@sude_den_oykuler
|
Yiğit Karahanlı'dan;
Saatlerdir Kuzey şerefsizine işkence etmeme rağmen ağzından tek bir kelime dahi çıkmıyordu.
"Bana her şeyi anlatacaksın Kuzey!"
"S-sen hazıra k-konmayı sevmezdin ne değişti şimdi?"
O kadar dayak yemişti ki cümlelerini zar zor kurabiliyordu.
"Sikerim belanı! Söyle diyorum lan!"
"Hiç beni tanıyamamışsın ama Yiğit Karahanlı. Ben sadık bir dostum unuttun mu?"
Kuzey benim lise de en yakın arkadaşımdı ama sonra hain olup gitmişti.
"Başlarım sana da olmayan sadıklığına da! Ne var aklında lan! Böyle yaparak ne elde etmeye çalışıyorsun amacın ne amına koyim."
"Amacımı şuan elde ediyorum Yiğit Karahanlı. Hiç değişmemişsin biliyor musun? Aynı deli ve hırçın Yiğit duruyor karşımda."
"Gereksiz herif!"
Yüzüne bir yumruk geçirdiğim an bayılmıştı.
Depoda çalışan adamlarıma yönergeleri verdikten sonra depodan çıkıp eve doğru sürmeye başladım.
Saate baktığımda saat 16.30'u gösteriyordu.
Vakit kaybetmeden Amerika'ya gitmem gerekiyordu.
Telefonu elime alıp Alperen'i aradım.
"Halletin mi?"
"Halletim abi uçak hazır."
"Tamam aslanım eyvallah!"
"Abi sen emin misin? Bende geleyim istersen!"
"Ben gelene kadar buralar sana emanet! Gerisini düşünme!"
"Peki abi sen nasıl istersen."
Telefonu kapattığım esnada Ayla'yı aradım.
İlk arayışımda açmamıştı. Açıkçası onun için endişelenmiyor değildim!
Tekrar arayacağım esnada Ayla'nın aramasını gördüm ve vakit kaybetmeden aramayı yanıtladım.
"İyi misin?"
"Endişelenme iyiyim!"
"Peki o hâlde bavulunu hazırla Amerika'ya gidiyoruz."
Onu burada tek başına bırakamazdım.
Annemlerde de kalmasını istemiyordum. Benim yanımda olacaktı.
"Nereden çıktı bu şimdi?"
"Orada acil işlerim çıktı. Sana da değişiklik olsun diye benimle geliyorsun."
"Beni düşünmüş olman gözlerimi yaşarttı ama ben hiçbir yere gelmiyorum."
İlla bir pürüz çıkaracaktı!
"Sana fikrini soran olmadı! Geliyorsun dedim o kadar! 5 dakikaya oradayım hazır olmuş ol!"
Telefonu kapatıp yola odaklandım.
Eve geldiğimde hazır bir şekilde beni bahçede bekliyordu.
Bavulunu arabaya yerleştirip yola koyulduk.
Hava limanı evden yaklaşık 10 dakika uzaktı.
Trafik olmadığı için de hızlıca varmıştık.
Uçağa bineceğimiz esnada Ayla bileğimden tuttu.
"Bununla mı gideceğiz?"
"Evet sorun ne?"
"B-ben buna binemem."
Gözleri dolmaya başlamıştı. Ne olmuştu şimdi durduk yere?"
Bu kız ne ara bu kadar ağlak olmuştu?
"Ayla geçmişinde ne yaşadın ve şuan ne yaşıyorsun bilmiyorum ama bana anlatabilirsin! Anlat ki derdine derman olayım."
Ben bu kızla intikam uğruna evlenmemiş miydim?
Şimdi neler diyordum böyle?
"Benim derdimin dermanı kimse de yok Yiğit Karahanlı."
"Neden uçağa binmek istemiyorsun? Uçak sana ne hatırlatıyor?"
"Yaşadığım bütün kötü olayların başlangıcını hatırlatıyor bana!"
"O zaman o kötü başlangıcını yok say ve benimle yepyeni bir başlangıç aç."
"Y-yapamam! Ben o kadar da güçlü değilim!"
Gözünden bir damla yaş aktığı an gözlerimi sımsıkı kapattım.
Ağlamasına dayanamıyordum. Elalarının kızarmasından nefret ediyordum.
"Sen gördüğüm en güçlü kadınlarındansın Ayla Karahanlı. Sakın gücünü hafife alma ve şimdi tut elimi ve tertemiz bir başlangıcın adımını atalım!"
Elimi uzatmam ile elimi sımsıkı tuttu ve gözyaşları ardı ardına akmaya başladı.
Zor olsa da uçağa bindiğimiz de artık yüzündeki endişe ve korku yavaş yavaş kayboluyordu.
●●●
Amerika'ya geldiğimizde bize bir otel ayarlamışlardı.
Kalacağımız odanın numarasını öğrenip oraya doğru ilerledik.
Odaya geldiğimiz de Ayla üzerini değiştirip uzanmıştı ben ise duşa girmiştim.
