Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Giriş

@suelvelina

Gece saati kim ne bilmeden öylece bakıyorum. Gene sıradan karakol nöbetleri. Gecede her zamanki gibi bir hüzün anlamsız öyle anlamsız ki yük oluyor insana. Elimdeki telsizden gelen cızırtı " gölge 2 ,gölge1 doğu kanadı temiz" , "gölge3 , gölge 1 güney kanadı temiz".... böyle devam diyorum ya sıradan iç karartan. Dürbünle bakıyorum bir sağa bir sola sinyal sırası bana geçiyor.

 

Kerim: Gölge1 den kuzeydoğu kanadı temiz! Asgölge görüş alanlarından hiç birinde hareketlilik yok

 

Bahtiyar: Peki üsteğmenim bakmaya devam edin!

 

O esnada omzuma bir el uzanım bana tutunarak yanıma oturdu kafamı bile çevirmedim. Komutanının omzuna tutuna tutuna yanına çökecek tek bir dingil Vardı.

 

Bora: Ne yaptın abi?

 

Kerim: Abi?

 

Bora: He!

 

Kerim: oğlum sana eğtimde rütbe eğtimi vermediler mi?

 

Bora: Kerim kusurakalmada mahallede Cevahir abinin duvarına sik sallaya sallaya işediğim adama ben üsteğmenim diye hitap edemem.

 

Kerim: Anan gilin mahalesi mi bura kaypak askeriye!

 

Bora: ne yapcan yarram üstünüm senin! Benim rütbemi mi yakcan itatsizlikten(!)

 

Kerim: ulan anamın oğlu musunda?

 

Bora: o laf öyle değildi gibi ama neyse?

 

Kerim: Baba mı var oğlum bende ?

 

Bora: oda doğru.

 

Sustu bir iki saniye dediğine pişmandı Bora'da babasız büyümüştü ama o babası ile gurur duyardı. Benimkinin askine Babası , 7 yaşındayken madende çıkan yangında vefat etmişti. İşte benimkide ben 15 yaşındayken rusyaya çalışmaya gidiyorum deyip ordan birine nikah kıymak için annemi boşamıştı. Ama o dönemde anneme sorsanız vize almak için yaptı. Ama palavra!

 

Bora: Dönüşe bara falan gidek mi?

 

Kerim: başka yapcak işimiz mi var?

 

Bora: oda doğru iki sap avel ne yapar! Demi üsteğmenim(!)

 

Kerim: ananı seviyom dua et yoksa söverdim.

 

Bora: o değilde gecen geceki yanında giden karı neydi!

 

Kerim: buldozerdi amına koyyum üstümden geçti! Çatışma çıksa ceddimiz sikilecek adamın derdi daha karı kız geç lan Ethem'in yerine dinlensin çocuk. Amdelisi!

 

Azra: Azcık dikkatli mi konuşanız! Kulaklığı kontrol ede ede hani mide ya bizim ki!

 

Bora: Açıkmıydı o ya!

 

Ethem: Valla açıktı komutanım bütün yataka adabınızı duyduk yani!

 

Bora: Sen sus çömez! Pardon Teğmenim farketmedik!

 

Kerim: Ulan Bora rezil ettin ya adamı!

 

Bahtiyar: Vallahi etkilendim Çınar Buldozer gibi karıyı devirmek her babayiğidin harcı değildir!

 

Kerim: Komutanım Vallahi bu Uzunerin suçu!

 

Bahtiyar: ulan it başka işimiz var demedin mi!

 

Azra: Bazen Burda oluşumu sorguluyorum!

 

Bahtiyar: Bu iki dingil yüzünden emin ol bende!

 

Ethem: Komutanım Ne zamana kadar burdayız!

 

Bahtiyar: Bilmem Murat bir haber var mı?

 

Murat: yarın sabah 4 gibi helikopter güvenli bölgeye iniş yapıp bizi alacak komutanım!.

 

Bahtiyar: iyi bakalım!

