Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@sue2820

Şaman gözlerimin önünde ölmüştü. Burada ne işler döndüğü hakkında asla bir fikrim yok. Hayatım resmen alt üst olmuş bir durumda. İlk karşılaştığım kurt adam  Kutay'dı . Sanki karşıma bir kurt adam çıkması yetmezmiş gibi bir de bu kurt adam  en yakın arkadaşıma mühürlenmişti.


Arkadaşım Salkım'ı Kutay'dan kaçırmaya uğraşırken  ansızın  karşıma teyzem ve Bertuğ çıktı. Sonrasında Berfu ile tanıştım. Tanıştığım gün cadıların yaptıkları büyüyü bir şekilde bozdular ve güçlerimi yavaş yavaş kazanmaya başladım.


Sonrasında karşıma Korhan yani biyolojik babam çıktı. Bir süre ondan kaçmaya çalıştım. Ama beceredim maalesef. Bu durum yetmezmiş gibi birde karşıma Dağhan çıktı ve bana bir sülük gibi yapıştı.


Şaman sayesinde öğreniyorum ki Dağhan benim mühürlüm değilmiş. Delirmemek elimde değil. Bu ne biçim bir kader? Daha yaşadıklarım yetmedi mi acaba?


Korhan ise bana çok endişeli bir şekilde bakıyordu. Aklından ne geçtiğini bilmiyorum. Fakat kesin olan bir durum var ki Korhan'ın gözlerinde ki korkuyu açık ve net bir görüyorum. Korhan bir süre beni inceledi ardından sözlerine şu şekilde başladı " Efna buradan kesinlikle seni uzaklaştırmam lazım. Hayatın kesinlikle tehlikede kızım."


Korhan'ın gözlerine içine bakarak " ne yani açık bir şekilde seni koruyamam mı diyorsun?"


Korhan bu sorumun üzerine bir süre sustu hemen ardından " eğer buradan gitmezsen Efna kesinlikle öleceksin. Şaman bunu açık açık söyledi."


"Yine beni korumayı beceremedin değil mi? Neden karşıma çıktın ki? Senin yüzünden başıma gelmeyen kalmadı! Hiç bir zaman yanımda değildin! Yanımda olsan bile hala bir boka yaramıyorsun! Hala beceriksizin tekisin!"


Bu sözleri Korhan'a söyledikten sonra direk odama çıktım. Hemen ardından biraz sakinleşmek için nefes egzersizleri yaptım. Bir süre nefes egzersizleri yaptım fakat hala sakinleşemediğim için üzerime uzun beyaz bir elbise ve beyaz sandaletlerimi giyindikten sonra  dışarıya  hava almak çıkmaya karar verdim. Korhan nedense ortalıkta yoktu. Gerçi o salak adam umurumda bile değil şu anda.


İLAHİ BAKIŞ ACISI


Korhan Efna'ya söylediği her şeyde haklıydı. Öncelikle kesin olan bir durum varsa Efna'nın canı kesinlikle tehlikeydi. Efna ise bu durumu bir türlü kendisine yediremiyordu.


Çünkü Korhan yanında değilken çok fazla acı çekmişti. Bu durum yetmezmiş gibi Korhan'ın yanındayken bile kendisini güvende hissedemiyordu. Efna bir süre karanlık orman adı verilen ormanda ilerdi.


Efna ormanın derinliklerine ilerledikçe karşısına kayalıklarla dolu bir uçurum çıktı. Efna uçuruma biraz daha yaklaştıkça şaşkınlığı her geçen zamanda artıyordu. Efna'nın şaşkınlığının sebebi bir süre önce bıçakladığı adamı uçurumun kenarında düşüncelere dalmış bir şekilde görmesiydi. Efna uzaktan Dağhan'ı gözetlerken Dağhan ise uçurumun  bir köşesine oturmuş Efna konusunda ne yapacağını düşünüyordu.


Dağhan güçlü kadınlardan hoşlanan bir adamdı. Fakat Efna gibi çok katı çizgileri olan ve dik başlı olan bir kadın ile ilk defa karşılaşıyordu. İçten içe biliyordu ki bu işte bir iş vardı. Dağhan Efna'ya baktığı zaman hiç bir zaman tam anlamıyla aşk ve sevgi duygusu hissetmemişti.


