@sude_den_oykuler
|
Yiğit Karahanlı'dan;
"Demek benim olanlara göz diktin öyle mi?"
"Özür dilerim, özür dilerim tamam bırak gideyim daha karşına çıkmam yemin ederim."
"Yok ya o kadar kolay mı sandın lan!"
Kaç senedir birlikte çalıştığım, adam sandığım piç yüzünden az kalsın ailem tarafından bana bırakılan işimden olacaktım.
"Sıkın şu şerefsizin kafasına."
Emri verdikten sonra depodan çıkıp arabaya bindim ve otele doğru sürmeye başladım.
Otele geldiğimde odama girip işlerimi hallettim.
Asistanım odaya girdiğinde;
"Yiğit Bey müsait misiniz?"
"Ne var Ela? Neden beni rahatsız ediyorsun? Seni kim çağırdı da buraya geldin?"
"Yiğit Bey, özür dilerim ama önemli olduğunu düşündüğüm için geldim."
"Evet seni dinliyorum! Bu kadar önemli olan şey neymiş?"
"Karahanlı Restorantının mutfak bölümünde yangın çıkmış Yiğit Bey."
Bu cümleyi beklemiyordum. Allah kahretsin!
Ayla, o da içinde midir acaba?
"İtfaiye ekiplerine haber verildi mi?"
"Verildi Yiğit Bey!"
Hızla odadan çıkıp arabama bindim ve restoranda doğru sürmeye başladım.
Umarım Ayla içinde değildir!
Neden durumu öğrendiğimde ilk aklıma gelen kişi Ayla olmuştu ve neden şuan hâlâ onu düşünüyordum?
Restoranta geldiğimde yangın kontrol altına alınmıştı ve içerideki görevliler de dışarı çıkartılmıştı.
Gözlerim Ayla'yı arasa bile görememiştim.
Alperen'in de olaydan haberi olmuş ve benden önce buraya gelmişti.
"Yiğit görevliler den biri yaralanmış."
"Adı ne?"
"Zehra aşçı yardımcısı."
Derin bir nefes almıştım. Ayla demesinden deli gibi korkuyordum.
"Olum sen iyi misin? Kız yaralı diyorum sen şükreder gibi nefes alıyorsun."
"Ayla? Ayla Şef o içerde miymiş?"
"Hayır öyle birini duymadım."
Olay yerinden uzaklaşıp elime telefonu aldım ve Ayla'yı aradım.
Ayla Şef Aranıyor...
Telefonu açtığında ilk önce ses vermedi.
"Ayla Hanım!"
"Siz kimsiniz?"
Bu kızda farklı bir hava vardı. Bu kızda sanki mıknatıs vardı da beni kendine çekiyordu.
"Ben Yiğit Karahanlı."
"Pardon Yiğit Bey! Tanıyamadım."
"Sorun değil! Olayda haberiniz var mı?"
"Ne olayı?"
Anlaşılan haberi yoktu.
"Restorantın mutfak kısmında yangın çıkmış. Sizin de orada olduğunuzu zannettim onun için aradım."
"Nasıl olur? Oradaki çalışanlar iyi mi?"
"İyiler bir problem yok. Sadece sizi merak ettiğim için aradım."
"Yangın nasıl çıkmış peki?"
"Henüz bir bilgimiz yok."
"Peki Yiğit Bey. Benim yapabileceğim bir şey var mı?"
"Hayır yok! Ha bu arada mutfak bölümü tadilat olana kadar izinlisiniz bilginiz olsun size iyi dinlemeler!"
Telefonu kapattığımda kendimi çok farklı hissediyordum.
Ben bu kızla konuşurken kalkanlarım iki yanıma düşüyordu sanki.
Arabama binip eve doğru gittim. Çalışma odama girip bilgisayarımı açıp Ayla Çeviği araştırdım.
22 yaşında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü mezunu. Tek yaşıyor ve tek bir tane samimi olduğu arkadaşı var. Önceden çocuk gelişimi ve eğitimi bölümünü okumuş hatta liseden o bölüm mezunu.
Ayla hakkında bilgileri okuduktan sonra bilgisayarı kapatıp başımı arkaya doğru yasladım.
Düşündüm, onu düşündüm, Ayla'yı düşündüm.
Benim olmalıydı. Her şeyiyle bana ait olmalıydı.
☆☆☆☆
Ayla Çevik'den;
Haberi aldığım gibi restorana gittim. Çok kalabalık olduğu için gözüm sadece bir köşede oturup ağlayan Zeynep'e takıldı ve yanına doğru ilerledim.
"Zeynep!"
"Şefim!"
Hıçkırıklarının arasından zar zor söyleyebilmişti.
"Zeynep neler oluyor burada?"
"Şefim, h-hepsi benim yüzümden oldu."
"Açık açık anlat artık Zeynep hadi!"
"Benim ihmalim yüzünden yangın çıktı ve ben bunu Yiğit Bey'e söyleyemem."
Cümlesinin bitmesi ile hıçkırıklara boğuldu.
Elimi sırtına koyup sıvazladığım esnada Zeynep başını omzuma koydu.
"Şşt tamam korkma, her şey hallolacak şimdi Yiğit Bey'i arayacağım ve durumu bizzat sen anlatacaksın her şeyi en ince ayrıntısına kadar."