 

O gün sabaha kadar boşluğu yer değiştire değistire izledik 1 hafta dolmuştu bile güvenlik sebebi ile yollamıyolardı bizi. Sızma için kurulan Tim karakolda nöbet tutuyordu işin sıkıcı yanıda bu ya. Kalktım Murat yerime geçti bende içeri gidip çay içtim Ethem geldi. Oturdu yeniydi süt kuzusuydu annesine babasına bir hayli düşkün sevimliydide şerefsiz.

 

Kerim: Lan Ethem!

 

Ethem: Efendim Komutanım!

 

Kerim: ne yaptın kızı!

 

Ethem: Napiyim ab.." tek kaş kaldırıp baktım" komutanım! Konuşamayınca engeledi beni!

 

Bahtiyar: Kerim komutanının taktiklerini uygulasaydın ya. En azından kokusundan bir fırt çekerdin.

 

Kerim: komutanım sizde beni iyice pezvenk yaptınız!

 

Bahtiyar: değilmisin lan!

 

Kerim: az buçuk eğlenmeyi seviyoruz be komutanım!

 

Bahtiyar: sen evlenirken dikkat et oğlum bu namını düzeltmeden gitme kimseye!

 

Kerim: komutanım 10 yıl zaten evli otuzluk adam hayatı yaşadım! Biraz gençliğimi yaşayım.

 

Seval: Yavşaklık bir Defter ise kalem sensin Çınar üsteğmenim!

 

Kerim: Öyle diyorsanız öyledir Oktay üsteğmenim (!)

 

Diyerek pis bir sırıtış attım. Sevalle arkadaşlığımız hep tuhaftı. Bizi sevgili sanıyolardı çoğu kişi ama Seval'le ben uğraşamazdım. Oda benimle üst komşu olarak gayet yeterli çekiyordum. Ha gayet çekici hatundu kahve gözleri kızıl saçları, kızılığı ayrı bir çekiyordu insanı. kum saati bir vücut ve üst düzey bir libido çapkın bir gülüş. Istihbahratta işine yarıyordu bu tabi de 5 davarın bulunduğu timde bana böyle konuşması normal olmuyordu.

 

Seval: Eee gençler nereye gidiyoruz burdan!

 

Bahtiyar: Eve olursa sevinirim hanım götümü süzgeç etmesin!

 

Seval: Ay yüzbaşım ne hanımcısınız ya! Her eve lazım!

 

Bahtiyar: Hatun güzel olunca insanı evden başka yer paklamıyor!

 

Seval: bakın buna üzüldüm komutanım! Çünkü bir hafta daha burda olacaksınız!

 

15 gündür zaten burdaydık bir tur daha hiç birimiz kaldıramazdı. Seval'in suratına bakarken hepimiz bir anda göt oluşun zirvesini yaşadık içimizden ettiğimiz küfürlerle beraber Seval'in yedi ceddi kalmamıştı.

 

Seval: ay şaka yaptım!

 

Kerim: Seval bizimkiler sana diyemezde yapacağın şakayı sikiyim yavrum.

 

Seval:" kırıta kırıta yanıma geldi" ay yavrun muyum gerçekten?

 

Bahtiyar: Sevişmenize dönüşte devam edersiniz toparlanın ufaktan!

 

****

 

Helikopterden inip hazırlanmak için odaya gittim. Rahatlamıştım kamfilajdan çıkarken rahatlamıştım az buçuk. Çantayı çekip kapıya çıktım ki erlerden biri benim önüme durdu.

 

Kerim: Ne doldu asker!

 

Ahmet: Albay Suluova sizi odasına istiyor komutanım!

 

Kerim: kerim Peki çekilebilirsin.

 

Odaya doğru giderken gergindim bu saate ne olmuş olabilirdi ki. Albay bu saate neden üsteydi ayrıca. Içeri girdim asker selamı verip iznimi bekledim.

 

Yakup: Geç bakalım üsteğmenim!

 

Kerim: emredersiniz komutanım!

