Sabah gelen alarm sesi ile hemen yataktan kalktım. Ve gözlerim Mia yı aradı. Baktığımda yanımdaki yastığa yayılmış uyuduğunu fark ettim.
"Ah şu sendeki rahatlık bende olsaydı hanım efendi" Diye söylenmeyi de ihmal etmedim tabii ki.
Sarsak adımlarla banyoya doğru ilerledim ve kendim ılık kısa bir duşa attım. Hemen ardından bornozuma sarıldım. Önünü kuşakla bağladım ve dişlerimi fırçalamaya başladım. Hemen kalan macunu suyla tükürdüm. Saç kremini sürüp taradım ve kuruttum. Ve hemen odama daldım bu gün oldukça sıcaktı. Altıma kot bir şort , üstüne ise oversize bir beyaz t-shirt giymiştim.hemen hafif bir makyaj yaptım çünkü bu sıcağa ağır bir makyaj dayanamazdı. Evden çıkmadan önce mia'nın mamasını ve suyunu doldurdum. mia pek oralı olmadı ama kumunu da değiştirdim gitmeden önce onu on dakika falan mıncırdım. Sonra bir delilik yapıp camdan atlar diye hepsini kontrol edip kapattım ama bu yavrucak yanardı klimayı ona uygun dereceye getirdim ve sonra bir tane daha kocaman öpüp ayrıldum ondan.
Çantamı alıp hemen dışarı fırladum. Ve hızlıca arabaya yerleştim tüm vaktimi mia ile uğraştığum için harcamıştım. Bu yüzden kahvaltı edememiştim. Yolda bir yerde durup bir kahve aldım ama kendime gelmek için merak etmeyin bununla doyacak biri değilim. İş yerine gidince arkadaşlarla -aynı iş yerinde çaluştığımız için-yapardım . Yaklaşık beş dakika kadar sonra nihayet gelmiştim alel acele indim arabadan. Mesleğimi merak ediyorsanız polis memuruydum. Mesleğimi seviyordum. Polislik seçtiğim için pişman olmamıştım. Allah nasip ederse öyle bir düşüncem de yoktu. İçeri adım atar atmaz Emir hemen yanımda bitti.
" Asena hanım bir sorgumuz var ilgilenebilir misiniz acaba? "Kardeş bir nefes alsaydım keşke. Ama sızlanmaya vaktim olmadı hemen eşyakarımı bir kenara savundum ve sorgu odasına girdim. Sandalyede oturan kişiyi gördüğümde ise gram şaşırmamıştım. Bu Araf'tı . Kendisi hemen hemen her hafta konuğumuz olurdu. Kendisi bir yer altı mafyası. Bir çok cinayet işledikleri fakat değil yetersizliğinden onu hiç bir zaman içeri tıktıramadık. En azından benim buraya tâyinim çıktığından beri. Benden önce bir kere nezarethanede kalmış sadece ama baş yamağı onu hemen kurtarmış. Düşüncelerinden sıyrılıp hemen elimdeki dosyaya baktım. Öldürdüğü kişinin adı Ahmet Şaz'dı 52 yaşında bir adamdı. Sakallı esmer tenli yaşına göre bir tık daha genç duran bir abimizdi ceseti parçalara ayrılarak farklı yerlerden çıkmıştı. Abimizin vukatlı olduğu kişi Araf beydi ki onun adının geçmesi katil olduğunun göstergesiydi.
"Demek yine bir cinayet ve yine karşımızda sen Araf Keskin. "Dedim karşısındaki sandalyeye yerleşirken
" Ah Asena hanım burayı resmen ikinci evimmiş gibi hissediyorum. İnanabiliyor musunuz burdaki herkesin ismini ezberledi neredeyse. " Dedi her zaman tebessüm -alaycı tebessüm - eden yüz ifadesiyle . Ben ise saniyesinde bıkkun bakışlarımı attım.
"İnanabiliyor musunuz Araf bey daha kahvaltı yapmadım karakola girer girmez Sorgunuza geldim. " Dedim şakaklarımı ovuştururken.
" Aaa kusura bakmayın sizi rahatsız etmek istemezdim isterseniz sorudan sonra size kahvaltı ısmarlayabilirim " Dedi hala sırıtarak. Şu an ağzının ortasına bi tane çakmama engel olan neydi acaba?
" Adamıj mafya olması olabilir belki ha ne dersin Asena. " Dedi iç sesim.Haklılık akmıyordu , fışkırıyordu a dostlar. Hemen gözlerimi devirdim o ise tekrar sırıttı.