Üzerime siyah gömlek ve siyah ceket aynı zamanda siyah pantolon giymiştim.
"Ayla benim şuan çıkmam gerekiyor. Geç olmadan gelirim. Sen dinlen. Bir şey olursa ararsın."
"Nereye gidiyorsun?"
"Ufak bir işim var. Sen uyu dinlen uyanıncaya kadar gelirim."
"Yiğit, geç kalma olur mu?"
Sadece başımı sallamak ile yetinmiştim.
Ben bu kızdan nasıl intikam alacaktım ki?
Otelden çıkıp burda ayarladıkları arabama bindim ve Acar Holdingin şubesine gittim.
"Buyrun size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Hamza Acar burada mı?"
"Evet efendim burada ama randavusuz görüşme yasak!"
"Hemen ara ve Yiğit Karahanlı seni görmek istiyor de!"
"Anlamadım?"
"Gayet açık cümle oldu! Hemen dediğimi yap!"
Sekreter neye uğradığını şaşırmıştı.
Hamza Acar yanıma geldiği esnada beni beklemiyor olmalı ki şaşırmıştı.
"Oo Yiğit Karahanlı, sizi buralarda görür müydük ya?"
"Anlaşılan varlığım unutulmuş. Bende hatırlatmasını bilirim!"
"Diyorsun!"
"Aynen öyle diyorum!"
"İyi o hâlde geliş amacını az çok tahmin edebiliyorum."
"Ne hoş."
"Gel bakalım Yiğit Karahanlı odama geçelim de iki sohbet edelim!"
"Senin odana geleceğimi düşünmüyorsun heralde?"
"Tam da Yiğit Karahanlı'dan beklenecek davranış. Tamam o zaman dışarı çıkalım."
Dışarı çıktığımız da ıssız bir yere gelmiştik ki bu durum oldukça işime gelmişti.
"O teklif ettiğin 4 katı parayı geri çekeceksin!"
"Niyeymiş?"
"O mekanda benim emeğim var! Sana kaptıracak göz yok bende!"
"Ağzımızın tadı kaçmasın Yiğit. Gel seninle bir anlaşma yapalım."
Ağzımda histerik bir gülüş çıktı.
"Senin gibi bir şerefsiz ile anlaşma ölsem de yapmam."
"Aaa ama Yiğit daha anlaşmamı dinlemeden karar verme istersen. Duyduğum kadarıyla evlenmişsin."
"Bu durumun konu ile ne alakası var?"
"Karın ile bir gece geçirmeme izin ver bende sana is-"
Cümlesini tamamlamasına izin vermeden yumruk atmıştım.
"Ulan orospu çocuğu bu dediğin şey mümkün olabilir mi beynine siktiğim. Sakın bir daha o pis ağzınla karımı anma!"
Ani hareket ile belinden çıkardığı bıçağı karın boşluğuma savurmuştu.
Acı içinde inleyip iki büklüm olmuştum.
Bu durumu fırsat bilip hemen bulunduğumuz yerden ayrılmıştı.
Zar zor arabama binip otele doğru sürmeye başladım.
Otele geldiğimde banyoya girip yarama pansuman yaptım ve üzerime kıyafetimi geçirdim.
Yatağa oturup uzanmaya çalıştığım esnada ağlama sesi duydum ve hızla arkama döndüğümde Ayla uykusunda ağlıyordu.
"H-hayır yapma! Dokunma bana! Çek şu pis ellerini!"
Saçlarını okşamaya başladım.
"Ayla aç gözlerini hadi aç gözlerini! Sadece kabus görüyorsun aç gözlerini!"
"Neden bunu bana y-yapıyorsun n-neden!"
"Ayla aç gözlerini güzelim hadi!"
Sıçrayarak yerinden kalktığında bende kalkmıştım.
Aniden kalktığım için yaram sızlamıştı ama bu durumu pek de önemsememiştim.
Omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başladığı an kendime doğru çekip göğsüme yatmasını sağladım.
Bu hareketim karşısında direnç gösterip yatmaz diye düşünürken direkt yatmıştı.
"Bu gece böyle uyuyabilir miyiz?"
Ne diyebilirdim ki?
İntikam almak için evlendiğim kızın bu sorusuna ne cevap verebilirdim?
Aklım beni farklı yönlendiriyor kalbim ise farklı yönlendiriyordu.
Ben ise kalbimin sesini dinleyip yatağa uzandık ve üzerini örttüm.
Saçlarını okşadım ve kendisini güvende hissettirmeye çalıştım.
Bu gidişle benim intikam almam zorlaşıyordu.
İvitt aşk bahçelerim bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum🖤 galiba benim aşk bahçem Yiğit'im biraz fazla merhametli çıktı gibi ama hadi bakalım hayırlısı🙈 yıldızı parlatmayı unutmayın🖤 bir sonraki bölümde görüşmek üzereeee sizleri çok seviyor ve kocaman öpüyorum🖤 sağlıcakla kalın vee tabiki de MAFYA KARISI'nda kalınnnn🖤 |
0% |