Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@sude_den_oykuler

Yiğit Karahanlı'dan;

 

 

Delirmişcesine Hasan Çeviğe yumruk atıyorken artık bilincini zor ayık tutuyordu.

 

 

 

"Dur! Dur sana her şeyi anlatacağım."

 

 

 

"Neyi anlatacaksın? Teyzeme nasıl işkence edip öldürdüğünü mü?"

 

 

 

"Çok sevdim, allah kahretsin ki teyzeni çok sevdim. Ben onunla şirkette tanışmıştım. O şirketin avukatıyken ben ise orada işletme mezunu bir çalışandım. Onu ilk gördüğüm an vuruldum."

 

 

 

"Neden öldürdün o zaman?"

 

 

 

"Ben zorla ona sahip olmaya çalıştım başarılı da oldum. Artık teyzen her şeyiyle benimdi. Bana aitti."

 

 

 

Anlattıkları ile gözlerimi sıkıca yummuştum. Bu kadar adi olamazdı. Bu kadarını da yapmamalıydı.

 

 

 

"Zorla tehdit ede ede birlikte oldum onunla. Daha sonra birlikteliğimizden dolayı teyzen benden hamile kaldı."

 

 

 

Daha neler öğrenecektim? Daha canımı daha fazla yakacak neler öğrenecektim?

 

 

 

"Ben teyzen ile birlikte olduğumda evliydim ve bir kızım vardı. Ayla 11 yaşındaydı. Teyzenin hamile olduğunu öğrendiğimde Ayla'nın annesi ile ayrılacaktım ama Ayla elimi kolumu bağlıyordu. İstemeye istemeye evli kaldım."

 

 

 

Duyduklarım artık bana o kadar fazla geliyordu ki delirmeme ramak kalmıştı.

 

 

 

"Teyzenin yavaş yavaş karnı büyümeye başlayınca onu öldürmekten başka çarem olmadığını anladım ve son kez ona sahip olup tam 24 yerinden bıçaklayarak onu öldür-"

 

 

 

Ayağa kalkıp yumruk atmam ile bilinci kapandı.

 

 

 

Teyzeme neler yaşatmış öyle?

 

 

 

İntikam soğuk yenen yemekti. Yapmak istemediğim şeyleri beni mecbur bırakan bu son cümle olmuştu.

 

 

 

Artık hiçbir şey umrumda olmadan intikamımı alacaktım.

 

 

 

Evet o zamanlar küçük olabilirdim, evet o zaman ailemi koruyamamış olabilirdim ama şimdi işler başka bir boyuttaydı.

 

 

 

Ben yıllar sonra teyzemin intikamını, kardeşimin intikamını, annemin ve kuzenimin intikamını mislisiyle ödetecektim.

 

 

 

Gerekirse araya 2. kişiyi katıp canını yaka yaka bu yaptıklarının cezasını çekecekti.

 

 

 

Bahçeye çıkıp adamlarımdan birini aradım ve evin adresini verdim.

 

 

 

"Hemen verdiğim adrese gelip o içeridekini alıp depoya götüreceksiniz. Benim emrim olmadan hiçbir şey yapılmayacak!"

 

 

 

Telefonu kapatıp arabama bindim ve annemlerin evine doğru sürdüm.

 

 

 

Sevdiklerimin intikamını almadan bana artık rahat bir nefes yoktu.

 

 

 

Eve geldiğimde babamın hâlâ bahçede oturduğunu gördüm ve yanına gittim.

 

 

 

"Kararımı verdim."

 

 

 

"Evet oğlum nedir kararın?"

 

 

 

"Kabul ediyorum. Ortaklık olacak ve o nikah kıyılacak."

 

 

 

"Sonunda mantıklı bir karar verebilirşsin oğlum! Şimdi Hasan Bey'i arayıp haber vereyim."

 

 

 

"Arasan bile açamaz baba! Yarın haber verirsin."

 

 

 

"O ne demek?"

 

 

 

"Ben annemin yanındayım sana iyi geceler."

 

 

 

"Sana o ne demek dedim?"

 

 

 

Cevap vermeyip üst kata doğru çıktım ve annemin kaldığı odaya girdim.

 

 

 

Yatağında yatıyordu. Yatağın köşesine uzanıp saçlarını okşamaya başladım.

 

 

 

"Özür dilerim annem, çok özür dilerim. Ama senin oğlun intikamınızı alacak. Hem yeğeninin hem de kardeşinin intikamını alacağım sana söz veriyorum."

 

 

 

Annem varlığımı hissedercesine bana sıkıca sarıldı. Kokusunu içime çekmem ile gözyaşlarım gözlerime hücum etti.

 

 

 

Daha fazla dayanamayıp kalkacağım esnada;

 

 

 

"Gitme oğlum! Bari sen gitme kal yanımda birlikte aynı eski günlerdeki gibi yatalım."

 

 

 

Yatağa tekrar uzandım ve dudaklarımı tekrar annemin saçlarına bastırdım.

