Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@sue2820

Bertuğ ve Salkım ile ne gibi bir yoldan gideceğimize dair detaylı ve ayrıntıları dün gece konuştan sonra herkes odalarına çekilerek uyumuştu Bertuğ salonda uymuştu Salkım ve ben ise aynı odada uyumuştuk.


Salkım çok endişeliydi bu mühür meselesi yüzünden. Bu konu hakkında ki endişelerini çok iyi anlıyorum fakat benim bile elimden bir şey gelmiyor şu anda. Bu duruma öylesine hazırlıksız yakalanmaktık ki şu anda hiç birimiz bu konu hakkında nasıl bir adım atmamız gerektiğini bilmiyorduk.


Salkım ve ben sabah uyandığımızda Bertuğ evde yoktu. Bertuğ neyse ki bize not bırakmayı akıl edebilmişti. Bertuğ'un bıraktığı notta " Efna ve Salkım ben size haber verene kadar asla evden çıkmayın. Akşama kadar evde olurum. Herhangi bir terslik olduğu zaman anında beni arayın."


Notu okuduktan sonra Salkım ile içimiz birazcıkta olsa rahatlamış bir şekilde


Salkım ile sabah kahvaltısını yaparken telefonuma mesaj geldiğini belirten bir melodi çaldı. Telefonumun mesaj yerine girdiğim zaman " ne yaptığını biliyorum" yazıyordu. Bu mesajı okuduğum anda gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ne demek ne yaptığınızı biliyorum?


En son yaptığım şey Salkım'ı mühürlü olduğu kurt adam' dan kaçırmak olmuştu. Yoksa bu kurt adam bilerek mi izin verdi? Fakat izin verdi diyelim neden şimdi bu mesajı atsın?


Salkım yüzümün düştüğünü anladığı için " Efna iyi misin canım?" Diyerek sorusunu bana yöneltti.


Salkım'ın bu sorusunun üzerine gülümsemeye çalıştım. İlk önce bir kaç kez öksürdüm. Ardından Salkım'ın gözlerinin içine bakarak " merak etme Salkım çok iyiyim sadece... Sadece mesajın annemden geldiğini zannettim. Bu yüzden biraz duygulandım.


Bu bahanemi sunduktan sonra gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Çünkü ne o kurt adamlardan annemi koruya bildim nede kardeşim gibi gördüğüm arkadaşımı koruyabilmiştim.


Öylesine şiddetli ağlıyordum ki hıçkırıklarımdan dolayı neredeyse nefes almayı unutur hale gelmiştim.


Salkım ağladığımı gördüğü anda bana sarıldı. Bir süre ona sarılarak ağladım. Ardından hemen kendimi toparladım ve yüzümü yıkamak için ayağa kalktım. Salondan çıkış yaptıktan sonra hemen solumda bulunan kapıya doğru ilerdim. Kapının önüne geldiğim zaman hemen kapıyı açtım ve banyoya adımımı attım.


Banyoya adımımı atar atmaz musluktan akan suyun ayarını sıcaktan soğuğa ayarladım. Muslukta ki akan su soğuduğu anda suyu yüzüme çarptım. Bir kaç kez daha bu durumu tekrarladım. Ardından ellerimi ve yüzümü sağ tarafımda bulunan beyaz havlu ile kuruttum.


Bir süre banyoda bulunan aynada kendimi inceledim. Gözlerim ve burnum ağlamaktan kızarmış durumdaydı. Saçlarım dağınık ve tutam tutam dolaşmış vaziyetteydi. Bu ben olamazdım. Efna Yıldırımay asla bu şekilde güçsüz ve savunmasız olamazdı.


Bir süre daha aynada kendimi inceledim ardından solumda bulunan küvete soğuk suyu doldurmaya başladım. Soğuk su her zaman beynimi daha dinçli bir şekilde çalışmasını sağlardı. Hatta annemden sırf bu durum yüzünden kaç kez azar işittiğimi bile hatırlamıyorum.


Soğuk su küvete dolduğu zaman üzerimde ki kıyafetleri çıkartıp hemen küvetin içerisine girdim.


Şimdi iki tane varsayımım var. Birinci varsayımım Salkım'ın mühürlendiği kurt adam bir Alfa düzeyinde bir kurt adam bu yüzden Salkım'ı her ne kadar çamur ile kaplasam bile kurt adam bir şekilde Salkım'ı buldu.


