Yeni Üyelik
38.
Bölüm

38. Bölüm

@sude_den_oykuler

"Evet, allah kahretsin evet bu bebek senden! Oldu mu? İstediğin cevabı aldın mı?"

 

 

"Bu bebeğin doğmasına izin vermem, vermeyeceğim."

 

 

 

"Ona zarar veremezsin!"

 

 

 

"Bak bakalım nasıl da zarar veriyorum."

 

 

 

Belindeki silahı çıkarıp arkasıyla belime sertçe vurdu ve vurmasıyla iki büklüm olup yere uzandım.

 

 

 

"Nerden başlayalım güzelim?"

 

 

 

"Bana dokunma!"

 

 

 

"Aa ama hep bu cümleyi kuruyorsun!"

 

 

 

"Y-yiğit!"

 

 

 

Üzerime çıkıp dudağını boynuma bastırdı ve elleriyle karnıma da baskı uyguluyordu.

 

 

 

Canım çok acıyordu ama bunu ona belli etmeyecektim.

 

 

 

"Yiğit, Yiğit nerdesin?"

 

 

 

Nefesimin sonuna kadar çığlık atıyordum ama Yiğit bir türlü gelmiyordu.

 

 

 

Ya ona zarar vermişlerse?

 

 

 

"Boşuna nefesini tüketme güzellik çok sevdiğin kocan şuan seni duyamaz."

 

 

 

"Ne yaptınız ona? Söyle naptınız?"

 

 

 

"Derin uykuya ihtiyacı vardı diyelim!"

 

 

 

"Allah belanı versin!"

 

 

 

"Hımm sana versin diyeceğim ki zaten vermiş baksana hâline. Sana bazen çok acıyorum biliyor musun Ayla? Baksana şu hâline karnında benim bebeğimi taşıyorsun ama Yiğit için ağlıyorsun."

 

 

 

"Naptınız ona? Yaşıyor mu bari onu söyle?"

 

 

 

"Spoi vermem güzellik."

 

 

 

"Ya sen nasıl bir psikopatsın? Senin derdin ne yetmedi mi çektirdiklerin kaç senedir yetmedi mi?"

 

 

 

"Burada olduğuma göre yetmemiş demek ki!"

 

 

 

"Er ya da geç sende belanı bulacaksın! Kendi ellerimle seni geberteceğim."

 

 

 

"Vay vay vay aynı kocan gibisin kız. Onun yanında kala kala gözün kara olmuş!"

 

 

 

Tam dudağını dudağıma birleştireceği esnada iki el silah sesi duyuldu ardından Alperen gözüktü.

 

 

 

Çok şükür ki tam zamanında gelmişti.

 

 

 

"Götürün şu piçleri!"

 

 

 

Bana doğru hızla gelip ayağa kaldırdı.

 

 

 

"Yenge iyi misin?"

 

 

 

"Yiğit, ona zarar vermiş olabilirler. Nolur bul onu Alperen!"

 

 

 

"Nerede?"

 

 

 

"Bilmiyorum, çok sordum söylemedi. Ona bir şey olmadan bul lütfen!"

 

 

 

"Sen burda bekle ben hemen geliyorum."

 

 

 

Çaresizce olduğum yerde beklemeye başladım.

 

 

 

İçimden bildiğim tüm duaları Yiğit için ediyordum.

 

 

 

Karnıma giren kramp ile öylece olduğum yerde çömeldim.

 

 

 

Bu diğer sancılardan farklıydı. Ellerim ile karnıma sıkıca sardım.

 

 

 

"Ahh!"

 

 

 

Hissettiğim ıslaklık ile iyice sancım artmaya başlamıştı.

 

 

 

Ayağa kalkmaya çalıştıkça sanki kemiklerim kırılıyormuş gibi hissediyordum.

 

 

 

Yiğit ile Alperen koşarak yanıma geldiğinde Yiğit başımı dizine koydu.

 

 

 

"Ayla'm güzelim!"

 

 

 

"Y-yiğit bebek geliyor."

 

 

 

"Ne?"

 

 

 

"Ah! Yiğit hastaneye götür hemen!"

 

 

 

Yiğit beni kucağına alacağı esnada yüzünü buruşturduğunu gördüm.

 

 

 

"S-sen iyi misin?"

 

 

 

"Beni düşünme! Derin nefes al güzelim yorma kendini!"

