@sue2820
|
Asistan Doktor Feryal Karaca. Sana sormam gereken önemli sorularım var.” Feryal şaşırmış bir şekilde gözlerimin içine bakarak “ ne? Ne sorusu sormak istiyorsunuz acaba?” Feryal’in sorduğu sorular ile yüzümde gülümseme oluştu. Sinirimden resmen kahkahalara boğulacak kıvama gelmiştim. Her ne kadar sinirlerime hakim olmayı denesemde daha fazla sinirlerime hakim olamayarak bir anda kahkahalara boğuldum.
Hayatım boyunca bu kadar fazla kahkaha attığımı hatırlamıyorum. İşin ironik kısmı ise ben kahkahalarımı mutlu olduğum zamanlarda değil, En mutsuz zamanlarımda atarım.
Feryal bana şok olmuş bir şekilde bakarken Kahkalarımı bir anda kestim ve Feryal’in gözlerinin içine ciddi bir şekilde bakmaya başladım.
Feryal’in gözlerinin içine bakarak yanına yaklaştım ve bir anda Feryal’in yakasına yapıştım. Buz gibi bir ses tonu ile
“Asistan doktor Feryal Karaca, Sana ilk be son kez soracağım beni öldürmeye çalışan iki kişi ile ne gibi bir bağlantın var?”
Feryal’e sorduğum bu soru etrafta büyük bir bomba etkisi yaratmıştı. Feryal kendisine karşı yönelttiğim soruyu duyduğu anda yüzü bembeyaz kesildi. Bedeni kontrolsüz bir şekilde titremeye başladı.
Bu kadında kesinlikle anksiyete bozukluğu var. Ayrıca bu kadın benim hakkımda benim bilmediğim gerçekleri adı gibi iyi biliyor gibi. O yüzden ona yakın olmalıyım hatta gerekirse kendimi ona acındırmalıyım.
Feryal ise sorumu cevaplamamak için beklemediğim bir anda arkasını bana döndü ve hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı.
Bu kadın gerçek anlamda sinirlerimi bozuyor. Bir yandan benden bir şeyleri gizlemeye çalışıyor. Anladığım kadarıyla bu kadın beni sözde tehlikeden korumak istiyor. O zaman kaza yaptığım geceyi birde benden dinlemeli.
Feryal’in arkasından sinirli bir şekilde bağırarak
“Feryal Karaca! Madem sorduğum soruma cevap vermeden gidiyorsun! o zaman suikaste uğradığım geceyi birde benden dinle!”
Bu sözleri bağırarak sarf ettiğim anda Feryal’in hızlı olan adımları resmen bir bıçak gibi kesildi.
Feryal’in adımlarının durduğunu fark ettiğim anda ona doğru yavaş adımlar ile yaklaşarak
“ O gece, aracım ile seyir halindeydim. Bir süre sonra fark ettim ki üç araç beni takip ediyordu. İlk başta bu durumun üzerinde fazla durmadım. Her neyse bir süre sonra bir kadın aracın arka camından belirdi ve bana silah çekti. Beni öldürmesinden korktuğun için bu trafik kazasına sebep oldum. “
Feryal duyduklarını sindiremeden ikinci kez sözlerime şu şekilde başladım.
“ Ayrıca hastanede olmama rağmen beni öldürmek isteyen bir çocuk bir anda karşıma çıktı ve neredeyse öldürülüyordum . Sence bu durum normal mi? Zaten bu gidişle cesedimi dağlık bir alanda bulurlar. Cidden hastanede bile hiç bir şekilde can güvenliğim yok.”
Feryal bu sözlerimi duyduğunda bir hışımla bana döndü. Hızlı adımlarla yanıma yaklaşmaya başladı. Onun bir anda bana doğru yaklaştığını gördüğüm anda adımlarımı kestim ve onun yanıma yaklaşmasını bekledim.
Feryal hızlı bir şekilde dibime girerek yüzümü avuçlarının içine aldı. Gözlerini fal taşı gibi açarak “ bir daha ağzından ölüm lafı duymayacağım! Anladın mı beni?”
