Yeni Üyelik
31.
Bölüm

31. Bölüm

@sude_den_oykuler

Yiğit Karahanlı'dan;

 

 

Sabah erkenden kalkıp şirkete gittim ve şuan az sonra başlayacak olan toplantının üzerinden geçiyorduk.

 

 

 

"Yiğit Bey bu proje sizin ve şirketiniz için oldukça önemli bir proje. Sağlam bir sunuma ihtiyacınız olabilir ve bu sunumu en etkili şekilde yerine getirebilecek olan departmanda Halkla İlişkiler Uzmanı."

 

 

 

"Ela Hanım şirketimizin Halkla İlişkiler Uzmanı şuan zaruri bir nedenden dolayı izinde başka söyleyeceğiniz bir şey yoksa çıkabilirsiniz."

 

 

 

"Yiğit Bey başka birini bulmak gibi bir şansınız yok mu?"

 

 

 

"Yok Ela Hanım. Ayrıca ben ne yaptığımı gayet iyi biliyorum çıkabilirsiniz!"

 

 

 

Bana işimi öğretecek son kişi bile değildi.

 

 

 

"Abi toplantıya az kaldı ve en önemlisi Halkla İlişkiler Uzmanı elemanımız yok!"

 

 

 

"Sanada günaydın Alperen!"

 

 

 

"Lan sen bu işi bir taraflarına pek takmıyorsun herelde!"

 

 

 

"Ulan salak salak konuşup benimde ayarlarımla oynama. Bir şeyler düşünüyoruz herelde!"

 

 

 

"Ee ne düşünüyorsun abicim anlat dinliyorum!"

 

 

 

"O dilini bir taraflarına sokarım daha iyi dinlersin! Sokmamı ister misin abicim?"

 

 

 

"Of tamam lan hemen de atarlanıyorsun."

 

 

 

"Aslında aklımda bir isim var!"

 

 

 

"Ee niye çağırmıyorsun o zaman?"

 

 

 

"Bu isim Hazan!"

 

 

 

Söylediğim isim ile Alperen afallamıştı.

 

 

 

Evet Hazan benim kuzenimdi ama pek de iyi bir karakteri olduğu söylenemezdi.

 

 

 

"Lan oğlum onu unut o olmaz!"

 

 

 

"Başka çarem yok Alperen!"

 

 

 

"Lan şirketin Halkla İlişkiler Uzmanı ne güne duruyor?"

 

 

 

"Lan geri kafalı kızın annesi vefat etti. Nasıl gel toplantı var annenden daha önemli diyeyim?"

 

 

 

"O kız olmaz aga çıkar aklından."

 

 

 

"Senin daha iyi bir fikrin varsa dinliyorum kardeşim."

 

 

 

"Lan gerekirse ben o toplantıya Halkla İlişkiler Uzmanı olarak girerim de o kızı sokmam."

 

 

 

"Lan oğlum sen ne anlarsın insan iletişimleriyle."

 

 

 

"Öyle deme abi magazincilerle ben haşır neşirim unuttun mu?"

 

 

 

"Lan oğlum bu işler magazine benzemez!"

 

 

 

Hazan gerçekten de iyi bir ayakkabı değildi ama aklıma başka bir isimde gelmiyordu.

 

 

 

Elime telefonu alıp Hazan'ı aradım.

 

 

 

"Oo kuzen sen arar mıydın ya beni?"

 

 

 

"Hazan beni şimdi dikkatli dinle. Bugün çok önemli bir toplantım var ve Halkla İlişkiler Uzmanı olarak senin katılmanı istiyorum!"

 

 

 

"Anlamadım?"

 

 

 

"Gayet açık! Ücret hakkında şüphen olmasın fazlasıyla öderim."

 

 

 

"Kuzen ücret falan önemli değil de sen benimle çoktan yolları ayırmamış mıydın?"

 

 

 

"Sen kabul ediyor musun, etmiyor musun? Onu söyle bana!"

 

 

 

"Ediyorum saat kaçta?"

 

 

 

"2 saat sonra! Bir an önce burada ol! Toplantı hakkında bilgi vereceğim."

 

 

 

Telefonu bırakıp Alperen'e döndüğümde ateş saçan gözlerle bana bakıyordu.

 

 

 

Ne yaptığımın farkındayım. O bize hainlik yapmıştı bunu kolay kolay unutacak değildim ama bu iş herşeyden önemliydi.

 

 

 

Bu iş Amerika'daki zor bela aldığım mekan hakkındaydı.

 

 

 

Bende mecburiyetten onu çağırmak zorunda kalmıştım.

 

 

 

Denize düşen yılana sarılır misali...

 

 

 

"Hemen ara ve gelmemesini söyle!"

 

 

 

"Hop orada dur Alperen Efendi. Bana ne yapmam gerektiğini söyleyemezsin!"

 

 

 

"Abi bu kız bize ya yine kazık atarsa."

 

 

 

"Onu gözden bir kere kaçırırım. Öyle bir şey sezdiğim an direk cezasını kendi ellerimle keserim."

 

 

 

"Ben o kıza güvenmiyorum. Onun yüzünden hayatımızdan olduk Lan!"

 

 

 

"Alperen yeter koçum anlıyorum yaralısın ama yeter!"