İkinci varsayımım ise birisi benim babamın kim olduğunu biliyor. Ayrıca ondan saklanmak için elimden geleni yaptığımı da biliyor.


Birinci varsayım ikinci varsayımıma göre daha ağır basıyor. Çünkü alfa kurtların diğer kurtlardan güç bakımından ve yetenek bakımından farklı olduklarını duymuştum.


Yani bir şekilde bu kurt adam ne yapmak istediğimi anlamış ve Salkım'ı daha fazla ürkütmemek için bulunduğumuz yerden uzaklaşmamıza izin vermişti.


İkinci varsayımım şu yüzden düşük bir ihtimal. Benim aslında kim olduğumu teyzem, amcam ve Bertuğ ve Bertuğ'un kız kardeşi Berfu biliyor.


Zaten amcam ve teyzem babamdan önce bizim yerimizi bulmuştu. Babam ise uzun yıllardır ortalıkta yokmuş. Bu yüzden benden haberdar değil. Amcam annemi daha güvenli bir yere götürmüş zaten annemin yerini sadece amcam biliyormuş.


Amcamın bu tehdit mesajlarını bana göndermeyeceği için ikinci seçeneği anında eledim.


Küvette çok fazla durduğuma kanaat getirdiğim zaman küvetten çıktım. Kendimi kurulamak için havluya sarıldıktan sonra banyodan çıkıp karşımda bulunan odama girdim.


Odama girdikten sonra karşımda bulunan dolabımdan ilk önce siyah renkli iç çamaşırlarımı aldım. Ardından siyah bir crop ve siyah bir tayt alıp üzerime giyindim.


Ardından saçlarımı kuruttum ve yüzümü ve ellerimi nemlendirici bir krem ile nemlendirdim.


Birinci varsayımım gerçekleşirse tam olarak nasıl bir yol izlemem gerektiğini düşünürken telefonum çaldı. Telefonumun ekranına baktığım zaman beni Bertuğ'un aradığını gördüm. Bertuğ' dan gelen telefon aramasını anında cevapladım ve hemen beni ne için aradığını sordum.


Bertuğ ise beni aşağıda Berfu ile beklediğimi söylemişti. Salkım'a ise onu o kurt adamdan kurtarmak için kendisinin bir planı olduğunu söylememi ve ardından biz eve dönene kadar Salkım'ın benim evimden asla ama asla dışarı çıkmaması gerektiğini kesin bir dil ile söyledi.


Bertuğ bu sözlerini söyledikten sonra telefon aramasına son verdi. Hemen ardından Salkım'ın yanına gittim ve Bertuğ'un söylediklerini ona harfi harfine aktardım.


Ardından Salkım'ın yanından ayrılıp vestiyerden siyah converselerimi ve siyah mini çantamı alıp binaya çıktım. Neyse ki asansör bulunduğum kattaydı. Asansörü çağırma düğmesine bastım asansörün kapısı açılır açılmaz asansöre bindim.


Asansörün içinde bulunan sıfır düğmesine bastım. Ardından asansör sıfırıncı katta durur durmaz hemen asansörden ayrıldım. binanın kapısına vardığım anda kapıyı açarak dışarıya çıktım.


Dışarıya çıktığım anda  bir arabanın korna sesini duydum. Korna sesinin geldiği yöne baktığım zaman Bertuğ şöför koltuğuna oturmuş bana el sallıyordu.


Bertuğ ve Berfu'yu daha fazla bekletmeden arabanın arka koltuklarından birisine oturdum.


Ben arabaya biner binmez Bertuğ arabayı çalıştırdı. Bir süre araba ile yol aldıktan sonra bir Cafe'nin önünde Bertuğ arabayı durdu.


Bertuğ, Berfu ve ben Cafe'nin içerisine girdiğimiz zaman bütün masalar boştu. Berfu bu durumu yadırgadığımı anlayarak " Bu Cafe'nin sahibi benim. Bu yüzden bugünlük Cafe kapalı. Bu arada ben Berfu."


