5. Bölüm

Heloooooo çok yorgunum. Hocalar inanılmaz derecede ödev veriyor. Bunun yanında yeni bölüm atmaya çalışıyorum. Gerçekten çok yorucu bi tempo ayrıca okul dışında ilgilenmem gereken bi hayatım var elimden geldiği kadar hızlı bölüm atmaya çalışıyorum sanırım artık haftada bir atıcam. Okuduğunuz için teşekkür ederim hazırsanız bölüme geçelim.

                               🖤

Sabah perdenin arasından yüzüme vuran güneş ışığıyla yüzümü buruşturarak uyandım. Bu gün izin günümdü. Aşırı yoğun bir tempo yoktu bunun yanın da kendimi biraz kötü hissediyordum. Sanırım migrenim tutmuştu. Bu da yetmezmiş gibi regl dönemindeydim. Yataktan kalkmak istemesem de buna zorundaydım . Tembel olmak çok zordu. Yataktan doğrulup banyoya doğru ilerledim yüzüme şu vurdum ve dişimi fırçaladım. Duş almaya aşırı üşeniyorum. Odama geri gidip panduflarımı giydim. Ve Mia'yı rahatsız etmeden yatağı topladım.

Hemen mutfağa gittim. Dolabı açıp boş boş bakmaya başladım. Acıkmıştım ama canım hiç bir şey çekmiyordu. Boş boş dolaba bakmaya devam ederken kapıdan gelen zil sesiyle irkildim. Dolabın kapağını kapatıp direkt kapıya yöneldim . Kapıyı açtığımda karşımda elinde poşetlerle dikilen Araf'ı görmek beni bozguna uğratmıştı .

" Senin burda ne işin var? " Dedim uyku mahmuru sesimi sert tutmaya çalışarak

" Beni içeri almıyacak mısın? Çok ayıp. " Dedi ben daha olayın şokunu atlatamadan ayakkabıaını çıkarıp mutfağa doğru ilerledi. Ben arkadından şaşkın şaşkın bakarken kendime gelip kapıyı kapattım ve peşinden ilerledim. O sırada onu tezgaha poşetleri koyarken gördüm.

"Hoş geldin Araf ama niye geldin? "

" Kahvaltı yapmak için. " Dedi gevşek gevşek

"Kendi Evin sandın heralde burayı , ne böyle elini kolunu sallayarak gelmek? " Dedim hesap sorarcasına

"Kahvaltı yapıp gidecektim ama git dersen giderim. " Dedi masum görünmeye çalışarak

"Tamam git. " Dedim

"He? "

"Tamam şaka yaptım. Aslında bi bakıma iyi oldu yanımda birinin olması. İş kitledim ohh çok iyi oldu vallahi. " İç çekerek baktı bana

" Kahvaltı da ne istersin? "

"Aslına bakarsan çok açım ama canım ne çekiyor bilyorum. " Dedim nazlı bi ses tonuyla. O sırada kendime bi tane çakasım geldi ama bu planı sonraya erteledim. O ise sırıtarak bana bakıyordu HÂLÂ. Ben ise paytak adımlarla poşetlere ilerledim. Küçüklüğümden beri bu alışkanlık vardı bende. Poşetleri karıştıtmayo çok severdim özellikle market poşetlerini. İlk poşeti açtığımda için çikolata doluydu şakasız koca bir poşette ağzına kadar çikolata vardı diğerini açtığımda ise bu sefer karışık abur cuburları vardı. Diğerini açtığımda ise bi poşet dolusu içecek vardı. En sonuncuda ise kahvaltılık bi şeyler vardı. Her açtığımda poşette adeta gözlerimin içi parlıyordu ve tahin edin Araf ne yapıyordu sizce.evet yine beni gülerek izliyordu onu umursamadan poşetin içinden bi tane çikolata çıkartıp ambalajından çıkardım tam bir ısırık alacakken Araf çikolatayı elimden aldı. Hemen ters bakışlatımı ona çevirdim.

"Kahvaltıdan sonra bütün poşeti tek oturuşta yiyebilirsin ama ilk kahvaltı. " Dedi ve gözümün önünde çikolataya tek attı

"Benden aldın sen yedin ne anladık bu işten? "

"Ben hasta değilim Asena . " Yani şimdi her şeyi geçtim tamam mı ne ara birbirimize adımızla hitap edicek kadar yakın olduk. Hadi onu da geçtim benim hasta olduğumu nerden bildi? çok mu solgun görünüyorum? Şu an suratına bi tane patlatmak istiyordum.

"Hadi daha fazla oyalanma ben de acıktım yapalım bi şeyler . " Diye homurdandı

"Sen omlet yap ben de çiçekleri suladıktan sonra domates, salatalık , zeytin falan bi şeyler koyarım yanına ederiz kahvaltımızı . " Dedim, bu gün enerjim oldukça düşüktü .

" Senin şu lalelerle arandaki bağ ne ? "

Umursamaz bir tavırla silktim omuzlarımı

"Lale en sevdiğim çiçektir. Emir ile kahvaltıya gittiğimiz gün karakola geri dönüğümde , Elvin geldi yanıma biri size çiçek göndermiş dedi kimden geldiği falan da belli değildi hiç de peşine düşmedim açıkçası Allah razı olsun göndermişler diyip kaptım. " Araf'a laf anlatırken bir yandan da çiçeği sulamıştım şimdi ise domatesleri dilimliyordum. O ise omletleri çoktan pişirip tabaklara koymuştu.