Sevgiyi bırakın resmen sebepsiz yere Efna'dan nefret eder duruma gelmişti. Gerçi bu durumda Efna'nın yaptıklarının payı büyüktü. En sonunda sinirinden Dağha'ı bile bıçaklayacak duruma gelmişti. Dağhan isteseydi Efna'yı anında öldürürdü fakat bu durum Dağhan'ın prensiplerine ters düşen bir durumdu. Dağhan her ne olursa olsun asla bir kadına zarar vermezdi.


Efna ise  Dağhan'ı uzak bir mesafeden incelerken onun ne işler çevirdiğini düşünüyordu. Kafası kazan gibiydi. Resmen patlayacak volkan gibi etrafına öfkesini saçmak istiyordu.


Efna Dağhan hakkında neler yapacağını düşünürken birden bire çalılıklardan bir ses geldi. Dağhan ve Efna sesin geldiği yere dönünce Seray'ı karşılarında buldular. Seray oldukça öfkeliydi Efna'ya. Seray'ın bu hayatta en çok istediği şey Efna'nın burada geberip gitmesiydi.


Seray Efna'yı nasıl öldüreceğini düşünürken o sırada Efna'da Seray'ın zihnini okumak ile meşguldü. Efna Seray'ın zihnini okuduğu zaman Seray'a asla güven olmayacağını fark etmişti. Seray Efna'nın gözlerinin içine bakarak " neden o gece geberip gitmedin ki? Keşke o gece ölseydin!"


Efna Seray'dan bu sözleri duyduktan bir kaşını kaldırdı ve sadist bir şekilde gülmeye başladı. Efna artık gerçek anlamda delirmiş bir ruh hali içerisindeydi. Efna ise burada Seray'ı paramparça etmemek için kendini çok zor tutuyordu.


Seray ise en sonunda Efna'nın delirdiğini anladığı için hafifçe gülümsedi. Efna Seray'ın gülümsemesini görünce aklına o korkunç gecede yaşadığı anılar aklına gelmeye başladı.


Bundan neredeyse on yıl önce Efna çok heyecanlı bir şekilde Seray'ın ailesi ile tanışmak   için Seray'ın evine küçük bir ziyarette bulunmak istemişti. Efna ilk defa Seray'ın aile evine gidiyordu ve Seray'ın ailesi ile tanışacağı için çok heyecanlıydı.


Fakat bilemezdi ki o geceden sonra o gün ki gibi asla neşeli ve mutlu olamayacaktı Efna. O gün Efna için bütün renkler siyaha dönüştü. O gece ilk defa nefret, kin ve acımasızlık ile karşılaştı.


O geceden sonra Efna bile ne istediğini bilemez hale geldi. Duygularını kontrol edemeyen sinirli asabi birisi olarak hayatına devam etti. O gece ve sonra ki 29 gün içerisinde oldukça fazla işkence gördü. Kolları kesildi, sırtında bir sürü kırbaç ve kemer izi oluştu. Aç ve susuz bırakıldı. Bir sürü hakarete uğradı.


Kanını ve güçlerini cadılar bir büyü sayesinde mühürlediler. Annesinin ise 30 gün boyunca bitkisel hayata soktular. Annesi bu yüzden Efna'nın kaybolduğunu anlayamadı. Efna ise bu gerçeği bildiği için sustu. Fakat her zaman yaşadığı işkenceler yüzden annesini ve babasını suçladı.


Seray'ı ise her ne olursa olsun sevdi. Çünkü bir zamanlar her ne olursa o en yakın arkadaşıydı. En mutlu günlerini de en acı verici günlerini de onunla yaşamıştı. Efna bu hayatta bencil olmayı ve intikamcı olmayı bırakmak istemişti. Sırf bu yüzden Seray'a kendisinin yaşadığı şeyleri yaşatarak intikam almak istemişti. Efna'nın tek bildiği intikam genellikle ölüm olurdu. İntikam alacağı kişi ölmeden Efna asla rahat edemezdi.


Fakat şu anda çok iyi anlıyordu ki Seray'ı öldürmemek onun yaptığı en büyük hatalardan biriydi. İşte bu yüzden sinirinden gülüyordu ve ensonunda deliirecek raddeye gelmişti.


