@sude_x_
|
Emre Patronun bizi odasına çağırması ile esir aldığımız kurbanın yanından ayrılıp odasının önüne geçip kapıyı tıkladım. İçeriden 'Gel' sesini duyduğumda diğerlerini arkamda bırakarak içeri girdim. Peşime takılmışlardı. Çıktığımda hiçbiri kapının önümde olmayacak. Patron bana bir resim uzattı. "Aylin Uğur, yirmi üç yaşında sen ve ekibinin bu kadını getirmesini istiyorum. Evin adresi arkada yazıyor." Patron daha önce bir kadın kaçırmamızı istememişti. Sorunu neydi bu kadınla? "Kim bu kız patron?" Fotoğrafı alırken sorduğum soruya cevap alamayacağımı düşündüm. Patron genelde sorulara cevap veren biri hiç olmamamıştı. "Ailesi ile husumetimiz var ve bende çok sevdikleri kızlarını yanımda istiyorum Emre! Soru sormayı kes ve işine bak." Öfkeyle bakan patrona kafamı sallayıp odasından çıktım. Fotoğrafı inceledim kahverengi saçlı yeşil gözlü bir kadındı. Saçlarının beline kadar geldiğine eminim fotoğrafa sığmamış görünüyor. Kağıdı ters çevirip yazan adrese baktım. Bu işi uzun zamandır yapıyorum. Ekibin yanına gittim. "Ne oldu Emre seni neden çağırmış patron?" Umut'un sorusu ile ona döndüp fotoğrafı herkese gösterdim. "Güzel kadın!" Ali'nin söyledikleri ile ona tersçe baktım. İşimiz kadını kaçırmak onunla ilgilenmek değil! "Kendine gel Ali, patron bu kadını istiyor. Aylin Uğur. Adres arkada. Sizde benimle geliyorsunuz." Hürkan elimden fotoğrafı alıp uzunca baktı. "Kadınları kaçırmadığımızı sanıyordum." Bende öyle sanırdım fakat patronun ailesi ile husumeti varmış. "Zaman daralıyor çocuklar işimizi halledip dönelim. Patron sinirli görünüyordu." Hürkan fotoğrafı bana verip ayağa kalktı. Fotoğrafı cebime atıp peşinden gittim. "Sorun ne abi?" Hürkan'ın böyle olması iyi değildi. "Kadın kaçırmaya doğru bakmadığımı biliyorsun kardeşim. Burda da bu yüzden uzun zamandır çalıyoruz. Neden kadın?" Derin bir nefes verip elimi Hürkan'ın omzuna attım. "Kadına zarar vermeyeceğiz sadece kaçıracağız. Patron ailesi ile derdi olduğunu söyledi. Fidye isteyeceğine eminim." Hürkan onaylayarak arabaya bindiğinde Ömer yanıma geldi. "Neyi var?" "Kadın kaçıracağımız için gergin." Hürkan sevdiği bir kuzeni organ mafyası tarafından kaçırılmıştı. Kadının cesedine bile rastlayamadık. Bu işte kadınlara yer olmadığı için vardı şimdi ise biz kadın kaçıracaktık. Üzgünüm dostum. "Onun için zor biliyorsun." Biliyorum. Elimden bir şey gelmediği için üzgünüm dostum. "Emir, Kaan ve Umut gelmiyor. Patron onları ayrı bir iş için görevlendirdi." Ali'nin söylediklerini onaylayıp şoför koltuğuna geçtim. Hürkan yanımdaydı. Ömer ve Ail de arka koltuğa geçmişti. Diğerlerinin gelmemesi bir yandan iyi oldu sonuçta o kadar kalabalığa gerek yok. "Bu kadına ne yapacağız Emre?" "Bilemiyorum Ali, patron ne derse onu yapıyorum biliyorsun." Bir saatlik yolculuğun ardından kadının bulunduğu eve gelmiştik. "Sessizce camlardan bakın bulunduğu