Yeni Üyelik
21.
Bölüm

• Üzerine Titremek

@sukunettekelimeler

Saniye abla ve eşi Yunus abiyle onların bahçesinde oturuyorduk. Bu kez bahçenin iç tarafındaydık, kimsecikler görmezdi bizi.

Yaptığı lezzetli kurabiyeden bir ısrık daha aldım ve soruma verecekleri cevabı bekledim. Yunus abi çayını masaya bırakıp kendinden emin bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Valla kızım, bizim orada derler ki: Otlanacaksan kendi bahçenden otlan. Sana talip olan o diğer bir ikisinin belki düzenli bir maaşı, şehir merkezine yakın evleri, üniversite diplomaları var ama her şeye bunlar yeterli olsa dünyada mutsuz insan kalmaz. Sefa'nın düzenli bir işi yok evet, ama tarımla uğraşıyor. Adamın bağı bahçesi var. Her mevsim birinden hasat yapıyor. Onun iki saatte kazandığı parayı millet bir ay çalışıp kazanıyor. Yani maddi olarak bir sıkıntı çekeceğini hiç sanmam. Onların da ciddi anlamda maddi bir sıkıntı çektiğini hiç görmedim. Arada hepimizin ufak problemleri oluyor tabi ama atlatıyoruz."

Evin erkeği ve geçim sorumluluğu yüklenen kişisi olarak Yunus abi maddi gelir ve iş açısından değerlendiriyordu. Fakat benim takıldığım nokta bu değildi. "Zaten ben bunu sıkıntı etmiyorum Yunus abi. Benim babamın da çarşıda araba yıkama dükkanı var, onunla geçiniyoruz yıllardır. Yetiyor elhamdülillah. Allah rızkı veriyor bir yerlerden."

Yunus abi başını salladı. "Aynen öyle. E huyuna suyuna gelirsek, Sefa'yı sen bizden iyi tanırsın. Beraber büyüdünüz. Efendi çocuk, namazında niyazında, saygılı, ahlaklı. Seni de seviyor. Ben de çocukluğumdan beri burada yaşıyorum, daha hiç onun adının sıkıntılı bir duruma karıştığını duymadım. Sizin de küçüklüğünüzü biliyorum, birlikte büyüdünüz. Ramazan abiyle Rıza abi kardeş gibi, onlar da memnun kalır. Ramazan abi zaten hep diyordu seni gelin alacağını. Hatırlarım, sen daha küçüktün. Bizim şu muşmula ağacından biraz meyve toplamak istemişti canınız. Siz toplarken biz de Ramazan abiyle sohbet ediyorduk. O zamanlardan niyetli adam seni kütüklerine almaya."

Son cümleleri anlatırken biraz gülmüştü Yunus abi. Saniye abla da güldü ve eşinin söylediklerine katılırcasına başını salladı.
"Aynen öyle. Hem en önemlisi seni seviyor olması. Seven adamla evlenirsen zaten sana zorluk da çektirmez. Normalde bile herkese faydası dokunur Sefa'nın. Kaç kere çocuklar hasta olunca bizi hastaneye götürdü. Yunus abin işte olurdu, gelemezdi bazen. Allah razı olsun Sefa hemen yardımcı olurdu. Hem merhamet, şefkat de çok önemli Hülya. Bizim çocukları mutlu etmek için bir bayram onları bakkala götürüp her istediklerini almıştı. Hiç unutmam o sevinçlerini. Sefa vefalı, düşünceli, yardımsever bir çocuk. Cömert de. İnsanlar onu seviyor, o da insanlara değer veriyor çünkü."

Yunus abi tekrar sözü ele aldı. "Benim sana tavsiyem, Sefa'yı kaçırma. Hem evinden yurdundan uzaklara gitmezsin, hem rahat ve sevildiğini hissederek yaşarsın. Ailecek hepsi senin üzerine titrer."

Haklılardı, söylediklerinden şüphem yoktu. Sefa güzel seven bir adamdı. Çocukları, yaşlıları, büyükleri... Hepsinin gönlünü hoş tutardı. Karakteri düzgündü. Hep takdir ederdim onun bu yönlerini.

Yunus abi işe gideceği için erken yatacağını söyleyip içeriye girdiğinde Saniye ablayla baş başa kaldık. Ona kafamı kurcalayan bir kaç şeyden bahsettim. O da bana tavsiye verdi, konuştuk uzun uzun. Son olarak istihareye yatmaya karar vererek eve döndüm.

Loading...
0%