@sude_den_oykuler
|
Yiğit Karahanlı'dan;
Toplantıdan çıktığım gibi eve doğru ilerledim.
Belki birinin kurmuş olduğu tuzaktır. Bu şekilde olmasını umut ederek eve doğru hızla sürmeye başladım.
Gördüğüm fotoğraf aklıma geldikçe deliriyordum.
Sevdiğim kadının elleri, ayakları, ağzı bağlı baygın bir şekilde yerde yatıyordu.
Eve gelip hızla içeri girdim.
"Ayla!"
Bütün odalara tek tek baktım ama hiç kimse yoktu.
"Ayla! Güzelim ben geldim neredeysen çık!"
Koşarak boynuma sarılmasını o kadar çok istiyordum ki...
"Ayla, ela gözlüm hadi. Beni o gözlerinden mahrum bırakma!"
Banyonun kapısını açtığımda ağlama sesi duydum.
Kapının arkasına baktığım da annem iki büklüm olmuş ağlıyordu.
Yanına gidip diz çöktüm.
"Anne! Anne, Ayla nerede?"
"O-oğlum."
"Anne bir şey söyle! Ayla nerede?"
"Oğlum kaçırdılar, kaçırdılar. Yardım et oğlum kurtar onu!"
"Kim, kim kaçırdı! Tanıyor musun?"
"Tanımıyorum yüzünde maske vardı."
Annemi kolundan tutup odaya götürdüm.
"Anne şimdi bana her şeyi sakin sakin anlatacaksın!"
"O-oğlum kurtar Ayla'yı yalvarırım ona bir şey olmadan kurtar."
"Sakin ol tamam! Tamam kurtaracağım onu!"
Annem bu şekilde imkansız konuşamazdı.
Kendime doğru çekip göğsüme yatırdım.
"Şş tamam, tamam sakin ol!"
"Anne yardım et bana dedi! Beni kurtar dedi ama ben bir şey yapamadım oğlum!"
Son cümlesi ile omzu sarsıla sarsıla ağlamaya başlamıştı.
"Annem, şimdi sakin bir şekilde beni dinle! Olay nasıl oldu anlat bana!"
"B-biz çarşıdaydık. S-sonra Ayla biraz rahatsızlandı. Bende bir taksi çağırıp eve getirdim. Hastaneye götürmek için çok ısrar ettim ama dinlemedi. Eve geldik s-sonra çok geçmeden kapı çaldı. Ben o sırada Ayla'nın vitaminlerini getirmek için mutfağa gitmiştim kapıyı da Ayla açmış."
Gözlerini kapatıp anlatmaya devam etti.
"Z-zaten kapıyı açması ile çığlık atması bir oldu. B-bende mutfaktan çıkıp salona geçtiğimde yüzlerinde maske olan 2 kişi vardı. Anlaşılmıyordu. Ayla kurtulmak için çırpındıkça o iki kişi engel oluyordu. S-sonra beni ve Ayla'yı sandalyeye bağlayıp mutfağa gittiler."
Hâlâ olayın şokundaydı ve bu annem için hiç iyi sonuçlanmayacaktı.
"Mutfaktan bıçak alıp Ayla'nın karnına yöneltiler. Oğlum çok korktuk. Öğrenmişler, Ayla'nın hamile olduğunu öğrenmişler."
"Nasıl anladın peki anne?"
"B-bu bebek kimden dediler."
"Ayla ne dedi?"
"Ağzı bağlıydı zaten sancısı vardı konuşacak hâlde değildi. İçlerinden biri çok sinirliydi. Ayla'nın tişörtünü sıyırıp bıçağı karnına dayayıp bastırdı. Zaten Ayla'nın sancısı vardı bir de öyle yapınca dayanamayıp bayıldı."
"Allah kahretsin! Dışarıdaki adamlar? Onlar napıyordu?"
"Onlar birden ortadan kayboldular zaten daha sonra da beni çözüp Ayla'yı da alıp gittiler. Peşlerinden koşmaya çalıştım ama yapamadım oğlum."
"Tamam anne sen sakin ol şimdi ben bulacağım Ayla'yı!"
"Oğlum, Ayla çok kötüydü. Ona ve bebeğe bir şey olmadan bul!"
Kamera kayıtlarına bakmak için çalışma odama çıktığımda tam da tahmin ettiğim gibi bütün delilleri ortadan kaldırmışlardı.
Telefonu alıp Alperen'i aradım.
"Alperen Ayla'yı kaçırmışlar ve durumu iyi değilmiş! İki kişi ve yüzünde maske varmış. Kamera kayıtlarını yok etmişler. Dışarıdaki adamlar ortalıkta yok. Bu yeni planlanmış bir durum değil. Nasıl olduysa önceden planlamışlar ve dışardaki adamları da kendilerine çekmişler. Şimdi sana bir numara atacağım ve onun sinyalini bulacaksın bana!"
Telefonu kapatıp hemen Alperen'e numarayı attım.
Aşağı inip tam evden çıkacağım esnada kapı çaldı.
Kapıya doğru yönelip açtığımda Çise'yi görmüştüm ve oldukça endişeliydi.
"Ayla, Ayla'ya ulaşamıyorum iyi mi?"
"Sana ne?"