odanın camı açıksa içeri dalın değilse Ömer kapı işi sende!" Ev tek katlı olduğu için şanslıyık. Etrafın tenha olmasıda işimizi kolaylaştırıyordu. Camdan bakarken kadın odasında yatağında oturmuş müzik dinliyordu. Cebimden çıkarıp resime tekrar baktım. Sanki bir farklılık var gibi hissediyorum. Şu zamana kadar yanlış yapmadım bundan sonra da yanlış olmayacak! Camı açık olduğu için Ömer'e işaret verdim. Buradan girecektik. Hepimiz maskelerimizi takıp camın önüne toplanıp yere çöktük. "Ben gireceğim sizde peşimden hızla gelin!" Sessizce fısıldadığıma hepsi onay vermişti. Camdan içeri atladığım kadın şaşkınca bana bakıyordu. "Sende kimsin, odam da ne işin var?" Korkuyla bana bakıyordu. Ona zarar vermeyecektim fakat bana zorluk çıkarırsa şok verebilirdim. Bir şey söylemeden kadına doğru yaklaştığımda bana masasında bulduğu kitabı fırlattı. "Yaklaşma!" Attığı kitaba aldırış etmeden yanına yaklaşıp kolundan yakaladım. "Adi herif bırak kolumu!" Kolunu benden çekmeye çalışıyordu. Diğer kolu ile vurmak isteğinde iki kolunu da tuttum. "Zorluk çıkarma, canın acısın istemeyiz." Ayağıma bastığında kolunu daha sıkı tuttum. "Çabuk olun bu kadın rahat durmuyor!" Camdan girenlere baktığımda Ömer hızla ip getirip kadının kollarını bağladı. Onu kucağıma alıp Ömer'den ayaklarını bağlanmasını da istedim. Kapıdan çıkıp arabaya bindiğimizde kadın susmuyordu. "Size beni bırakın dedim!" "Hürkan ağızını bağlar mısın?" Hürkan dönüş yolunda arkaya geçtiği için ondan istedim. Ali'nin verdiği bant ile Hürkan kadının ağzını bantlamak istedi fakat kadın rahat durmuyordu. "Aylin rahat dur!" Soğuk bir sesle ismini söylediğimde gözlerini kısarak aynadan bana baktı. "İnanın bana yanlış kadını kaçırdınız." Ben yanılmam! Onu bırakmamız için böyle bir şey diyor. "Aylin benim ikizim, o daha meraklıdır böyle şeylere. Macera ve aksiyon seven ikiz ben değilim, o." Bir şey söylemeden sürmeye devam ettim. Sessiz kaldığımı görünce kendisinde sustu. Hürkan'da bantı Ali'ye geri verdi. Depoya geldiğimizde kadını tekrar kucağıma aldım. "Yanlış yapıyorsun, ben Aylin değilim. Adım Elfida!" İfadesizce suratına bakıp bir şey söylemeden onu içeri taşıdım. Sandalyeye bağlayıp kollayını sandalyenin kollarına bağladım. Bacaklarını da aynı şekilde sandalyenin ayaklarına. Çırpınmaktan vazgeçmişti ama susmuyordu. "Burası leş gibi kokuyor fareler de dolaşıyor mu?" "Leşle dolu olduğu için leş kokması normal!" Öfkeyle söylediklerimden ürküp geri kaçmak istercesine başını çekti. "Neden burada olduğumu bilmek istiyorum!" Bu kadın susmak bilmiyor! Yanından ayrılıp patronun odasının önüne geldim. Kapıyı tıklattığımda içeriden yine o bilindik sesi duydum. 