Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@sue2820

Cidden bu adam benimle dalga mı geçiyor? Birde utanmadan annemin yanına mı gitmiş?


Müstakbel eşmiş! İşte kurt adamlardan bu yüzden nefret ediyorum. Kafalarına göre bu benim eşim karım falan diyerek resmen kadınları köleleştiriyorlar. Bu hayatta kadın olmak gerçekten çok zor. Resmen senin hiç bir konu hakkında bir söz sahibi olmaya hakkın yok. Bu arada tabii ki de onu umursamayacağım. Ona yüz vermeyeceğim.


Dağhan'a tek kaşımı kaldırarak baktım. içimden kendi kendime sinirlenmeyeceğim bu sefer. Sakin olmalıyım. Acele işe şeytan karışır Efna fazla bir tepki verme. Fakat sakin olacağım diye karşımda bulunan adama laf sokmayacağım anlamına gelmiyor.


" Cidden kendi kendine gelin güvey olan bir erkeği ilk defa görüyorum. Ayrıca ben sana baktığım zaman hiç bir duygu hissetmiyorum."


Dağhan bu sözlerimin üzerine tek kaşını kaldırdı ve " bence bu kadar emin olma müstakbel eşim. Belki beni tanıdıkça seversin?"


" Şundan emin ol Dağhan beni tanıdıkça benden uzaklaşacaksın. Yol yakınken dön bu inadından. Seni sevmeyen birisi için bence uğraşma."


Dağhan bu sözlerimin üzerine hızlı bir şekilde üzerime doğru yürümeye başladı. Zihnini okumaya çalışsam bile okuyamıyorum! Kahretsin! Cidden üzerime yürüyor bu ruh hastası!


Korhan ise ne yapacağımı merak ettiği için olaylara müdahil olmuyordu. İsteseydi beni buradan çoktan götürürdü. Fakat bilmedikleri durum şu bana mühürlü olan kişi yanıma yaklaştığı anda vücudunu sanki kor ateşler yakmış gibi canı yanacak. Bu da cadıların üzerime bıraktıkları lanettin en büyüğüydü. Gerçi benim için ark eden bir durum yok. Olan Dağhan'a olacak. Dağhan'dan uzaklaşmadım geleceği varsa göreceği de vardı. Bir hikaye içerinde olsaydım büyük bir ihtimalle Dağhan'dan uzaklaşırdım. Sonrasında ayağım kayar ve Dağhan beni tutar ardından Dağhan'a ilk bakışta aşık olurdum. Bu düşüncelerime ciddi anlamda güldüm. Belki de gerçekten böyle olmasını isterdim. Bu sırada Dağhan yanıma yaklaştıkça yüzünün şekli oldukça değişti. Canı yanıyordu hem de fazlasıyla. Bu durumu belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.


Korhan bile bir şeylerin ters gittiğini fark etmişti.  Gerçi lanetimin ne olduğunu gayet iyi biliyordu.


Dağhan yanıma iyice yakınlaştıktan sonra yüzüme çok dikkatli bir şekilde  baktı kulağıma eğilerek " canım ne kadar yanarsa yansın senden asla vazgeçmeyeceğim güzelim"


Bu adam geri zekalı galiba? Anlama kıtlığı vardı. Cidden bu kadar fazla acıya nasıl dayanıyor? Bunu anlamış değilim. Dağhan'ın gözlerine içine bakarak


" O zaman yanmaya hazır ol Dağhan. Sana dokunmaya kalksam anında sönüverecek bir çiçeksin. Bakalım ne kadar dayanabileceksin bu duruma? Bir hafta? İki hafta? Yada bir yıl mı?"


Sözlerim bittiği anda Dağhan'ın yüzünde oldukça sinsi bir gülümseme oluştu. Hemen ardından " ben yanmaya hazırım sevgilim. Fakat şunu aklına iyice sok ben kurtların yegane kralıyım. Bakıyorumda beni oldukça hafife alıyorsun. Ne yani o cadıların bana karşı bir zafer kazanmasına izin vereceğim? Senin benden haberdar olduğun andan itibaren ben senden haberdardım. Ben senin aşkından nasıl yanıyorum bir bilsen..."