Berfu'nun bu sözlerine karşılık yüzümde ufak bir gülümseme oluştu. Ardından elimi Berfu'ya uzatarak " memnun oldum Berfu. Benim adım Efna. Gerçi adımı biliyorsundur. Yine de formaliteden bir tanışma yapalım."


Berfu son sözlerimi duyduktan sonra neredeyse kahkaha atacak kıvama gelmişti. Ardından uzattığım elimi sıkarak " Memnun oldum Efnacım tanıştığımıza."


Berfu'yu incelediğimi zaman sapsarı saçları ve benim göz rengime benzer bir renk olan gözleri dikkatimi çekmişti. Üzerinde ise siyah bir şort ve onun üzerinde beyaz bir crop giyinmişti. Ayakkabı tercihini ise hafif topuklu bir sandalet tercih etmişti.


Bertuğ ise " kızlar sohbetinizi bölmek istemem ama konuşmamız gereken önemli bir konu var."


Bertuğ'un bu sözlerini duyar duymaz ciddileştim ardından ilk  gördüğüm sandalyeye oturdum. Ben sandalyeye oturduktan sonra Bertuğ ve Berfu karşıma geçti.


Bertuğ bir süre suskun kaldı bu sırada bende uzun siyah ojeli tırnaklarıma bakarak birinci varsayımım doğru ise neler yapabileceğimi düşünüyordum.


Düşüncelere daldığım sırada Bertuğ bir kaç kez öksürerek dikkatini kendisine vermemi sağladı. Bertuğ kendisini tam anlamıyla dinlediğimi anlayınca sözlerine şu şekilde başladı.


" Efna zannettiğin gibi  Salkım'a mühürlenen kurt adamdan kurtulamamışsın. Salkım'a mühürlü olan kurt adam bir sürünün Alfasıymış. Bu kurt adam normalde babam ile görüşecekti çünkü sürümüzün şu anki lideri konumunda. Her neyse babam olmadığı için Berfu ile bir görüşme yapmış ."


İşte şimdi büyük bir faka basmıştım. Kahretsin cidden Salkım mühürlene mühürlene bir sürünün liderine mi mühürlenmişti?


Ben düşüncelere daldığım sırada Berfu şu şekilde sözlerine başladı.


" Merak etme Efna bu meseleden seni bir şekilde kurtaracağız. Neyse ki Alfa seni bir Cadı zannetmiş. Bu yüzden onlara asla dişi bir kurt olduğunu belirtmeyeceksin. Alfa senin kokunu ve varlığını hissedemediği için senin bir Cadı olduğun kanaatine varmış.


" Peki bu Alfa Salkım'ı kendisinden benim sakladığımı nasıl anlamış?"


Bu soruma Berfu şu şekilde cevap verdi.


" Alfaların ileri görüş yeteneği vardır. Yani istedikleri zaman bulundukları topların uzak mesafe fark etmeksizin istediği her yeri istedikleri anda görebilir."


Bu cevabı duyduktan sonra yüzümde sinsi bir gülümseme oluşmuştu. Ardından ayağa kalktım ve siyah çantamdan bir dal sigara ve çakmak alıp  Bertuğ ve Berfu'ya arkamı dönerek önümde bulunan cama doğru ilerdim. Canım kenarına geldiğim anda sigaramı ağzıma alıp hemen ardından çakmağımın ateşini yakarak sigarama yaklaştırdım.


Sigaram yandığı anda içime derin bir nefes çektim. Sigarayı çiğerlerime çektikten sonra ağzımdan dumanı geri verdim. Düşünceli bir şekilde


" Durum buysa kesinlikle bilerek uzaklaşmamıza izin verdi. Buda demek oluyor ki Alfa Salkım'ı korkutmak istemiyor."


Berfu bu fikrime katılarak şu sözleri sarf etti. " Alfa'nın dediğine göre Salkım'ın korkusunu içinde hissetmiş. Bu yüzden sizin gitmenize izin vermiş. Fakat Alfa sana karşı büyük bir kin beslenmiş. Çünkü sen onun gözünde sahip olduğu en değerli varlığı kaçıran bir Cadısın"


Berfu'nun bu  sözlerine öylesine büyük bir kahkaha ile karşılık verdim ki iki kardeş bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu.


Kahkalarımı zar zor durdurduktan sonra " demek beni Cadı olarak görüyor ha? Güzel çok güzel. Neyse ki amcanız sürünün başında bulunmuyor. Bu yüzden içim birazda olsa rahat.


