Yeni Üyelik
34.
Bölüm

34. Bölüm

@sude_den_oykuler

Yiğit Karahanlı'dan;

 

 

"Olcay senin öz baban değil!"

 

 

 

Bu cümleyi beklemiyordum. Her şeyi bekliyordum ama bu cümleyi asla beklemiyordum.

 

 

 

"Ölümden bu kadar mı korkuyorsun Hazan?"

 

 

 

"Ölümden korktuğum falan yok! Ben doğruları söylüyorum Yiğit!"

 

 

 

"Kes lan yalanlarını!"

 

 

 

"Annen sende hamileyken öz baban anneni terk etmiş."

 

 

 

"Bu yalanları çok düşündün mü?"

 

 

 

"Yalan değil Yiğit! Sana sevdiklerim üzerine yemin ederim ki yalan değil!"

 

 

 

"Yalan söylüyorsun!"

 

 

 

Artık hiçbir şeyi sağlıklı düşünemiyordum.

 

 

 

"Anlatmama izin verecek misin?"

 

 

 

"Senin yalanlarını dinlemek için vaktim yok!"

 

 

 

"Yiğit yalan değil diyorum neyini anlamıyorsun?"

 

 

 

"Anlat ulan! Anlat bakalım planı nasıl kurmuşsun dinliyorum anlat!"

 

 

 

"Annenin çok kötü bir geçmişi var Yiğit. Annen bunu sana asla hissettirmeden bu yaşa kadar getirdi seni. Ama annen çok zor şeyler yaşamış."

 

 

 

"Ulan daha kulaktan dolma bilgiler ile geliyorsun bana burda palavra okuyorsun!"

 

 

 

"Yiğit bu bilgileri bizzat öz babandan aldım."

 

 

 

Olcay benim öz babam değildi, peki ya öz babam kim?

 

 

 

"Kim?"

 

 

 

"O şuan yaşamıyor Yiğit! Öldü onu ben öldürdüm."

 

 

 

"Neden?"

 

 

 

"Çünkü seni bana layık görmüyormuş! Bende vurdum onu."

 

 

 

"Ne biliyorsan anlat!"

 

 

 

"Annen daha küçük yaşta çalıştırılmaya mecbur bırakılmış. Sonra annen ve teyzen zor bela okuyunca bunu dayın öğrenmiş ve annen ile teyzeni önüne gelen ilk zengin adamla evlendirmiş."

 

 

 

Benim yıllarca doğru bildiğim şeyler aslında eksik miydi?

 

 

 

"Tabi evlilikleri iyi geçmemiş. Her gün işkence görmüşler. Sonra teyzen bu duruma daha fazla katlanamamış ve eşini öldürmüş. Ama annenin elini kolunu bağlayan tek bir neden varmış o da sen..."

 

 

 

Annem onca yıl benim için mı dayanmış?

 

 

 

"Annenin hamile olduğunu öğrenince de baban anneni terk etmiş. Çünkü baban annene zorla sahip olmuş ve sende o zorla sahip olma sonucunda olmuşsun."

 

 

 

Duyduklarım artık bana fazla geliyordu.

 

 

 

"Sana neden inanayım?"

 

 

 

"Bana inanmanı zaten beklemiyorum Yiğit! Ama sana bir delilim var. Ellerimi çözüp telefonumu verir misin?"

 

 

 

Dediğini yapıp telefonunu verdim. Kısa süre sonra telefonu elime verip videoyu izlememi sağladı.

 

 

 

Videoda tanımadığım biri vardı.

 

 

 

"Şuan bu videoyu izliyorsan kesin zor durumdasın! Adını bile bilmiyorum annen ne koydu hiçbir fikrim yok pek de ilgilendiğimi söyleyemem. Her neyse yeri geldiğinde Hazan ile karşılaşacaksın ve onun anlattığı her şeye inanmak zorundasın çünkü yıllardır doğru bildiğim şey aslında eksik."

 

 

 

Video daha devam ederken benim gözümden bir yaş aktı.

 

 

 

"Bu video eline geçmişse demek ki ben 1 sene önce falan ölmüş olurum. Her neyse annene yaptıklarım için asla pişman değilim ama sana şunu söyleyeyim Hazan'dan uzak dur o çok tehlikeli bi..."

 

 

 

Telefonu elimden çekip cebine koydu. Bu kadarını da beklemiyordum.

 

 

 

Yıllardır babam bildiğim adam benim öz babam değilmiş.

 

 

 

Annemin yaşadıkları hiç kolay şeyler değilmiş ve bunu bana bir saniye bile olsun hissettirmemişti.

 

 

 

Ben bunca yıl nasıl herşey habersiz yaşamışım? Annem bunca yıl nasıl o yükü omuzlarında taşımış?

 

 

 

Hazan'ı tekrar bağlayıp konuşmaya başladım.

 

 

 

"Ayla nerede?"

 

 

 

"Aaa ama Yiğit sende her 10 lafından 9'u Ayla nerede? Biraz kendi acı geçmişini düşün!"

