@sucedebiyati
|
... Bomboş beyaz bi oda ve kilitli mor bir kapı. Beş yaşındaki Davin rengini seçemediği sandalyeye oturmuş karşısındaki adamın keman ezgisini dinliyordu. Adam uzun parmakları ile kavradığı keman sapını farklı hızlarda indirip kaldırıyor, mükemmel bir melodi ortaya koyuyordu. Davin bir süre adamı izledi. Kemanın sesinde ona huzur veren hiçbir şey yoktu. Sadece dinlediği melodi bağımlılık yapıyordu. Takim elbiseli adam elindeki kemanı yavaşça bırakıp ufak Davin'e döndürdü bulanık suratını. "Ee, beğendin mi?" Davin bri süre düşündü. Beğenmiş miydi? "Güzel çalıyorsunuz bayım." Diye cevap verdi bir süre sonra. "Ritmi öyle bir tutturuyorsunuz ki insanın sürekli dinleyesi geliyor! Ki ben daha kemanın sopasını bile tutamıyorum!" Takım elbiseli adam kahkaha attı. "Merak etme, yakında benden bile iyi çalacaksın kemanı!" Çocuğun saçlarını karıştırıp yüzüne doğru eğildi. Davin adamın yüzünde şeytansı bir ifade hissetti. "Ha, kemanın sapını tutma meselesine gelirsek.." "Gerekirse onu elizine çivilerim Davin!" ... İki polis Davin'in hastane odasına gelmişlerdi. Yanlarında dövmeli ve Seth tarafından uyarıldığı için hala kızgın olan Clifford oturuyordu. Connel korku ile Davin'in elini sıktı. Daha az önce gelmişti ve ilk defa böyle bir ortamda bulunuyordu. Ama Davin artık korkmuyordu. Connel'ın abisi Shaw da buradaydı çünkü. Geçirdiği hafıza kaybından sonra onun her anında yanında olan iki kişi buradaydı. Yani güvendeydi. Luke dosyaları karıştırırken Vance halinden çok memnun olmayan Seth ile konuşuyordu. Çalışma alanının işgal edilmesinden hiç hoşnut görünmüyordu. "Evet!" Diye söze başladı Luke. Koyu kahve saçlara ve olgun bir yüze sahipti. Ne var ki Vance'den çok daha genç ve dinç gözüküyordu. "Öncelikle bu odada bulunan herkesin şimdilik birinci dereceden şüpheli konumunda olduğunu belirtmek isterim. Hepiniz önce aynı ortamda, daha sonra ayrı ayrı sorgulanacaksınız. Sorgulama sürecini bu şekilde ikiye ayırdık. Birinci ve ikinci oturumda konuşulanlar tamamen farklı olacağı gibi ayrı ayrı konuştuğumuzda hepinize farklı sorular sorulacak." Luke nefes aldı. Sorgu düzeneğini tek seferde anlatmaya çalışmak onu biraz yormuştu. Luke'un sessizliğini fırsat bilen Vance yanlarına gelip polis dedektifi ortağının kaldığı yerden devam etti. "Luke'un bahsettiği ilk oturum şu anda gerçekleşecek. Diğer oturumlar için şimdilik bir şey söyleyemem. Tamamen vereceğiniz cevaplar ve daha sonrasında yaşanacak olaylara bağlı." Seth tam karşı çıkacaktı ki Vance onu eliyle susturdu. "Sen şüpheli değilsin doktor. Ancak yanımızda dur çünkü kurbanın bedenini inceleyen ve belki de dava hakkında bize en önemli bilgileri verecek olan kişi sensin." Seth kafasını onaylar biçimde salladıktan sonra oturuşunu düzeltti. Eskisi kadar arkadaş canlısı gözükmüyordu. "Peki ya ben!" Sert ve isyankar çıkan ses ile herkes Clifford'a döndü. "Derken?" Vance'in ilgisiz ve bıkmış cevabı ile Clifford yerinden fırladı. "Kendi kardeşimi katletmekle mi suçlanıyorum dedektif?" Vance sınırlı genci şöyle bir süzdükten sonra küçümseyici bir tavırla cevap verdi. "Kardeşini