Berfu gözlerimin içine bakarak "amcamı hafife alma Efna. Sürüye döndüğü zaman bizden şüphe duyarsa ne olur biliyor musun? Sana söyleyeyim bu yaptıklarımızı burnumuzdan getirir. Bu yüzden Salkım'ı o Alfa'ya teslim edeceksin! Eğer senin amcamın kanından olduğun ortay çıkarsa neler olur biliyor musun? Sana hemen bu sorumun cevabını söyleyeyim kurtlar seni öldürene kadar seni rahat bırakmazlar."


Ne demek Salkım'ı o kurt'a teslim edecektim? Böyle bir durumun imkanı yoktu. Düşünmem gerekiyor. Bir şeyler yapmam geriyordu. Fakat ne yapabilirdim ki?


Berfu' nun bu sözlerine o kadar çok sinirlenmiştim ki sinirden gözlerim yanıyordu. İçimden Berfu'nun canını öylesine çok yakmak istiyordum ki bu duyguyu asla tarif edemiyordum.


Berfu'nun gözlerine sinirli bir şekilde baktıktan sonra Berfu anında yere yığıldı. Birden öylesine büyük bir çığlık attı ki Bertuğ anında kız kardeşinin yanına gitti.


Bertuğ'a  Berfu'ya baktığım gibi baktıktan sonra oda acı dolu bir şekilde inlemeye başladı. Fakat onların neden bu durumda olduğunu kavrayamıyordum.


Gözlerim çok kötü bir şekilde yanıyordu. Birden iki gözümden de kan akmaya başladı. Ardından boynumda bulunan zümrüt yeşili kolyem ısınmaya başladı. Kolyeme göz attığım zaman kolyem birden kömür karası bi renge bürünmeye başladı.


Bertuğ ve Berfu'ya baktığım zaman bana şok olmuş bir şekilde bakıyorlardı. Bu sırada kolyem ısındıkca ısınıyordu. Kolye giderek siyahlaşmaya başlarken bu sırada yer yer kırıklar oluşmaya başlamıştı.


Berfu ne olduğunu kavramış gibi Bertuğ'a bağırarak Abi çabuk Efna'dan uzaklaş dediği anda kolyem büyük bir enerji yayarak patladı.


Kolye'nin patlaması ile ben bulunduğum yerden neredeyse üç metre ilerisine uçmuş bir vaziyetteydim. Berfu ve Bertuğ benimle neredeyse aynı durumdaydılar.


Fakat kolyenin içinden çıkan enerji arttıkca artıyor hatta enerji siyah bir renge bürünmeye başlamıştı.


Cafe'nin içinde oldukça büyük ve şiddetli bir rüzgar esiyordu. Hayatımda ilk defa bu şekilde donup kalmıştım. 


Bu sefer ne yapacağımı bilemiyordum. İstesem bile kımıldayamıyordum. Ellerim ve ayaklarım ben her ne kadar istersem isteyeyim hareket etmiyorlardı. İstesem de konuşamıyorum galiba bir çeşit felç geçriyordum.


Bertuğ ve Berfu'ya yardım isteyen gözler ile bakmaya başlamıştım. Fakat onlarda benim gibi isteseler bile bulundukları yerden kımıldayamıyorlardı.


Enerji o kadar büyüktü ki masa ve sandalyelerin her biri etrafa dağılmaya başlamışlardı bile.


Enerji büyüdükçe büyüyordu. Bu durum yetmezmiş gibi bulunduğum olan enerji çemberi ile çevrilmeye başladı. Gözlerimi daireye çevirdiğim zaman birden yin yang sembolü oluşmaya başladı.


Yin sembolu yani sembolün beyaz yerinde bir kuru kafa oluşmaya başladı. Kuru kafa sembolünün yanında anında yıldıza benzer semboller ve küçük daireler belirmeye başladı.


Ardından siyah enerji sağ tarafımda bulunan siyah yere yani yang sembolünün olduğu yere toplanmaya başladı. Hemen ardından bana doğru bakan bir kuru kafa ve onun yanına ise yıldızlardan oluşan bir sembol ortaya çıktı.


