@sudeistekral
|
Dursaydı keşke zaman, Aynı hayatım gibi.
**********
bir saat arabada ne yapabilirdim uykumda gelmişti biraz uyumanın bana bir zararı olmazdı herhalde diye düşündüm ve uykuya teslim olmaya çalıştım fakat beynim sürekli soru ürettiği için uyumam biraz zor olacaktı 'bulacağım, ne yapıp ne edip bulacağım seni ve o şerefsizi' dedim kendi kendime sakin ol dedim ama bir yandanda içimdeki öfkeyi körükledim o öfkeyi söndürme gibi bir niyetim yoktu aksine her geçen gün dahada artıyordu bunları düşünürken uyuyakalmıştım
*BİR SAAT SONRA*
"Lavin hanım geldik" nerdeyim ben hee doğru ya gökalp ten kurtulmuştum demi "çok şükür yarabbim" dedim bir an şoför şaşırmıştı arabadan usulca indim arkadan bavulumu çıkarmıştı beraber eve doğru yürümeye başladık "benim geleceğimden haberi varmı" dedim ses vermedi "sana diyorum" diye atıldım ama yine cevap vermedi " önünde durup elimi yüzüne doğru salladım "sana diyorum baksana ya" dedim yine adamda ses yoktu "Allah hepinizin belasını versin karakterin yansın ey adam" diyerek ellerimi göğsümde birleştirdim ve yürümeye devam ettim
kapıya geldiğimizde ruhsuz adam kapıyı çalmıştı biraz bekledikten sonra kapı yavaşça açıldı 70'li yaşlarda bir kadın vardı yüz hatları ciddi buruşmuş yanakları yaşını fazlasıyla gösteriyordu elinde bir baston vardı başında beyaz bir yazma vardı fakat beyaz saçları kulaklarının yanından çıkmıştı çiçekli bir ev elbisesi giymişti yaşından dolayı çokmüş bir şekildeydi
bizi görünce yüzü ciddileşti ve "siz kimsiniz burada ne işiniz var" diye sordu ona geleceğimi söylememişlermiydi lanet olsun Allah belanızı versin yanımdaki adam "bizi buraya dilek hanım gönderdi izninizle içeriye girelim açıklayayım" dediğinde bir nebze içim rahatlamıştı kadın bize öfkeyle bakıyordu
"o varya o neyse geçin içeri bakalım neyin nesisiniz" ayakkabılarımı çıkartıp oradaki ayakkabılığa koydum adamda aynı şekilde yaptı ama o ayakkabılığa koymadı zaten gidecekti gerek yoktu
içeri girdiğimizde bizi orta büyüklükte bir salon karşıladı kapıdan girdiğimizde ilk gözüme çarpan şey salonun karşı duvarına asılmış bir kilimdi yanda bir merdiven vardı eski bir merdivendi
basamakları halıyla kaplanmıştı ardından gözüm diğer köşeye kaydı bir kapı vardı bize oradan girmemiz gerektiğini söyledi içeriye girdiğimizde buranın mutfak olduğunu anladım duvarda tahta 4 tane uzun raflar vardı tabak bardan fincan hepsi oaraya dizilmişti tezgahın üstünde olduğu için bir hayli uzundu nasıl ulaştığını merak etmiştim
tezgahın yanında ahşap bir masa ve birkaç tane tabure vardı ne çok küçük nede çok büyük bir evdi ormanın ortasında harika bir yerdi açıkçası şu andan itibaren kanım ısınmıştı buraya kadın tabure lerden birini çekti ve oturdu bize nde oturma mız için işaret etti kadının tam karşısındaki tabure ye oturduk
"evet anlatın bakalım niye geldiniz" diye sordu kadın kafamı yerden kaldırıp kadına baktım bitkin halimi gördüğü için zorlamak istemediği belliydi fakat öğrenmesi gerekiyordu sonra yanımdaki ruhsuza döndüm oda bana bakıyordu ne yani benmi açıklayacağım
valla anksiyete'm tutacak ne ruhsuz adammış kadının sorgulayıcı bakışlarında kızgınlık görmeye başladığımda anlatmaya başladım
"bak teyzem sana anlatayım" diye söze girdim....
*********
*1 SAAT SONRA*
"böyle teyze ben evde tıkılı kalmaktan usandığım için geldim burda geçici bir süre kalabilirmiyim?" diye sordum kadının gözlerinde artık hüzün vardı yanımdaki ruhsuz'a "sen çık hanım kızım sen otur bakalım" dediğinde içimden halay çekiyordum izin verdiği için
yanımdaki adamı uğurlamak için kakltığında gözlerim kucağımda tırnaklarımın kenarındaki etleri kopartan parmaklarıma takıldı baş parmağım ve yüzük parmağım kanamıştı
teyze diycem çünkü ismini bilmiyorum Allah'ım çıldıracağım bir kadının evine geliyorum ismini bilmiyorum bu zekayla nekadar yaşarım işte orası Allah kerim içeriye girmişti ellerimle uğraştığımı görünce
"kızım kanatmışsın uğraşmasana" dedi ellerimi bırakıp ayağa kalktım geldiğini duyamayacak kadar dalmıştım "her insanın kaderi aynı değil kızım seninki ayrı benimki ayrı ikimizinde yada içimizdeki her bir insanın kaderide faklıdır bizden" bu esnada durdu ve derin bir nefes aldı "kim neler yaşar bilemeyiz ama yaşadıklarımızın bizi durdurmasına pes ettirmesine izin vermemeliyiz eğer bir şeyde imkan yoksa kendin oluştur ama onun peşini bırakma" bu sözler afallamama neden olsada bir yandan mantıklıydı kendime hiç böyle nakmamıştım sadece ben değildim bu dünyada
"teyze kusura bakmazsan sen ne yaşadın yani sana bunları söyleten hayat ne yaşattı" diye sordum bu soru dudaklarımda benden bağımsız dökülmüştü sanki bana baktı ve elbisenin kolunu yükarıya çekti gördüm manzarayla boğazıma bir yumru oturdu omuzunda dirseğinin altına kadar bir dikiş izi vardı ardından ayağa kalktı elbisenin eteğini biraz yukarı kaldırdı buradada ayaklarının üstünde küçük küçük dikiş izleri bacakları daysa devasa dikiş izleri vardı
******* |
0% |