öldürdün diye burada tutmuyoruz seni. Onun tek aile bireyi olarak velisi konumundasın." Yan gözle bir bakış attıktan sonra devam etti dedektif. "Şüpheli olup olmayacağına da biz karar vereceğiz. Tabii sorgudan sonra." Clifford şimdi gerçekten dedektif Vance'in suratına bir tane çakacakmış gibi duruyordu ancak kendisini tuttu ve sandalyesine geri çöktü. Luke dosyaları itina ile kontrol ederken Vance iç geçirdi. "Başka sorusu olan yoksa kurallar ile başlayalım." Herkes, doktor Seth dahil, başı ile onayladı. "Kurallar aslında oldukça basit fakat daha önce hiç böyle bir ortamda bulunmadığınızı, veya polisiye filmi izlemediğinizi, varsayarak kısaca üzerinden geçeceğim." "Size soru sorulacak ve siz sadece sorulan soruya cevap vereceksiniz. Olayı başka bir yere çekmek veya soruya soruyla cevap vermek sizi daha da şüpheli konumuna getirir" "Soruyu kişiye soracağız. Kişinin velisi de olsanız, bay Shaw sizden söz ediyorum, eğer soru kişiselse lutfen araya girmeyin." "Herkes soruya cevap vermeme veya sessiz kalma hakkına sahiptir. Sorunun cevabını vermek istemediğiniz takdirde sizi hiç kimse zorlamaz fakat bunun bir cinayet vakası olduğu göz önünde bulundurulursa üzerinizdeki şüphenin artacağını varsayabiliriz." "Soru sırası diye bir şey yok, tamamen kendi kafama veya verdiğiniz cevaplara göre soracağım. Eğer sizden istenen cevap 'evet' veya 'hayır' ise lütfen bu iki kelimeyi kullanın. Açıklama istediğimiz bir durum olursa açıklama yaparsınız. Vance odadaki herkese goz gezdirdiler sonra kafasını salladı ve geri çekildi. Luke öne çıktı. "Sorularınızı sorgulama tamamen gittikten sonra alacağız ve doktorumuz Seth bize otopsi raporunu sunacak. Şimdi izninizle başlayalım." "Aranızda Edwin'i en son gören kişi kim?" Dave ürkekçe elini kaldırdığında Luke ona döndü ve sorusunu yöneltti. "Son konuşmalarınızı kısaca anlatır mısınız Davin?" Dave yutkundu. Tüm gözler üzerindeymiş gibi hissediyordu. özellikle Clifford'unki.. "Saat 21.45 sularında, sahneye çıkmadan hemen önce gördüm onu. Biraz konuştuk ve sarıldık. Daha sonra bana gec kaldığımı söyledi ce sahneye çıkmam için ısrar etti. Onu bir daha görmedim." Luke hızla dosyanın sayfalarını karıştırıyordu. "Anladığım kadarıyla gösteriniz iki parçadan oluşuyor." Elini dosyanın üzerinde yavaşça hareket ettirdi. "İlk başta uzun bir süre çalıyorsunuz daha sonra ara veriyorsunuz ve son bir şarkı ile bitiriyorsunuz." Eli sayfanın tam ortasında durdu. "Bu verdiğiniz arada Edwin'i görmediniz mi? Sonuçta sizin menajeriniz değil mi?" "Evet bize de garip gelmişti ancak ortalıkta görünmüyordu. Son zamanlarda biraz fazla içtiği için alkollü içecek almaya gittiğini düşündük. Yakınlarda surekli uğradığı bir market var. Oranın kokteylleri hoşuna gidiyor." Luke Seth'e döndü. "Doktor, kurbanın kanında aşırı miktarda alkole rastlandı mı? Evet veya hayır diyin lütfen. Daha sonra morgda boza açıklarsınız." Seth kendinden emin bir şekilde başını aşağı yukarı salladı. "Evet." Luke aldığı cevap ile kağıda bir şeyler çiziktirdi ve bu sefer Connel'a döndü. "Aslında bu soruyu Davin'a sormayı planlıyordum ama sana sormak