Dağhan bu sözleri cidden acı çeker bir biçimde söylemişti. En önemlisi ise onun üzüntüsünü ve acısını kalbimde hissediyordum. Asla kanmamalıyım bu duruma. 


" Dağhan seni istemiyorum. Bunun neresini anlamıyorsun? Sana aşık değilim. Senin duygularını içimde hissettiğim bir gerçek fakat sen benim duygularımı hissediyor musun içinde?"


"Tabii kide hissediyorum Efna. Korkuyorsun bana aşık olup kendini bana teslim etmekten o kadar çok korkuyordun ki duyguların yerine hep sana daha mantıklı gelen şeyleri tercih ediyorsun."


" Aşk bir ilizyondur Dağhan. Seni göklere çıkardığı gibi seni yere indire bilir. Ben senin bildiğin kadınlardan değilim. Ben bencil birisiyim. İşime gelmediği anda seni harcarım. Bu duruma katlana bilir misin? Güvenmediğin birisi ile bir birliktelik yaşaya bilir misin?"


Dağhan bu soruma cevap veremedi. Öylece yanımdan geçip gitti. Daha doğrusu ben gideceğini zannetmiştim sürünün bulunduğu alandan.


" Madem seninle evlenmeyeceğim şu anlık bende müstakbel kayınpederimi ve kaynanamı tanıyacağım. Bu yüzden beni her gün burada görmeye alışmalısın Efna."


Ne? Ne demek burada kalıp annemi ve Korhan'ı tanıyacak? Benimle bu adam alay mı ediyor?


***


Dün gece gözüme asla uyku girmedi. Dün gece Korhan ile Dağhan'ı sürüden göndermesi için konuşmayı denedim. Fakat Dağhan Korhan'dan bile üstün olduğu için onu geldiği yere postalayamamıştı.


Korhan Seray'ı bırakmıştı. Nede olsa benim sayemde neredeyse iki ay boyunca acı çekecekti. Dağhan denilen adam nasıl bir canavarsa lanetin üzerinden bir şekilde geldi yada beni kandırıyor. Bu konuyu o kadar dikkatli bir şekilde düşünüyordum ki annem bana bir kaç defa seslenmiş ve ben duymamışım. Annemin bana seslendiğinde saat neredeyse sabah dokuz buçuk civarıydı. Korhan ile annem şu anlık fazlasıyla iyi anlaşıyordu. Artık annemi korumayı bırakmıştım yani bir nevi bu görevi Korhan'a devretmiştim. Anlamıştım artık her ne olursa olsun kaderden kaçamayacağımı.


İştahım olmadığı için sofraya oturmak yerine dışarıya çıkmıştım. Bu sırada mutfakta bulunan küçük bir bıçak dikkatimi çekti ve bıçağı cebime koydum ardından dışarıya çıktım.  Dışarıda otururken siyah saçlı ve yeşil gözlü bir kız ve yanında bulunan bir kaç kişiden oluşan bir kız grubu bana laf atmaya attı.


" Sözde bizim liderimizin kızısın fakat hiç bir şekilde marifetlerini göremedik. O kadar güçsüzsün ki tıpış tıpış buralara kadar geldin."


Kızın bu sözlerini duyduktan sonra yüzümde sinsi bir şekilde gülümseme oluştu ardından oturduğum yerden ayaklandım ve kızın gözlerinin içine bakarak zihninden geçen her şeyi okumaya başladım. Kızın yanına yaklaştım ve kulağına eğilerek " beni çekmiyorsun Serpil bu yüzden bana sebepsiz yere saldırmanın peşindesin. Bu arada Dağhan ile beraber olmak istiyorsan daha farklı yöntemler bulmalısın tatlım. Her neyse sözlerin bittiyse gidebilirsin.


