Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.Bölüm

@suheda_geylan

Her zaman ki gibi odamda yalnızdım. Saatlerdir okumaktan boynum tutulmuş, ayaklarım uyuşmuştu. Oturduğum yerde arkama doğru yaslandım ve elimdeki kitabı yandaki sehpanın üzerine bırakıp bedenimi esnettim.

Odamdaki bu huzur ortamını seviyordum. Her ne kadar bu ev benim cehennemim olsa bile bu oda benim için her zaman sığınabileceğim bir limandı. Yaşamımın büyük bir kısmını bu odada kendimle baş başa bir şekilde geçiriyordum. Yemek yeme vakitleri hariç çok nadir olarak aşağı kata iniyordum. Ailemden herhangi bir fert ile karşılaşmaktansa bütün günümü odamın içinde geçirmeyi tercih ediyordum, Remzi Amca ve Hatice Teyze de olmasa bu ev benim için tam zamanlı bir hapishaneydi. Onların varlığı bana en büyük destekti.

Kışın soğuk havası açık camdan içeriye süzüldüğünde daldığım derin düşünce kuyularından çıkarak yerimden kalktım ve hafifçe camdan sarkarak villalarla kaplı sitenin bahçesine baktım.

Tam on iki villa muntazam bir şekilde dizilmiş, sanki birbirleriyle yarışır gibi ben daha gösterişliyim diye bağırıyordu. Tüm bu zenginlik ve şafşatanın içinde ben kendimi ait olmadığım bir yapbozun parçası gibi hissediyordum.

Bu denli yalnız ve mutsuz bir hayat yerine daha sevgi dolu bir yaşamda olmayı arzu ederdim ancak içinde bulunduğum durum bana başka bir seçenek bırakmamıştı.

Odanın kapısı açıldığında bakışlarımı evin önündeki bahçeden çektim ve gelen kişiye baktım.

Hatice teyze elinde beyaz büyük bir kupa ile bana doğru geliyordu, yüzünde hep aşina olduğum o anne şefkati vardı.

“Oo, kızım kapat şu camı içerisi buz kesmiş,” dedi ve elindeki fincanı kitabımın yanına bırakarak yatağın bana yakın olan kısmına oturdu.

Onun sözünü dinleyerek camı kapattım ve biraz önce kalktığım tekli koltuğuma oturdum.

“Sana sıcak çikolata getirdim, süt ile yaptım. Doğru düzgün yemek yemediğin için vitamin alman gerek, bu bitecek ona göre,” dedi ve kırmızı gül desenli çemberini gevşetti.

Yaşlanmaktan kırışan yüzüne sıcak bir tebessümle baktım. Yıllarca bana annelik eden bu kadına büyük bir minnet duyuyordum.

İlk evliliğinden sonra genç yaşta eşini kaybetmiş bir daha da evlenmeyi düşünmemişti. Evimize gelip çalışmaya başladığından ben henüz beş yaşındaydım ve o benim yalnızlığımda sarıp sarmalandığım sıcacık anne kucağım olmuştu.

Ben onun hiç doğurmadığı kızı olmuştum, o da benim hiç sevgisini görmediğim anneme rağmen can bağı ile bana bağlanmıştı.

Yüzümdeki tebessümü silmeden sehpanın üzerindeki kupayı aldım ve ufak bir yudum içtim.

“Çok sıcak hala, teşekkür ederim Hatice Sultan,” dedim ve dudaklarımı bükerek ona havadan öpücük attım.

O ve Remzi amca bana anne baba olmuşlardı, onların varlığı beni bugünlere getirmişti.

Yüzümü karasız bir şekilde bakarken Hatice teyzenin ne diyeceğini daha o söylemeden önce bile biliyordum.

“Kızım,” dedi bir yandan da sıcak basmış olacak ki eliyle yüzünü yelpazeliyordu.

“Şu üniversite işini rafa kaldırmasan da çalışsan,” dedi bir yandan tepkimi bekliyor diğer yandan da büyük bir rica ile yüzüme bakıyordu.

Liseyi çocukken yaşadığım psikolojik sorunlar nedeniyle geç başlamış ve geç bitirmiştim, yaşıtlarımdan çok geride kalmış bir süre sonra onlara yetişmeye bile çalışmamıştım.

