksürdüm bana dönmediler. Etrafıma baktığımda insanlar merakla izliyordular onun arkadaşları sırıtarak izlerken .“ abi bir kadına el kaldırmayacaksın değil mi?” diye dalga geçercesine konuşmuştu ama afra sanki onu duymamıştı. “ kelimelerim seni rahatsız etmemesi gerekiyor afra değil mi ,yoksa kıskanıyor musun benim Nevramı ?” afranın gözlerindeki ışık sönmüştü sanki hızla evrana baktığımda sırıtıdığını gördüm. “ lan ben seni bir…” sözleri koluna sarılan parmaklarımla kesildi , ince kolunu hızla kendime doğru çekmemle onları ayırmıştım. Sinirlerim mantığımla savaş içine girmişti , gözlerim ağaç kabuğu rengindeki gözlere kenetlendi . Kaşlarımı çatıp ikisinin ortasına geçtiğimde bir adım gerilemiş ve gülümseyerek ellerini kaldırmıştı. “ sakin ol ateş parçası” dedi “ aklını kullanabilen bir adam olduğunu düşünürdüm ama sen ergenlikte takılı kalmış biriymişsin.” dememle çenesi kasılı yüzüme bakmaya başladı “ eğer etrafıma siyah bir mürekkebin bulaştığı gibi bulaşmaya çalışırsan genç adam, bu ateş parçası sadece seni yakmakla kalmaz anladın mı “ bana doğru atığı adımı tekrar attı .“ o küçük boyunla beni mi tehdit ediyorsun sen”dedi. Başımı yukarı kaldırıp gözlerine öfkeyle baktım. “ ben küçük boyumla değil senden fazla olan zekamla seni uyarıyorum, tehdit etmek böyle olmaz . Akıllı biri olmayı öğren ve kendinden büyük insanlara bulaşma zekan yetersiz kalır benimle tartışmaya.” ıslık sesleri gelirken öfkeyle çıkan sese baktım. “ Bu sesi çıkaran aptal şuan kütüphanedeyiz farkındaysan” kalabalığa söylenen cümle ile hızla arkamı dönüp afrayı çekiştirdim .“ sende her şeye atlayan kedi olma ”dedim. Masaya gidene kadar kolunu bırakmadım ondan bir cevap gelmedi kitapların yanına geldiğimde kolunu bıraktım . Kitapları sepete koyup arkamı döndüm ama dönmez olaydım . Burnumun açısıyla yüzümü buruşturup kafamı kaldırdım afra yine sanki başka birimiş gibi yüzüme bakıyordu kımıldamadan dimide duruyordu. Gözleri korkutucu bir hal aldı sanki yüzünün arkasında başka bir yüz varmışta o gelmişti . “ Bir daha kavga ederken , ayırma” sesi kısık ama net bir şekilde çıkmıştı. Kaşlarımı çatıp onu ittirdim “ ayırmam afra ” neden kırılmış gibi hissediyordum ki hızla yanından yürüyüp ortada duran ağaç kabuğu gözlere baktım . “ barın sakin ol” gözlerim onun arkadaşın tutuğu ellere baktığımda hızla elleri çekti gözlerine çıktı yine gözlerim kaşımı hafifçe kaldırdığımda, “ büyük konuşmamayı sana öğreteceğim Nevra sonra adımı aklına kazıyacaksın duydun mu ” gözlerimi devirip ilerledim arkamdan hızla gelen adım sesleri vardı .
Ne saçma bir olay yaşıyordum ya “ nevra ” yamuk diliyle konuşan evrana döndüm gözleri gözlerime değdi sonra arkaya bakıp hala masanın önünde put gibi duran afraya baktı. Evrana döndüm “ onun kusuruna bakma olur mu o biraz şey şey yani ” “hassas mı” hızla başını sağladı . Önüme dönüp gözlüklü kadına baktım dikkatle yüzüme bakıyordu . Kitapları bana doğru ittirdiğinde benden önce evran uzandı ellerini hızla tutum “ bence uzak dursak daha iyi evran” elleri donup kalmış gibiydi . Gözlerine bakdığımda boşluğa bakıyor gibi bakıyordu yüzüme ellerini yavaşça çekti , “ bir kavga yüzünden mi ” sesi kısık çıkmıştı gülümsedim hafifçe kitapları kucaklayıp bütün vücudumu ona çeviridim. “ hareketler önemlidir evran ve ben değer verdiğim insanları hayatıma sokmayı tercih ederim öz ve net ,olanları korumaya çalıştığımda beni terslemeyecek insanları anlıyor musun.”dedim. Gözleri yüzümün her yerinde dolaştı “ onun sen olduğunu düşünmüştüm ama yanılmışım galiba” yüzüme kırık bir gülümseme kondurum başımı aşağı yukarı sağlayıp “ yanılmışsın Evran ben o değilim” dedim. Yavaşça arkama dönüp büyük bir adım atım arkamdan adımlar geliyordu , kapıyı açıp dışarı çıktım ilerledim … Bahçeden çıkıp kapının önündeki abime gülümseyip arabaya ilerledim .Kitapları arka koltuğa koyup başımı kaldırdığımda afra ve evran kapının önünde bana bakıyordular dümdüz suratlarıyla arka kapıyı kapatıp ön koltuğa oturdum . Araba çalışıp onların arkamızdan gözükmeyeceği kadar ilerlediğinde yüzümdeki kırık gülümseme silindi abime baktığımda “ noldu” dedi derin bir soluk aldım .“ Noyan olman gereken bir konu var abi” kaşları çatıldı , çenesi kasıldı gözleri iki saniye bana bakıp tekrar önüne döndü derin bir soluk alıp verdim ve olayı abime anlatmaya başladım …
