@sude_den_oykuler
|
Yiğit Karahanlı'dan;
Ayla'ya bu şekilde davranmak nedense canımı sıkmıştı.
Arabama binip şirkete doğru sürdüm.
Sözleşmeyi gördüğü an çok çaresiz görünüyordu. Ama bilmiyordu ki o sözleşmede Ayla'nın imzası yoktu ve o sözleşmenin geçerliliği de yoktu.
Ama en azından elimde bir koz vardı ve sabrımı taşırırsa bu kozumu kullanacaktım.
Şirkete geldiğim de odama geçtim ve biriken dosyalara gömüldüm.
Dosyalara tam odaklandığım esnada telefonum çaldı.
Arayan Alperendi.
"Ne var?"
"Sana da merhaba kardeşim."
"Hayırdır lan noldu?"
"Oğlum sen neden bu kadar sakinsin."
"Lan salak salak konuşup tepemin tasını attırma. Olmayan beynini sikmim."
"Neredesin sen?"
"Ne zamandan beri sana hesap verir oldum?"
"Lan oğlum evde misin bari onu söyle."
"Şirketteyim oldu mu?"
"Ee o zaman evden gelen kırılma sesleri ve çığlık sesleri ne?"
Evden kırılma ve çığlık sesleri mi geliyordu?
"Lan orospu çocuğu çığlık sesi diyorsun lan benim sesim o şekil mi? Harbi beyin yerine su taşıyorsun amına koyim."
"Abi bana niye kızıyorsun ya?"
"Kes sesini içeri gir! Bende geliyorum şimdi."
Sadece bir gün, bir günümüz sorunsuz geçsin başka bir şey istemiyorum.
Hızla odamdan çıkıp asansöre yöneldim ve o esnada Ayla'yı arıyordum ama aramama yanıt vermiyordu.
Şuan düşündüğüm şey olmaması için dua ediyordum.
Ayla gerçekten hırçın ve gözü kara bir kız. Bunu fazlasıyla anlamıştım.
Arabama binip hızla eve doğru sürdüm ve kısa sürede eve geldiğimde Alperen malı hâlâ kapının önünde bekliyordu ve içeride çığlık sesleri geliyordu.
"Lan niye girmiyorsun içeri ben ne dedim sana!"
"Abi açmadı kapıyı."
"Ulan beyinsiz herif kırsaydın kapıyı. Onu da mı ben sana söyleyeceğim."
Kapıya vurduğumda yüksek ihtimalle kendi çığlıkları yüzünden duymuyordu.
Kapıyı kırmaktan başka çarem de kalmamıştı.
Kapıya ikinci vuruşumda açılmıştı.
Hemen içeri doğru ilerlediğimde bu manzarayı kesinlikle beklemiyordum.
Benim güçlü sandığım kız şuan yerle bir olmuştu.
Salonun ortasına oturmuş deli gibi çığlık atıp ağlıyordu.
Ağlamaktan artık gözleri kanlanmıştı.
Yanına ilerleyip elinden tutmaya çalıştığım an kendini geri çekti.
"Bana dokunma! Senden nefret ediyorum bana dokunma. Hayatımı mahvettiniz yeter artık öldür, öldür beni yalvarıyorum öldür artık yaşamak istemiyorum yeter!"
Kurduğu cümle ile afallamıştım. Gerçekten ne olmuş olabilirdi ki bu kız bu hâle gelmişti.
Durumu sandığımdan da kötüydü. Sakin kalıp o şekilde konuşmalıydım.
"Ayla bir sakin olur musun? Neler oluyor burada gel oturalım anlat."
Sesimi olabildiğince sakin tutmaya çalışıyordum. Belli ki bir şeyden korkmuştu bir de ben korkutmak istemiyordum.
"Çek vur beni Yiğit sana yalvarıyorum. Ben dayanamıyorum. Benim gücüm artık yetmiyor ben nefes alamıyorum."
Artık gerçekten kafayı yemek üzereydim.
Dışarı çıkıp kapıdaki güvenliklere sordum.
"Neler oluyor burada?"
"Biz de anlamadık Yiğit Bey. Bir anda çığlık yükselmeye başladı ardından cam sesleri geldi."
"Ne zamandan beri böyle?"
"Yaklaşık 1 saat olmuştur Yiğit Bey."
"Lan bana niye haber vermiyorsunuz? Ben sizi burada ne diye tutuyorum!"
"Bizim o an aklımıza gelmedi Yiğit Bey özür dilerim."
Bu adamın lafına inanacak değildim.
Üst kata çalışma odama çıkıp kameralara baktım.
İşin ilginç tarafı ben evden çıktıktan sonra ki bölümü kayıt etmemişti.
Bu işin içinde başka bir şey vardı. Ama ne?
"Alperen çabuk çalışma odama gel!"