Eski günlerin anıları zihnime süzüldüğünde derin bir nefes aldım ve buruk bir şekilde tebessüm ettim.

“Hatice teyze..” dedim ve kelimeleri bulmaya çalıştım.

“Merak etme bu konuyu temelli kapatmadım ancak şu an bunun için hiç hazır hissetmiyorum. Liseyi bitirmek bile benim için çok yorucuydu, biraz nefes almak istiyorum,” dedim ve boynumu bükerek bana kızmaması için yalvaran bakışlar attım.

“Bana bak Beste,” dedi Hatice teyze bir yandan da eğilmiş ayağındaki ev terliğini çıkartmıştı.

“En kısa zamanda oturup ders çalıştığını görmezsem yaşına başına bakmam terlik manyağı yaparım seni,” dedi ve terliği tehditvari bir biçimde havada salladı.

Onun bu hamlesine gülerek karşılık verdim ve yerimden kalkıp onun yanına giderek ona kocaman sarıldım.

Onun o kızarmış ve tombul yanaklarını büyük bir şükür ile öptüm ve başımı omzuna yasladım. O da benim saçlarımı öperek sırtımı sıvazlıyordu.

Her şeye rağmen bu sıcaklık ve güven duygusu için içimden şükrettim.

Ne kadar süre boyunca böyle kalmıştık bilmiyorum ancak nihayet Hatice teyze daha çok sıcak bastığından olacak ki yerinden kalktı.

“Ay kızım aç şu camı yandım vallahi,” dedi ve çemberi ile alnında biriken küçük ter damlalarını sildi.

“Yaşlılık işte insanın bir anı bir anına tutmuyor, Allah elden ayaktan düşürmesin yine de,” dedi ve yerinden kalkarak kapıya yöneldi.

“Haydi sende iç sütünü bakalım, içine biraz balda koydum vitamin olsun, şifa olsun,” diyerek odadan çıktı.

Bende artık soğumaya yüz tutmuş çikolatalı sütümü büyük yudumlarla içtim ve biraz dinlenmek amaçlı yatağa uzanıp gözlerimi kapattım.

Henüz saat erken sayılırdı ancak düzenli bir uyku saatim olmadığından ve ertesi gün yapacak bir işim olmadığından hafifçe bastıran uykuya teslim oldum.

Saatler sonra üşümüş olacağım ki uyandığımda uyku mahmuru bir şekilde etrafıma bakındım. Yatağın başındaki komidinin üzerinde duran saate baktığımda saat gece yarısını geçmiş üçe geliyordu.

Yavaşça yataktan kalktım ve banyoma doğru ilerledim. Bu odanın en sevdiğim yanı da buydu, tuvalete gitmek için bile olsa odadan çıkmama gerek yoktu, ufak bir alana tüm hayatımı sığdırmıştım.

Banyonun beyaz fayansları altında aynada kendi yüzüme baktım, koyu kahverengi saçlarım bakımsızlıktan biraz karışmış olsa da ufak bir bakım ile kendine gelecekti, canımı asıl sıkan şey her zaman yorgun ve boş bakan kahverengi gözlerimdi… üstelik göz altı morluklarımda düzensiz uyumaktan dolayı iyice belirginleşmişti.

Kilom boyuma göre normaldi ve standartlara göre uzun sayılan biriydim. Kendimi süzmeyi bıraktım ve yüzüme birkaç soğuk su darbesi savurdum. Bu son kalan uyku mahmurluğunu da üzerimden silip atmıştı.

Banyonun kapısını kapatıp tekrar odama girdim ve gecenin geri kalanında film mi izlesem yoksa bir kitap mı okusam diye düşünerek tekli koltuğuma doğru ilerledim.

Ancak odamın kapısı yavaşça açıldığında bu saatte odama kimin geleceğini merak ederek bakışlarımı kapının önüne çevirdim.

Kapının önündeki yabancı ile göz göze geldiğimde kaşlarım çatılmıştı ve öfke kat sayım giderek artmaktaydı.

 

BÖLÜM SONU

12.03.2024

Desteklerinizi bekliyorum keyifli okumalar J

Loading...
0%