 

Yakup: eve gidicektin biliyorum ama konuşmak istedim !

 

Kerim: buyrun komutanım!

 

Yakup: Gölge timinin görev sorumluluk ve yeterliklerinin farkındasındır diye umuyorum, bu

 

Önüme timin listesini uzattı;

 

Asteğmen Ethem Maraz Eryaman

 

Teğmen Azra Suluova

 

Üsteğmen Kerimhan Çınar.

 

Üsteğmen Bora Yiğit Uzuner

 

Yüzbaşı Bahtiyar Tendürek

 

Teğmen Murat Aydemir

 

Kıdemli Üsteğmen Akın suluova

 

Yakup: Gölge için hep önemli bir askerdin hep! Seçilirkende bunu anlamış olmalıydın. Gölgenin geleneklerini de bilirsin. Son kaleye kadar sağlamdır biri giderse yerine dışarıdan adam bulmak zordur.

 

Kerim: biliyorum komutanım!

 

Yakup: en önemlisi ise Asgölge dediğimiz rütbe önemli bir rütbedir ve bu rütbe kimde ise ölmeden önce vasisini belirler! " mevzunun nereye bağlanacağını anlamamıştım" Bahtiyarda olası başına birşey gelmesi durumunda Asgölgeyi sana devretti!.

 

Kerim: " şaşkındım ne desem bilmiyerek bakıyordum yüzüne" emin mi komutanım!

 

Yakup: Emin emin hiç olmaadığı kadar hemde ki bence yanlış karar da değil evlat!

 

Kerim: komutanım Akın komutan varken bana düşmez!

 

Yakup: Akın benim Oğlum ama Bahtiyar bunu seçti ise vardır bir bildiği.

 

Kerim: Emredersiniz komutanım!!

 

Yakup: Çekilebilirsin!

 

Başımla selam verip ayağa kalktım kapıdan çıktım merdivene ilerlerken Seval yanıma durdu koluma girdi.

 

Seval: Asgölgeliğin şerefine bir menemen yaparsın bana demi!

 

Kerim: dur sende hemen öldürme adamı!

 

Seval: ay benim derdim o değil Menemn tatlım açım deli gibi doyur beni!!

 

Kerim: Şunu başkası dese yanlış anlarım!

 

Seval: ben özlim biliyorum tatlım!

 

Geldi sürtüne sürtüne kolumun altına girdi. Elim omzunda motora doğru yürüdük. Kaskı başına taktım evin önünde indik kaskını çıkardık motoru kitleyip içeri geçttim. Üzerimi değiştirdim. Oda içerde bacak bacak üstüne atmış oturuyordu. Malzemeleri cıkardım yavaş yavaş pişirirken geldi arkamdan sarıldı. Güldüm komik gelmişti dalga geçmekte hakkımdı.

 

Kerim: Sen bana iyi yürüyon ha!

 

Seval:" elini tşörtten karnıma sokup karnımda gezdirdi açıkcası huylanıyordum" bu kasları görüp yürümemek ne mümkün kerim bey(!)

 

Kerim: Kızım pislik yapma kızım!

 

Seval: Peki üsteğmenim emriniz var mı?

 

Kerim: Sofrayı hazırla!

 

Dediğimi yaptı ben yemeği hazırlarken oda sofrayı kurdu. Oturduk yemek yerken yüzüne baktım yine dalmıştı elimi ileri uzatıp parmak şıklattım.

 

Kerim: Alooo neye daldın !!!

 

Seval: Hiç Hakan şurda olsa nasıl olurdu diye düşündüm.

 

Hakan ve Seval lisede tanışmış ikiside istihbahrat adına çalışıyordu. Görevin birinde ifşa oldular. Hakan'ın anında alnina sıkıp öldürmüşler. Seval de esir halde nerdeyse 40 gün teöristlerin elinde kalmıştı. Onu bulduğumda titriyordu. Hastanede kendini öldürmeyi denedi tutan hep bendim. Bu saçma seviyesi bulunmayaan arkadaşlıkta öyle başladı. Bu mevzu aklındaan hiç çıkmasa düşündükce Neşeli dediğimiz Seval bir anda depresyona giriyordu.

