5. Bölüm

5.Bölüm

Sude Öngül
sudeongul

" Peki kendin bilirsin ama sen o sakladığın şeyleri anlatmadığın sürece bana yaklaşma."
•••
Sevmiyordum böyle işleri ne varsa söylenmeliydi benim dilimde. Ayakkabılarımı giyip odama çıktım. Kendine biraz zaman vermiştim anlatmak isterse burdaydım .

Odaya girdiğim de bir an eve en son ne zaman gittim diye düşündüm. Bir gidip duş alıp üstümü değiştirsem yeterdi. Fazla düşünmeden telefonumu , arabanın anahtarını ve cüzdanımı aldıktan sonra otoparka indim. Arabaya binip eve doğru sürmeye başladım.

Yaklaşık bir 40 dakika sonra gelmiştim. Pek vaktim yoktu dosyaları artık bir sonuca ulaştırmamız gerektiriyordu. Etrafta bir göz gezdirdim. Ev dağınık değildi bir kaç bulaşık kalmıştı çıkmadan onları da hallederdim.

Odama çıkıp hemen bir duşa girdim. Uzun uzun duş almak istesem de zamanım yoktu . 15 dakika içinde duştan çıkmıştım. Dolabın karşısına geçip rahat bir şeyler aradım. Ama bugün şık olmak istiyordum o yüzden çok abartı olmayacak kıyafetler seçmeye çalıştım.

Camdan dışarıya bir göz attım. Hava bugün güzeldi o yüzden kalın giyinmeye gerek yoktu seçtiğim kıyafetleri giyebilirdim. Altıma siyah kumaş bir pantolan giyip üstüme de beyaz basic bir tişört giydim. Üstüme de gri bir blazer ceket giydim. Hafif bir makyajla hazırdım. Ayağıma da siyah stilettolarımı giydim karakol da spor ayakkabım vardı gerekirse orda değiştirirdim.

Evi de kısaca toparlayıp çıkmıştım. Daha fazla oyalanmadan karakola geçtim.
•••

BARIN REHA'DAN

Lâl'in dediğiyle olduğum yerde kaldım. Gizli saklı işleri sevmediğini biliyordum. Ama daha yeni tanışmışken onu kendimden uzaklaştırmak istemiyordum. O ilk karşılaşmamızı 2 sene önce ki olay olarak hatırlıyordu ama öyle değildi.

Çok kez karşılaşmıştık. Tabi o beni hiç bir zaman görmemişti. 4 yıl önce bir mahalleye taşınmıştık. Çok yüksek olmayan apartmanların sıra sıra dizildiği aralarında müstakil evlerin de olduğu samimi bir mahalleydi. Lâl'i ilk taşındığımız hafta mahallenin bakkalına ekmek almaya giderken görmüştüm. Çocuklarla gülerek bir şeyler konuşuyor daha sonra da hepsiyle birlikte bakkala girip hepsine ne istiyorsa alıyordu. O gün o güzel kalbi etkilemişti ama silkelenip kendime gelmiştim ilk günlerden kendimi kaptırmak istememiştim.

Daha bir çok yer de görmüştüm onu , kimi zaman yaşlılara poşetlerini taşımakta yardım ederken kimi zaman sokakta çocuklara ödevlerini yaptırırken ve daha niceleri vardı sayamayacağım. Ama en aklımdan çıkmayan ise tek seferlik istihbarat görevimdi.

Gizli görevdeydim ve yüzüm de maske vardı bana desteğe gelmişlerdi. O benim yüzümü görmemişti ama ben görmüştüm . Gecenin karanlığın da bile parlayan o acı kahveleri görmüştüm. Ona göre gözlerinin rengi sıradandı belki de ama bana göre değildi.

O kahvelerini benden kaçırır diye söyleyemiyordum. Korkuyordum anlattığım da duygularımı anlayıp zaten daha yeni tanışmışken aramıza mesafe koymasından aklım çıkıyordu. Hera biliyordu . Bir gün duygularım bana çok ağır gelirken anlatmıştım anneme o da o sıra da duymuştu.

Nefes almaya çalıştım ama nafileydi. Onun varlığına çok çabuk alışmıştım ve sanki sadece yanımdayken nefes alabiliyormuş gibi hissediyordum. Dün gece ki çatışma da o kurşunun ona gelme ihtimali bile nefesimi kesmişken , tekrar nefes almaya çalıştım kendime gelmem lazımdı. Ayağa kalkıp içeri girdim.


Yanına gitsem kovarmıydı acaba. Bilerek karakolu gezmemiştim . Bir şey olduğun da onun peşinden gitmek hoşuma gidiyordu. Tabi gideceğimiz yere kadar onu izliyordum ama buralara takılırsak çıkamazdık.

" Komiserim arkadaşlarla depodan aldığımız masadan ve kasadan çıkanları incelemeye başlıcaz siz de gelseniz iyi olur." Boranın sesiyle ona döndüm.

Toplantı odasının kapısından kafasını uzatmış bana sesleniyordu. Kafamla onaylayıp toplantı odasına girdim. Kaşlarım çatıldı Lâl yoktu normal de burda olması lazımdı bunu kaçırmazdı.

Kasadan bir kaç cd ve bir flaşh bellek çıkmıştı. Görüntüyü hep birlikte incelemek için elimdekileri Serkana verdim . Anladığım kadarıyla bu işlerle o ilgileniyordu.

Serkan bilgisayarı halletmeye çalışırken kapı çalınmadan açıldı. Kafamı çevirdiğim de nefesimi tuttum. Bir kadın en sade haliyle bile nasıl böyle etkileyebilirdi.

