"Hak ediyorum her milimini bu dik gülüşün

Ayna elimde , durur yara izi , içim üşütür

Yine düşsem yine yenilsem sil baştan

Ne mümkün yıkılmak , yine doğruldum bak !"

Güne her sabah olduğu gibi şarkı dinleyerek başlamıştım. Bugün ofise pek gitmek istemiyordum ama imzalamam gereken bir kaç evrak vardı ve gidip çizim ekibinin çizdikleri parçalara bakmam gerekiyordu o yüzden hızlı ve doyurucu bir kahvaltı yaptım.Kahvaltıdan sonra bir kahve yapıp mutfağı topladıktan sonra giyinme odama çıktım.

Hava bugün biraz kapalıydı o yüzden üstüme siyah hafif omuzları açık bir badi ,altıma açık renk mavi bol bir pantolon ve ayağıma hafif topuklu gün içinde beni pek yormayacak kısa boğazlı botlarımı geçirdim elime de siyah bir baget çanta taktım, bir kaç takıyla ve hafif bir makyajla hazırdım.

Evden çıkıp arabama bindim ve ofise doğru yola çıktım.Bu arada ben Efnan Arslan . 27 yaşında bekarlıkta zirveye ulaşmış bir insanım , gerek güvensizliklerim , gerek özgüvensizliğimle hayatıma kimseyi almadım he bir de herkese soğuk bakışlarımdan dolayı pek kimsenin gelip tanışmak için cesaret bulamaması da olayın farklı bi bakış açısı tabiki ,neyse bunları düşünürken ofise gelmiş, odama girmiştim.

İmzalamam gereken evraklar , dosyalar asistanım tarafından masama bırakılmıştı hemen onları okuyup imzalamaya başladım. 2-3 saat imza işlerimle uğraştığım için her yerim tutulmuş ve ağrımıştı o yüzden kalkıp kendime bir kahve yaptım ve terasa çıktım.Ne kadar dışarıya soğuk bir insan olsam da içimde bir yerlerde her şeyi romantize eden bir kadın vardı , kahvemi elime alıp uzun uzun oturup bir şeyleri seyreder hiçbir şey bulamazsam iki mum ve tütsüyle kahvemi alır kitabımı okurdum.

Aslında bazı olaylar yaşanmasaydı herşeyden bu kadar soğumamış kalbim buz tutmamış olsaydı çok sevecen ,güler yüzlü, ortamda en çok sesi çıkan ,herkesi şenlendiren kişiydim. Ama maalesef herşey istediğimiz gibi olmuyordu, bende isterdim yine gülüp eğlenmek birileriyle sohbet edip dertleşmek ama ağzımı açıp tek kelime etmek içimden gelmiyordu.Yine düşüncelere dalmıştım en iyisi işime kaldığım yerden devam etmekti , mutfak kısmına gidip fincanı sudan geçirip bıraktım ve odama geri dönüp kalan işlerimi halletmeye başladım.

***

Ofiste işlerimi halletmiş ve odamı toparlayıp eve geçmek için hazırlanmıştım, asistanıma çıktığımın bilgisini verip otoparka indim.Arabama binip mahalleye doğru yola çıktım, müstakil evlerin olduğu , neredeyse sadece ailelerin yaşadığı küçük samimi bir mahallede yaşıyordum.

Pek sohbetimiz ,muhabbetimiz yoktu belki ama hepsi özünde iyi insanlardı , çoğunu sever sayardım ama onlara pek belli etmez güler yüzümü göstermezdim.

Mahalleye yakın olan marketin önünde durdum, evde bir kaç eksik vardı onları alıp eve geçicektim. Yemek yapmayı severdim daha doğrusu mutfakta vakit geçirmeyi , bir şeylerle uğraşmayı severdim. Aldıklarımı kasadan geçirip ücretini ödedikten sonra arabaya yerleştirip eve doğru yola çıktım.

Eve geldiğimde ilk işim üstümdekileri çıkarıp rahat bir şeyler giymekti , açık giyinmezdim yerinde giyinirdim ve günlük hayatımda rahat giyinmeye özen gösterirdim ama ne olursa olsun ev gibisi yoktu , o eve girdiğinde hissettiğin huzur var ya onu hiç bir şeye değişmezdim.

Üstümü değiştirdikten sonra lavaboya girip ihtiyaçlarımı hallettim. Mutfağa gidip malzemelere baktım şu an canım kremalı, mantarlı makarna çekmişti , ellerimi yıkayıp hemen malzemeleri çıkartarak yapmaya başladım. Yaklaşık 25-30 dakika içinde yemeğimi hazırlamıştım , yanına sade soda çıkartarak televizyonun karşısına geçip izleyebileceğim bir şeyler bakmaya başladım, yemek yapmak değil de yemek yerken izleyecek bir şeyler bulmak daha zordu ,10-15 dakika arayışın ardından sonunda izleyebileceğim bir şey bulup yemeğimi yiyebilmiştim.

Yemeğimi yiyip mutfağı toparladıktan sonra hafif bir temizlik yapma kararı aldım , genelde böyle şeyleri hafta sonları yapardım ama şu an da yapabileceğim pek bir şey yoktu hafif bir toz alsam iyi olurdu zaten yerleri süpürmeyi ve silmeyi süpürgem yapıyordu benim yapmama gerek yoktu . 1-2 saat toz alma işleminden sonra kısa bir duşa girdim.Saçlarımı Dysonla kurutup hafif şekillendirdikten sonra odamda ki en sevdiğim köşeme kahvemi alıp oturdum.

Tartışmasız evde en sevdiğim yerlerden birisi odamda ki camımın önüne yaptırdığım uzanabileceğim alandı ikincisi zaten terasımdı kendimi tamamen hayattan soğutmamak için yaptırdığım bazı alanlardı bunlar , renkli ve sıcak yerler yaptırmıştım evimin bazı yerlerine içimin soğukluğuna karşı. Biraz yağmuru izleyerek kahve içmiş ve erken yatmaya karar vermiştim, pijamalarımı giyinip yatağa girdim çok zaman geçmeden de kendimi uykuya teslim ettim.