Ben her ne kadar bulunduğum yeri terk etmek istesem de bir türlü kımıldayamıyordum olduğum yerden .  Hayatımda ilk defa bu şekilde kendimi çaresiz ve zavallı bir şekilde hissediyordum.


Siyah enerji yang sembolunun altında toplandığı anda yin sembolü kaybolmaya başladı. Bulunduğum daire birden o siyah enerji ile kaplanmaya başlamıştı. Fakat bana bakan kuru kafa sembolu bir anda kayboldu. Tam herşey bitti derken çemberin içerisinde güneş sembolü ve hilal şeklinde olan bir ay sembölü oluştu. Güneş sembolünün içinde birden kuru kafa sembolü içeren hilal şeklinde ki ay  belirmişti.


Sembol oluştuğu anda siyah enerji içime akmaya başladı. İlk başlarda ne acı nede herhangi bir his uyandırmıyordu bu enerji.


Enerji içime işlerken bu sırada ay ve güneş sembolu parladukça parlıyor bu parlaklık o kadar yoğun bir parlaklığı vardı  ki bu durum yüzünden gözlerimi açamaz hale gelmiştim bile .


Siyah enerji bir anda öylesine hızlı bir şekilde içime işlemeye başladı ki hem canım çok yanıyordu hem de canımın acısından neredeyse nefes almayı unutmuştum. Enerji akımı bittiği anda çok sert bir şekilde yere yığılmıştım.


Bertuğ ve Berfu   benim yere yığıldığımı gördükleri anda yanıma koşarak geldiler. Berfu'nun gözlerinin içine baktığım zaman gözlerime bir görüntü gelmeye başladı.


***


Kendimi bir anda ağaçların ve yeşilliklerin olduğu bir alanda bulmuştum. Bulunduğum yerde ki ağaçlar çok uzundu. Hatta elma, armut dut ve bir çok meyvenin ağaçları bulunuyordu. Çimenler yemyeşil ve etrafımda neredeyse hiç yabani bir ot bulunmuyordu.


Etrafımda kelebekler be uğur böcekleri uçuşup duruyorlardı. Bu yerin havası bile farklıydı. Elimde olsa bu alanda sonsuza kadar yaşamak isterdim.


Berfu ise  çok stresli bir şekilde bir oyana bir bu yana dönüp dönüyordu. Bir süre Berfu bu hareketlerini yapmaya devam etti.


Berfu arkasını döndüğü zaman karşısında bir adam gördü. Karşısında ki adamı görünce resmen kanım dondu. Karşısında ki adamın kim olduğunu  bilmiyorum. Fakat bu adam dış görünüş olarak  bana çok benziyordu. Adamı incelemeye başladığım zaman ilk dikkatimi çeken fiziksel özelliği siyah saçları ve benim göz rengime çok fazla benzeyen gözleriydi.


Adem neredeyse iki metre uzunluğa sahipti. Ayrıca vücudu oldukça fit ve bakımlıydı.


Adamın kıyafetlerini incelediğim zaman cidden giyim tarzı bana çok tuhaf gelmişti. Karşımda bulunan adamın üzerinde kırmızı  bir gömlek vardı. Gömleğinin üzerine ise siyah deri bir yelek giyinmişti. Yeleğinin boyu kalçasının bir kaç santim altında bitiyordu.


Yeleğin düğmeleri  sanki küçük bir fil dişini andırıyordu. Adamın ellerinde deri bir eldiven bulunuyordu. Pantolonu ise  bütün bacak hatlarını gösterecek kadar dar fakat buradan bile adamın kaslı bacaklarını görebiliyorum.


Adam ayakkabı tarzı olarak ise dizlerinin biraz karış altında olan bir çizme tercih etmişti. Asıl dikkatimi çeken parça ise adama kapüşonlu olan ve yere sürenecek kadar uzun olan bir pelerin tercih etmesiydi.


Şu anda karşımda sanki ortaçağ avrupasına mensup olan asil  bir soyundan gelen bir soylu duruyordu.


Berfu karşısında ki adamı gördüğü anda ona sarıldı ardından hızlı bir şekilde " amca seni o kadar çok özldim ki anlatamam. Bunca zamandır neredesin sen ?