" Seray.... Seray seni kendi ellerim ile öldürmeliydim. Neden benimle empati kurmanı istedim ki?"


Efna bu sözleri söyledikten sonra bir süre kendi etrafında döndü. Dağhan ise bu işe karışmıyordu. Çünkü Dağhan Efna ve Seray'ın arasında geçenleri öğrenmek istiyordu. Eğer ters giden bir durum olursa duruma el atmayı düşünüyordu.


Seray ise Efna'ya tiksinme ve acırmış gibi bakıyordu. Efna ise bu bakışları gördüğü zaman Seray'ın 10 yıl önce kendisine attığı bakışları aklına geldi.


Seray hiç bir şekilde konuşmuyordu. Efna ise Seray'a neler yapacağını düşünüyordu. Bu sırada Efna'nın aklına Seray'ın en zayıf noktası geldi ve sözlerine şu şekilde başladı " Seray ablanın ölümünden sen suçlusun. Eğer o gün Korhan'ın bölgesine giriş yapmasaydın ablan gözlerinin önünde ölmezdi. "


Seray bu sözleri Efna'dan duyduktan sonra elleri buz kesti. Buz mavisi olan gözleri ise fal taşı gibi açılmış bir durumdaydı. Seray'ın gözleri fal taşı gibi açılmasına rağmen çoktan dolmaya başlamıştı bile.


Efna Seray'ın ağladığını gördüğü zaman yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi. Ardından Seray'ın yanına gitti.  Seray'ın yüzünü avuçlarının içine aldı ve ardından onun gözlerinin içine bakarak " sen ablanın katili olan kişinin kızını bile öldüremedin. Gerçi senin beceremediğin gibi o geri zekalı ailende beceremedi. Hatta benim çektiğim acıları bire bir yaşadın değil mi? Acıyorum sana cidden. Sen gerçekten bir boka yaramazsın."


Efna bu sözleri söyledikten sonra Dağhan'ın yanına yaklaştı ve bir süre Dağhan'ı inceledi. Ardından Dağhan'ın etrafında dönerek " Dağhan sana acı bir haber vermem gerektiğini söylemem gerek. Az önce bu aptal kadının zihnini okudum ve ne öğrendim biliyor musun?"


Dağhan ise Efna'nın gözlerinin içine bakarak " ne öğrendin Efna?"


Efna ise Seray'a bakarak " Seray'cım Dağhan senin hakkında ki gerçekleri öğrenmesini ister misin?"


Seray Efna'nın bu sözlerini duyduktan sonra Efna'nın yanına yaklaştı ve " eğer ona bir şey söylersen seni kendi ellerim ile öldürürüm anlıyor musun beni Efna!"


Efna Seray'ın bu sözlerine hiç aldırış etmedi ve ardından " Dağhan ben senin gerçek mühürlün değilim maalesef. Gerçek mühürlün bu karşında ki kadın."


Dağhan Efna'dan bu sözleri duyduktan sonra bir Seray'a baktı birde Efna'ya. Ne demek gerçek mühürlüsü Efna değil de Seray'dı? Bu bu imkansız bir şeydi. O hissederdi gerçek mühürlüsünü. Dağhan tam ağzını açıp konuşacağı zaman Seray'ın Efna'ya çok şiddetli bir tokat attığını görmüştü.


Efna'nın ise gözleri çoktan kırmızıya dönmüş bir şekilde Seray'a bakıyordu. Seray Efna'nın gözlerini gördüğü andan itibaren Efna'dan uzaklaşmaya başlamıştı bile. Seray şu anda Efna'ya bir saldırıda bulunursa kesin bir şekilde Efna'nın kendisini öldüreceğini biliyordu.


Dağhan ise Efna'nın Seray'a ne yapacağını çok merak ettiği için aralarına girmiyordu.


Efna o kadar fazla sinirliydi ki Seray'ın uçurumun kenarına yaklaştığının farkında değildi. Seray ise zihninden hiç bir şey geçirmemeye çalışıyordu. Eğer zihninden küçük bir şey geçirirse kesinlikle Efna'nın zihnini okuyacağını çok iyi biliyordu Seray. Efna Seray'a yaklaştıkça Seray Efna'dan uzaklaşmaya çalışıyordu. Dağhan ise en sonunda olaya el atmaya karar verdi ve Efna ve Seray'a doğru ilerlemeye başladı.


