Yeni Üyelik
49.
Bölüm

Veda

@sukunettekelimeler

Merhaba, selamün aleyküm değerli okurlar ve dinleyenler! Hikayemizin sonuna geldiik! Uzun bir yolculuktu. Benim de şuan yazılmış en uzun kitabım bu oldu. İki yıldan fazladır yazıyordum Göğüm Öksüz Kaldı'yı. Eksikleriyle, fazlalarıyla, tamamlandı sonunda. Umarım hepimizin aldığı dersler olmuştur. Faydalandığımız, istifade ettiğimiz bir hikaye olmasını temenni ediyorum. Hayırlara vesile olabilirse ne mutlu bize, elhamdülillah.

Sona gelmişken bu kısa notu sizlere iletmek istedim. Öncelikle, kısaca hikaye hakkındaki düşüncelerinizi belirtebilirseniz çok mutlu olurum. Hepsini okuyorum ve beni motive ediyorlar. İkinci olarak, bu hikayeden kendi hayatınızı göz önüne alarak ne gibi bir ders aldınız yahut ne öğrendiniz? Size herhangi bir katkısı oldu mu? Olduysa neydi? Bunu merak ediyorum.

Yapmak istediğim küçük de bir kaç açıklama var. Hikayede çok karakter olmasından ötürü bazı şikayet yorumları aldım. Neden sadece Zahid üzerinden ilerlemedi gibi. Cevabım şu: kendimizi düşünelim, hayatta sadece biz mi varız yoksa çevremizde bize uzak-yakın bir çok insan zinciri ve bağlantısı da mevcut mu? Evet mevcut. Benim Zahid'im de bu seviyeye, o kaybolmuş genç halinden bu olgun yetişkin haline biraz da çevresindeki insanların varlıkları sayesinde geldi. Bu sebeple onların da hayatlarına değindim. Ayrıca, tek bir kişinin hayatı belli bir çevrede ilerleyebilirken, birden fazla kişinin hayatından ilerleyerek farklı olaylara, farklı karakterlere, farklı yaşam tarzlarına rastladık. Farklı farklı dersler aldık her birinden. Bunca dersi yalnızca Zahid üzerinden alabilir miydik, emin değilim. Hem, birden çok kişiyi yazmak bana başka hikayeler yazıyormuş gibi hissettirip rahatlattı. Sıkılmadım. Tek bir hikayeye uzun süre saplanıp kalmak insanı yoruyor ve bir süre sonra sıkıcı olabiliyor. İki yıldan fazla bir kitaba nasıl dayandım, işte bu sayede :)

Diğer mevzu da Kevser ve Zahid mevzusu. Herkes en başından beri Kevser'i Zahid'le düşünüp zihninde onlara bir senaryo yazmış ama malum benim hikayemde Zahid, Elaina ile evlendi ve bir gelecek kurdu. Şimdii, şöyle ki, hayatımıza giren her iyi ve güzel insan hayatımızda kalıcı olacak yahut ileride yeniden karşımıza çıkacak, bizim kaderimiz, sevdamız olacak diye bir olay yok. Kevser iyi bir insan olarak Zahid'in hayatında yer aldı, yaptığı davranışla örnek oldu, ders verdi. Ardından kendisi gitti ama Zahid onun davranışını hatırlayıp yıllar boyu ara ara ona dua etmeye devam etti. Mezarlıkta da bir kızla karşılaştı ve o da Kevserdi. Hatta bizim Kevserdi. Fakat aynı şekilde, hayatımızda yeniden karşılaştığımız insanlar da bizim gelecekteki eşlerimiz olacak diye bir kural yok. Bazı insanlarla yollarımız bazı noktalarda kesişir. Onlar o an Allah tarafından bize gönderilen nimetlerdir. Yardım elidir. Sonrasında yeniden herkes kendi yaşam çizgisi üzerinde ilerler.

Kısacası, Kevser ve Zahid ilişkisini zihninizde yaşatan ben değil sizdiniz. ehhe :) Biz Türk milleti bu algıya da açığızdır zaten. Birilerini hemen böyle yakıştırırız falan. Ama yazarcığınız öyle yapmadı, farklılık yaptı. Bunları da kabullenmek gerek, bunlar hayatın gerçekleri. Siz de (özellikle genç kardeşlerim) sakın ha birden fazla kez tesadüf ettiniz diye birinin hayat eşiniz olacağını sanıp hemen hülyalara kapılmayın. Öyle olmayabilir. Üzülebilir, basit bir olayı kendiniz için bir imtihana döndürebilirsiniz. Allah korusun.

Ben Zahid ve Kevser üzerinden, iyiliklerin küçük büyük denmeden, ne kadar önemli olduğunu anlatmak istedim. Bazen iyiliğiniz öyle anlarda insana dokunuyor ki ömür boyu unutmuyor ve size yıllar boyu dua edebiliyor. İyilik yapan olalım, iyilik görünce de o kişiye dua edip minnettar olalım, nankörlük yapmayalım dostlar.

İşte böyle... Açıklamak istediklerim bunlardı. Sizin de yorumlarınızı bekliyorum. Bir de, bölümü beğenmeyi lütfen unutmayın ki verilen emekler de karşılık görsün.

Allah'a emanet olun. Dualarımla...

Loading...
0%