Bir zamanlar Malatya'nın Doğanşehir Ovasında, yaşayan Alp diye bir çocuk vardı.Ona herkes deli der...

Biraz deli Alp hakkında konuşalım; Alp çok cesur, soğukkanlı, delikanlı, yakışıklı,koyu kahverengi gözleri vardır.Bir de bu çocuktan hoşlanan bir kız var, adı Yasemin, Yasemin alımlı bir kız çocuğudur. İkisi de aynı yaştadırlar.

Alp,Yasemin'in onu sevdiğini bildiği için pek onunla samimiyet kurmamaya dikkat ediyordu. Ama Yasemin anlamıyordu vıcık vıcık haraketlerine devam ediyordu. Yasemin,Alp'in peşinden kuyruk gibi dolaşıyordu.

Yasemin'in tarafından olaylara bakacak olursak,Yasemin, Alp için ailesini bile göze alacak kadar çok seviyordu.

Evet gerçekten de çok seviyordu.

O gün yine Alp gündelik işlerini hallediyordu. Tarlada soğan ekiyordu.

Tam o sırada Alp'in yanına Yasemin geldi. Alp onun geldiğin gördü ve kafasıyla selam der gibi selamladı. Yasemin de konuşmaya başladı "Alp duydun mu?" Alp sözünü söyledi "Neyi?" "Buralara yeni birileri taşınıyormuş. Şu ileride ki eve." Diyerek gösterdi eliyle hangi ev olduğunu.

2 gün sonra o beklenen kişiler gelmişti. Yasemin koşarak Alp'in yanına geldi. Bak yeni taşınan aile bunlar." Diyerek Gülçiçeğin ailesini gösterdi.

Alp şöyle göz gezdirip önüne döndü. Sonra, bir anda yine döndü, çünkü kuzenini gördüğünü sanmıştı. Sonra o kızı yani Gülçiçeği görmüştü. Rüzgardan savrulan saçları, masmavi gözleri en belirgin şekildeydi. Üzerinde bir elbise vardı. Sarı renkti. Tam da bedenine uymuş gözüküyordu. Kumral olmalıydı. O güzel deniz gibi gözleriyle inceliyordu...

Gülçiçek mavi gözleriyle etrafı inceliyordu. Biraz daha etrafa bakınırken, ona bakan çift kahverengi gözlere baktı. O kahverengi gözler nedense ona bi' garip hissetirmişti. Kendini o güzel kahverengi gözlerinden alamıyordu. Aynı şey Alp içinde geçerliydi.

İkisi de anlamışlardı ki 'ilk bakışta aşk gerçekten varmış' ikiside o vakit anlamışlar aşık olduklarını...