daha iyi olur herhalde. Sonuçta olayların yarısında bilinci kapalıydı." Derin bir iç geçirdi ve devam etti. "Davin ikinci defa sahneye çıktığından beri olanları önemli olduğunu düşündüğün yerleri atlamadan, yanı biraz ayrıntılı bir şekilde anlatır mısın?" Connel titrek bir biçimde nefes aldı. Sorgu başladığından beri, hayır, odaya ilk adımını attığından beri hiç konuşmamıştı. Bu olay onda travma bırakmış gibiydi. "Davin ile sahneye çıktık ve şarkı söylemeye başladık. İlk başlarda her şey iyi gibiydi ancak daha sonra tavan sallanıyormuş gibi hissettim. Gerçi o an bunu çok umursamadım çünkü sahnenin barı ne kadar tercih edilen bir şey olsa da o kadar yemi değil ve bazı yerler tadilat gerektiriyor-" "Affedersin normalde bölmem ama evet hayır mabında kısa bir cevap vermeni istiyorum. Bastığınız veya elinizi koyduğunuz yerler gıcırdar veya çöker miydi?" "Evet." Diye kısa bir cevap verdi Connel. Dave de ona katılıyordu. İkisi bunu Kane'e çok şikayet etmişti ancak onun da eli kolu bağlıydı. sonuçta o sadece müdürdü, sahnenin sahibi degil. "Tamam devam et." Luke defterine hızlıca bir şeyler yazıp çizerken Connel kaldığı yerden devam etti. "Her neyse, sesleri çok umursamayıp çalmaya devam ettik. Tavan çökecekmiş gibi çatırdadığında çalmayı bıraktım fakat Davin duymamış gibiydi. Tam ona seslendiğim anda ise tavan çöktü ve Edwin'in kanlar içerisindeki cesedi Davin'in üzerine düştü." Connel burada biraz duraksadı. Abisi Shaw hemen kardeşini sarmaladı ve saçlarını okşadı. Dave arkadaşının elini sıktığında sarışın oğlan derin bir nefes aldı ve kaldığı yerden devam etti. "Hemen başına toplandık. Her yer kan içindeydi. Bir yandan mekanı boşaltmaya uğraşırken bir yandan Dave'i uyandırmaya çalışıyorduk. Birisi sonunda polisi ve ambulansı aramayı akıl etti. Ambulans beklediğimizden daha kısa sürede geldi. Böylece Dave hemen hastaneye yatırılabilmişti. Edwin içinse artık çok geçti.." Etraf kısa süre sessizliğe büründüğünde Vance konuştu. "Burada eksik bir şey var. Davin, sizinle orada ilgilenenler sadece Edwin ile Clifford mu?" "Hayır.." diye cevap verdi Davin gergince. "Sahnenin müdürü Kane de var.." Vance "Tahmin etmiştim.." diye mırıldandandıktan sonra Connel'a döndü. "Bay Kane bu olaylar olurken nerdeydi?" Connel bir süre düşündü. Daha sonra boğazını temizledi ve sessiz ama net bir şekilde cevap verdi. "Hiçbir fikrim yok. Olaylar olurken onu görmedim." Sessizlik. Yaklaşık bir dakika süren sessizliğin ardından Vance'in boğazını temizlemesiyle Luke kendine geldi ve Shaw'a döndü. "Siz Connel'ın velisi oluyorsunuz ve Davin'in de vekaletini bulunduruyorsunuz doğru mu?" "Evet." "Tamamdır, size ikinci oturumda bu ikili hakkında sorular sorulacak." "Uygundur." Luke başı ile onayladıktan sonra Clifford'a döndü. "öz kardeşiniz mi?" "Hayır. Anne ve babamız daha sonra evlendiler. Şu anda ikisi de ölü o yüzden tek ailesi bendim." Sonra biraz dudağı titredi. "Tamamdırz fakat benim merak ettiğim bir şey var." Dosyalarını tekrardan kontrol etti. "Sizi biz aramadık, bu odadan herhangi biri de aramadı. Öyleyse size kim haber verdi?" Clifford hepsine