Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.BÖLÜM:ARAF

@sudeliyimm

 

 

Ecem Bahçede gezmeye devam ederken kalp atışlarım hâlâ düzene girmiş değildi. Erel’i butarfa bakarken görmüştüm ya da gördüğümü sanmıştım.Neler oluyor bana? Neden Erel’i gördüğümde kalbim bu kadar hızlı atmaya başladı?

Saçmalama Ecem, Erel ile ne alakası var?

Biraz daha dolaştıktan sonra okul girişinde müdürü görmem ile kızların elinden kurtulup okulun içine girdim.Çalan zil ile sınıfa gitmek zorunda kalmıştım

.Ben, benim şansımı bahtımı seveyim.Sınıfta, Asiye’nin yanındaki yerime oturdum. Dersin bir an önce başlamasını istiyorum.

Sözlerimin ardından Betül hoca imdadıma yetişircesine sınıfa girdi. Bu kadına bayılmam için bir sebep daha işte.

Betül hoca bizim edebiyat öğretmenimiz. Daima anne sıcaklığına benzetirim onu. Diğer çocukların anneleri gibi bakar hep, ne zaman başımız sıkışsa ilk yanımızda bitenlerden birisi de Betül hocadır....

 

Korku bedenimi ele geçirmişti çünkü tam karşımızdaki yetimhane müdürü birilerine bir şey söylemememiz için tehditler savurmaya aksi halde abime neler yapabileceğini söylemeye gelmişti.Daha fazlası olmadığı için sevinmek istiyordum fakat sevinecek gücü bile kendimde bulamıyordum.Hakan’ın sözlerinden kolay kolay korkmazdım. Tâ ki söylediklerinde gerçek olduğunu anlayana kadar.

Abime, onun bana yaptıklarını söylemek istediğim bir günde abimin üzerindeki kırmızı noktaları görmem ile birlikte söyleyeceklerim kurşun misali boğazıma dizilmişti. Geçiştirmeye çalışmıştım.Daha sonra öğrendiklerime göre Hakan’ın yetimhaneyi sadece uyuşturucu ticareti için bir paravan olarak kullandığını, defalarca kez şikayet edilmesine rağmen yeterli kanıt bulunamadığı için serbest bırakıldığını, ülkedeki uyuşturucu ticaretinin başlıca isimlerinden olduğunu öğrendikten sonra daha çok sessizleşmiştim.Bunları benim bildiğim kadar Asiye de biliyordu fakat o, müdüre kafa tutmaktan asla geri durmuyordu. O yüzden ona hep hayran kalmıştım ve hayran kalmaya da devam ediyorum.

Volkan’ın yanımıza gelmesiyle Hakan yüzüne yapmacık gülümsemesini yerleştirerek “dediğim gibi kızlar bir probleminiz olursa yanıma gelin” dedi ve uzaklaştı.Arkasından bakan Volkan yüzünü ekşilterek “şu adama bir ısınamadım gitti anasını satayım” dedi.Asiye onun gibi yüzünü ekşilterek “al benden de o kadar. Bir insan bu kadar kı yapmacık olur? Aklım almıyor gerçekten” dedi.Volkan göz devirerek “neyse onu boşverin de Ecem, abinle küs müsün? İkinizin de suratı sirke satıyordu” dedi. İçime derin bir nefes çektim ve kafamı hayır dercesine salladım.Küs değildim ama kırgındım işte.

Rol yeteneğim sıfıra inmek üzere.

“E o zaman neden böylesiniz?” Diye sordu bu sefer.Asiye’nin kafasına attığı tokat ile birlikte başını öne eğdi “ne dedim şimdi ben ya!”Asiye “Sussana sen bir sanane niye küstüler niye böyleler abi kardeş halleder onlar kendi aralarında” dedi ve bana göz kırparak Volkan ile birlikte uzaklaştı.Tabiri caize salak gibi beklemektense sınıfa geçip uyumak daha cazip geldiği için sınıfa doğru yürüdüm.Dalgın bir şekilde yürürken karşıma çıkan bedene çarpmaktan son anda kurtuldum. Kafamı biraz kaldırıp baktığımda karşımdaki kişinin Erel olduğunu farketmemle kalbim göğüs kafesini delercesine atmaya başladı.

Hayırdır kardeşim ne oluyor sana? Ne bu haller edâlar?

“Özür dilerim” dedim ve yanından geçmek için hareketlendiğimde kolumdan tutarak beni durdurdu.Hızlıca kolumu elinden kurtardım “temastan hoşlanmıyorum” dedim.

Erel, gözlerini yere eğerek “ kusura bakma refleksle oldu. Sana bir şey soracaktım aslında” dedi.Dinliyordum dercesine ona baktım.“Şey, çıkışta parka gidelim mi diye soracaktım”

Yetimhaneden uzaklaşmak iyi olurdu fakat Erel’i daha tanımıyordum. Bir tarafım git sanki ne olacak derken diğer tarafım kimseye güvenme diye bas bas bağırıyordu.