'Gel' içeri girdim. "Efendim istediğiniz gibi kadını kaçırdık." "Güzel, yine her zamanki gibi işinde çok iyisin evlat." Bana böyle seslenmesi hoşuma gitmiyor. "Ne bekliyorsun çıkabilirsin." "Efendim kadın Aylin olmadığını söylüyor ama verdiğiniz fotoğraftaki kişi ile aynı. İkizi Elfida olduğunu söylüyor." "İkizi olabilir ancak bu bir yanılgı evlat. Kendisi Aylin. Kendisini bırakmamız için öyle söylüyor. Git ve biraz eğlen onunla." "Ama efendim biz kadınlara-" Sinirle sözümü kesti. "Dediğimi tekrarlamayı sevmem! Gidip eğlen o kadınla, derhal!" Kaçırmış olabilirim fakat o kadını eğlence aracı olacak kullanacak değilim! Onaylayıp odadan çıktım. Ekibin yanına gittim. Kadın hücrelerin birinde bağlı oturuyordu. "Bir sorun mu var Emre?" Kaan'ın sorusu ile onlara döndüm. "Evet hemde çok büyük!" "Patron kadınla eğlenmemi söylüyor! Siktir! Bunu yapamam, yapmam!" "Bu işten ayrılıyoruz, hemen şimdi!" Hürkan'ın söyledikleri ile Ömer güldü. "Nereye gitmeyi planlıyorsun Hürkan? Kimsemiz yok, kazancımız sadece bu lanet olası çukur! Eğer gidersek bizi rahat bırakacağını mı düşünüyorsun?" Ömer sinirle kalkıp gittiğinde peşinden gittim. "Ne yapacaksın Ömer?" "Ben değil sen yapacaksın! Eğer ölmek istemiyorsan gerekirse öldüreceksin Emre!" diyerek Kadının tutulduğu hücreye girdi. Elinde yaprak jilet vardı. Benim elime verip duvara yaslandı. "Eğer yapmazsan yedi kişi ölecek Emre!" Kadının gözlerinin içine baktığımda bir şey anlamamış gözlerle bana bakıyordu. Beyaz tenini kana bulayacaktım. Hem de bir kadının. Gözleri elime kaydı. Jileti görünce sertçe yutkundu. "Lütfen, hayır yalvarırım ne isterseniz veririm ama hayır olmaz!" Kendimi toparlayıp duygusuzca ona baktığımda gözleri dolmuştu. İlk defa hayatımda bir kadına zarar verecektim. Yere çöküp kolunu inceledim. Ömer'in delici bakışları benim üzerimdeydi. "Bana zarar mı vereceksiniz?" Korku dolu gözleri yüzümde dolaşıyordu. Yeşil gözlerinde korku vardı. Hızla ayağa kalktım. Ömer'e beni takip etmesi için işaret yapıp çıktım. Peşimden geldiğinden yakama yapıştı. "Sakin ol oğlum! Kadına zarar mı vereyim istiyorsun gerçekten. Görmüyor musun korkuyor." "Ölmek istemiyorum Emre. Bir kişiyi hepimize tercih mi edeceksin? Eğer onu bırakırsan patron denilen lavuk önce bizi sonra onu öldürür!" Haklıydı her türlü zarar görebilirdi iki tarafta. Kadının gözlerinde o korkuyu gördükten sonra bunu hiç yapmak istemiyorum. Yakamı Ömer'den kurtarıp geriye çekildim. "Haklısın eğer yapmazsam iki tarafta zarar görecek fakat ben bunu yapamam!" Kadınlara zarar vermek doğamda yoktu! Biz burada bu yüzden çalışırken şimdi ise bir kadına zarar veremezdim. Kendim dayak yer yine de ona zarar vermezdim. Bunu yapamam. "Patron bunu öğrendiğinde ya seni kendi elleriyle boğar ya da acıyıp eziyet eder! Şanslıysan yaşarsın. Umarım aldığın bu karara değer dostum." diyerek omzunu omzuma çarpıp gitti. On dakika kadar sonra yanıma adamlardan biri gelip patronun çağırdığını söyledi. Kendimi toparlayıp gittim. İçeri girdiğimde patron ayağa kalkıp karnıma sert bir yumruk geçirdi. "Dediğimi