Feryal’in bu tepkisine karşılık tek kaşımı kaldırdım ve sorgulayıcı bir ses tonu ile . “ Pardon? Fark ettiysen Akrabaların beni öldürmeye çalışıyor fakat sen beni anlayamadığım bir şekilde korumaya çalışıyorsun. Söylesene Feryal beni neden bu kadar çok korumak istiyorsun?
Feryal bu soruma hızlı bir şekilde cevap vereceği anda Alya kapının önünde göründü. Lanet olsun, gelecek zamanı bulmuştu resmen!
Alya kendisini fark ettiğini anladığı anda hızlı bir şekilde kapıyı açtı ve yanımıza doğru yaklaşmaya başladı.
“ Açelya ablacım sen nerelerdesin Allah aşkına? İki saattir seni arıyorum ben.”
Alya’nın ses tonundan anladığım kadarıyla benim için çok endişelenmişti. Alya’nın daha fazla endişelenmemesi için kanayan avucumu gizledim.
“ Sigara içmek için çıkmıştım abla. Feryal hanım ile burada karşılaştık. Durumum hakkında genel olarak bilgi alıyordum.”
Ablam sözlerimi duyduktan sonra rahatlamış bir şekilde “ anladım, anladım ablacım. Her neyse yorulmuş olmalısın artık odana geçsek daha iyi olur.”
Alya neyse ki konuşmamızı dinlememişti. Feryal’in bu sessizliği ilk defa işime yaramıştı. Alya benden saklanan gerçekleri bildiğimi öğrenirse yapmak istediklerimi yapamamam için elinden geleni yapardı.
Alya ile hastanenin koridorunda yürürken bir odanın önünde bir sürü kişinin toplandığını fark ettim.
Bir adam karşısında bulunan bütün doktorlara bağırıyordu “ Eğer kızımı şu anda ayağa kaldırmazsanız burayı başınıza yıkarım!”
Adamın karşısında bulunan doktor sakin bir şekilde “ Ertuğrul bey Ferda hanımın durumu çok kritik bir sevide. Beyin fonksiyonları neredeyse durma evresine gelmiş. Yani onun ne zaman uyanacağını sizlere söylemek çok zor. Bir süre daha beklememiz gerekiyor maalesef.”
Demek ki Ferda denilen kadın hâlâ uyanmamıştı. Bu hiçte işime gelmedi ama şu anda yapacak bir şey yok.
Alya ise Ertuğrul denilen adamı gördüğünde ruh görmüş gibi teni bembeyaz olmuştu. Alya bir kişiden bu kadar çok korkuyorsa demek ki bu kişi tekin birisi değil. Gerçi o adam az önce Ferda için kızım kelimesini kullanmıştı. Bu adamı kesinlikle detaylı olarak araştırmam gerecek.
Neyse ki Ertuğrul denilen adam bizim varlığımızı fark etmemişti. Alya’nın dikkatini dağıtarak “ Abla ben çok yoruldum istersen odama artık.“
Alya sözlerimi duyduğunda neyse ki kendisine gelmişti. Endişeli bir ses tonu ile “ tamamdır ablacım gidelim.”
Alya’nın endişelenme sebebini gayet iyi anlıyorum. Benim zarar görmemden oldukça fazla korkuyordu. Acaba Berkecan sıçanı ile yaşadıklarımı öğrenseydi tepkisi ne olurdu? Bunu düşünmek bile istemiyorum.
Sebepsiz yere gözlerim Hastanenin giriş kapısına takılmıştı. Hastanenin giriş kapısına oldukça yakın olduğumuz için hastaneye kimlerin girip çıktığını çok rahat görebiliyorum.
Hastanenin giriş baktığımda Caner’in hızlı bir şekilde kapıya yaklaştığını fark ettim. Alya, Caner’in geldiğini fark ettiğinde “ Ablacım sen Caner ile birlikte odana geç. Benim bir işim çıktığı için sana eşlik edemiyorum ama en kısa sürede yanına geleceğim.”