"Öldürdüğün adamın iki tane küçük kızı varmış. Bir-"dediğim sırada cümlemize yarıda kesti
" Asena hanım kalbimi kırıyorsunuz ama. Ben karıncayı ble incitmem. Bir de adam öldürmekten bahsediyorsunuz. Ben hassas bir insanım inciliyorum. " Hayır yani anlamadığım şu hiç mi bir akıllı beni bulmaz çok ciddili soruyorum. İçimden bir ya sabır çekip devam ettim. Sandalyeden hafifçe ayaklanıp yüzümü Araf'a doğru eğdim.
"Araf bey çocuk kadırmıyorsunuz. Şirketinizin , parantez içinde sizin çok istediğiniz bir ihaleyi Ahmet beyin şirketi aldığı için kavga ettiniz ve kayıtlara baktığımuz da en son sizinle bir münakaşaya girmiş iki gün sonra adam kaybolmuş ve cesedi parçalara ayrılmış bir şekilde farklı farklı yerlerden çıkıyor vallahi tebrik ederim tam size yakışacak bir canilik. " Dedim ve yerime tekrar yerleştim. Konuşma sırası ise ondaydı
" İnanın sizinle oturup uzun uzun konuşmak isterdim fakat burası beni bunaltıyo bence çıkıp bir kafe de oturup bi şeyler içebiliriz. " Dedi pişkin pişkin. Sakın Asena sakin.
"Araf bey görüyorum ki çıkacağınıza inaıyorsunuz fakat sanırum bir insan cinayetten kaç gün yatar biliyorsunuzdur. "
"Asena hanım size karşı ciddi olmayı pek sevmen fakat konuşmanın vakti geldi demek ki. Adam falan öldürmedim ve yeterli sayıda delil ve kanıt içermiyor elinizde tuttuğunuz dosya. Sizinle dışarıda geçirebileceğimiz vakti sorgu odasında geçiriyoruz. " Senin ciddi kalma sürene tüküreyim Araf. Tam konuşmaya başlıyacağım sırada baş komiser geldi
"Araf bey serbestsiniz. " Af buyur ?Eğer ki bu adam rüşvet yemiyorsa Allah da benim burda canımı alsın. Serbest bırakıyo adamı. Aloo dayı adam öldürüyo bu adam. barbie bebeklerin kafasını koparmıyo gerçek insanlatın kafasını koparıyo. Sinir krizi geçirme garantili iş yeri. Benn içten içe şuan ki bulunduğumuz duruma söverken Araf yavaşça ayaklandı. Bana doğru bir tebessüm yolladı ve elini kolunu sallayarak kapıdan çıktı. Ben baş komiserin yani Hakan bey'in suratına bakmadan kapıyo doğru ilerledikçe tam eşikten dışarı adım attım ki karşımda dev cüssesiyle duran Araf'ı gördüm. Bana bakıp sırıtıyıyırdu Allah affetsin ama onuncu kattaki bi adama bakıyonuşum gibi hissediyordum boyu beş metre falandı. Tamam biraz abarttım ama gerçekten uzundu . Ne var anlamında başımı iki tarafa doğru salladım.
"E açsınız bi kahvaltı ısmarlamayayım mı? " Suratına beş parmağımın izi ne kadar yakırışdı ama.
" Çok teşekkür ederim Araf bey. Fakat arkadaşlarımla kahvaltı edeceğim." Diyerek yanında uzaklaşıyordum ki Emir yanımda bitti. Şaşırdık mı?
"Asena hanım kahvaltıya gideceğim yan tarafa bana eşlik etmek ister misiniz" Balıklama atlıyacağım bir fikirdi
"Tabii olur zaten karnım acıkmıştı. " Dedim. Ve hemen yanına geçtim Araf ise Emir'e öldürücü bakışlar atıyırdu. Olum öyle olmaz gel direkt kafasına sık. Bunları düşünürken çoktan karakoldan dışarı çıkmıştık ve hemen yan tarafta duran cafeye gittik. Yaklaşık yarım saat oturup bir şeyler yedikten sonra artık kalkma vaktiydi
"Hesabı alabilir miyim acaba? " Diye seslendi Emir garsona doğru. Garson hesabı getirken ben hemen elimi çantama götürdüm ve emir elini elimin üzerine atıp
"Bu seferlik benden olsun" dedi itiraz etmeye vakit kalmadan kartı pos cihazının temassız kısmına okutturdu. Elimi hızlıca elinden çektim. Ve o sırada masaya büyük bir gölge vurdu. Bu Araf'tı
🖤
Yalnız Araf'ın cilve ben de yoğk. Çok sevdiğim bir kurgu oldu ama yani biraz kötü yazıyorum ama yazdıkça düzeleceğini ümit ediyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Ben diğer bölümü yazmaya kaçar öptüüüm 🖤
Okur Yorumları | Yorum Ekle |