bir bir baktı. "Garip olan da bu zaten." "Çünkü beni arayıp haber veren kişi WWH sahnesinin müdürü Bay Kane'in ta kendisiydi." Ortama gerici bi hava hakimken Vance yeniden boğazını temizledi. Luke mesajı almış olmalı ki elindeki dosyayı hızla kapatıp yanındaki masaya koydu. "Evet, sorgunun birinci oturumu burada son buldu. Şimdi durumu daha iyi kavramanız açısından biz geldikten sonra neler olduğunu açıklayacağız." "Olay yerine geldiğimizde tıpkı Connel'ın dediği gibi mekan boşaltılmıştı ve ambulans bay Davin'i çoktan götürmüştü. Aslında WWH sahnesinin yöneticisi olan bay Kane'i aradık fakat ortalıkta görünmüyordu" Vance biraz durup Clifford'a baktı fakat olayı bölmeden kaldığı yerden devam etti. "Cesedi incelediğimizde göze çarpan ilk şey, kurbanın eline çivilenmiş keman sapıydı." Davin yerinde kıpırdanınca Vance soran gözlerle Connel ve Shaw'a baktı. "Davin yetimhaneye verilmeden önce bir hafıza kaybı geçirdi." diye cevapladı Connel. "Yetimhane öncesi hatırası yok fakat kemanlardan korkuyor." Vance onaylayarak kafasını salladı. "İlk başta tek ipucunun bu olduğunu sandık fakat yanılmıştık. Cesedi incelediğimizde alnına çivilenmiş daha önemli bir şey bulduk." "Bir bilmece." Luke'un araya girmesi ile odadakiler yerlerinde kıpırdandılar. "Sürekli karşılaştığımız türden bir vaka değil fakat eşsiz de değil. Bizi asıl korkutan şey bu not oldu çünkü sadece yakalanmak isteyen katiller arkalarında ipucu bırakır." "Ve bu aradığımız kişinin seri katil olduğunu gösteriyor. Bizimle oyun oynuyor ve kendi kendine bilmeceler oluşturuyor. Birden fazla cinayet olabilir çünkü hiçbir oyun tek turda bitmez." Vance eli ile Luke'a işaret verdiğinde dedektif hemen dosyayı açtı ve minik, kana bulanmış bir kağıt parçası çıkardı. "Bir nesne arıyorsunuz. Bunu yapan kişi çoktan sattı, satın alan kişi kullanmadı, kullanan kişi görmedi." "Bizim küçükken cadılar bayramında sordugumuz bilmecelere benziyor.." Clifford'un konuşması ile herkes irkildi. Çocuk kendi kendine mırıldanmıştı. Kaşlarını çatmış olayları anlamlandırmaya çalışıyordu. Kısa bir sessizlikten sonra Vance bitirmek istermiş gibi konuştu. "Evet, sorusu olan var mı?" Herkesin sus pus olduğunu görünce başından beri sessizce dinleyen Seth'e döndü. "Evet doktor, otopsi raporunu almaya hazırız." ... Altı kişi morgdalardı. Clifford ilk başta gelse mi gelmese mi bilememişti. Kardeşinin ölü bedenini görecekti sonuçta.. Ama her şeyi duymak ve bilmek istiyordu. Böylece daha fazla ipucu toplayabilir ve kardeşinin katline sebep olan adama biraz olsun yaklaşabilirdi. Seth kurbanı morgdaki yerinden yavaşça çıkardı ve üzerindeki örtüyü açtı. Edwin tanınamaz hale gelmişti. Vücudunun her yerinde kesikler ve yariklar vardı. Sağ eli ile alnındaki delikler derin gözüküyordu. Davin yan gözle Clifford'a baktı. Gördükleri karşısında ne hissedeceğini bilemiyormuşcasına ağzını açıp kapatıyordu. Davin 'Keşke onun yanında olduğumu ona hissettirebilseydim.' diye düşündü. 