Sonunda “kusura bakma ama daha seni tanımıyorum bile, belki başka zaman olabilir” diyerek reddetim.Doğru olan buydu, kimin nasıl olacağını kestiremezdim

.Erel’in bakışlarındaki kırgınlık gözle görülür cinstendi. Saklama gereği duymamıştı.

Ya da iyi bir oyuncudur dedi iç sesim.

“Haklısın, güvende hissedeceken eğer istersen arkadaşların da gelsin” dedi.Derin bir nefes alarak “tamam, ama gelmezsem bil ki arkadaşlarım gelememiştir” dedim. Sözlerimle Erel’in gözleri ışıldadı. “Tamam o zaman parkta görüşürüz” dedi ve arkadaşlarının yanına gitti .Ben ve kalp çarpıntım da birlikte sınıfa ilerledik.....Nihayet kafamı sıraya koyduğum zaman gözümde uykunun emaresi dahi kalmamıştı.

Reva mıydı bu bana? Ne güzel uyuyacaktım ben! Ne diye Erel karşıma çıktı ki?Onu gördükçe kalbimde bir zelzele oluyor. Düşünmek istemedikçe daha çok düşünüyorum.Akıla ve mantığa sığmıyor,hem güvenmiyorum hem de delicesine güvenmek istiyorum. Hem kaçmak hem de aynı zamanda ona doğru koşmak istiyorum. Bu tür hisleri bu kadar kısa sürede bu kadar yüksek dozda hissetmem ise işin en absürt tarafıydı açıkçası.

Yanıma oturan Asiye ile birlikte kafamı sıradan kaldırdım. Gelmesi iyi olmuştu. Gözümün önündeki Erel sülietinin artık kaybolması gerekiyordu.....

 

.Abime haber verdikten sonra tek başıma parka gittim. Evet tek başıma bunu nasıl yaptığımı neden yaptığımı ben de bilmiyordum ama olmuştu işte. Ona güvenmeyi seçmiştim. İçimden bir ses güvenimi boşa çıkarmayacağını söylüyordu

.Az ilerde onunla ilk karşılaştımız bankta oturan Erel’in yanına gittim. O günki gibi yanına oturdum.“Bir an gelmeyeceksin sandım”

“Aslına evet, gelmeyecektim. Son dakika karar değiştirdim”

“Kararını değiştirmene sevindim. Sanırım gelmesen bile akşama kadar bekleyebilirdim”Kalbim sözleri ile daha çok atmaya başladı.Kalbime bakıp artık bir dursan mı? Demek isterdim. Fakat şu an bunu yapmam çok absürt dururdu

.İkimiz de sessizce oturduk. Derken konuşmayı yine Erel başlattı.“ Bu gün durgun duruyordun bir şey mi oldu?” Diye sordu.

Ah be Erel ben kimseye anlatamıyorum ki sana anlatayım derdimi.

Maskemi kuşandım, gülerek “bir şey olmadı, her gün şen şakrak gezecek hâlim yok ya” dedim. Erel dilini damağana vurarak “her zaman şen şakrak değilsin ki Ecem” dedi.Kaşlarımı çatarak ona döndüm “anlamadım?” “Gözlerinin içi gülmüyor Ecem, çok nadiren görüyorum senin gerçekten güldüğünü. Onun dışında yüzünde hep bir maske var. Hep sahte bir mutluluk saçıyorsun”

Haklıydı.

Abimlerin yanında hep daha gerçek gülmüştüm ama çoğu zaman onların yanında da yüzümde bir maske ile dolaşıyordum.

“Beni tanımıyorsun bile dün bir bu gün iki, hakkımda ne kadar şey bilebilirsin ki?” Derin bir nefes aldı “senin sandığının aksine ben seni daha önceden de tanıyorum Ecem”

Kaşlarımı mümkünü varmış gibi daha çok çattım.“Ne demek istiyorsun?” Diye sordum.Omzunu indirip kaldırarak “boşver çilli boşver” dedi.

“Çilli?”

“Ne? Çillerin çok güzel,ne olmuş çilli dediysem”

“Güzel değil, nefret ediyorum çillerimden”

“Hayır, yüzüne güzellik katıyor. Çillerin de sen de çok güzelsin Ecem. Gün batımı gibisin, güzelsin ama çok kısa süre görebiliyorum seni”

İltifatından sonra yüzümün domates gibi kızardığından eminim. Bakışlarımı diğer tarafa çevirdim. Derin nefesler alıp veriyordum Erel’in de daha fazla konuşmaması işime geldi.

Zira bir şey sormaya kalkarsa konuşsam bile kekeleyerek konuşurdum sanırım.

Loading...
0%