Ne? ne amcası be?! Ne yani karşımda bulunan bu adam benim öz babam mı? Ne oluyor lan burada? Yoksa Berfu bu adama benim hakkımda bir şeyler mi anlattı?


Ben bu durumun olma ihtimalini düşünürken karşımda ki adam Berfu'ya bakarak " Kızım nasıl Berfu? Güçleri açığa çıkmış mı? Abin onun hakkında ne düşünüyor?"


Berfu bu sözleri duyduktan sonra yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu ardından ise sözlerine şu şekilde başladı.


" Amca Efna cidden çok güçlü bir dişi kurtmuş. Yani en basit örneği şu şekilde verebilirim abimin zihnini okuyarak direk kim olduğunu anlamış. Teyzemin ise bilerek yanından ayrılmasına izin vermiş bu yüzden . Fakat güçlerini bir kolye ile bastırdığı için ne sen onu hissede bilirsin nede biz hissede biliriz."


Kahretsin! O manyak adamın her şeyden haberi varmış. Berfu ona olan biten her şeyi anlatmış. Hatta Salkım olayını bile anlatmış inanamıyorum gerçekten ben nasıl bir işin içerisine düştüm? İkinci varsayımımım olma ihtimali bana göre yüzde sıfır bir olasılıktı !


" Demek o yaşlı kurt kızımın gücünü mühürlemiş ha? Eğer o yaşlı Kurt'u elime bir geçirirsem onu kimse elimden alamayacak. Fakat o kolye artık bir işe yaramaz. Dediğin gibi Berfu, Efna çok güçlü birisi kimse kolay kolay o kolyenin mühründen kurtulamaz.


Efna'yı çok fazla öfkelendirecek bir şeyler bul.


Berfu babam olacak o adam bu sözleri duyduktan sonra bir süre düşündü ardından " buldum amca buldum. Efna Salkım denilen kızın o kurt adam ile mühürlenmesini bırak onun yakınında bile görmek istemiyor. O zaman her ne yapacaksam Salkım üzerinden yapmam gerekiyor.


***


Berfu'nun sözleri biter bitmez görüntü kayboldu. Ardından kendime geldim. Berfu gözlerime sevinç ile bakıyordu. Bertuğ ise neler olduğunu bilmediği için korku dolu gözler ile bana bakıyordu.


İstesemde konuşamıyorum çünkü ağzımı her açtığım zaman ağzımdan kanlar geliyordu.


Berfu konuşamadığımı bildiği için " korkma Efna bu durum geçici iyi olacaksın hemde eskisinden bile daha iyi olacaksın merak etme.


Berfu'nun bu sözlerini duyduktan hemen sonra bilincimi kaybetmiştim.


İLAHİ BAKIŞ AÇISI


Bertuğ kız kardeşinin ne işler çevirdiğini bilmiyordu. Efna'nın bir anda bayıldığını  gördüğü anda elleri ve ayakları resmen buz kesmişti.


Berfu'nun içi artık çok rahattı. Çünkü artık kuzeni ve teyzesi yıllar sonra ailelerine geri dönmüştü. Gerçi bu durum Efna'nın hoşuna hiç bir şekilde hoşuna gitmeyecekti.


Berfu  şu anlık Efna'nın ne düşündüğü çokta umursamıyordu. Çünkü her ne olursa olsun Efna dişi bir kurttu ve güçlerini kullanma hakkı vardı. Berfu bir nevi Efna'ya çok büyük bir iyilik yapmıştı.


Berfu'ya göre zaten o kolye bir şekilde işlevini yitirecekti. Bu durumun kendisinin yanında olması daha iyiydi.


Bertuğ ise neler olduğunu bilmediği için Efna'nın öldüğünü zannediyordu. Bir süre Efna'nın kanlı yüzünü inceledi. Ardından Efna'dan gelen kokuyu duyduğu anda küçük çaplı bir şok geçirdi


Kardeşi Berfu'ya dönerek "Berfu burada tam olarak neler oluyor? Bana bir açıklama yapmak zorundasın!"


Berfu abisine dönerek " Merak etme abi her şey benim kontrolüm altında. Efna artık gerçek benliğine kavuştu. Üzerinde ki mühür artık kalktı."


Merhabalar nasılsınız??


Evet bölümün sonuna gelmiş bulunmaktayız.


Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz acaba?


Loading...
0%