Hayat çok acımasızdı , darbeyi hep beklemediğimiz yerlerden vururdu. Bir şeylerin tuhaf olduğunu hissetmiştik ama bu kadarını beklememiştik. Kamera kayıtlarını incelemiştik elimizde bir iki tane şüpheli vardı. En baş şüphelilerimiz ise tahmin edildiği gibi ailedendi. Babası ve abisi. Boğazıma bir yumru oturdu. Bu kötülük bu insanlara nereden bulaşmıştı böyle. Elimle herkesin içinde ki o kötülüğü söküp almak istiyordum.
" Lâl biliyorum gördüklerin izlediğimiz görüntüler zor ama artık bir şey söylemen lazım." Dolu dolu gözlerimle gözlerine baktım. Bu halimi görünce elleri yumruk olmuştu.
" Telefon numaralarına ulaşılsın ordan da takip edilsin o olmazsa adresleri bulunsun 2 saat içinde karşımda istiyorum o iki şerefsizi." Oturduğum yere öyle bir yığılıp kalmıştım ki elini uzatıp yardım etmek istemesini anlıyordum. Elimi eline bıraktığım da şükür ki bir elektrik çarpması olmamıştı , o da bunu bekliyor olacak ki elleri titredi. Bu haline ister istemez dolu gözlerimle güldüm , biliyordum ki bu gülümseme sinirlerimin bozulduğundandı.
Ne gördüğümüze gelicek olursak da kız annesinin dediği gibi sadece gece yatmak için gelmiyordu eve tahmin ettiğimiz gibi. Okuldan çıktığın da anladığım üzere kütüphaneye gitmeden üstünü değiştirmek için eve uğruyordu. Kız otobüsten inip mahalleye girdiğin de ise peşine abisi takılıp takip ediyordu. İşin garibi başka bir köşeden de babası giriyodu takibe ve eve gelene kadar ayrılmıyolardı peşinden.
En kötü kısmı ise burda başlıyordu. Kapıda ikiside bir an da kızın ağzını kapatıp evin arkasında ki yere tahminimce kömürlüğe götürdüler. Sonrasın da ise biri kapı nöbette beklerken diğeri kızla birlikte içeri girdi. Yaklaşık yarım saat sonra içerde ki pantolonunu çekerek çıktı ne olduğu ortadaydı ama yine de kanıtlayamazdık itiraf lazımdı. Yine de bunlar yetmemiş gibi bu sefer de yer değiştirdiler içeri abisi olduğunu düşündüğüm kişi girerken babası olacak haysiyetsiz kapıda beklemeye başladı. Bunları tekrar düşünmek midemi bulandırdı.
Barın dediklerimi yerine getirmek için gitmişti . Bu olay midemi bulandırmaya başlamıştı acilinden çözmemiz gerekiyordu yoksa iş çıkılmaz bir yol alacak gibi duruyordu. Derin derin nefes aldım sakinleşmek adına kahve almak için ayaklanacaktım ki kapım çaldı. "Gir." komutumla kapı açılmıştı. Gelen Barındı ve elinde iki kupa kahve vardı. Daha bugün tanışmıştık ama sanki içimdekileri hissediyordu. Kahvenin kokusu burnuma gelince gözlerimi kapattım . Bu koku sakinleşmemi sağlarmıydı orası muammaydı tabi.
" Odayı dağınık bekliyordum , toplu görünce şaşırdım. Bu arada sinirlerine iyi gelir diye kahve getirdim. Umarım seviyorsundur."
" Günlük bir kere yeter diye düşünüyorum dağınıklık. Kahveye gelecek olursak teşekkür ederim bende sen gelmeseydin onun için kalkıcaktım." Gördükleri onu da etkilemişti bu yüzden ikimiz de durgunduk ona rağmen kendimize gelmeye çalışıyorduk.
" Çocuklarla konuştum araştırıp 2 grup halinde çıkıcaklar. Bir şey olursa bizim de gelebileceğimizi söyledim ."
" Gideriz yani umarım kötü bir şey olmadan alırlar."
••••
1 Saat Sonra
" 45 40 merkez acil destek lazım çatışma çıktı." İşte bu demek oluyordu ki bu işin içinden daha kötü şeyler çıkıcaktı.
" Hemen en yakın karakolu ara desteğe gitsinler biz de çıkıyoruz." Barın dediğimi onaylayıp telefonundan birilerini aradı.
"45 40 merkez dinlemede, ekip kendinize dikkat edin en yakın karakoldan destek gönderiyoruz biz de gelicez ama geç kalabiliriz yetişemeyiz."
" Beklemedeyiz komiserim." Karakoldan çıkarken herkesin telsizden gelen sesle ayaklandığını gördüm ne olur ne olmaz diye yanıma bir ekip daha aldım. Bu sıra da Barın da arabayı karakolun önüne getirmişti. Beklemeden bindim .
" Yetişiriz değil mi bir şey olmaz." Kısa bir süre bana bakıp tekrar önüne döndü.