 

 

 

"Abi ben o orospu yüzünden sevdiğim kadından oldum. Sen o orospu yüzünden az kalsın batıyordun. Şimdi onunla tekrar iletişime girmen ne kadar mantıklı?"

 

 

 

"Her şey kontrolüm altında olacak."

 

 

 

"O varsa ben yokum!"

 

 

 

"Alperen!"

 

 

 

Sinirlenmişti ki sinirlenmekte oldukça haklıydı.

 

 

 

Toplantının başlamasına daha vardı. Bende telefonu alıp Ayla'yı aradım.

 

 

 

İlk çalışta huzur bulduğum sesi kulaklarıma yankılandı.

 

 

 

"Güzelim napıyorsun?"

 

 

 

"Annem ile çarşıya çıktım sevgilim. Sen napıyorsun?"

 

 

 

"Bende birazdan toplantıya gireceğim. Girmeden önce seni arayım dedim."

 

 

 

"İyi yapmışsın sevgilim."

 

 

 

"Ayla!"

 

 

 

"Dinliyorum Yiğit!"

 

 

 

"Çok fazla ortalıklarda dolaşmayın olur mu? Eve gidin orada vakit geçirin."

 

 

 

"Tamam sevgilim aklın bizde kalmasın."

 

 

 

"Seni çok seviyorum ela gözlüm."

 

 

 

"Seni çok seviyorum sevgilim."

 

 

 

Telefonu kapatıp masamın üzerine koydum.

 

 

 

Bu aralar ortalık fazlasıyla karışık olacaktı ve olabildiğince annem ile Ayla'yı evde tutmam gerekiyordu.

 

 

 

Kapının tıklatılması ile düşüncelerimden sıyrıldım.

 

 

 

"Gel!"

 

 

 

"Seninle tekrardan bir araya gelmek beni onure etti kuzen."

 

 

 

"Şu işi hallet sonra noluyorsan ol!"

 

 

 

"Fazla mı asabiyiz acaba!"

 

 

 

Bana doğru gelip masamın üzerine oturdu.

 

 

 

"Duruşunu düzelt!"

 

 

 

"Anlamadım!"

 

 

 

"Yaklaşma bana duruşunu düzelt."

 

 

 

"Yiğit bir öylesin bi böyle noluyor?"

 

 

 

"Nasılım Hazan? Benim duruşum hep sana karşı aynı oldu. Hep bir sınır vardı aramızda ki hâlâ o sınır var ama sen bunu yıllardır anlamadığın gibi şimdide anlamıyorsun. Şimdi bir düşün bakalım! Hangimiz bir öyle bir böyle!"

 

 

 

"Tamam haklısın bir şey demedim!"

 

 

 

"Şimdi aklında olan bütün pislikleri yok et ve toplantıya odaklan!"

 

 

 

"Seni dinliyorum."

 

 

 

"Yıllardır bu iş için çabalıyorum. Amerika da bir mekan var. Oldukça değerli bir mekan ve o mekanın sahibi olmak istiyorum."

 

 

 

"Ama buna engel olan biri veya birileri var."

 

 

 

"Aynen öyle! Sende mesleki bilgilerini konuşturup o işi bana vereceksin. Ama eğer ters bir hareketini göreyim yıllar önce yapmadığım şeyi yaparım. Bu bir tehdit değil bunu bilmiş ol!"

 

 

 

"Dosya nerede?"

 

 

 

Dosyaları verdiğimde uzun uzun inceledi.

 

 

 

"Tamam hallederim. Ben bir lavaboya gidip geliyorum."

 

 

 

Tam arkasına dönüp gideceği esnada kolundan tutup çektim.

 

 

 

"Eğer ters bir hareketini göreyim seni beter ederim. Ona göre!"

 

 

 

"Yeter tamam anladık! Uzatma daha fazla!"

 

 

 

Odadan çıkıp gitmişti. Bu kızın suratına bakınca o kadar iğreniyordum ki...

 

 

 

Kendime de inanamıyordum böyle bir pislik ile iş birlik yaptığıma inanamıyordum.

 

 

 

•••

 

 

 

Toplantının başlamasına son 5 dakika kalmıştı.

 

 

 

Toplantı odasındaki bütün hazırlıklar eksiksiz bir şekilde yerini almıştı.

 

 

 

Son kez konunun üzerinden geçip misafirlerin gelemsini bekledik.

 

 

 

Sonunda geldiklerinde görmek istemediğim kişiler de gelince artık toplantı başlamıştı.

 

 

 

Şuan toplantının yaklaşık 25 dakikasındaydık ve Hazan'dan tek bir kelime dahi duymamıştım.

 

 

 

Ne yapmaya çalışıyordu bu kız?

 

 

 

Bakışlarımı Hazan'a çevirdiğimde gözlerini benden çekiyordu.

 

 

 

Telefonuma ardı ardına gelen bildirim sesi ile olduğum yerde kas katı kesilmiştim.

 

 

 

05*;

 

 

 

"Yiğit Karahanlı karını özlemişsindir."

 

 

 

Fotoğrafın altında bu not vardı. İşte beni bu saatten sonra hiç kimse tutamazdı.

 

 

 

Evett bir sonraki bölüm hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum🖤 yorumlarınızı ve oylamalarınızı eksik etmeyin🖤

Keyifli Okumalar🌸

Loading...
0%