Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3.Bölüm

@suheda_geylan

Abimin odaya gelip saçma sapan konuşmasının ardından önce ne yapacağımı bilemez bir şekilde odanın içinde yürümüştüm, sonra bir nebze de olsun kafamı dağıtmak amaçlı belgeseller izlemiştim, neyse ki kafamı dağıtabilmiş, birkaç saat boyunca kendimi oyaladıktan sonra sabaha karşı uyuyakalmıştım.

Uyandığımda saat oktan dokuzu geçmişti, yataktan kalktım ve yatağımı düzelttikten sonra elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim.

Canım hiç aşağı inmek, odamdan çıkmak istemiyordu ancak aşağı inmeye ve hiçbir şey olmamış gibi davranmaya mecburdum.

Sakin adımlarla odadan çıktım ve merdivenleri inerek alt kata indim.

Kahvaltı softası salona hazırlanmıştı, annem ve abimde baş köşede oturuyordu. Midem gerginlikle burkulurken kendimden emin adımlarla ilerlemeye devam ettim ve sofradaki yerime oturdum.

Normal zamanlarda Remzi amca ve Hatice teyze ile birlikte mutfakta yemek yiyordum çünkü abim ve annem neredeyse hiçbir zaman yemek saatlerinde evde olmuyorlardı.

Önümdeki çaydan bir yudum aldım ve tabağıma birkaç parça kahvaltılık doldurdum.

Remzi amca ve Hatice teyze de nihayet mutfaktan çıkıp sofraya geldiklerinde onlara gülümsedim ve sessizce günaydın dedim.

“Hatice akşama üç kişilik misafirimiz var, hazırlıklarını ona göre yaparsın,” dedi annem her zaman ki tok ve soğuk sesiyle.

Bakışlarım otomatik olarak annemin donuk çizgilerle kaplı beyaz yüzüne kaymıştı.

Demek ki akşam odamdan çıkmayacaktım, bu benim için iyi bir şeydi.

“Akşam bir iş yemeği için çok değerli bir aile evimize gelecek, bizde bir aile olarak masada bulunacağız,” dedi ardından da çayından ufak bir yudum aldı.

“Şu andaki gibi, hepimiz,” dedi özellikle vurgulayarak.

Tam ağzımı açıp itiraz niteliğinde birkaç şey söyleyecektim ki Hatice teyze tam karşımdan başını rica edercesine yana eğdi ve susmamı işaret etti.

Kavga çıkarmak istemiyordum ama bu saçma sapan oyunda yer almak bir aileymişiz gibi davranmakta istemiyordum.

Öfkeyle derin bir nefes aldım.

Sakin olmaya çalışarak birkaç parça şey yedim ve sofradan kalktım. Kalkarken de tabağım ile bardağımı almış mutfağa götürmüştüm. Hatice teyzeye yardım etmek hem kafamı dağıtmama hem de onun daha az yorulmasına neden olduğundan günümün büyük bir çoğunluğu bu şekilde geçiyordu.

Mutfaktaki birkaç küçük işi yaptıktan sonra, bahçeye çıkmak için mutfak kapısına yöneldim ve cam kapıyı açıp dışarıya adım attım.

Hava kapalı olsa da çok soğuk değildi bu nedenle biraz temiz hava almak adına Remzi amcanın özenle baktığı bahçede yürüdüm ve tam havuzun yanındaki bahçe salıncağına oturdum.

Dün gece yaşananları abimin hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyordum.

Bu konuyu tekrardan açmak ve kavga etmek istemiyordum, o kadar çok yara almıştım ki yeni yaraları kaldırabileceğimi sanmıyordum.

Bahçede ne kadar oturduğumu bilmiyordum, nihayet üşüdüğümü anladığımda yerimden kalktım ve sakin adımlarla eve yöneldim.

Akşam ki yemeğe katılmayı hiç istemiyordum ancak annem ile tartışacak enerjiyi de kendimde bulamıyordum, biliyordum ki hırsını Remzi amca veya Hatice teyzeden çıkarırdı, istediğini yapmadığım zamanlar hep bu oluyordu.

Evin içine girdikten sonra ortada kimseyi göremediğimden hızlı adımlarla odama çıktım. Odamı üstün körü toparladım ve kafamı dağıtmak için biraz müzik dinledim.

Ardından da Hatice teyzeye akşam için yardım etme amacıyla odamdan çıktım. Yaşından dolayı onu çok yormak istemiyordum bu nedenle mutfakta yapabildiğim kadarıyla ona yardım ettim.

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım bir şekilde gün bitmiş, gece bastırmak üzereydi. Mutfaktaki işler bittiğinden hızla odama çıktım ve üstüme nispeten düzgün bir kıyafet geçirdim: siyah bir bluz ve siyah bir pantolon.

Ardından saçlarımı hızlıca taradım ve sıkı bir topuz yaptım.

Bu kadar hazırlık yeterdi, zaten ilk fırsatta ortamdan uzaklaşacak bir yol bulmayı düşünüyordum.

Tam odamdan çıkmıştım ki alt katta ki selamlaşma sesleri dikkatimi çekmişti, istemeden de olsa adımlarımı hızlandırdım ve aşağı kata indim.

Orta yaşlı bir çift ile benim yaşlarımda görünen oğullarına gülümseyerek, daha doğrusu gülümsemeye çalışarak Hoş geldiniz dedim.

Neyse ki annem ve abim benim mesafeli tavrımın aksine oldukça konuşkan ve içtenlerdi.

Kadın da adam da oldukça beyaz tenli ve zayıflardı, adamın saçları neredeyse tamamen beyazlamıştı, kadının ise saçları parlak bir kahverengi idi. Yüksek ihtimalle kuaför masrafı çok fazlaydı. Oğulları ise tuhaf bir biçimde beni rahatsız ediyordu, bakışlarında tarif edemediğim bir şeyler vardı, gözleri bedenimde çok fazla oyalanmış, neredeyse ona saldırmama ramak kalmıştı ki annem herkesi sofraya davet ettiğinde yerimden kalktım.

Konu genelde iş olduğundan konuşmama gerek yoktu, sessiz bir şekilde Hatice teyzenin önümüze koyduğu çorbadan birkaç kaşık aldım.

Konuşmalar arasında çocuğun adının Emre olduğunu duymuştum.

Genç olmasına rağmen gözleri o kadar değişik bakıyordu ki herhangi bir bağımlılığı olup olmadığını merak ettim, göz altları da normalden daha çökük ve mordu.

Annem ve gelen misafirler işlerden konuşmaya başladığında yavaşça yerimden kalktım.

Müsaade istememiş olmam bizim hanemize eksi puan yazsa da umurumda değildi. Acilen hava almak istiyordum.

Emre denen herifin bana olan bakışları oldukça rahatsız ediciydi, sakin adımlarla mutfağa doğru ilerledim ve bahçeye çıktım.

Servis faslı bittiğinden ortada kimse yoktu, Hatice teyze de namaz kılmaya odasına çekilmiş olmalıydı.

Bir daha misafirleri görmek istemediğimden gerekirse onlar gidene kadar bahçede durmaya karar verdim ve öğlen oturduğum salıncağa doğru ilerledim.

Birkaç adım atmıştım ki arkamdan bana hızla yaklaşan bir çift adım sesi duydum.

Tüm bedenim alarm halinde gerilmişken gelenin kim olduğunu merak ediyordum.

BÖLÜM SONU

15.03.2024

Herkese Selam! Umarım keyifli bir bölüm olmuştur, yorumlarınızı ve desteğinizi bekliyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

Loading...
0%