 

 

 

"Burdayım annem, hiçbir yere gitmiyorum. Yine eski günlerdeki gibi birlikte yatacağız."

 

 

 

O günün akşamı yine kendimi savunmasız eski Yiğit Karahanlı gibi hissetmiştim.

 

 

 

☆☆☆

 

 

 

Ayla Çevik'den;

 

 

 

Alışkanlık olduğu için sabah erken kalkıyordum.

 

 

 

Zamanın geçmesi adına kitap alıp okumaya başladım.

 

 

 

Kitabımı okuduğum esnada telefonum çaldı ve ekranda gördüğüm isim ile şaşkına uğramıştım.

 

 

 

Telefonu açtığımda ilk önce ses vermemiştim.

 

 

 

"Kızım!"

 

 

 

Bana hâlâ ne hakla kızım diye biliyordu?

 

 

 

"Niçin aramıştınız?"

 

 

 

"Böyle mi olacağız kızım? İki yabancı gibi mi olacağız?"

 

 

 

"Bir kızın olduğu şimdi mi aklına geldi? Daha öncelerinden neredeydin? Sana ihtiyaç duyduğum zaman nerdeydin?"

 

 

 

"Kızım affet beni."

 

 

 

"Seni asla affetmeyeceğim. Sen benim elimden ailemi aldın. Sen benim ailesiz büyümeme tek başıma kalmama neden oldun. Şimdi bir de karşıma geçip beni affet diyorsun!"

 

 

 

"Şimdi beni çok iyi dinle. Bu teklifimden sonra eminim beni affedeceksin."

 

 

 

"Sakın, sakın beni ne kendinle ne de başkaları ile karıştırma. Ben seni salak saçma tekliflerin yüzünden affeder miyim be? Sen beni ne zannediyorsun?"

 

 

 

"Küçükken de böyleydin biliyor musun? Hep dikine giderdin. Hep derdim ki bu kız polis olacak. Ama boktan bir meslek seçip hayatını mahvettin."

 

 

 

"O pis ağzına benim mesleğimi alıp da kirletme. O boktan dediğin meslek yüzünden ben şuan ayaktayım. Sana vermediğim değeri o boktan dediğin mesleğe veriyorum! Umarım şimdi duracağın çizgiyi anlamışsındır."

 

 

 

"O zaman şimdi sadece o çok sevdiğin mesleğine değil de başka şeylere de değer ver. Artık bunun zamanı geldi."

 

 

 

"Ne saçmalıyorsun?"

 

 

 

"Diyorum ki seni evlendiriyorum!"

 

 

 

Duyduğum cümle ile sanki ev üzerime yıkılmıştı.

 

 

 

Ne demek seni evlendiriyorum?

 

 

 

Sinir ve şaşkınlık birleşince engel olamadığım bir kahkaha çıktı ağzımdan. Sanırım deliriyordum.

 

 

 

"Hahaha gerçekten çok komiksin. Bu böyle olmaz seni komedi programlarına katalım da bari bir işe yara."

 

 

 

"Hâlâ çocuksun işte. Hareketlerinden belli çocuk olduğun."

 

 

 

"Peki burada seni ilgilendiren kısım ne?"

 

 

 

Sesim fazlasıyla sert çıkmıştı. Artık içimde en ufak sevgi, merhamet, saygı beslemiyordum.

 

 

 

"Yarım saat sonra seni gelip alacağım ve kocanı görmeye gideceğiz."

 

 

 

"Yine niçin yapıyorsun bunu? Bu sefer beni para karşılığında sattın da haberim mi yok?"

 

 

 

"Babasının kızı işte nasıl da zeki."

 

 

 

Artık nefes alamıyordum. Gözlerim yanıyordu.

 

 

 

Dayanamıyordum...

 

 

 

"Sen benim hiçbir şeyim değilsin. Sen benim bu hayattaki en büyük şanssızlığımdan fazlası değilsin!"

 

 

 

"Neyse şimdi soruna gelelim. Evet seni bir nevi sattım. Seni şirket kurtulsun diye Yiğit Karahanlı ile evlendiriyorum."

 

 

 

Hayatta bazı anlar vardır ki keşke hiç doğmasaydım dediğiniz o anlar. İşte bende şimdi o anın içindeydim.

 

 

 

Bir kez daha doğduğuma pişman olmuştum. Bir kez daha bu dünyaya geldiğim için lanet etmiştim.

 

 

 

Ve bir kez daha böyle bir babaya sahip olduğum için kaderime lanet etmiştim.

 

 

 

1000 OKUMAYA ULAŞTIK AMA OY VE YORUM YOK AMA NEDENNNN😔 Evet canımlar kitap yavaş yavaş artık şekilleniyor🖤 bu kitabımı da basmak istiyorum bununda bilgisini vereyim🖤🥲 umarım bu bölümü de beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum🖤 sizleri çok seviyor ve kocaman öpüyorum🖤

Keyifli Okumalar🖤

Loading...
0%