 

 

 

"Abi bırak bana sen yaralısın daha kötü olacaksın."

 

 

 

"Şoför koltuğuna geç Alperen!"

 

 

 

"Yiğit!"

 

 

 

"Söyle güzelim!"

 

 

 

Elimi zor da olsa Yiğit'in tişörtüne götürüp üstünden sıyırdım.

 

 

 

"Y-yaralısın."

 

 

 

Şuan o kadar kötüydüm ki gözüm kararmaya başlamıştı. Bilincimi zar zor ayakta tutuyordum.

 

 

 

"Alperen hızlı ol!"

 

 

 

"O-oğlumuza bir şey o-olmasın."

 

 

 

"Oğlumuza hiçbir şey olmayacak güzelim. Sen bilincini açık tut. Ela gözlüm aç gözlerini kapatma güzelim aç gözlerini Ayla!"

 

 

 

Son duyduğum cümle bu olmuştu gerisi ise karanlık.

 

 

 

Sarsıntı ile gözlerimi açtığımda sedyenin üzerinde hastane koridorunda hızla ilerliyordum.

 

 

 

"Hasta çok kan kaybetmiş. Bu durumda normal doğuma almamız imkansız sezaryanı hazırlayın!"

 

 

 

"H-hayır olmaz. O daha çok küçük! Daha 7 a-aylık."

 

 

 

Sadece bunu söyleyebilmiştim gerisi ise narkozun etkisiyle karanlıktı.

 

 

 

YİĞİT KARAHANLI'DAN;

 

 

 

Şuan bu dünyaya sığamıyordum. Canımdan çok sevdiğim eşimi koruyamamıştım.

 

 

 

Oğlum, o daha 7 aylıktı şimdi doğması çok erkendi.

 

 

 

Yaklaşık 3 saattir ameliyathanenin önünde çaresizce bekliyordum.

 

 

 

"Abi yarana baktırsan iyi olacak!"

 

 

 

"Şuan hiçbir şey umrumda değil Alperen."

 

 

 

"Abi sakin ol! İkisi de sağ salim çıkacaklar!"

 

 

 

"Çok kan kaybetti, çok acı çekti ama benim elimden bir şey gelmedi."

 

 

 

"Abi bunda senin ne suçun var?"

 

 

 

"Dinlemeyecektim, beni yalnız bırak dediğinde bırakmayacaktım. Bağırsaydı, konuşmasaydı ama yine de iyi olduğunu bilseydim."

 

 

 

"Abi kötü bir şey olmuş gibi konuşup durmasana!"

 

 

 

"Onlara bir şey olursa ben nasıl dayanırım? Zaten daha yeni yeni gerçek babamın Olcay olmadığını öğrenmişken, daha yeni yeni annemin yaşadıklarını hazmetmeye çalıştıkça üzerine yenileri ekleniyor."

 

 

 

"Oğlum!"

 

 

 

Arkamı döndüğümde annem ve Çise'yi görmüştüm.

 

 

 

Annem çaresiz dolu gözlerle bana bakıyordu.

 

 

 

"Ö-öğrendin demek ki?"

 

 

 

Hiçbir şey demeden annemin yanına ilerleyip ona sıkıca sarıldım.

 

 

 

Sarılmam ile ağlamam bir olmuştu.

 

 

 

"Annem, annem daha çok erken!"

 

 

 

"Oğlum allah büyüktür. Kızım ve torunum sapasağlam çıkacaklar inşallah."

 

 

 

"Anne hepsi o şerefsizler yüzünden oldu."

 

 

 

"Oğlum sonra konuşuruz bunları."

 

 

 

"O Olcay piçi, Hasan, Hazan, Yasin, Hamza, Kuzey hepsi onlar yüzünden oldu anne! İlk Ayla kaçırıldığı zaman onları yaşatmayacaktım ama elimi kolumu sen bağladın anne!"

 

 

 

"Oğlum tamam sen şimdi bunları düşünme!"

 

 

 

"Senin intikamını ayrı Ayla'nın intikamını ayrı alacaktım. Onun için o gün o şerefsize bir şey yapmadım. Ama yine rahat durmadı."

 

 

 

"Oğlum!"

 

 

 

"Anne!"

 

 

 

"Katil olmayacaksın değil mi?"

 

 

 

"Olacağım anne! Bunu bana mecbur bırakıyorlar."

 

 

 

"Yapma oğlum deymez!"

 

 

 

"Lan o bizim hayatımızı mahvetti! Çok bile yaşadı!"

 

 

 

"Eğer üzerinde biraz emeğim varsa elini kana bulamazsın oğlum!"

 

 

 

"Ben o gün onu başka bir kadınla gördüm. O kadının üstüne nasıl titrediğini, ona nasıl değer verdiğini gördüm. O gün benim üzerime öyle büyük bir yük bıraktı ki..."

 

 

 

"Biliyorum oğlum öğrendiklerinin hiçbiri kolay değil ama gençliğine yazık!"

 

 

 

"Artık bu saatten sonra hiçbir şey umrumda değil!"

 

 

 

Ameliyathanenin kapısı açıldığında doktor çıktı.

 

 

 

"Eşim nasıl?"

 

 

 

"Eşiniz buraya geldiğinde fazlasıyla kan kaybetmişti. Ameliyat esnasında zorlansak da her hangi olumsuz bir komplikasyon gerçekleşmedi."

 

 

 

Çok şükür ki iyiydi...

 

 

 

"Bebek?"

 

 

 

"Bebek içerde sussuz kalmış ve aynı zamanda 2 ay erken doğdu ki bu az bir süre değil gelişim açısından. Bir süreliğine küvezde kalması gerekiyor."

 

 

 

"Durumu nasıl?"

 

 

 

"7 aylık doğan bir bebeğe nazaran gayet iyi ama küvezde kalması şart! Geçmiş olsun."

 

 

 

Doktor yanımızda ayrıldıktan sonra bebeği çıkarıp hemen bebek yoğum bakımına götürmüşlerdi.

 

 

 

Daha kucağımıza bile alamamıştık. Daha yüzünü bile göremeden apartopar yoğum bakıma götürdüler.

 

 

 

Ardından Ayla'yı ameliyathaneden çıkarıp normal odaya almışlardı.

 

 

 

Ayla yavaş yavaş gözünü açmaya başladığında;

 

 

 

"Oğlum, y-yaşıyor mu?"

 

 

 

"Yaşıyor güzelim."

 

 

 

Eli karnına gittiğinde doğrulmaya çalıştı.

 

 

 

"Güzelim yatman gerekiyor."

 

 

 

"Y-yiğit yoksa?"

 

 

 

"Evet güzelim doğdu. Ömer Asaf'ımız doğdu."

 

 

 

"Ama o daha çok küçük."

 

 

 

"Durumu iyi merak etme. Sadece tedbir amaçlı küvezde kalacak!"

 

 

 

"Y-Yiğit 7 aylık doğdu nasıl iyi olabilir?"

 

 

 

"Doktola konuştum güzelim gelişiminde hiçbir problem yokmuş."

 

 

 

"Oğlumu görmek istiyorum."

 

 

 

"Daha yeni doğumdan çıktın dinlen biraz güzelim sonra görürsün."

 

 

 

"Oğlumu görüp iyi olduğunu bilmek istiyorum."

 

 

 

"Ayla yapma böyle güzelim. Kendini de düşün bak şimdi dikişlerin açılacak."

 

 

 

Ne olduğunu anlamadığım bir şekilde kolundaki serumu hızla çekip çıkarmıştı.

 

 

 

Ayağa kalktığında sendelese de odadan çıkmayı başarmıştı.

 

 

 

Arkasından sarılıp odaya götürmeye çalıştıkça buna engel oluyordu.

 

 

 

"Bırak beni! Oğlumu görmem lazım. Oğluuum!"

 

 

 

"Yapma güzelim kendine zarar veriyorsun yapma!"

 

 

 

"Oğluum!"

 

 

 

İkimizde sırtımızı duvara yaslayıp sıkıca sarıldım ona.

 

 

 

"Ayla hadi güzelim. Hadi bırakma kendini! Sen çok güçlü bir kadınsın hadi bebeğim."

 

 

 

Hemşirelerin yardımı ile tekrar odaya götürdük ve sakinleştirici iğneler vurdular.

 

 

 

Ayla'yı bu hâlde görmek beni mahvediyordu.

 

 

 

 

 

Evettt bir bölümün daha sonuna geldik. Yavaş yavaş finale doğru ilerliyoruz🖤 yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum🖤 bir sonraki bölüm Ayla Karahanlı Anlatımıyla olacak.

 

 

 

Keyifli Okumalar🖤

 

 

 

 

Loading...
0%