Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@sude_den_oykuler

Hiç olmasını istemediğim bir gündeydim.

 

 

Ben evlendiriliyordum. Bakın evleniyorum demiyorum evlendiriliyorum diyorum.

 

 

 

Zorla, istemeye istemeye evlendiriliyorum. Ortaklık uğruna beni ateşe atıyorlar.

 

 

 

Bir duvar ile evlendiriliyorum...

 

 

 

Banyoya girip ılık bir duş aldım. Biraz da olsa rahatlamama yardımcı olmuştu.

 

 

 

Üzerime siyah sade bir elbise giydim ve saçımı dağınık topuz yaptım.

 

 

 

Saat 11.00'a geliyordu. Yiğit Karahanlı'dan şaşırtacak bir davranış geldi.

 

 

 

Benim istediğim saatte gelecekti. İnanabiliyor musunuz? Yiğit Karahanlı ilk defa kendi egosunu bir tarafa bırakıp benim dediğim saatte gelecekti.

 

 

 

Hazırladıktan sonra Çise'nin yanına gittim. Bugün benim için okuldan izin almıştı.

 

 

 

Yanına gidip oturdum.

 

 

 

"Günaydın Çise Öğretmenim."

 

 

 

Sesimi duyması ile hıçkırıklara boğuldu.

 

 

 

Aniden boynuma sarılıp omuzları sarsıla sarsıla ağlıyordu.

 

 

 

"Güzelim ne oldu?"

 

 

 

Benden ayrılıp cevap verdi.

 

 

 

"Ne mi oldu? Gerçekten hâlâ soruyor musun Ayla? Ya kızım bir şey yap. İstemediğin evliliği yapma. Sen sadece boyun mu eğeceksin! Kendine gel Ayla bu sen değilsin!"

 

 

 

Evet bu ben değildim. Söylenen her şeye boyun eğecek biri değildim ama mecburdum.

 

 

 

Bu hayatta zorla evlendirilmeye mecbur bırakılmıştım hemde öz babam tarafından.

 

 

 

Tehdit ede ede zorla evlendirilmeye mecbur bırakılmıştım.

 

 

 

Ben annemin mezarı ile tehdit edilmiştim.

 

 

 

Ne acı değil mi?

 

 

 

Çok acı ve ben bu acı ile karşı karşıya kalmıştım.

 

 

 

Annemin dirisinde yanında olamadım bari ölüsün de yanında olayım. Sırf bunun için her şeye boyun eğebilirdim.

 

 

 

"Mecburum Çise."

 

 

 

Onca söylenecek söz varken ben tek bir kelime söyleyebilmiştim.

 

 

 

Mecburum...

 

 

 

"Hiçbir şeye mecbur değilsin! Ya ben varım yanında. Seni korkutan şey ne?"

 

 

 

"Her şeyi anlattım sana. Yeter artık daha fazla acı çektirme bana. Annem için tamam mı? Bu olanların hepsine katlanmak zorundayım beni doğuran için, benim için canını feda eden kadın için en azından bunu yapmak zorundayım."

 

 

 

Şuan ikimiz de delirmişcesine ağlıyorduk.

 

 

 

"Hayatını mahvedeceksin. Kendini mahvedeceksin."

 

 

 

"Benim hayatım zaten mahvolacağı kadar mahvoldu."

 

 

 

Telefonuma gelen bildirim sesi ile gözyaşlarımı sildim.

 

 

 

Y:

 

-Aşağıda seni bekliyorum. Hazırsan in aşağıya.

 

 

 

Cevap vermeden ayağa kalktım ve Çise'nin ellerinden tuttum.

 

 

 

"Şimdi güçlü duracağız ve kimsenin bizi yıkmasına izin vermeyeceğiz. Hadi bakalım gösterelim Karanlılara gününü."

 

 

 

İkimiz de burukça gülümseyip aşağıya indik.

 

 

 

Arabanın önünde bize bakıyordu. Bakışından memnun olmadığı bir şey vardı. Bu apaçık ortadaydı.

 

 

 

"Bu ne hâl?"

 

 

 

"Ne varmış halimde?"

 

 

 

"Kızım cenazeye mi gidiyorsun? Tamam anladık gelinlik istemiyorsun en azından siyah giymeseydin."

 

 

 

"Evet cenazeye gidiyorum. Bu benim için bir düğün değil Karanlı sen sanırım hâlâ olayı tam anlamıyla çözemedin. Dur ben sana tekrar anlatayım ben zorla evlendiriliyorum. Ortaklık uğruna istemediğim bir evlilik yapıyorum hemde ölesiye nefret ettiğim adamla zorla evlendiriliyorum. Anladın mı şimdi neden siyah giydiğimi?"

 

 

 

"Ne halin varsa gör."

 

 

 

Şoför koltuğuna oturup sertçe kapıyı kapattı.

 

 

 

Şuanlık 1-0 öndeydim böyle de devam edecekti. Kendimi ezdirmeye hiç niyetim yoktu. Kiminle dans ettiğini er ya da geç öğrenecekti, öğretecektim.

 

 

 

Çise ile arka koltuğa oturduğumuz da sabır dilermiş gibi kafasını sağ sola salladı.

 

 

 

Ne o öne oturmamı falan mı bekliyordu?

 

 

 

Evin önüne geldiğimizde arabadan inip öylece bekledim.

 

 

 

Saatler sonra belki de dakikalar sonra şuan yanımda duran adam benim kocam olacaktı.

 

 

 

İstesem de istemesem de artık bu ailenin bir parçası olacaktım.

 

 

 

"Ne o yürümeyi falan mı unuttun?"

 

 

 

"Ben sana bazı şeyleri çok güzel unutturacağım günleri ip ile çekiyorum."

 

 

 

"Hay hay müstakbel karıcığım. Başım gözüm üstüne."

 

 

 

Gevşek gevşek konuşup sinirimi bozuyordu hayvan herif.

 

 

 

İçeri girdiğimizde her yer süslenmişti.

 

 

 

Benim aksime her yer bembeyazdı.

 

 

 

İçeri girerken gözüme çarpan kişi ise babam olacak adama takılmıştı.

 

 

 

Yanında sarışın bir bayan ile bizden önce buradaydı.

 

 

 

Nikah memuru geldiğinde masaya oturmuş ve o malum soruyu dinliyorduk.

 

 

 

Söz hakkı bana geldiği an duraksadım ve gözlerim bir babama bir de yanımda duran saniyeler sonra kocam olan adama kaydı.

 

 

 

Belki bir umut işaret görürüm diye taa gözlerinin içine baktım.

 

 

 

Sonunda pes edip ölüm fermanımı kendi ellerim ile imzaladım ve kendimi cehennem ateşine attım.

 

 

 

Aynı soru Yiğit'e sorulduğunda hiç tereddüt etmeden kabul etmişti ve imzaları atmıştık.

 

 

 

Hayatımda hiç bir kere bile görmediğim şahitlerimiz de imzalarını atmışlardı.

 

 

 

Ayağa kalkıp evlilik cüzdanını bana verdi.

 

 

 

Kesinlik bu şekilde hayal etmemiştim.

 

 

 

Yiğit Karahanlı bana doğru uzanıp alnımdan öptü.

 

 

 

"Hoşgeldin Ayla Karahanlı."

 

 

 

Ses tınısı o kadar rahatsız ediciydi ki... sanki daha çok cehennemime hoşgeldin dermişcesineydi.

 

 

 

Evet aşk bahçelerim bölüm hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum🖤 oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum🖤yıldızı parlatmayı unutmayın🖤

Keyifli Okumalar🖤

 

 

Loading...
0%