Serpil bu sözlerimi duyduktan sonra ağzı bir karış açıldı. Bana cevap vermek istiyordu fakat bu konu hakkında verebileceği bir cevap yoktu.


Serpil'in zihnini keyif ile okurken Dağhan'ın yaklaştığını hissettim. Dağhan'ın bana yakınlaşmasında bir sıkıntı yoktu. Sıkıntı olan durum güçlerimi Serpil'in üzerinde kullanamamamdı. 


Galiba Dağhan'ın yeteneğini çözmüştüm. Bence onun asıl yeteneği kurt adamlar onun bulunduğu ortamda   isteseler bile güçlerini kullanamıyor. Gerçekten çok sinir bozucu bir özellik.


Dağhan yavaş yavaş yanımıza gelirken Serpil ve diğer kızlar bulunduğumuz ortamdan ayrılmaya başlamışlardı. Sürüde bulunan herkes bana bir fazlalıkmışım gibi davranıyordu. Gerçi bu durum pekte umurumda değil. Fakat bu durum ister istemez canımı sıkıyor. Fakat şu anlık bu durumu düşünecek halde değilim.


Dağhan karşıma dikildi ve " sevgili müstakbel eşim nasılsın?"


" Cidden acayip bir şekilde sinirlerimi bozmaya başladın artık Dağhan."


" Hmm öyle mi? Aslında sende benim sinirlerimi bozuyorsun."


" Majesteleri acaba neden sizin sinirlerinizi bozuyor muşum?"


" Çünkü gereksiz bir şekilde inatçısın, ayrıca bir dediğin bir diğerini tutmuyor."


" Bakıyorum 'da beni baya iyi gözlemlemişsin. Her neyse kapı orada istediğin zaman gidebilirsin buradan zaten senin burada olman bir hata."


" Seni senden bile daha iyi tanıyorum Efna. Ne yani o cadılara istediğini verip hayatın boyunca yalnız mı kalacaksın?"


" Dağhan 'cım sen beni merak etme ben yalnız kalmayacağım demiyorum ki. Ben seninle beraber olmak istemiyorum. Bir bakmışsın senden daha yakışıklı ve nazik birisi ile evlenip mutlu bir hayat sürerim."


Dağhan bu sözlerimi duyduktan sonra bir süre olduğu yerde donup kaldı. Bu durumu mecaz anlamda söylemiyorum. Dağhan'ın bu tepkisini gördükten sonra sinsi ve içten bir gülümseme ile Dağhan'a bakıp oturduğum yerden kalkıp arkamı döneceğim esnada beni kolumdan tutup kendisine çekti.


Neredeyse düşüyordum ama bir şekilde dengemi  toparlamaya başarmıştım. Dağhan gözlerimin içine bakarak " madem benimle birlikte olmak istemiyorsun o zaman yalnızlığa mahkumsun Efna. Eğer bir başkası ile evlenirsen ne olur biliyor musun? Sana hemen söyleyeyim, o kişiyi ortadan ikiye ayırıp senin önüne atarım."


Bu adam beni açık açık tehdit ediyordu. Gözlerine baktığım zaman bunu yapabilecek bir potansiyele sahip olduğunu görüyordum. İlk önce hızlı bir şekilde Dağhan'dan kokunu kurtardım hemen ardından " benim ikinci yüzümü asla görmek istemezsin Dağhan. Eğer evleneceğim zaman ayağıma dolanırsan inan bana seni kendi ellerimle öldürürüm. Seni yaşarken öldürmek için elimden geleni yaparım. Bu arada haddini bil ki o haddi sana bildirmek zorunda kalmayayım.


Dağhan bu çıkışıma şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Fakat ben öfkeden çıldırıyordum. O kim ki beni tehdit ediyordu? Bunun bir bedeli olmalıydı tabii ki. Cebimde bulunan küçük  bıçağı çıkartarak Dağhan'ın omzuna sert bir şekilde saplayıp çıkardım.