Alya’nın bu tutumuna şok olmuş bir şekilde bakıyordum. Kesinlikle yine bir şeyler karıştırmak için yanımdan ayrılıyor. Buna kalıbımı basarım. Caner yanımıza geldiğinde Alya beni odama çıkartması için onu tembihlemişti.
Caner yüzüme bakar bakmaz “ baya dağılmışsın kız sen.”
Caner’in bu sözlerine gülerek “ doğru söylüyorsun Caner valla baya baya dağıldım. Her neyse şaka bir yana sana anlatmam gereken şeyler var.”
Caner ciddi bir şekilde “ bencede bana anlatman gereken şeyler var Açi.”
En sonunda Caner ile asansöre binip odamın olduğu kata çıkmıştık. Odama doğru yürürken Sağ avucumun içinde oldukça keskin bir ağrı vardı.
Caner sağ avucumu sürekli sakladığımı fark etti ve beklemediğim bir anda avucumu kendisine doğru çevirdi.
Caner avucumun kanadığını fark ettiği anda gözlerini büyüttü ve endişeli bir şekilde “ Açi avucuna ne oldu senin?”
Caner’in hastaneyi ayağa kaldırmaması için “ odama geçelim herşeyi sana en başından anlatacağım.”
Caner ile odama girdikten sonra avucumu göstermek amacıyla bir hemşire çağırdık. Hemşire odaya gelir gelmez ilk müdahaleyi hızlı bir şekilde yaparak avucumun içindeki dikişleri yenilemişti.
Hemşire odadan çıkar çıkmaz Caner gözlerimin içine bakarak ne anlatacağımı bekliyordu.
Derin bir nefes alarak aniden “ Yaşadığım hayat meğerse bir yalandan ibaretmiş Caner. Etrafımda bulunan insanların hepsi beni aldatmış ve yalanlar söylemiş.”
Caner söylediğim sözlerden birşey anlamadığı için “ nasıl yalanmış kızım hayatın? Neler olduğunu bana adam akıllı anlatır mısın?”
Kelimelerimi dikkatli bir şekilde seçerek “ Kazanın olduğu gece Alya’yı takip ettim ve Black Angel adında bir mekana giriş yaptığını gördüm. Her neyse Alya’yı takip ederken iki kadın ile konuşmasına şahit oldum.”
Caner karşımda ki sandalyeye oturarak sözlerimin devamını getirmemi beklerken bir anda sesimi yükselterek “ O kadınlar kimmiş biliyor musun? Benim ikizim ve öz annemmiş Caner!”
Caner söylediklerimden dolayı “ ha siktir bok! Öyle bir şeyin olmasına imkan yok kızım!” Diyerek çok fevri bir tepki vermişti.
“ Her neyse gerçek veya değil umurumda olan tek şey o Ferda karısının her ne olursa olsun ceza alması.”
Caner’in şaşkın yüzü Ferda’nın adını duyması ile birlikte ciddileşti. “ Demek öğrendin sana suikast düzenleyen kişinin adını?”
Caner’in sözlerine gülerek “ keşke bana suikast düzenleyen tek kişi o kadın olsaydı. O karının kuzeni bana bıçak çekti az önce.”
Caner şaşkın bir ses tonu ile “ Yok artık! Yoksa avucunun içi o kişi yüzünden mi bu hale geldi?”
Caner’in bu sorusuna kendimden emin bir şekilde
“ Tabii ki de onun yüzünden oldu Caner! O küçük sıçanı gebertmek istedim ama elimden kaçtı.”
Caner hiddetli bir şekilde “ O sıçanın eşgalini hemen bana veriyorsun Açi! O kim ki benim arkadaşımı bıçaklamaya kalkıyor!
Caner şu anda çok fazla öfkeliydi eğer ona Sıçan Berkecan’ın adını verseydim çoktan onu bulup dayak atmaya başlardı.
Caner’i sakinleştirmek için ”sakin ol şampiyon onu baya bir haşat ettim zaten. Her neyse o sıçan ile Açelya usulü ilgileneceğim.”