 

Kerim: Yüksek ihtimalle senin deminki benim karnımı avuçlamandan sonra beni vurup sokağa atardı.

 

Seval:" kıkır kıkır güldü" çok kıskançtı demi?

 

Kerim: seviyordu seni insan sevdiğini kıskanır! Ayrıca çok olmasına gerek mi var kızım sevgilin varsa başka erkeğe temas edilmez!

 

Seval: Senin sevgilin olucak kadına acıyorum!

 

Kerim: Bende acıyorum uykusuz kalıcak!" Deyip pis bir şekilde sırıtarak ona baktım oda bana ' allah belanı versin ' bakısı atıp tükürür gibi yaptı" ne kızım olacak olan aç bir insanım doymam lazım!

 

Seval: Pislik bir insansın tatlım!

 

Kerim: Beni bu halimle sevdin be güzellik!

 

Seval:" bakışları bir anda düştü bana odaklandı" cidden kalbin kapalı mı sevmeye?

 

Kerim: ne oldu bana mı aşık olucan(!)

 

Seval:" tiksinir bir ifade ile suratıma baktı" Bizim ekipten birine Aşık olucaksam Bora tercihimdir! "parmağını salladı" ayrıca cevap ver soruma!

 

Kerim: kapalı mı bilmem ama zaten ömrümün belli bir bölümünü kardeşlerime bakmakla geçirmişken bir de kendi hayatımla uğraşmak istemiyorum.

 

Seval: Bence babana benziyeceğinden korkuyorsun!

 

Bakıp kaldım öyle doğruydu annemden hayatım boyunca en ufak hatamda duyduğum sözlerdi bunlar ' babası kılıklı, babası ne ki oğlu ne olsun , sen babanın aynısı olucaksın, Davut'un soyundansın belli ' benzemezdim biliyordum ama ihtimaller beni yiyip bitiriyordu. Bu kadar benzediğim Fotokobisi olduğum bir adamın beni

 

Seval: Bence babana benzemezsin! Birine değer veriyorsan karşındaki ne kadar sapıtırsa sapıtsın aranızdaki samimiyete zarar vermezsin!

 

Kerim: Nerden biliyorsun?

 

Seval: baksana ikimize bak bokunu çıkarıyorum lan başkası olsa o mutfak önünde yediğim boktan sonra önce beni tezgaha oturtmuş sonra bir güzel..." kaşlarımı kaldırıp baktım" neyse olan buydu.

 

Kerim: " mevzuyu cıvıtmam gerektiğini hissettim." Istediğin tezgahsa hallederiz be gülüm

 

deyip çapkınca bir gülüş attım. Oda saçmalama tarzında kaşını kaldırdı. Öksürüp lafına devam etti.

 

Seval: Lafın özeti sen birine verdiğin değerin boyutuna ihanet etmezsin! Ki bence Azra da sana boş değil sen bilirsin!

 

Bir an kaşlarım havalandı göğüs kafasim kalbimle kavgaya tututştu midemdeki öküzler tepinmeye basladi. Azra niye? neden di yani ?niçin di?

 

Kerim: oldu bütün suluova ailesi götümde atış talimi yapsın!

 

Seval: Yakup Albay seni sever!

 

Kerim: Akın dediğimiz izbandut gibi bir adam var hani!!

 

Seval: Senle aynı boyda be!

 

Kerim: ulan benim belim onun belinin yanında kürdan gibi!

 

Seval: doğru adam biraz iri allah karısına yardım etsin!

 

Kerim: pisleşme lan!

 

Seval: Ne oldu Azra'ya gidince bir Gerildin!

 

Kerim: topla sofrayı da getir rakıyı!

 

Seval: Laf değiştirme çabası güzel!