"İstersen kendine çay demliyebilirsin Araf. "

"Hayır ben de içecek içeceğim. "Dedi sonra hazırdı Araf çatal bıçak götürürken ben de bardak ve içecekleri götürüyordum. Nihayet sofraya yerleşmiştik. Daha fazla sabredemeden yemeğe başladım. İnanılmaz derecede acıkmıştım. Ben bir yandan yemek yerken Araf ise

bardaklara içecek dolduruyordu.

" Ellerine sağlık her şey çok güzel olmuş. " Dedim ağzım dolu doluyken. Tiksinmesi muhtemeldi.

"Afiyet olsun eğer doymazssan tekrar yapabilirim. "

"Sen ne demek istiyorsun? "

"Bi şey demedim ki, doymazssan tekrar yapabileceğimi söyledim. " Dedi çok masum gözüküyordu

" Gerek yok saol yeter bu kadar yediğim doydum ben sana afiyet olsun. "

Şimdi bi saniye . Araf evimde, karşılıklı yemek yiyoruz ve bunlar aşşırı normalmiş gibi bir yandan da Araf'a tripleyorum...

" Ya Asena niye tirip atıyorsun ne dedim ki? "

" Aç dedin bana Araf. "

" "Alakası bile yok demek istediğim beğenmişsindir bi tane daha yemek istemişsindir diye demiştim. Kırılcağını düşünmemiştim, kusura bakma. " Dedi çok ılımlı bir tonda tam cevap vermek için ağzımı açmıştım ki kapıdan gelen zil sesiyle duraksadım

"Burda bekle. " Diyerek Araf'ı uyardım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda elinde bir demet lale ile dikilen Emir vardı.

" Emir? " Dedim şaşkınlığımı gizleyemeyerek

"Asena? " Dedi otuz iki diş sırıtarak.

" Ha şey kusura bakma bi anda seni karşım da görünce bi şaşırsım. Bi sorun mu vardı? " Dedim sırıtmaya çalışarak

" Bi problem yok bi arkadaşımın yanına gidiyodum, yolda bu laleleri görünce aklıma sen geldin aldım bi demet getirim dedim sana. " Dedi. Laleleri bana doğru uzatırken gülümseyerek elinden aldım

" İstersen içeri geç ayakta kaldın. " Ama bu teklifi reddetmesi lazım du çünkü içer de düzenli olarak karakolumuza gelen bir mafya vardı ve ben bu durumu nasıl izah edebileceğimi bilyordum.

"Çok isterdim ama arkadaşıma sözüm var bu planı başka bir zamana ertelesek sorun olur mu acaba? "

"Yok ne sorunu yarın işten sonra bi kahve içeriz ödeşiriz. " Dedim gülerek.

"Tamam o halde gidiyorum ben. " Tam arkasını dönmüş gidecekken ona seslendim

" İş yerindeki o çiçekleri sen mi almıştın. " Arkasını döndü, bana baktı bir anlığına duraksası ve evet manasında kafasını aşağı yukarı salladı. Ben ise sadece gülümsedim. Kapıyı kapattıktan sonra hızlı adımlarla içeri girdim. Araf çatık kaşlarla bana bakıyodu

" Ne istiyormuş o? "

"Sadece çiçek almış. Ve biliyor musun o isimsiz çiçek de ona aitmiş. " Kaşları her kelimemden sonra daha fazla çatılıyordu

"Sana yalan söylüyor. "

"Neden böyle bir şeye gerek duysun ki? "

" Senden hoşlanıyor" Bu söylediğini biliyordum. Ama bir kez olsun ona umut vermemiştim. Bu konuda yapabileceğim bi şey yoktu

" Yalan söylediğini nerden biliyorsun? " Dedim. Gerçekten merak ediyordum

" Çünkü o çiçekleri ben gönderdim sana Asena. Kamera kayıtlatına bile bakmadın. Bunu yapacağını biliyordum. Almak istedim ve aldım istersen şimdi sana kanıtlatabilitim. Ve şu Emir denilen lavuğun seni bı kadar kolay kandırması çok sinirlerimi bozuyor. " Tek nefeste kurmaya çalışmıştı bu sözlerin hepsini. Bir dakika çiçeği bana Araf almıştı. ÇİÇEĞİ BANA ARAF ALMIŞTI.

🖤🖤🖤🖤

.Son kısmı biraz kötü oldu kusura bakmayın biraz uykum var . Bayadır bölüm atmadığım için bi tık aceleci yazdım. Ama bence çok tatlı ve güzel bir bölüm sonunda bitti. Arkadaşlar gerçekten o kadar fazla ödev veriyolar ki. Yetişemiyorum ayrıca araya kitabı da kaynatma ya çalışıyorum. Neyse sonuç olarak bitirdik lsbsbrvfkıg. Size çok önemli bir soru sorcam sizce derbi kaç kaç biter. Ablamla bir iddiaya girdik Galatasaray'ın kazanması lazımm. Hadi inşAllah diyelim neyse daha fazla oyalamıyım sizi. İyi geceler tatlı rüyalarrr🖤