"Ama Şefim..."
"Aması falan yok Zeynep!"
Telefonumu alıp Yiğit Karahanlı'yı aradığımda ilk çalışta telefonu açmıştı.
"Sizi dinliyorum Ayla Hanım."
"Yiğit Bey, acilen restorantınıza gelmeniz gerekiyor."
"Bir problem mi var Ayla Hanım?"
"Olay hakkında gelişme var diyelim."
"Pekâla 10 dakika içinde orada olurum."
Telefonu kapatıp Zeynep'e döndüm. Şuan olacaklardan deli gibi korkuyordu.
Kısa süre sonra Yiğit Karahanlı geldiğinde Zeynep ayağa kalkıp öylece karşısında ağlamaya başladı.
Zeynep'e olan desteğimi belli etmek adına elimi sırtına koydum.
Hiçbir şey den korkmamalıydı sonuçta karşısındaki kişi de insandı.
Hem olayda onun hiçbir suçu yoktu. Hidrojeni kullanırken bir an da alev almış hepsi buydu.
"Neler oluyor burada neden karşımda ağlıyorsun?"
"Yiğit Bey, ben b-ben çok özür dilerim sizden."
"Ağzında ne geveliyorsun? Adın ne senin?"
Bu adam şaka mıydı? İşe aldığı kişinin ismini nasıl bilmezdi? Çalışanlarına bu kadar mı değer vermiyordu?
"Biraz kibar olur musunuz Yiğit Bey!"
Sesim beklediğimden de sert çıkmıştı.
"Nasıl olmam gerektiğini elbette size sormayacağım Ayla Hanım."
Bu adam nasıl bir şeydi böyle?
"Sorsanız bile bir değişiklik olmayacağından eminim çünkü bir insanın merhameti olmalı dimi sonuçta!"
"Buraya benimle tartışmak için mi çağırdın?"
"Hayır tabikii, vaktimi buna harcayacak değilim. Zahmet edip tek kelime etmeden dinleseniz birbirimizi daha iyi anlarız Yiğit Bey!"
"Pekâla o hâlde anlatın dinliyorum."
"Zeynep anlat güzelim."
"Yiğit Bey, o yangın bir nevi benim yüzümden oldu."
"Taksit taksit anlatmayı bırakır mısın?"
Bu adam ne kafasındaydı?
"Hidrojeni kullanırken bir an da alev aldı. Söndürmeye çalıştım ama olmadı. Daha sonra yangın diğer araçlara sıçrayınca iş iyicene çığırından çıktı. B-ben çok özür dilerim."
"Neden dikkatli davranmıyorsun? Ben şimdi seni nasıl restorantımda çalıştırmaya devam edeceğim?"
Durumu fazlasıyla abartıyordu şuan. Ne yani allah allah kızın suçu ne burada? Sanki bilerek yapmıştı. Elbette o da istemezdi böyle olsun.
"Sizcede fazla abartmadınız mı?"
"Sana mı soracağım?"
"Anlamadım!"
"Diyorum ki sanane! Sen benim işime karışamazsın istersem şuan onu kovarım bile bu seni hiç ilgilendirmez!"
"İnsanların ekmeğiyle oynayamazsın! Sen kendini ne zannediyorsun?"
"Bana sen diye hitap edemezsin! Üslubuna dikkat et!"
"Pardon da sen kimsin?"
"Senin patronunum."
"Kendini beğenmiş, ukala, kendinden başka kimseyi düşünmeyen patron doğru."
"Karakterime karışamazsın! Duracağın çizgiyi bil!"
"Bilmezsen ne olacak? Beni de mi işten kovmak ile tehdit edeceksin?"
"Tehdit etmem uygularım."
Ağzımdan histerik bir gülüş çıktı.
"O zaman hiç zahmet etme çünkü senin gibi birisinin yanında çalışmam bunu kendime yakıştırmam!"
Hızla oradan uzaklaştığım esnada kolumda bir el hissettim ve arkama döndüğümde Yiğit Karahanlı'yı gördüm.
"Bıraksana peşimi. Hayırdır daha söyleyeceklerin bitmedi mi?"
"Beni herkesin içinde rezil ettin!"
"Ben mi rezil ettim emin misin? Sen kendini rezil ettin be. Bir de gelmiş bana çemkiriyorsun."
"Bana bir daha sen diye hitap etme!"
"Tabi paşam derhal! Pardon da senin benden ya da diğer insanlardan üstünlüğün ne? Sana neden saygı duyayım? Sen çalışanlarına saygı duyuyor musun ki?"
"Sen ne biçim bir şeysin. Ne laftan anlamaz bir şeysin öyle."
"Bana bulaşma! Çek git burdan!"
Arabama binip oradan uzaklaştım. Herif tam bir psikopat çıktı.
Kendini ne zannediyorsa!
Evettt canlarım bir bölüm daha bitti🖤 veee kısa sürede okuma sayımız 200'ü aştı🖤 desteğini ilk günden beri esirgemeyen aşk bahçelerim sonsuz teşekkür ediyorum🖤 iyiki varsınız ve iyiki benim aşk bahçelerim olmuşsunuz🖤yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum🖤
Keyifli Okumalar🖤 |
0% |