yapmadın demek." Köşede Ömer'i biri boğazına bıçak tutarken görmeyi beklemiyordum. Ömer'i tutan adam onun yakasından tutup dışarı çıkardı. Patron da benim yakama yapışıp dışarı çıkardı. Kadının hücresinin önüne gelmiştik. "Verdiğim emirleri yerine getirmemenin cezasını biliyorsun öyle değil mi? En iyi adamlarından biri olmasaydın şu anda seni burada öldürebiliridim." Yakamdan tutup beni duvara sabitledi. Yüzüme yumruk attığında dudağım patlamıştı. Beni yakamdan tutup hücrenin önüne itti. Seslere diğerleri de gelmişti. Ayağa kalktığımda hepsi korkuyla patrona bakıyordu. Ömer yap şunu artık dercesine bana bakıyordu. "Kadına dediğimi yapmazsan arkadaşlarına veda etmen gerekir!" Adamlar gelerek ben ve patron hariç diğer çocukların hepsinin boğazına bıçak dayadı. İstemeyerek hücrenin önünde durdum. Hücreye girdiğimde kadının kulağına eğildim. "Korktuğunu biliyorum fakat ağlamaman lazım ve de bağırma." Geriye çekilip ağzını bantladım. Ağlarsa bunu yapamazdım. Arkamı dönüp ekibe baktım. Hürkan yapma dercesine yalvarıyordu. "Beni affet dostum." diyerek hepsine arkamı döndüm. Patron elime yaprak jilet verdiğinde avucumda sıktım. Avucumun kanadığını hissediyorum. Avucumu açıp jileti aldım. Kendi kanıma bulanmıştı. Üzerime silip tekrar eğildim. Gözleri doluydu ama ağlamıyordu. Gözleri sımsıkı yumup başını çevirdi. Bembeyaz olan tenine kanını akıtacağım için üzgünüm kadın. Arkadaşlarımın ölmesine göz yumamam. Seni öldürmemeleri için elimden geleni yapacağım aynı zamanda da kendimi ve ekibimi yaşatmak zorundayım. Derin bir nefes alıp koluna jileti değdirecektim ki patron buraya gelip kadının kolunu sıktı. "Devam et. Böyle daha çok akacak o kan!" Çıldırmış gibi görünen adama kısa süre bakıp tekrar kadının yüzüne baktım. Gözleri kapalı öylece beni bekliyordu. Jileti koluna değdirip derin olmamasına dikkat edecek şekilde kestiğimde kadının gözyaşının aktığını görmek içimin burkulmasına neden oldu. Patronun istediğini yaptığımda keyifle bana bakıyordu. "Aferim evlat." diyerek çıkıp gitti. Dışarı çıktığımda Hürkan yakama yapıştı. "Ne yaptığını sanıyorsun lan sen!" Yüzüme yumruk attığında burukça gülümsedim. "Ölmenize izin mi verseydim!" Bağırdığımda beni itekleyip geriye çekildi. "Bunun olmaması gerekiyordu." Hürkan'ı da anlıyorum fakat o da beni anlamalı. Dostlarımın ölümüne göz yumacak birisi değilim. Eğer biz ölseydik kadın da ölecekti. Sekiz kişinin ölmesindense bir kişinin yaralanması mantık olarak daha makul. Hürkan yüzüme tekrar yumruk geçirip gitti. Umarın beni affedersin dostum. Senin ve diğerlerinin iyiliği için herşey. Herkes gittikten sonra Ömer yanıma geldi. Öfkeyle ona bakıp yüzüne yumruk geçirdiğimde güldü. "Bir planım var." Dudağının kenarını silip elime bez verdi. Kanayan avucumu silip kanlı bezi yer attım. Nasıl bir planı var bilmiyorum ama işe yaramazsa hepimiz ölebilirdik. |
0% |