 

 

 

"Kes ulan sesini! Söyle Ayla nerede?"

 

 

 

Deponun kapısı açıldığında arkamı döndüm ve Alperen ile göz göze geldim.

 

 

 

Gözleri ağlamaktan kanlanmıştı. Bana hızla gelip sarıldı çok geçmeden bende sarılmasına karşılık verdim.

 

 

 

"Abi!"

 

 

 

"Tamam aslanım bir şey demek zorunda değilsin!"

 

 

 

"Sende mi öğrendin?"

 

 

 

"Öğrendim! Ama buna şuan vakit ayıramayız. Ayla'yı bulmamız lazım. Hadi toparlan aslanım!"

 

 

 

"Sen nasıl bu kadar güçlü olabiliyorsun abi?"

 

 

 

"Sevdiklerim için güçlü olmam gerekiyor!"

 

 

 

"Eğer sen güçlü olacaksan biz sevdiklerin hep yanında oluruz abim!"

 

 

 

"Eyvallah kardeşim!"

 

 

 

"Abi Kuzey ve Hamza'yı bulup getirdim. Yengemin kaçırılmasında onlarında büyük payı var!"

 

 

 

"Konuştular mı?"

 

 

 

"Kurduğu planı anlattılar onun haricinde yerini söylemediler!"

 

 

 

"Neredeler şimdi?"

 

 

 

"Arabadalar abi getirsinler mi?"

 

 

 

"Getirsinler aslanım."

 

 

 

Alperen'in vermiş olduğu işaretle Kuzey ve Hamza şuan tam karşımda duruyorlardı.

 

 

 

"Ben sizin o kurduğunuz planı sikerim ulan!"

 

 

 

"Ne o Yiğit deliye dönmüşsün!"

 

 

 

Pişkin pişkin konuşmasına daha fazla dayanamayarak yumruk attım.

 

 

 

"Şimdi çok uzatma ve bana Ayla'nın yerini söyle!"

 

 

 

"Yok ya başka isteğin paşam!"

 

 

 

"Lan bak sikerim belanı!"

 

 

 

"Söyler misin yoksa senelerce uğraştığın iş için tuzak mı kuralım!"

 

 

 

"İşime karışamazsınız!"

 

 

 

"Bak bu ilgimi çekti işte Alperen, ne işiymiş bu aslanım?"

 

 

 

"Abi şimdi şöyle ki..."

 

 

 

"Tamam tamam söyleyeceğim!"

 

 

 

"Ha şöyle adam ol!"

 

 

 

"Buradan yaklaşık 45 dakika uzaklıkta bir mesafe. Adresi telefonumda."

 

 

 

Alperen telefondan adrese bakarken bende vakit kaybetmeden depodan çıkmıştım.

 

 

 

Bu iş fazlasıyla uzamıştı. Artık bir an önce Ayla'yı bulmam gerekiyordu.

 

 

 

Ayla Karahanlı'dan;

 

 

 

24 saate yaklaşmıştık ve hâlâ Yiğit den bir haber yoktu.

 

 

 

Emindim beni bulurdu beni burada bırakmaz kurtarırdı ama bir an önce bulması gerekiyordu.

 

 

 

Hasan şerefsizi üzerime o kadar baskı yapıyordu ki artık dayanamıyordum.

 

 

 

Hamile olduğumu öğrenmiş ve bu bebeğin kimden olduğunu öğrenmeden de peşini bırakacak gibi durmuyordu.

 

 

 

"Sana bu bebek kimden diyorum!"

 

 

 

Ve yine aynı soru! Her bu soruyu sorduğunda sessiz kalıyordum bu durumda o şerefsizi delirtiyordu.

 

 

 

Üzerime doğru bir adım attı ve elini sertçe karnıma bastırdı inlemeden edemedim.

 

 

 

Zaten fazlasıyla sancım vardı üstüne böyle baskı uygulaması daha da kötü etkiliyordu.

 

 

 

Şuan tek düşüncem bebeğime bir şey olmaması ve Yiğit'in bir an önce beni bulmasıydı.

 

 

 

"Ayla susma konuş! Beni delirtme sana bu bebek kimden diyorum!"

 

 

 

"Yiğit'den!"

 

 

 

"Sana inanmıyorum! Yalan söylüyorsun dimi?"

 

 

 

"Sana kendimi inandırmak zorunda değilim!"

 

 

 

"Eğer bu bebek bendense ve sen bunu benden saklıyorsun bunun hesabını çok pis ödetirim."

 

 

 

"Kime ne hesabı ödetiyorsun lan piç."

 

 

 

Sesin sahibine doğru baktığımda sevdiğim adamı gördüm.

 

 

 

Beni bırakmamıştı, beni bulmuştu, tam zamanında gelmişti...

 

 

 

Evettt çok güzel fikirlerim var bu fikirlerimi sizinle paylaşmak için çok sabırsızlanıyorum🩵

 

Keyifli Okumalar🖤

Loading...
0%