Normalde çalışma odama kimse giremezdi ama Alperen benim için kimse değildi. Ona kendimden bile çok güveniyordum.
"Buyur abi!"
"Alperen şimdi beni iyi dinle olayı bir kere anlatacağım."
"Dinliyorum abi."
"Kamera kayıtlarına baktım ve ben evden çıktıktan sonraki bölümleri kaydetmemiş ve Ayla yaklaşık 1 saatte yakın bu haldeymiş. Bu işte başka bir iş var. Bunun peşini bırakma ve bu konu ile bizzat sen ilgilen. Ben şimdi Ayla ile konuşacağım bu işi bitir Alperen."
"Tamam abi bende sen merak etme!"
Odadan çıktık. Ben salona inip öylece oturup bir yere odaklanan Ayla'ya bakıyordum.
Sabahki halinden eser yoktu.
Yanına ilerledim kolundan tutup kaldıracağım esnada ayağa fırlatıp saçlarını çekmeye başladı.
"Hayır, hayır ben yaşayamam. Ben bu pislik ile yaşayamam. Benim ölmem lazım. Benim bir yolunu bulup kendimi öldürmem lazım."
Mutfağa doğru ilerleyip eline bıçak aldı ve bileğine doğru tutmaya başladı.
"Ayla sakın, dur ne yapıyorsun? Saçmalama otur konuşalım!"
"Hayır sende aynı boksun. Sana da güvenmiyorum. Sende aynı onun gibi bana zorla sahip olmaya çalışacaksın biliyorum."
Ne demişti o?
O diye hitap ettiği kişi kimdi ve zorla sahip olmaya çalıştı da ne demekti?
"Ayla sana kim ne yaptı anlat bana. Anlat ki yaptığına pişman edeyim. Hadi güzelim bırak şu elindeki bıçağı da anlat."
Bir adım attığım an bağırmaya başladı.
"Sakın bana yaklaşma. Yoksa hem kendimi hem seni öldürürüm."
Artık bu durum fazlasıyla uzamıştı.
Hızlı bir hareket ile elindeki bıçağı almaya çalıştım.
Zorla çekiştirdiğim esnada elimi kesmiştim ama bu durum şuan önemsizdi.
Bıçağı aldığım gibi fırlattım. O esnada Ayla dizlerinin üzerine çökmüş ağlıyordu.
Bende onun gibi dizlerimin üzerine çöktüm ve kollarımın arasına almaya çalıştım ama emekleyerek benden kaçmaya çalıştı.
Gerçekten benden bu kadar korkup nefret mi ediyordu?
Sıkıca tutup kendime çektim ve başını göğsüme koymasını sağladım.
Sakin sakin saçlarını okşarken bir yandan da teselli etmeye çalışıyordum.
Bu hareketim ile biraz olsun sakinleşmişti.
Kucağıma alıp odamıza çıkardım.
Üzerinin belirli bölgelerinde kan vardı. Üzerini çıkarıp banyoya götürdüm ve ılık suyun altına koydum.
Biraz olsun iyi gelirdi.
Saatlerce suyun altında ağlamaya devam etti. Sonunda bedeni yorgun düşünce çıkmasına yardım ettim ve üzerini giydirdim.
Yatağa oturtup elime tarak aldım ve nazikçe taramaya başladım. Bir yandan kuruluyordum.
Biraz da olsa rahatlamışa benziyordu.
Yatağa uzanmasına yardım ettim ve ışığı kapatacağım esnada;
"Işık açık kalsın."
Sesi ağlamaktan kısılmıştı.
Dediği gibi yapıp ışığı açık bırakmıştım.
Bende üzerimi değiştirip yatağa uzanacağım esnada;
"Yiğit bana çekmecedeki ilacı verir misin?"
Çekmeceye yöneldim ve küçük bir kutu gördüm.
Elime alıp içeriğini okudum. Sonuçta bugün onun için oldukça zor geçmişti sağlıklı düşünemiyor olabilirdi.
İçeriğini okuduğum esnada bu ilacın bir doğum kontrol hapı olduğunu anladım ve kaşlarımın çatılmasına neden oldu.
Kesinlikle benden sakladığı bir şey vardı. Bunu yarın öğrenecektim.
Bir bardak su ile hapı verdiğimde içip hemen yattı.
Bugün oldukça zor geçmişti.
Evett aşk bahçelerim galiba ben bu kurguya ayrı bir sempati kurdum🙈 gerçekten bu kurgu tam bana göre oldu🙈 bu bölüm azcık fazla oldu farkındayım ama yazdıkça yazasım geldi ve kesmedim yarıda🙈 bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum🖤 yıldızı parlatmayı unutmayın🖤 bir sonraki bölüm Ayla Karahanlı anlatımı ile olacak🖤 sizleri çok seviyor ve kocaman öpüyorum🖤
Keyifli Okumalar🖤
İnstagram Hesabım: @sude_den_oykuler |
0% |