 

Kaltı sırıta sırıta masayı topladı. Bardakları koydu karşıma geçti. Rakıyı doldurdum bende carptık bardakları ikimizde burak bir gülüş attık.

 

Seval: Bu gün nede efkarlıyız!

 

Kerim: seçemedim.

 

Dedim derin bir nefes vererek oda derin bir nefes verdi. Sonra düşündüm yandaki resme baktım. Hakan, Bora ,Ben ,Seval, Oktay, Barbaroz, Bahtiyar abi kalan 4 o resimden geride kalan 4 kişi bu masada kalan iki kişi...

 

Kerim: Gidenlerin hatrına, kalanların bahtına!

 

Seval:güldü resme baktı sevdim bunu Üsteğmenim!

 

Içerken kapı çaldı. Ikimizde silahı çekip kapıya doğru gittik birimiz sağa birimiz kapının solunda durduk uzanıp Delikten baktı Seval eli ile sakin dedi. Kapıyı açtığımızda o fotoğraftan kalan 4 kişiden ikisi daha gelmişti.

 

Seval: Hayırdır komutanım hanım evden mi kovdu?

 

Bahtiyar: yok takvime bakınca sizinkiler rakı masası kurmuştur git dedi! " Bora'yı gösterdi" aha bunuda karı koynundan kaptım geldim.

 

Bora: sizinle efkarlanmak için geride bıraktıklarımı bir bilseniz!

 

Güldük Bora'nın ensesine vurup içeri yolladık. Haklılardı hepimiz masanın başına oturduk. Bahtiyar yüzbaşı doğruldu Derin bir nefes verdi bardağını kaldırdı.

 

Bahtiyar: neye içiyoruz beyler artı Seval!

 

Kerim: Gidenlerin Hatrına!

 

Hepsi: Kalanların Bahtına!

 

Bir bir kadehler devrilirken hepimiz ufaktan çakı keyif olmuştuk Seval omzuma doğru yattı sokuldu. Bahtiyar abi Bardağını doladurup gene doğruldu.

 

Bahtiyar: siz daha okuldayken Barbi, Ben bide Tuncay, o zaman başımızda Şerafettin Yüzbaşı var ben daha Teğmenim. Sızma yapıcaz dedi ilkkez gelmişiz Time tamam seçildikte ne bilelim ilk görevden içeri karanlıkta girip 21 tane adamı bıçakla susturuculu silahla indiricez. Barbarosa baktım ,Tuncaya baktım, bide kendime baktım! Amk ayı gibi adamalra diyordu gizlen sesizce gir Hele Tuncay 2.06 mı 2.07 mi ne adam 100 kilo adam hacimce bunları saklayacak bir şey yok. Barbaros desen oda aynı bokun laciverti. En ufak ben kaldım.

 

Seval: Abi sen ufak kaldıysan şimdi biz ne yapak!

 

Bahtiyar: Valla izmir güzeli bizim o ekip ayrı birşeydi. Insan değildi bir kere! Koca koyunu devirip yemişliği var be! Adamların !

 

Bora: Bence yenir ya!

 

Kerim: Hatırlat deneyek!

 

Bora: Bir sonraki Rakı massasına kuzu çevirme koyalım!

 

Seval: Aaa manyak mısınız be Nerde yapcaz!

 

Bora: Kerimgilde!

 

Kerim: benim mi orası kardeşim senin evin benden çok ordasın!

 

Bahtiyar: La bir susun birşey anlatıyoz!

 

Kerim, Bora: pardon abi!