Caner bu söylediklerimden dolayı rahatlamış bir şekilde
“ Açelya aklında kesin bir şeyler var. O yüzden bu işe karışmayacağım. Başka bir yerinden yaralandın mı bu arada?
Caner’in birazda olsun sakinleştiğini düşündüğüm için rahat bir nefes alarak
“ Hayır yaralanmadım. Fakat Ferda ile bir kan bağım olabilir. O yüzden bu hastanede çalışan bir doktordan yardım isteyerek aramızda bir DNA testi yapılmasını istiyorum. Ayrıca Ferda’nın geçmişini baştan sona araştırmanı istiyorum Caner.”
Caner’e anlatmam gereken şeyleri anlatmıştım. Feryal konusunu anlatmamın sebebi ise Feryal’in bir nedenden dolayı kendisini gizlemek istediğini düşünmemdi. Ayrıca Caner’in orada ne işi olduğunu iyileştikten sonra kendim bulacağım.
İLAHİ BAKIŞ AÇISI
Genç adam elinde bulunan içkiyi sert bir şekilde masanın üzerine koydu. Bu aralar sinirleri oldukça gergin ve etrafında ki insanlara resmen ateş püskürüyordu.
Sinirli olmasının en büyük etkeni Adnan Kor’un polislere kendisi hakkında çok önemli bilgiler vermesiydi. Gerçi yaşlı adamın ağzından çıkan bir kelime eceli olmuştu.
Genç adamın Adnan’a bir teşekkür borcu vardı. Çünkü onun sayesinde yıllarca aradığı aşkını en sonunda bulabilmişti.
Arkın, sevdiği kadını bulduğu için mutluydu. Fakat Açelya’nın bu durumdan memnun olmayacağına adı kadar emindi.
Arkın’ın en büyük yaptığı hata sevdiği kadının gerçek adı yerine sahte adı olan Mihre Demirel olarak aramasıydı.
Sırf sevdiği kadın kendisini hatırlasın diye onun hiç beklemediği bir anda karşısına dikilmişti. Beklediği gibi Mihre onun yüzünü görünce büyük bir korkuya kapıldı ve koşarak yanından uzaklaştı.
Arkın’ın aklına dün geceki sahne geldiğinde kalbi beklemediği bir şekilde hızlanmaya başladı. Sevdiği kadın kendisinin üzerindeki üstünlük etkisinden bir haberdi.
Arkın, Mihre’den her ne kadar nefret etmeye çalışırsa çalışsın bir türlü her seferinde ona olan aşkı üstün geldi.
Arkın, Mihre ile olan anılarına daldığı esnada telefonu çalmaya başladı. Telefon aramasını cevapladığı anda karşısında ki kişi “ efendim takip etmemizi istediğiniz kadını bulduk fakat oldukça ağır bir kaza geçirdiği için hastanede gözlem altında. Ne yapmamızı istersiniz?”
Arkın’ın eli ve ayağı duydukları ile resmen boşalmıştı. Ne demekti sevdiği kadın ağır bir kaza geçirdi?
Arkın telefonun karşısında bulunan kişiye “ kazanın neden dolayı kaynaklandığını öğrenin. Ayrıca müşahede altında olduğu hastanenin konumunu bana atıyorsunuz”
Patronunun emirlerini alan adam “ Emredersiniz efendim.” Diyerek telefonu kapattı. Arkın telefon kapanır kapanmaz elindeki telefonu duvara fırlatarak parçalanmasını sağladı.
Arkın bundan sonra her ne pahasına olursa olsun sevdiği kadını bırakmayacaktı. Ayrıca sevdiği kadına zarar veren kişilerin peşine düşerek cezalarını kendi elleriyle vermeyi kafasına koymuştu.
Selamlar uzun bir aradan sonra tekrar karşınızdayım. Öncelikle bölümü nasıl buldunuz ? Bölümü beğendiyseniz oy ve yorum yapmayı unutmayın ❤️🪭 |
0% |