Bir dakika bekledikten sonra Çise ye doğru adım attım.
"Yoksa, yoksa sen mi yaptın?"
"Ne, ne diyorsun anlamıyorum?"
"Ayla'yı sen mi kaçırttın?"
"Ayla k-kaçırıldı mı?"
"Bana bak eğer bu işin içinde sende çıkarsan kaçacak delik ara kendine!"
"Ayla iyi mi? Yiğit bir şey söyle Ayla iyi mi?"
"Bilmiyorum bulmaya çalışıyoruz."
"Kim yapmış neden yapmış kim neden Ayla'yı kaçırsın?"
"Sana Bilmiyorum dedim!"
"Yiğit tamam ben o gün Ayla ile tartıştım ama yemin ederim bu olayda hiç bir suçum yok. Ben Ayla dan özür dilemek için aradım ama açmayınca endişelendim ve buraya geldim."
Çise şuan fazlasıyla korkmuş görünüyordu. Onu daha fazla endişelendirmemek adına;
"Tamam Çise sen geç içeri. Zaten annem evde onunla birlikte kal ve ortalıklarda görünme bir süre."
"Sen nereye?"
"Ayla'yı bulmaya gidiyorum."
"Yiğit, ona bir şey olmadan bul! Ben onsuz yaşayamam!"
Bir şey demeyip evden çıkıp arabama bindim.
İlk olarak depoya gidecektim. Şüphelendiğim bir durum vardı.
Kısa süre de depoya geldiğimde hızla içeri girdim.
Hasan Çeviğin olduğu kısma doğru yöneldiğimde tam da tahmin ettiğim gibiydi.
Hasan Çevik yoktu...
Korumaların olduğu yere gidip;
"Ben sizi buraya heykel olarak mı diktim lan! Hasan Çevik nerede?"
"Yiğit Bey içerde olmalı."
"Lan sikerim belanı. Adam yok! Ne biçim iş yapıyorsunuz?"
"Yiğit Bey inanın nasıl oldu bilmiyorum."
"Hiç ayrıldın mı buradan?"
"2 saatlik bir işim vardı."
"Ulan madem işin vardı ne diye haber vermiyorsun piç!"
Hızla depodan ayrılıp Olcay şerefsizinin olduğu yere yani eski evimize gittim.
Kapıyı ilk çaldığımda kimse açmamıştı. İkinci çalışımda tanımadığım bir kadın yarı çıplak karşımda duruyordu onun arkasında da tabiki Olcay piçi vardı.
İçeri bir adım atıp Olcay'ın boğazına yapıştım.
"Ayla nerede?"
"Ne diyorsun oğlum?"
"Lan numara yapmayı bırak! Ayla nerede? Nereye götürdünüz onu?"
Bir şeyler bildiği belliydi. Ama söyleyecek gibi de durmuyordu.
Belimde ki silahı çıkarıp yarı çıplak olan kadına doğru yönelttim.
"Şimdi söyleyecek misin yoksa geberteyim mi?"
"Tamam, tamam dur söyleyeceğim."
"Hiç mi? Hiç mi değerim yoktu da ilk söylediğimde bana yerini söylemedin. Şu orospu için endişelendiğin kadar ailen için de endişelenseydin şuan bu durumda olur muyduk Olcay Karahanlı."
"Kendime laf geçiremiyorum ne yapayım?"
"Kendine laf geçiremiyorsun diye önüne gelenle yatacak mısın lan piç!"
"Düzgün konuş benimle! Ben senin babanım!"
"Sen benim hiçbir şeyim değilsin! Seninle aynı soy adı taşıdığım için kendimden bile iğreniyorum. Şimdi söyle Ayla'nın yerini!"
"Ne o Yiğit! Daha demin atarlanıp duruyordun! Şimdi de benden yardım mı istiyorsun?"
"Lan bak ikinizinde kafasına sıkarım kimsenin ruhu bile duymaz! Beni uğraştırma söyle nerede kız!"
"Asıl sen bana söyle Yiğit! O Ayla'nın karnındaki bebek kimden?"
"Sana ne ulan sana ne!"
"O gün burada kavga ettiğimiz de attığım tekme Ayla'nın karnına isabet etmeseydi belki de hiç haberimiz olmayacaktı."
"Bütün bu olanlar senin başının altından çıktı dimi?"
"İşte babasının oğlu! Nasılda zeki aynı benim gibi!"
Elimdeki silahı kadının koluna sıktım.
Kadın acı içinde inlerken Olcay şerefsizi de ne yapacağını bilmiyordu.
"Ulan bundan sonra aldığın nefes haram sana! Duydun mu beni!"
Bir el de Olcay şerefsizinin bacağına sıkmıştım.
Telefonumu çıkarıp Alperen'i aradım.
"Alperen eski evime gel! Güvendiğin adamları da yanında getir!"
"Tamam abi! Bir gelişme var mı?"
"Var!"
Telefonu kapatıp Alperen'in gelmesini bekledim.
O sırada evi aramaya başladım. Elime geçecek olan en ufak bir delil beni Ayla'ya götürebilirdi.
Bir bölümün daha sonuna geldik🖤 yorum ve oylarınızı bekliyorum🖤 bir sonraki bölümde görüşmek üzere🖤 Keyifli Okumalar🖤 |
0% |