"Ayla Hanım, Yiğit Bey doktorunuz geldi sizi odasında bekliyor."

Bir şey demeden doktorun odasına doğru ilerlediğimde içimde anlamlandıramadığım bir korku vardı.

Odaya geldiğimizde içeri girdik ve koltuklardan birine oturduk.

"Hoşgeldiniz."

"Bebeğin kan sonuçları çıkmış ve bize herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu kadar sorumsuz davranmanızın sebebini öğrenebilir miyim doktor?"

Yiğit'in acilen sakinleşmesi gerekiyordu. Yumruk yapmış olan eline elimi koydum.

"Hasta ziyaretlerine gidiyorum Yiğit Bey. Benim işim sadece burada değil. Bunu da göz önünde bulundurarak biraz anlayış göstermenizi rica ediyorum."

"Siz kusuruna bakmayın lütfen. Endişeliyiz bizi de alayın."

"Pekâla! Şimdi kan sonuçlarına gelecek olursak bebeğinizin kan değerleri çok düşük. Bunun nedenini araştırmak adına ayrıntılı bir çalışma başlattık."

"Peki bunun nedeni erken doğum olabilir mi?"

"Bu da bir ihtimal Yağmur Hanım."

"İhtimal derken? Sizin şüphelendiğiniz bir durum mu var?"

"Şuan tam teşhis için bir şey söylemem pek mümkün değil Yiğit Bey. Sonuçta 2 ay gibi bir süre erken doğdu. Kan değerlerinin düşük çıkması doğal gibi duruyor."

"Eğer bildiğiniz veya şüphelendiğiniz bir şey varsa lütfen söyleyin. Söyleyin ki biz de ona göre hareket edelim."

"Yağmur Hanım sizi ve eşinizi endişelendirmek istemem ama oğlunuz da kan hastalığı olabilir. Onun için araştırma hastanesine sevk etme gibi bir durum da söz konusu."

Şu hayatta bir kere, tek bir kere iyi bir şey duyamayacak mıydık?

"Nolacak peki? Tehlikeli bir hastalık."

"Siz bu konuda bilgilisiniz sanırım Yağmur Hanım."

"Bilgi sahibiyim evet."

"O zaman sizinle açık açık konuşayım madem ki bilginiz var. Bu çok zor bir bebek olacak. Mesela en basitinden diş mi çekilecek bebeğinize o zaman kan takviyesi yapılacak. En ufak bir yeri çizilmeyecek bile. Aksi taktirde kanı hemen durmaz."

"Bunun bir tedavisi yok mu?"

"Maalesef bunun için herhangi bir tedavi yöntemi gelişmedi Yiğit Bey. Zaten nadir görülen bir hastalık."

Evet nadir görülen bir hastalık ve yine piyango bize vurmuştu.

"Tam teşhis ne zaman konur?"

"Yarın tekrar kan alınacak o zaman başka hastanelere de yönlendireceğiz ve ayrıntılı bir araştırma başlatacağız."

"Doktor bey, o-oğluma bir şey olmasın. Lütfen size yalvarıyorum iyileştirin onu."

Gözyaşlarımı daha fazla tutamamıştım. Çektiğim acılar yetmezmiş gibi üstüne yenileri ekleniyordu.

Canım acıyordu. Canım içerde öyle delik deşik kablolar içinde yatarken canım acıyordu.

"Elimizden ne geliyorsa yapacağız Ayla Hanım bundan hiç şüpheniz olmasın lütfen. Siz de sakin olmaya çalışın şuan net bir durum söz konusu değil zaten."

"Küvezden ne zaman çıkar?"

"Net bir hafta kalacak. İlerleyen zamanlarda bu durum oğlunuzun elinde."

"Daha oğluma dokunamadım bile. Yüzünü sadece camdan görebildim."

"Sizin için oldukça zor bir durum anlayabiliyorum Ayla Hanım ama biraz sabretmeniz gerekecek. Her şeyden önce oğlunuz için..."

"Peki doktor bey iyi günler size."

"İyi günler Yiğit Bey."

Odadan çıktığımız da başımın döndüğünü hissediyordum.

Nefes alamıyordum aldığım nefes ciğerlerime ulaşmıyordu.

Duvara tutunup gözlerimi kapattım. Yiğit bu durumu fark etmiş olmalı ki beni kendine doğru çekip kafamı göğsüne koymamı sağladı.

"Güzelim sakin ol! Şuan daha net bir şey yok."

"Kan değerleri düşük çıkıyormuş."