'Ama maalesef daha o kadar yakın değiliz.' Seth boğazını temizleyince herkes sustu. "Kurban dün akşam saatlerinde öldürülmüş, yani ceset bir günlük. Öldürmek için kullanılan silah çivi diyebiliriz. Kurban kafasına çivi çakıldığı anda kalp krizi geçirip ölmüş. Eline çakılan çivi ve diğer yaralar kurbanın ölümünden hemen sonra açılmış, yani katil her kimse ona ölmeden önce acı çektirmemiş." "En acısız cinayetler her zaman kafadan silah ile vurma ya da tıbbi ölümlerdir çünkü kurban daha son nefesini vermeden beyin fonksiyonları işlevini yitirir. Burada ilk vaka ile karşı karşıyayız." "Kurban daha dün akşam öldürüldüğü için kana karışmış bir zehir var mı diye bakmak kolay oldu ve sonuçları hemen elde ettim." Derin bir nefes aldı ve devam etti. "Kurbanın kanında gereksiz derecede fazla kaçak alkole rastlandı. Muhtemelen hemen ölmeden önce bir tane olsun tüketmişti. Aynı zamanda daha düşük miktarda ama devamlı bir biçimde kullandığını düşündüğüm ota rastladım." Clifford burada yüksek sesle küfretti. Tabii küçük kardeşinin o tip bir şeye bağımlı olduğunu öğrenmek hiç kolay değildi. Seth onu umursamadan devam etti. "Dahası ve beni de en çok geren şey. Vücudunda taciz kalıntıları vardı." Clifford kalkıp gitmeye yeltenirken Dave bir anlık özgüvenle çocuğun elinden yakaladı ve kendine doğru çevirdi. 'Sakin ol' diyen gözlerle baktı ona. 'Sakin ol çünkü seni tanımasam bile senin yanındayım.' Clifford bi an ne yapacağını bilemez halde ayakta öylece kaldı, daha sonra pes etmiş gibi yerine çöktü. Davin onun elini kavradı ve one güven verircesine sıktı. "Aslında bu ne kadar sarsıcı olsa da elimizdeki en büyük kanıt." Dedi Vance ve Seth'e döndü. "Kim oldugunu bulabilirsin değil mi? Yani, Edwin'i taciz eden kişi katildir buyuk ihtimalle?" "Çoktan baktım." Dedi Seth. Kafası karışmış gözüküyordu. "Ancak bulduğum kişinin katil olduğunu hiç sanmıyorum." Odadaki herkes ona anlamaya çalışan gözlerle bakarken Seth derin bir iç geçirdi. "Edwin'in bedeninde bay Kane'i DNA'sına rastlandı." Odadaki herkes donup kalırken Vance ayağa kalktı ve eliyle diğerlerine gelmelerini işaret etti. Seth dahil herkes odadan çıkıp geniş hole vardıklarında Vance konuşmaya başladı. "Luke yaz." Dedektif dosyaları çıkartırken Vance devam etti. "Bilinenler; katil bizimle oyun oynuyor, bir şekilde sahneyle ve sahnedeki kişilerle bağlantısı var, aynı zamanda bir tacizci." "Polis ve dedektif ekiplerinden WWH sahnesinin inşaat krokisini istediğimi söyle. Sahne bir süre kapalı duracak. Birde sahnenin sahibinden randevu al, sorgulanacak." Vance ona meraklı gözlerle bakan altı kişiye döndü. "Davayı alıyorum. Luke, ben ve polis artık hizmetinizde. Eğer hayatınızda herhangi garip bir olay yasarsaniz hemen bize bildirmeniz gerekiyor. Bildirmeseniz bile ben bir şekilde öğrenirim ve şüpheli durumuna düşersiniz." Vance Luke'u eliyle çağırdı ve ortamdan ayrılmaya hazırlandı. Tam kapıdan çıkarken ona aval aval bakan insanlara döndü. "Bu arada bulmacanın cevabı tabut, kilit noktamız keman ve bir sonraki kurban buyum ihtimalle bay Kane." Dedektifler odayı terk etti ve hastanedeki ekibi kafalarındaki düşünceler ile baş başa bıraktı... Hepsinin emin olduğu tek bir şey vardı. Bu sorgu tamamen doğruları barındırmıyordu. ...
|
0% |