" Sakin ol yetişicez . Biz yetişemezsek de geldiğim karakolu arayıp arkadaşlarımı yönlendirdim . Merak etme 20 dakikalık mesafe var alarında, hem ben daha bugün tanıştığım insanları kaybetmemek için elimden ne geliyorsa yapıcam tamam mı ? " kafamı salladım daha fazla konuşmak istemiyordum.
Yaklaşık 45 dakika sonra gelmiştik ve çatışma hala devam ediyordu. Hemen arabadan inip kendimizi korumaya aldık. Silahımı çıkarıp ateş etmeye başladım bu sıra da da Selen gilin yanına gitmeye çalışıyordum. Yanlarına geldiğim de üstten bir göz attım hepsine bir şeyleri yoktu çok şükür. Yine de sesli sormak durumundaydım görmediğim bir yaraları olabilirdi.
" Azra iyi misiniz!? "
" İyiyiz bir şeyimiz yok sadece Serkan ayağını burktu o kadar."
" Ulan oğlum onu nasıl becerdin yaa ." Güldüler bu dediğime tepemizden kurşun yağarken bu halimiz biraz garip kaçsa da takmadık. Gülmemizi bölen benim tam kulağımın dibinden kurşun geçmesi olmuştu. Bir an da kendimi yerde buldum. Elimle yaralanıp yaralanmadığımı kontrol edicektim ki asıl yerde olmamın sebebi olan kişi konuştu.
" Lâl iyi misin , geldi mi bir yerine kurşun , kızım insan biraz dikkatli olur apaçık niye duruyosun orta da , tepki de vermiyo kesin bir şey oldu." Taramalı tüfek gibi konuşmasıyla bön bön suratına baktım haa bir de bu sefer gerçekten burun burunaydık. Konuşamamı etkileyen de buydu zaten konuşurken dibime girmişti ve eğer konuşursam dudaklarımız birbirine değicekti. Söylediklerinden sonra bir an da durup yakınlığımızı farketmiş olacak ki üstümden kalktı bu sırada da çatışma bitmişti zaten.
" Komiserim bir deponun içine bakmanız gerekiyor." Yine elini uzatmıştı ama bu sefer tutmadım. Hemen kalkıp depoya gittim . Adımlarım sarsaktı biraz bunu kurşunun kulağımın dibinden geçmesinin şokuna yordum. Depoya girdiğim de ise kutu kutu uğuşturucu vardı. İş cinayetten narkotiğe doğru gidiyordu. Etrafta gözlerimi gezdirdim.
Dikkatimi çeken şey ise ilerde gördüğüm masaydı ve altında ki kasa . Oraya yöneldim hızlıca ve masanın çekmecelerini açmaya çalıştım. Kilitliydi hepsi .
" Arkadaşlar bu masayı böylece karakola götürüyoruz kasa da dahil." Karakolda hem çekmeceleri hem de kasayı açtırabilirdik. Bizlik bir olay kalmamıştı o yüzden toparlanıp çıktık. Arabanın başına geldiğim de Barın yoktu. Etrafa göz attığım da ise ilerde diğer karakoldan gelen komiserle konuştuğunu gördüm. Dediği gibi arkadaşı olmalıydı.
Arabaya yaslanıp beklemeye başladım. Gözüm bir an da yandaki araca takıldı bizimle gelen memurlardı tam o yöne doğru gidip arabaya binicektim ki belime bir kol sarıldı.
" Nereye böyle küçük hanım kaçıyomusunuz benden." İçimden kendime bir küfür savurdum. Daha fazla yakın durmamak için diğer araca binmeye çalışırken yine yakınlaşmıştık. Etkilenilmicek adam da değildi ki şerefsiz. Zaten hayatıma hiç bir erkek almadığım için duygusal boşluktan dolayı çok çabuk etkilenebiliyordum bazen ama bu adam sinir sistemimle oynuyodu resmen. Elinden kurtulmaya çalıştım ama belimdeki elini sıkılaştırarak beni arkamızda ki geldiğimiz arabaya yönlendirdi. Zorluk çıkarmadan bindim eğer daha fazla binmemeye çalışırsam yanlış anlayabilirdi ki bu en son istediğim şey bile değildi.
Yol boyunca ikimiz de konuşmamıştık. Sıkılmamak için düşüncelere daldığım da ise yanımda ki adamı daha önce bir yerde de gördüğüm aklıma geldi . Yanılıyorda olabilirdim ama aklımda ki görüntüler net değildi.
" Ne düşünüyorsun öyle kaşların çatık." Sesiyle birlikte kendime geldim ama bunu ona sormaktan da geri kalmadım.
" Seninle daha önce bir yerde karşılaştık mı ? " sorum karşısında gözleri titredi . İlk defa bir şeyler sakladığını hisettim. İçimi sıktı bu düşünce , sevmezdim öyle şeyler neyse oydu , yalan dolan bana göre değildi. Nolur dedim içimden nolur benden bir şey saklama.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |