Yeni Üyelik
40.
Bölüm

• İki Kişilik Nefes

@sukunettekelimeler

Çarşıda çok yorulmuştum. Gülizar ablama ve eşine, yani enişteme son kez teşekkür edip arabadan indim. Gündüz hava çok güzeldi bugün, ama akşam yine serinlemişti. Bahar böyle oluyordu işte...

Eve girip duş aldım ve üzerime şık bir elbise giyip saçımı topuz yaptım. Elbise kalın da olsa üşüyecektim mutfakta, bu nedenle üzerine hırka giydim. Mutfağa girip kapısını arkamdan kapattıktan sonra elektrikli sobanın fişini prize taktım. Mutfak yavaş yavaş ısınırken yemek hazırlamaya koyuldum. Suratımda heyecanlı bir tebessüm vardı. Büyük bir vuslattaydım.

İçerideki sobayı yakmayı unuttuğumu fark ettim. Gündüz gerek olmasa da akşam soba yanmayınca üşüyorduk.

Soba içeriyi ısıtırken ben de soframı hazırladım. Az ama öz ve lezzetli olan soframı. İncir ile Karpuz köşelerinde uyuyordu. Bu nedenle rahattım. Sonunda mutfaktaki işim bitti. Sefa eve geldi. Kapıyı açıp içeriye girdi, selam verdi. Selamını alıp gülümsedim.

Şık giyindiğimi ve süslendiğimi fark edince tek kaşını kaldırıp "Hayırdır?" dedi ve ceketini çıkarıp kapının arkasındaki askıya astı.

"Sürprizim var. Ellerini yıka gel."

Dediğimi yapmak için gitti. Döndüğünde gömlek giyip geldiğini fark ettim. Şaşırmıştım. Bunu fark edince "Sen böyle güzelken sönük kalmayayım dedim. Dengeli olsun. Karşılıklı," deyip göz kırptı. Gülüştük.

Sofraya oturup sıcak bir sohbet eşliğinde yemek yedik. Sonra birlikte sofrayı topladık. İçeri geri geçip sobanın önündeki minderlerde karşılıklı oturduk.

Artık merakını gidermek istercesine "Eee, bu süprizi neye borçluyuz?" deyip gülümsedi.

"Bugün günlerden ne?"

"13 Mart."

"Evleneli ne kadar oldu?"

"İki buçuk yıl, üç olacak, çok kalmadı."

"Peki--" diye bir cümleye başlayacaktım ki "Sakın şimdi de evlilik tarihimiz ne, ilk tanıştığımızda üzerimde ne vardı falan diye sorma Hülya," diyerek lafımı böldü. Dalga geç sen bakalım!

"Gıcıklık yapma, söylemem."

"Tamam, söyle."

Uzatmadım çünkü içimde zor tutuyordum.
"Hazır mısın? Söylüyorum."

Evet dercesine gözlerime baktı.

Gülümsedim. "Artık üç kişilik zaman harcıyormuşuz ve iki kişilik nefes alıyormuşum."

Söylediğimin manasını idrak ettiğinde gözlerinin içi duyduklarına inanamıyormuş gibi parıldadı. Sevinci mimiklerinden okunuyordu. "Elhamdulillah! Allah'ım sana çok şükür!" diye seslice bağırıp güldü ve boynunu geriye doğru attı.

Ardından omuzlarımdan tutup beni adeta göğsüne gömdü ve sıkıca sarıldı. "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum," deyip tebessüm ettim. Sıcacık olmuştuk.

Loading...
0%