Bu sırada Seray uçurumun kenarına oldukça yaklaşmıştı. Dağhan ise Efna'nın Seray'a olan uzaklık mesafesini fırsat bilerek Seray ve Efna'nın ortasında durdu.


Seray Dağhan'ın kendisinin önünde durduğunu anladığı zaman küçük çaplı bir şok geçirdi. Efna ise Dağhan'a tek kaşını kaldırarak " Hayırdır Dağhan? Sana gerçek anlamda mühürlü olan bu kadını mı korumaya çalışıyorsun benden?"


Dağhan Efna'dan bu sözleri duyduktan sonra Efna'nın kolundan tutup kendisine çekti. Ardından Efna'nın gözlerine içine bakarak " gerçek mühürlün benim Efna. Bu durumu her ne kadar da kabullenmek istemesen bile bu gerçek asla değişmeyecek!"


Efna Dağhan'ın gözlerinin içine bakarak " Gerçekler bunlar Dağhan. Bu kadın sana büyü yaparak seni bana aşık etti. Ayrıca beni tam altı aydır rüyadan da gördüğünü biliyorum. Hem söylesene bu arkada ki kadına baktığın zaman farklı duygular hissetmiyor musun? Onun canı tehlikeye girdiği zaman neden onu benden korumak için aramıza girdiğini açıklaya bilir misin?"


Dağhan Efna'dan bu sözleri duyduktan sonra yavaş bir şekilde Seray'a döndü ve ilk defa o anda Seray ile göz göze geldiler. Dağhan Seray'ın gözlerinin içine baktığı zaman Efna'ya karşı asla hissedemediği bir duyguyu hissetti. Dağhan o anda anladı Efna'nın ona gerçekleri söylediğini. Dağhan Efna'nın kolundan hızlı bir şekilde çekerek Efna'yı sol tarafına aldı. Tam Seray'a hesap sorcağı esnada Efna'nın bulunduğu toprak parçası kaydı ve Efna uçurumdan aşağıya düştü. Dağhan Efna'nın elini tutmaya çalıştığı esnada Efna çoktan uçurumdan aşağıya düşmüştü.


Dağhan ve Seray anında anında sol taraflarında bulunan patikadan çok hızlı bir şekilde koşarak inmeye başladılar. Seray ise Efna'nın kesinlikle öldüğünü gözleri ile görmek istediği için Efna'nın yanına gidiyordu. Dağhan ise Efna'nın yaşamasını umuyordu. Eğer Efna hayatta olmazsa Korhan'ın kendisine ve sürüsüne neler yapabileceğini kestiremiyordu. Hemde Seray hakkında ki gerçekleri bütün çıplaklığı ile öğrenmek istiyordu.


Seray ve Dağhan toprak patikanın sonuna geldikleri zaman kanlar içerisinde yerde yatan Efna ile karşılaştılar.


Dağhan Efna'ya dokunduğu anda Efna'dan acı dolu bir inilti çıktı. Dağhan o andan itibaren ne yapacağını bilmiyordu. Bu sırada Seray ise birazcıkta olsa vicdana geldiği için Efna'nın bu şekilde acı çekerek ölmesini istemedi ve Efna'yı hızlı ve acısız bir şekilde öldürmeye karar verdi.


Bu sırada şans eseri Dağhan Seray'a arkasını döndüğü anda Seray Efna'ya yaklaştı ardından Efna'nın solunda bulunan avuç büyüklüğünde olan kaya parçasını aldı ve Efna'nın kafasına sert bir şekilde vuracağı esnada Efna Seray'a kısık bir ses tonu ile seslenerek " Seray gerçekten beni bu kadar çok mu öldürmek istiyorsun? Korhan'dan intikamınızı alamadığınız için bana çektirmediğiniz acı kalmadı. Dua etti ki burada can vereyim eğer burada can veremezsem bir şeytan ile anlaşma yapmam gerekirse bile sizin soyunuzu kurutacağım. Sadece dua et burada sonum gelsin. "


Seray Efna'nın burada can vereceğinden çok emin olduğu için " cehennemde görüşmek üzere sevgili eski dostum." diyerek sözlerini bitirdi. Seray bu sözleri söyledikten sonra  elinde bulunan kaya parçası ile Efna'nın kafasına hızlı bir şekilde vurdu.