 

Bahtiyar: Göreve gittik o kadro işte sızıyok kaldı mı 10 kişi falan Barbarosun ayağı kaydı uçtu çatıdan o uçunca biz Hareketlendik sızma oldu bize çatışma adam öldü sandık öyle bir yüksekten düştü. Ses yok Barbo diyoz bakan yok sonra kulaklıkta bir küfür yayıldı. ' Bu evin balkon demirini yapan adamı kanırta kanırta sikiyim' diye bir bağırdı. Kulaklığı siktir et yan köyden duyuldu. Doğruldu davar sinirli ya elinde ateş ede ede geliyor! Sonra bitti işte adamlar balkona bakıyoz az değil 3 katlı ev çatı katı dümdüz balkon. Barbo'ya bakıyoz adam sapasağlam yüzüyor Şeraffettin yüzbaşı yanaştı yanaştı .tuhaf tuhaf bakıyor bizim ayıya durdu.' Çok afedersinde Barbaros üzüldüğümden değilde sen ordan nası sağ çıktın' hepimiz kahkaha atıyoz. Barbaros döndü ' sağ çıkmadım komutanım elim yüzülmüş ' dedi elini gösterdi godumun ayısı iki çizik yüzbaşı derin bir nefes aldı' godumun ayısına yarabandı verin, banada varsa sabır verin yoksa ben sizle sağ çıkamam' dedi. Koskoca ayı adamın eline kalpli yarabandını yapıştırdık. Komutan sabır çeke çeke bindi arabay.

 

Masada hikayede gülerken daldık hepimiz Fotoğrafa. Boşta kalan 3 sandalyeye baktık. Ayda bir dolardı bu rakı masası. Barbaros abi'yi kaybettiğimiz gün ilkkez Bahtiyar komutanı bu kadar öfkeli görmüştüm o an dedi doğruldu bayadırr söylenmeyen sözü söyledi rest çekti herkese " dağdan akar kan yerde kalmaz can" dedi . Intikamını almak için dolandı didindi aldıda adamı elinden alabilene aşk olsundu baya.

 

Herkes gittikten sonra masayı topladım bardakları yıkadım. Bende çıkıcaktım elimi tutu hala çakır kafayız ikimizde benim dünyam dönüyor motorla eve gidicem bide.

 

Seval: Benle uyusana Türkan hanım kızar bu gün!

 

Kerim: Seval sarhoşluğumdan mı faydalanıcan kızım!

 

Seval: Saçmalama fazla andık onları iyi hissetmiyorum ve uyumalıyım. Dur sadece.

 

Koltuğa uzandım başını göğüsüme koydu saçlarına gitti elim okşadım sakince. Bir an göz göze geldik iki ayarsızdık bu samimiyet normalde dalga konumuz olsada sarhoşken çokta mantıklı olmazdık korkutucuydu.

 

Seval: Azra'yı seviyorsun sen !

 

Kerim: o nerden çıktı?

 

Seval: o geldi geleli benim dışımda bir kızla görüşmüyorsun!

 

Kerim: bu denklemde sana aşık çıkıyorum ama sen bilirsin?

 

Seval: Hakan'ın anısı varken sen bana aşik olmazsın ki!

 

Dedi uykuya daldı gözleri kapandı haklıydı. Yılışık flörtöz halleri bir bana işlemezdi küçük çocuğumdan farksızdı Özge ve Aylin neyse oda oydu benim için tek fark o daha kırgındı. Dudaklarından son bir söz mırıldadı.

 

Seval: çok iyi baba olucaksın Çınar !

 

Kerim: o nerden çıktı?

 

Seval: Bilmem kafam güzel öyle doğdu içime! Kızın olursa adını Duru koysana!

 

Kerim: Niye?

 

Seval: bilmem benim çocuğum olmuycak ya seninkine isim vermek istedim! Kendi kızıma koyucaktım ismi hakan istemişti çok hoştu biliyormusun? Öğrendiğinde gözleri böyle ışıl ışıl parladı. Evli değiliz ya bana ne der diye çok korktum ama demedi.

 

Kerim:sevdi seni kızım, olursa söz Duru koyarım!

 

Onun esaretinin bedellerinden biri de buydu. Aynı gün hem sevdiği adamı hemde ondan olan çocuğunu kaybetmişti. Tabi esir oluncada bebeği umursamadılar tam zıttı ona oynadıkları için hem gelecekteki çocuk hayallerinden hemde karnındaki kızından olmuştu.

 

 

Loading...
0%