Önce bir etrafı süzdü sonra kaşları çatıldı tepkisine bakılacak olursa çıkan belgelerden haberi yoktu.

" Hayırdır arkadaşlar toplanmışsınız kaçırdığım bir şey mi var." Sadece bir iki saat için de bile sesini özlediğimi farkettim.

" Henüz bir şey kaçırmadınız komiserim. Depodan çıkan belgeleri incelerken bir cd ve flaşh bellek çıkmış içindekileri izlicektik tam zamanında geldiniz." Sırf dikkatini çekmek için sorusuna ben cevap vermiştim ama kafasını çevirip bakmadı bile. Bozuntuya vermeden ekrana döndüm.

Yarım saat sonra

Herkes deliye dönmüştü izlediklerimiz karşısında . Lâl ile birlikte izlediğimiz görüntülerde tahminimizce kızı kömürlüğe sokmuşlardı ama olay bu değildi olay içeriye kamera yerleştirip ne halt yediklerini kayda almalarıydı. Dahası da cinayet anının da görüntüleri vardı .

Kan donduran görüntülerdi. Abi ve baba olacak o iki şerefsiz işlemişti cinayeti. Annenin de bir şeyler bildiği belliydi. Bu belgeler ordaysa o depo ve uğuşturucular da onlara aitti. Bu kadar suçla ömür boyu içerden çıkamamalarını diledim.

" Bu itleri ne yapın edin bulun bana , bulduğunuz da da hep beraber gidicez almaya öyle kolay gelmicek bunlar buraya."

Sinirliydi yine haklıydı da gözleri alev atıyordu sanki . Kollarımın arasına alıp sakinleştirmeyi o kadar çok isterdim ki ama belki de hayatında biri vardı bilmiyordum en çokta canımı bu yakıyordu zaten.

" Siz görüntüleri izlerken ben biraz araştırdım. Bir iki tane adres var elimizde. Mahallede değillerdir ama yine de her ihtimali değerlendirmek için oraya da bir ekip yollayalım. Sonra diğer bir adres limandan kaçmayı planlıyor olabilirler telefonları en son ordan sinyal vermiş çünkü. "

 

" Bir ekibi mahalleye gönder biz de limana gidiyoruz. Olası bir çatışmaya karşı iyi hazırlanın . Bugün bu iş bitiyor duydunuz mu beni."

Lâl'in sözleriyle hepimiz hazırlanıp arabalara binmiştik. Limana doğru yola çıkmış gidiyorduk ama içim de bir sıkıntı vardı. Yanımda ki kadına baktım kısa bir süre tekrar yola döndüğüm de içim de ki sıkıntı hala yerli yerindeydi.


Limana gelmiştik sonunda. Arabaları biraz geri de bırakmıştık. Yürüyüşe gelen çift rolüne girmiştik her birimiz. Hepsi dünden razı olduğu için el ele geziyordu ama gelin görün ki yanım da ki kadın etrafa öldürücü bakışlar atmak dışında bir şey yapmıyordu.

Fırsattan istifade biraz daha yanaştım ve sakince elimi beline atıp kendime doğru çektim. Hareketimle birlikte kasıldı , bir an izinsiz dokunduğum için kendime kızdım. Rahatsız olabilirdi kendime hakim olamamış ve izinsiz yaklaşmıştım.

" Görevdeyiz diye bir şey demiyorum ama sonra hem bunun hem de benden gözlerini kaçırmanın hesabını sorarım haberin olsun."

" Sen yeter ki benimle konuşta ister hesap sor istersen bağır yeter ki sesini esirgeme benden."

Sözlerimle tekrar gerildi ama rol icabı gülümsemeye devam etti. Yine duramadım ve bir de yanağına öpücük kondurmak için eğildim ama hesapta olmayan şey aniden bana dönmesiydi.

Siktir! Koca bir siktir. Şu an resmen dudağı dudağımdaydı. Elektrik çarpmış gibi geri çekildi hemen. O da şoka girmiş olacak ki hiç bir şey diyemedi.

 

" Komiserim bölüyoruz kusura bakmayın ama adamları bulduk gelmeniz gerekiyor her an çatışmaya girebiliriz." Serkanın sesiyle kendimize gelip uzaklaştık. Konuşmadan ekibin olduğu yere gittik.

 

" Durum ne arkadaşlar."

" Komiserim tahminimizce kaçacakları teknenin sahibiyle konuşuyorlar. Emriniz nedir bundan sonra ne yapıyoruz."

" Megafon var mı yanımızda küçük bir uyarıda bulunalım bakalım şunlara."

" Çantam da vardı komiserim vereyim mi?" bu sözüyle birlikte nasıl baktım bilmiyorum ama herkes normal karşılamış benim tepkime gülüyolardı.

 

" Komiserim siz buna bakmayın bu üşengeç olduğundan lazım olabilecek her şeyi çantasın da taşıyor."

Sabır çekip elimi uzattım dediğimi anlamış gibi hemem aleti çıkarıp elime tutuşturdu. Megafonu alıp teslim olmalarını söylediğim de silahlarını çekip ateş etmeye başladılar. Etraflarını sarmıştık kaçacak yerleri yoktu ama bir kurşun bile gelmemesi gerekiyordu bize.

Yaklaşık bir 15 dakika geçmişti ama hala teslim olmamışlardı ve çok iyi saklandıkları için çıkıp alamıyorduk adamları. Çatışmaya da devam ediyordu itler. Sabrım tükeniyordu bu iş bitmeliydi artık tam yerimden çıkacakken kulaklıktan gelen inleme sesiyle elim ayağım buz kesti.

" Siktir! Komiserim Lâl , Lâl vuruldu."

Bölüm : 26.12.2024 18:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...