Efna'nın acısı hızlı bir şekilde sona erdi ve Efna gözlerini kapatamadan Efna'nın kalbi oracıkta durdu. Efna'nın kalbi durduğu anda Ölüm Tanrısı  Rahan Efna'nın ruhunu almak için yer yüzüne inmiş durumdaydı. 


Rahan'ın üzerinde simsiyah işlemeli bir elbise bulunuyordu. Saçları bir erkeğe göre uzundu. Saçlarının üzerinde ise siyah zümrütlerle dolu bir taç bulunuyordu. Gözleri gecenin zifiri karanlığı gibi simsiyahlıktaydı.


Rahan tam Efna'nın ruhunu  alacağı anda  simsiyah gözleri ile Efna'nın gözlerine nedensiz bir şekilde bakmak istedi. Rahan Efna'nın kehribar renginde ki gözlerine baktığı anda gözlerinin önünden Efna'nın anıları teker teker geçmeye başladı. Rahan ilk başta ne olduğunu anlayamadı fakat Efna'nın gözlerini gördüğü anda kalbi sanki parçalanacak gibi atmaya başlamıştı bile.


Rahan bunca yıllık hayatı boyunca ilk defa bu şekilde duygular yaşıyordu. Resmen kalbinin en derinliklerinde Efna'nın yaşadığı acıları teker teker hissetti. Rahan'ın içinden bir türlü Efna'nın ruhunu çekip  almak gelmiyordu. Resmen iki arada bir derede kalmış durumdaydı.


Rahan Efna'nın kim olabileceği hakkında düşünürken sol  göğsünün üzerinde şiddetli bir yanma hissetti. Sol göğsüne baktığı zaman bir daire oluşmuştu hemen ardından ise dairenin içinde kımızımsı damarlar ve damarların başladığı yerde ise E harfi oluştu. Rahan gördükleri ile çok büyük bir şok yaşamıştı. "Ne yani mühürlendiğim kişi bir ölümlü mü? "Diyerek zihninden geçirdi. Fakat Rahan bile biliyordu ki kaderin önüne asla geçilemeyeceğini.


Rahan Efna'nın karakterini az çok zihninde beliren anılar ile çözdüğü için sürekli Efna ile bir anlaşma yapmaya karar verdi. Efna'nın ölmeden önce Seray'a sarf ettiği sözleri çok iyi bildiği için Efna ile anlaşmak için Seray'ı öne sürecekti.


Rahan'ı ne Seray görebiliyordu ne de Dağhan bu yüzden Rahan tam yanında bulunan Seray'ı dikkatli bir şekilde inceledi hemen ardından Dağhan'ı inceledi. Aslında bu ikisine gerçekten çok büyük bir teşekkür borçluydu. Nede olsa bu ikisi sayesinde yıllardır yolunu gözlediği mühürlüsü ile karşılaşmıştı.


Rahan'ın simsiyah gözleri Seray'ın üzerindeyken


Dağhan arkasını döndü ve  Seray'ın elinde bulunan kanlar içerisinde bulunan taşı fark etti . Dağhan Seray'ın ne yaptığını anladığı esnada iş işten çoktan geçmiş durumdaydı.


Dağhan gözleri dönmüş bir şekilde Seray'ın yanına yaklaştı. Hemen ardından hızlıca onun bulunduğu yerden kaldırdı ve öylesine sert bir tokat attı ki Seray dengesini sağlayamayıp yere düştü.  Dağhan Seray'a kin ve nefret ile bakarak " Eğer Efna'nın söyledikleri doğruysa seni asla ama asla karım olarak kabul etmem!"


Rahan, Dağhan'dan duyduğu bu sözler üzerine resmen kahkaha atacaktı. Çünkü biliyordu ki kaderin önüne asla geçilemeyeceğini. Rahan Efna'nın ruhunu geri iade edebilmek için tam tamına bin insan canını feda etti.