"Olabilir güzelim. Doktoru duymadın mı erken doğduğu içinde olabilir dedi."

"Yiğit oğlumuza bir şey olmasın. Ben yaşayamam o zaman."

"Olmayacak güzelim. Oğlumuz sağ salim yanımıza gelecek."

•••

1 Hafta Sonra;

YİĞİT KARAHANLI'DAN;

"O gün karımın karşısına neden çıktınız lan! Planınız neydi piçler!"

"Plan gayet ortada be kuzen. O karnındaki küçük orospuyu ve senin biricik karını öldürmek içindi."

"Oğlum ve karım hakkında doğru konuş o ağzını yırtarım senin."

"Sen harbi salak çıktın be kuzen. Hâlâ oğlum diyip duruyorsun. O senin oğlun değil o tecavüz sonucu oluşan bir bebek."

Şu zamana kadar hiçbir kadına el kaldırmamıştım. Ama bu piç bana ilkleri yaşatacaktı.

Hazan'a doğru bir adım atıp yüzüne yumruk geçirdim.

"Sonuç her ne olursa olsun bu sizi ne ilgilendirir ulan."

Derin nefes alıp Alperen'den silahımı vermesini istedim.

Bugün burada her şey bitecekti.

Oğlum bu şerefsizler yüzünden erken doğmuştu ve şuan yoğum bakımda yaşam mücadelesi veriyordu.

Oğlumda nefes darlığı başlamış ve oldukça zor nefes alıyordu.

Üstüne erken doğduğu için gelişmeyen organları yüzünden durumun kötüye gittiğini öğrenmiştim.

İşte bendeki bardağı taşıran son bilgi bu olmuştu.

Tamam bu piçleri öldürecektim ama daha vakti vardı. Daha farklı şekilde öldürecektim.

Elimi kana bulayacaktım. Sevdiklerim için, oğlum için, karım için, annem için, teyzem için, daha doğmamış masum bebek ve daha doğmamış kardeşimin intikamını bugün burada alacaktım.

Herkes bunu mislisiyle ödeyecekti...

İlk olarak Olcay ve Hasan için pek de kıymetli olan Hazan dan başladım.

Ayağına sıktığımda acı içinde inledi.

Ardından elime bıçak alıp ilk önce parmaklarını kesmeye başladım.

Bunu yaparken gram acımıyordu içim.

Hazan ve Olcay'ın çığlıkları depoyu inletiyordu ama bu pek umrumda değildi.

Parmaklarından sonra sıra gözüne gelmişti.

"Y-yiğit dur yapma yalvarırım y-yapma ah! Y-yiğit canım çok acıyor acı bana!"

"Siz benim aileme acıdınız mı ki ben size acim ulan!"

"Dur! Sana bir şey söylemem gerekiyor!"

"Yine ne saçmalayacaksın?"

"Ben, ben hamileyim!"

Ağzımdan histerik bir gülüş çıktı.

"Yalanını sikerim!"

"İnanmıyorsan Alperen'e sor!"

Alperen'e döndüğümde afallamış bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"A-abi yok öyle bir şey!"

"Doğruyu söyle Alperen! Var mı böyle bir şey?"

"Yok abi yemin ederim ki yok. Bende seninle ilk defa burada öğreniyorum."

"Nasıl unutursun Alperen o gece yaşadıklarımızı nasıl unutabilirsin?"

"Kapa çeneni!"

Kafayı yemek üzereydim. Bu nasıl olur?

"Abicim doğruyu söyle bana bir şey demeyeceğim eğer gerçekten öyle bir şey varsa söyle."

"Yok yemin ederim yok. Benim onla bağım yıllar önce son buldu."

"Peki aslanım. Bana hemen doktor ayarla ve buranın adresini ver ama güvenilir olsun!"

Alperen depodan ayrılıp doktor ayarlama işine koyulmuştu.

"Bana bak eğer zaman kazanmak için bunu yapıyorsan gerçekler ortaya çıktığında daha beterini yaparım ona göre."

Ellerinden akan kana rağmen karnıma sıkı sıkı tutmuştu.

Eğer gerçekten böyle bir durum varsa tabiki de dokunmayacaktım. Zamanı geldiğinde bebek doğdunda onu kendi himaye altıma alıp o zaman yarım kalan işimi tamamlayacaktım.

Tam final yapayım diyorum sonra yapasım gelmiyor🙈 umarım okurken keyif alıyorsunuzdur🖤 yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum🖤

Keyifli Okumalar🖤