Dağhan'ın acı çektiği çok belliydi. Fakat bu acıyı belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.


Bıçağı Dağhan'ın omzundan hızlı bir şekilde çıkardıktan sonra " eğer beni bir daha tehdit etmeye çalışırsan başladığım işi bitirim Dağhan."


Sözlerimi bitirdikten sonra arkamı dönüp gideceğim esnada " sen bana her ne yaparsan yap Efna seni sevmekten asla vazgeçmem."


" İki defa gördüğüm bir erkeğin aşkına bu kadar çabuk inanacak kadar aptal birisi değilim Dağhan."


Sözlerimi bitirdikten sonra Korhan'ın evine doğru ilerlemeye başladım. Korhan'ın evine vardıktan sonra kapıyı hızlı bir şekilde çaldım annem hızlı bir şekilde kapıyı açtı. Hemen ardından Efna kızım baban  seni çalışma odasında bekliyor.


Normalde Korhan'ın ayağına kolay kolay gitmezdim fakat belki Korhan'ı bir şekilde buradan göndermenin bir yolunu bulmuştur diye düşündüm.


Korhan'ın kapısını çalarak odasına giriş yaptım. Odada Korhan'dan başka bulunan bir adam daha vardı. Adam bana bakar bakmaz gözleri bembeyaz oldu. Ardından bana şu sözleri söyledi 


" Kaderin ölümler ile mühürlenmiş. Seni seven herkesin ölümüne şahit olacaksın. Dostun sandığın kişiler düşmanın çıkacak. Şu anda içinde bulundurduğun karanlık seni yiyip bitirecek. Senin yolun aydınlık yerine karanlıktan oluşuyor. Bu gireceğin yol kara güller ve siyah sarmaşıklar ile dolu bir yol. Kaderini değiştirmek isteyeceksin kendini değiştirmek isteyeceksin fakat bu durumu asla değiştiremeyeceksin. Senin mühürlün dışarıda bıçakladığın adam değil. Sana mühürlü olan kişi senden bile daha zalim ve acımasız birisi."


Adam sözlerini bitirir bitirmez kan kusmaya başladı. Korhan ve ben şok olmuş bir şekilde karşımda bulunan adama bakıyorduk.


Korhan ise karşımda bulunan adama seslenerek " Şaman efendi iyi misiniz?" diyerek sorusunu yöneltmişti. Yoksa bu durum Cadıların bir oyunu muydu?


Korhan gözlerimin içerisine bakarak Cadılar beni bile kandırmış Efna. Kurt yasalarına göre bir kişinin mühürlüsünü onunla karşılaşmadan önce görmesi imkansız bir durummuş. Artık daha dikkatli olmamız gerekiyor. Anlıyor musun beni?


Evet bölüm sonu baya bir ters köşe oldu gibi deıdjeı


Cadıların bir planı olduğu kesindi zaten. 


Merak etmeyin diğer bölümde asıl başrol erkek girecek ve Efna'nın aklı başından gidecek. 


Neyse ki Korhan bu işin peşini bırakmadı ve bir Şaman çağırarak olayın aslını öğrendi.


Peki Şaman'ın Efna hakkında ki kehanetine ne demeli?


Efna'nın Dağhan'ı bıçak ile yaralamasına ne demeli.


Buradan şu durumu sizlere açıklamak istiyorum sevgili okurlarım bu kitap klasik kurt adam kurguları gibi değil biliyorum olaylar sizlere göre çok yavaş gelişiyor gibi gelebilir. Fakat kurgu iyice ilerledikçe neden bu şekilde olduğunu anlayacağını düşüyorum.


Bu kitapta aslında bildiğimiz doğrular aslında  en büyük yanlışlarımız maalesef.  


Efna'nın mühürlüsü tanışması baya baya aksiyonlu olacak bu arada....


Loading...
0%