Ardından Efna'nın ruhu gözlerini açtı ve karşısında ilk gördüğü kişi simsiyah saçları ve simsiyah gözlere sahip olan Rahan oldu. Bir kere bu adamın giyiniş tarzı bile ölüm kokuyordu. Simsiyah giyinmişti ve Efna hayatında ilk defa bu derece güzel işlemeli bir elbise görüyordu. Efna bu sırada hayatında ilk defa bir erkeği gerçek anlamda çok ama çok merak etmiş durumdaydı. Karşısında ki adamın simsiyah gözlerine baktığı anda çok farklı duygular içerisine giriyordu. Efna karşısında gördüğü adamı incelerken resmen çok hızlı bir şekilde duygularının elinde olmadan değiştiğini fark etmeye başlamıştı. Efna bu duruma o kadar fazla sinirlenmişti ki resmen karşısında bulunan adamın yüzünü paramparça etmek istiyordu.


Rahan Efna'nın neler düşündüğünü az çok tahmin ettiği için zihin yolu ile " Merhaba Alfaların Varisi ben Ölüm Tanrısı Rahan. Sana suçsuz yere yaşadığın acılardan dolayı merhamet etmeye karar verdim. Bu yüzden seninle bir anlaşma yapmak istiyorum. Anlaşma ise şu ben sana bu sarışın cadıdan intikam almanda yardım edeceğim. Sende zamanı geldiği zaman senden istediğim bir şeyi yapmanı isteyeceğim.


Efna hayatında ilk defa bir durumun başına ne işler açacağını tam anlamıyla hesaplamadı ve Rahan ile anlaşma yapmayı kabul etti. Efna anlaşmayı kabul ettiği andan itibaren akılına Şaman'ın ölmeden önce sarf ettiği sözler geldi.


" Kaderin ölümler ile mühürlenmiş. Seni seven herkesin ölümüne şahit olacaksın. Dostun sandığın kişiler düşmanın çıkacak. Şu anda içinde bulundurduğun karanlık seni yiyip bitirecek. Senin yolun aydınlık yerine karanlıktan oluşuyor. Bu gireceğin yol kara güller ve siyah sarmaşıklar ile dolu bir yol. Kaderini değiştirmek isteyeceksin kendini değiştirmek isteyeceksin fakat bu durumu asla değiştiremeyeceksin. Senin mühürlün dışarıda bıçakladığın adam değil. Sana mühürlü olan kişi senden bile daha zalim ve acımasız birisi."


Efna'nın verdiği bu karar dengeleri çok fazla değiştirecekti. Bi kere artık Efna her ne kadar bir mühürlüye sahip olmak istemese bile mühürlüsü onun hiç ama hiç beklemediği bir zaman diliminde ortaya çıkmıştı. Rahan ise Efna'yı sonsuza kadar elde etmek için herkesi gözden çıkarabilecek bir güce ve gaddarlığa sahipti. Seray'ı artık çok zor günler bekliyordu. Hem Dağhan onun hakkında ki bütün gerçekleri öğrenmişti. Hem de Ölüm Tanrısı tarafından lanetlenmişti.


Merhabalarrr nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Kitabın okunma sayısı baya artmış. Bu yüzden hepinize çok teşekkür ederim bu kitaba bir şans verdiğiniz için.


Evet bu bölümünde sonuna geldik.


Dağhan'ın öğrendiği gerçeklere ne demeli?


Peki Seray'ın gerçek anlamda Efna'yı öldürmesine ne demeli?


Seray sende az şeytan değilmişsin. Yemin ederim sen şeytana pabucunu ters giyindirirsin.


Efna üzümlü kekim ne çok acılar çektin be.


Evet kesinlikle gerçek mühürlümüz en sonunda karşımıza çıktı. Bu sefer bu konuda ters köşe olmayacak djwkwp


Efna'cım Yani en sonunda ölüm geldi kapını çaldı ve sen gittin Ölüm Tanrısına mühürlendin. Bu sefer gerçekten işin çok zor.


Yorum yapmayı ve kitabı oylamayı lütfen unutmayın. Kurgu hakkında ki düşünceleriniz benim için çok önemli.


Loading...
0%