@sude_den_oykuler
|
Yiğit, Hasan'a yumruk atıp bana doğru geldi.
"Güzelim iyi misin?"
Bir yandan ipleri çözüyor bir yandan da nasıl olduğumu soruyordu.
"Ağrın var mı?"
"Var Yiğit. Kendimi pek iyi hissetmiyorum."
"Neyin var güzelim söyle bana?"
"Sancım azalması yerine artıyor."
"Tamam şimdi hastaneye gidiyoruz."
Beni kucağına alıp arabaya doğru ilerledi.
"Alperen burası sende!"
"Tamam abi merak etme!"
Arabaya binip hızla hastaneye sürüyordu.
Araba hareket ettikçe ağrım iki katına yükseliyordu sanki.
"Ah! Yiğit yavaşlar mısın?"
"Noldu Ayla?"
"Hızlı gitme lütfen canım acıyor."
"Sana bir şey yaptı mı?"
"H-hayır."
"Ayla bana doğruyu söyle sana bir şey yaptı mı?"
"Yiğit şuan değil lütfen şuan değil."
"Allah kahretsin ben nasıl koruyamadım sizi nasıl nasıl nasıl?"
Öne doğru hafifçe uzandım ve elimi Yiğit'in koluna koydum.
"Yiğit sakin ol!"
"Tamam güzelim sen beni düşünme!"
Hastaneye geldiğimizde artık bacaklarımda güç bulamıyordum.
İçerden tekerlekli sandalye getirip oturttular ve muayene odasına götürdüler.
Karnıma soğuk jeli sıktıklarında irkilmeden edememiştim.
Yiğit elimi tutup ekrana kilitlendi. Kötü bir şey olmasından korkuyordu, kötü bir şey olmasından korkuyordum.
Aletin başlığını karnımda gezdirirken içimden tüm bildiğim duaları ediyordum.
Muayene bittiğinde karnımdaki jelleri Yiğit'in yardımıyla temizlemeye başladık.
"Ayla bu izler."
Elleri karnımdaki kesik izlere gidince hemen üzerimi çektim.
"Ayla sana bunlar ne dedim?"
"Yiğit şuan sırası değil dedim lütfen!"
"Bunu o şerefsiz yaptı dimi? Onun için ağrın çok oldu!"
"Hayır Yiğit! Sadece ufak bir yara. Lütfen hadi doktor bizi bekliyor."
"Evde her şeyi anlatacaksın bana Ayla! Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacaksın."
Sadece başımı sallamakla yetinmiştim.
Doktorun yanına geçip karşına oturduk.
"Evet Ayla Hanım bebeğiniz tam olarak 3 haftalık. Önceki tahlillerini de inceledim oldukça zorlu geçecek gibi duruyor bu süreç."
"Peki eşimin neden bu kadar sık ve yüksek sancısı oluyor!"
"Yiğit Bey bu tamamen stres ve karnına aldığı darbeye bağlı gelişen bir durum. Stresten uzak duracak ve kendini koruyacak. Anca bu şekilde sağlıklı bir gebelik geçirebilirsiniz."
Bakışlarım Yiğit'e kaydığında elini yumruk yapıp bacağını sallıyordu.
Şuan yerinde fazlasıyla zor duruyordu bunun farkındayım.
"Peki bebek? Gelişiminde herhangi bir problem var mı?"
"Gelişiminde bir problem şuanlık yok ama siz yine de vitaminlerinizi aksatmadan tüketin."
"Teşekkür ederiz."
"Geçmiş olsun Ayla Hanım!"
Odadan çıkıp eve doğru ilerledik. Arabada ikimiz de oldukça sessizdik.
"Ulan, ulan bunu sana nasıl yapabilir?"
"Yiğit sakin ol tamam evde her şeyi konuşacağız zaten sen önce bir sakin ol lütfen!"
Kafamı cama yaslayıp altımızdan kayıp giden yola bakıyordum.
•••
Eve geldiğimizde arabadan inip bahçeye yöneldim. Arkamdan da Yiğit geliyordu.
"Ben delirdim anlıyor musun beni? Sana, bebeğimize bir şey oldu diye delirdim!"
"Daha sakin olabilirsin mesela Yiğit! Böyle yaparak hem kendine hem de bize zarar veriyorsun! Sağlıklı düşünemiyorsun!"
"Ayla o herif bunu sana yaptı ve sen bana söylemedin öyle mi?"
"Ya hemen o dakika da nasıl söyleyebilirdim."
"Basbaya söyleyebilirdin Ayla! Neden sustun?"
"Çünkü acı çekiyordum, çünkü sancım vardı, çünkü korktum anlıyor musun?"
"Korkma yanında ben olduğum sürece hiçbir şeyden korkma demedim mi sana?"
"Öyle demekle olmuyor işte Yiğit! Eğer işin içinde canından çok sevdiğin birisi olunca korkuyorsun sesini çıkaramıyorsun. Sırf ki sevdiğin kişi zarar görmesin diye sen her şeyi yutuyorsun. Bende öyle yaptım. Bende sen zarar görme diye sustum."
Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Gözyaşlarım bu hareketi beklermişcesine akmaya başladı.
Daha fazla direnç göstermeden başımı Yiğit'in göğsüne koydum.
Saçlarıma öpücük kondurup belimi okşuyordu.
Bahçedeki çardağa geçip dakikalarca öyle bekledik.
"Çok şükür burdasın, yanımdasın!"
"Burdayım sevgilim, senin sayende burdayım, yanındayım!"
"Öğrendiğim zaman nefes alamadım, boğulacak gibi hissettim. Sen benim bu hayattaki nefes alma sebebimmişsin ve ben bunu seni kaybettiğim zaman anladım."
"Bazen insanlar sevdiklerini kaybedince değerini anlar. Bizim hikayemizde de bir parça bundan var. Ben daha i-ilk o gün seni kaybettiğimde değerini anladım. Şimdi de sen beni kaybettiğinde değerimi anladın."
"Ben aptalım! Ben aptal herifin tekiyim! Nasıl sana bunca ay eziyet ettiririm? Nasıl sana inanmam?"
"Eskileri konuşmasak mı artık? Önümüze bakalım. Geleceğimizi konuşalım. Senden, benden, bebeğimizden, bizden bahsedelim."
"Bahsedelim güzelim!"
Yiğit'in elini karnıma götürdüm ve ikimizin elini de birleştirdim.
"Sevgilim ne hissediyorsun? Sence kızımız mı olacak yoksa oğlumuz mu?"
"Bence kızımız olacak güzelim. Aynı senin gibi güçlü, güzel bir kızımız olacak!"
"Ben erkek hissediyorum. Aynı senin gibi merhametli bir oğlumuz olacak."
"Eee güzelim başka bir şey demeyi unuttun sanırım."
"Hımm ne unutmuş olabilirim acaba?"
"Sadece merhamet dedin. Yanına başka bir şey daha eklemeyecek misin?"
"Yok söyledim ya işte!"
"Yakışıklı demeyecek misin?"
Kendimi daha fazla tutamayıp kahkaha atmaya başladım.
Ben bu adama inanamıyordum gerçekten dakikalarca bunun için mi karşımda kıvranıyordu?
"Ayla gülme güzelim ne dedim ki ben şimdi?"
"O zaman cümlemi düzeltiyorum bay çok yakışıklı. Oğlumuz aynı senin merhametli, senin gibi yakışıklı olacak!"
Beni bir kez daha kendine çekip dudaklarımdan öpmeye başladı.
İkimiz de nefes nefese ayrıldığımız da;
"Sana bir kere bile olsun dokunamamak beni delirtiyor!"
"Sabredeceğiz sevgilim. Bende seninle birlikte olmak istiyorum ama sanırım bu küçük engel olacak gibi."
Yiğit karnımı okşayıp;
"Sağ salim doğsun da ben beklemeye razıyım!"
Evin kapısı açıldığında Yiğit'den ayrıldım ve kafamı o yöne doğru çevirdim.
Yeşim Anne ve Çise karşıda dolu gözlerle bana bakıyorlardı.
Koşarak yanıma geldiler. Bende yavaş bir şekilde ayağa kalkıp önce Yeşim anneye sarıldım.
"Kızım çok şükür buradasın iyisin!"
"İyiyim anne oğlun sayesinde çok iyiyim!"
"Hep iyi ol benim güzel kızım hem mutlu ol!"
"Hep iyi olalım, hep mutlu olalım birlikte!"
Yeşim anneden ayrılıp Çise'ye sarıldım. Onu çok özlemiştim.
"Ayla! B-ben seni ç-çok seviyorum!"
Ağlamaktan dolayı cümlesini kurmakta zorluk çekiyordu.
Sarılmasına karşılık vererek;
"Bende seni çok seviyorum Çise Öğretmenim!"
"Y-yine eskisi gibi miyiz yani?"
"Tabi ya ne zannettin. Benden kurtulamazsın cadoloz!"
"Ayla ben, ben senden çok özür dilerim."
"Tamam artık Çise unut gitsin önümüze bakalım."
"Önümüze bakalım!"
Bakışlarım Yiğit'e kaydığında tebessüm ederek bize bakıyordu.
"Haydi içeri! Yeter bu kadar sarmaş dolaş kaldığınız haydi eve!"
"Ya Yiğit sana ne belki biz daha sarılacaktın birbirimize!"
"Yeter dedim Ayla. Yorgunsun sen sonra devam edersiniz sarılmanıza."
Koluna sert olmayacak bir şekilde vurdum.
"Çok gıcıksın!"
"Karıma çekmişim desene!"
"Yiğiiiittt!"
"Söyle ömrümmm!"
İşte bana bunu yapmasındı. Böyle yaparsa ben nasıl trip atacaktım?
"Seni çok seviyorum!"
"Ben de seni çok seviyorum nefesim."
Çise ve Yeşim Anne önden, ben ve Yiğit arkadan eve girmiştik.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere🖤
Keyifli Okumalar🖤 |
0% |