Evin önüne parkedilen arabadan indiğimizde , yüzümü hızla ormana cevirdim “ nevra” “ geliyorum abi” dedim abimin ayak seslerini duymaya başladığımda ilerileyip ormanın yanına yaklaştım , elimi dibimde duran kalın gövdeye bastırıp derin bir nefes verdim “ hata mı yapıyorum karanlık orman , her kırılışımı hissetiğimde geri çekilmem hatamı senin gibi güçlü duvarlar örüp korkutmam hata mı” gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim . Anlımı ağacın sert gövdesine yasladım. Gözümden akan küçük damla yüzümden yavaşça akıp toprağa düşütüğünde uzaklaştım ondan ellerim ayrılmamıştı ağaçtan, hafifçe gülümseyip ağaçlara baktım elimi onla vedalaşır gibi iki kez hafifçe vurdum “ görüşürüz” … &&&
Yatağımdan zorla gözlerimi açarak kalktığığım da kulağımın içine doğru fısıldayan sesler ayaklarımı harekete geçirdi , Odadan çıktım sanki bedenimi kontrol eden ben değildim . Merdivenlerden inerken evin içindeki karanlık, çok aydınlık gelmişti bana dış kapıyı açtım . Gözlerimin önüne gelen yıldızlı gökyüzü bedenimin üşümesine sebep oldu , istemsiz koları mı vücuduma sardım ilerledim ormanın önüne geldiğim an , içinde yanıp sönen ışıklar vardı . Işıklar uzun süre yanıdı sonra bir anda söndü , aynıp söndü bunu dört kez yaptılar ,yine uzun bir süre yandı sonra söndü kısa ,uzun,iki kez yanıp söndü ve uzunca yanıp söndüler. (-. . ...- .-. .- / Nevra) Derin bir soluk verdim ışıklar tamamen kapanırken bedenim sanki topraktan gelen birkaç el tarafınfan toprağa doğru çekiliyormuşum gibi yere düştü . Ben bedenimin kapanmış gözlerine yerde cansız gibi yatan vücuduna üsten bakıyor gibiydim . Ormanın içinde kopan çığlık ile bütün bedenim oraya döndü sanki alevler içinde gibi yanıyordu ama ne ateş vardı nede odun kokusu . sadece sesler geliyordu ateşin içinde yanan odun sesleri . Büyük bir adım attım ona doğru , sanki yabileçeğim bir şey varmış gibi . Buna rağmen hareket dahi edemedim . Gözlerim önün ormandan çıkan kızıl tilki geldi , açalesi yokmuş gibi yürüyordu , yavaşça bir ipin üstünde yürür gibi dizlerimin üstüne çöktüm . Ben istememiştim , önüme kadar gelip oturdu ve yüzümde bir şey arar gibi baktı yüzüme . Gözlerim ormana dönerken orda insan siluetlerini gördüm .Ama çok uzakta gibiydiler , gölge gibi duruyordular ağaçların yanında hafifçe gülümseyip tilkiye döndüm . net bir rüyadaydım saçma sapan olanlardan etkisinde kaldım kesin bugün bir şeyden . Ellimi uzatıp tilkinin başının üstüne koyacakken dişlerini göstermesiyle ellim hava kaldı . Ellimi yumruk şekline geldiğinde toprağa koydum ,gözlerim yanımda boylu boyunca uzanan bedene döndü sonra tilkiye dönüp bağdaş kurdum yerde . “ Yine rüyama girdin ,bu kez ne yapmamı istiyorsun kızıl tilki “ kuyruğunu yavaşça sağa ve sola salayıp kafasını bacaklarımın üstüne koyarak uzandı . Derin bir soluk alıp verdim. İki ellimi arkama koyup gökyüzüne çıkardım gözlerimi , burnuma gelen güzel koku ile gülümsedim . “ Bu gün birini kırdım ve biri tarafından kırıldım tilki , biri bana düşman oldu diyeri bana yakın olmaya çalışırken köklerini kopardım .” gözlerimi ormana çevirip , “ benim o olmadığımı düşündü ,artık bahsettiği kadın kimse o değilsin dedi .” “ o değilim dedim bende”. Tilkiye baktığımda yeşil gözlerini yüzüme dikmişti , gülümsedim başımı eğerek “ bundan sonra canım dostum bir adım atana on adım atmayacağım , onun yerine bir adım attıp bekleyeceğim sende öyle yap . Sana hırlarsa bekle hareket edince saldır tamam mı” gözlerimin içine anlarmış gibi baktı dudaklarımın arasından gür bir kahkaha koptu. “ halime bak ya rüyada çocukken gördüğüm tilkiyle konuşuyorum , delirmeye başladım iyicene ben” sesim yankılandı etrafımda . gür bir ses duyuldu ,sanki bir şeyle duvar gibi bir yere vuruyor gibiydiler . gözlerim tilkiye döndüğünde tilkin orda olmadığını fark ettim . hızla ayağa kalkıp sağıma baktığımda bedenimde yoktu ve gür ses gittikçe artıyordu . Koştum ormana doğru ,yetişmem gereken bir yer var gibi koştum … |
0% |