Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Seveceksin.

@sukunettekelimeler

~Oksijen~

''Kızım, ocaktaki su kaynadı mı bir bak.''

Mutfağa girip suya baktım ikinci kez. Kaynamıyordu. Ben de içeriye döndüm. Nida, anneannem ve ben oturuyorduk. Az sonra anneannem ''Nida, su kaynadı mı bir bak,'' dedi ve bu kez Nida gitti. ''Kaynamıyor,'' deyip oturdu yerine.

''Allah Allah! Kaç saattir niye kaynamadı bu su?'' diye söylendi anneannem ve mutfağa girdi. Biz de peşinden gittik. ''Anaam, ah bak görüyonuz mu? Benim aklım gitti. Kafam yok artık, gitti. Siz kollayacaksınız arkamı.''

Anaannem niye böyle diyor diye baktım, aygaz yanmıyor ki su kaynasın! Aynı anda Nida ''Babaannemin aklı gitmiş, acıkınca kafam dominosa gideerr..'' diye dalga geçti ve kıkırdadık.

Alem kadın yahu. Aygazı yakmamış bir de elli kere bize su kaynadı mı diye baktırıyor. Hayır yani bir ara suyun kaynayıp kaynamadığını anlamadığımızı düşündü sandım. O kadar da değil.

Neyse ki altı yanınca su kaynadı (çok acayip!) ve biz de bu sırada Şeyda'nın da gelmesiyle Nida'nın slayt ödevi için bilgisayarın başına geçtik. Ona yardım ediyordum. Fakat yazı tipini ve rengini değiştirince bana ''Delirdin mi sen?'' , ''Abla sen iyi misin?'' , ''Ne oldu sana böyle?'' diye laf atmaya başladı. Ne var ya değişik yazı tipleri ve renkler deniyorum altı üstü.

''Ne oldu sana böyle?'' cümlesini kuran Şeyda'ya, ''Ne olacak, sen bütün oksijeni sömürünce kız da oksijensiz kaldı, yazık! Obur Şeyda,'' diye takıldı Nida. Bu kız baya espritüelmiş yalnız, yeni fark etmiyorum tabii.

''Hahaaa! Çok komik!''

''Çekilin bi!'' dedim ve bilgisayarı kucağımdan bırakıp balkona attım kendimi. Kenarı yaklaşmadan durdum.
''Oh bee, oksijen varmış!''

Kızlar da peşimden gelmişti.
''Çek içine çek bol bol oksijeni. Bakarsın Şeyda birazdan bunu da tüketir...''

''Nida, gıcık mısın kızım?''

Şeyda ve Nidayı orada didişmeye bırakıp anneanneme yardıma gittim. Sofra kuruldu, yemek yendi, çay içildi derken yatakları serdik. Üç gündür burada kalıyordum. Nasılsa ev yakın, arada üşenmezsem uğruyordum eve de. Sabah kahvaltıdan sonra evi toparladım. Ben süpürdüm, Nida sildi, Şeyda toz aldı. Küçüklüğümüzden beri ananemin evini biz temizlerdik. Tabi burada olunca. Özellikle bir cuma günü anneannem sohbete camiye gittiğinde eve girmiş, bir güzel temizlemiştik. Dantelleri dahi yıkamıştık, siz düşünün. Üstelik ben altıncı sınıfa gidiyordum daha, bunlar dört. Sürpriz.

Ah eski zamanlar. Ne bilgisayar ne başka bir şey vardı. Siyah bir televizyondan radyoyu açar, orada ne çalarsa dinler ve bir yandan iş yapardık. Televizyon kumandası az mikrofon olmamıştı elimizde.

Telefonumun titreşmesi beni geçmişten çekti ve dünyaya döndürdü. Bedir mesaj atmıştı.


Bir saat sonra uygun mu?
11.33

Olur.
11.33


Üzerime İspanyol paça lacivert pantolon ve yeşil bir tunik giydim. Senin tatlı kurdeleni yerler tunikciğim. Saçlarımı tarayıp öylece bıraktım. Boş boş telefonda gezinirken Facebook'u silmeye karar verdim. Daha evvel de düşünmüştüm bunu ama şimdi kesinkes silecektim. Boşuna duruyordu, bana faydası yoktu. Son kez eski mesajlara baktım. Bedir'le olan konuşmalarımızı tekrar okudum ve güldüm.


Doğum günün kutlu olsun. Sevdiklerinle birlikte nice hayırlı, mutlu, başarı dolu senelere. İyi ki doğdun en iyi arkadaşlarımdan olan Bedir Bey.

Sağ olasın Hayat Hanım.

Nasılsın, ne yapıyorsun? Pek girmiyorsun, konuşamadık.

Değişen bir şey yok. Aynı. Aslında giriyorum ama çabucak çıkıyorum. Yapacak bir şeyim yok buralarda.

Ya senin için,

Hımm. Anladım. Ben de iyiyim. Çoğu şey aynı.


Daha yukarılarda taa ortaokuldan kalma ödev konuşmaları bile vardı. Vay be. Engel olamayıp Ersel'le olan eski konuşmalara baktım.


Bir şey diyeceğim ama yanlış anlama. Sen eskiden neşeli, gıcık, şen şakrak biriydin. Bu aralar bir şey olmuş, durgunlaştın.

Ya, yalnızlık vurdu beni.

Yalnız hissetmenin sebebi ne?

Boşver.

Tamam.


Konuşmanın devamında normal şeylerden bahsetmişiz. Sonra ne olduysa derdini anlatmış, konuşmuşuz.


Derslere bundan dolayı mı çalışılmıyor?
Yalnız şuan kendimi anne-baba gibi falan hissettim.

Yok be kızım. Onu görmüyorum bile nasıl ders çalışmamı engellesin.


Ah be arkadaşım, ben sizi çok mu gördüm? Hayır. Ama zihnimi fazlasıyla meşgul ettiniz. Ediyorsunuz. Kanlar içindeki halin hele de, artık seni görmesem de meşgul ediyor beni. Bedir'in çökmüş omuzları, bitkin bakışları. Hâlâ meşgul ediyor beni.


Çok kafana takma diyeceğim ama insan ister istemez kafasına takıyor.

👍

Dualarıma katarım, tek yapabileceğim bu.

Neyse benim gitmem gerek. Teşekkürler iyi arkadaş oldun. Sağ ol içimi döktüm. İyi geceler.

Her zaman.


Elveda.


Loading...
0%