@suleymanliasli16
|
Aradan yıllar geçti aileme iman ettirdim şimdi ilahiyat okuyorum ve size peygamberimizin ve sahabelerinin yaşadıklarını anlatacağım.
Hz. Osman Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece oruçlu bir halde Kur'an-ı Kerim okuyor oruçlu olmasının nedeni Müslümanlar için aldığı "Rume" kuyusundan bir yudum su bir lokma ekmek bile vermedikleri için Hz. Osman Kur'an okurken uykuya dalıyor uykudan gülerek uyanıyor hanımı Nâile soruyor "Ey Osman sen günlerdir gülmezken ne oldu da böyle güldün?"
Hz. Osman da diyor ki, "Rüyamda beni bir koridordan geçirdiler karşımda Peygamber efendimiz, Ebubekir Ve Ömer duruyordu. Peygamber efendimiz bana "Orucunu bozma akşam seni iftara bekliyoruz." Dedi.
Allah'a Kulluk Ettiği İçin Sevinen Adam: Hz. Musa Allah ile konuşmaya giderken bir adam yolunu keser "Ey Musa beni Allah'a sorsana benim hakkımda ne diyor." Musa "Olur sorarım" diyor 40 gün sonra geldiğinde aynı adam yine yolunu kesiyor "Ey Musa sordun mu beni Allah'a?" Musa aleyhisselam ise "Sordum" diyor adam " Eee, ne dedi? Ne dedi?" "Allah senin hakkında o kulum cehennemlik dedi" demiş Musa, adam başlamış çocuk gibi sevinmeye Musa adamı durdurmuş şöyle demiş, "Ya adam Allah senin hakkında cehennemlik dedi sen delirdin mi bunun için neden seviniyorsun?" Adam ise "Ya Allah benim hakkımda kulum demiş! Kulum! Bundan önemlisi mi var? Ya Cennet ya Cehennem ne farkı var?"
İsrail'in Filistin'e Yaptığı Zulümle İlgili Hadis-i Şerif: "Yakında milletler yemek yiyenlerin bazılarını sofralarına davet ettikleri gibi size karşı savaşmak için birbirlerini davet edeceklerdir." Birisi soruyor, "Ya Resulullah bu o gün sayıca azlığımızdan dolayı mı olacak?" Peygamber efendimiz "Hayır aksine biz o gün daha fazla olacağız fakat Allah bizim gönlümüzden korkuyu alıp içimize vehn atacak." "Vehn nedir Ya Resulullah?" "Vehn dünyayı fazlaca sevmek ahiret yokmuş gibi davranmaktır."
Hz. Ali'nin lakabı: Hz. Ali ile Hz. Fatıma bir gün kavga ederler Hz. Ali gidip Mescide yatar. Bunu duyan Peygamber efendimiz evlerine gider. Hz. Fatıma kocasını üzdüğü için hazırlık yapar peygamber efendimiz bunu gördüğünde "Cenneti arayan bir kadın seyrediyorum." Der ve evden ayrılıp Mescide gider Hz. Ali'nin üzerine kumlar serpilmiştir. Peygamber efendimiz şöyle der "Kalk ya Ebu Tuğrap, kalk ey toprağın babası." Ebu Tuğrap= Toprağın babası
Peygamber Efendimizin Kadınlara Verdiği Önem: Bir gün Peygamber efendimiz ile Aişe annemiz tartışırlar ve Aişe annemiz peygamber efendimize sesini yükseltir o esnada kapının önünden Hz. Ebubekir geçer kapıyı çalarak içeri girer Hz. Aişe' ye "Ey filancanın kızı senin ne haddine Allah'ın Resulüne bağırmak!" Der ve elini kaldırır Peygamber efendimiz "Sakın ya Ebubekir, sakın böyle bir şey yapma" der Hz. Ebubekir elini indirir müsaade ister ve evden ayrılır. Evde bir suskunluk hakim olur peygamber efendimiz bir süre sonra şöyle der, "Nasıl kurtardım ama seni kızgın adamın elinden." Der ve bu gülüşmelere sebep olur.
Peygamber Efendimizin Yaşadığı Sıkıntılar: Peygamber Efendimiz bir gün acıkır ve bir lokma varsa yemek için kızı Fatıma'ya gider kapıyı çalar Fatıma kapıyı açar peygamber efendimiz, "Kızım yemeğiniz var mı?" Diye sorar Fatıma ise yere çöker ağlamaya başlar ve şöyle der, "Babacığım biz Ali ile bir gündür yemek bulamadık." Peygamber efendimiz bunun üzerine şöyle der, "Üzülme kızım ben üç gündür bulamadım."
Sabah Ezanı: Peygamber Efendimiz bir gün Sabah ezanına uyanamaz Bilal Habeş-i bunu fark eder ve Hz. Muhammed'in kapısına gelir ama kapıyı çalıp rahatsız etmek istemez o yüzden şöyle der, "Namaz uykudan hayırlıdır." Peygamber efendimiz kapıyı açar tebessüm eder ve şöyle der, "Ya Bilal öyle bir söz söyledin ki vallahi bunun karşılığında söyleyecek bir laf bulamadım." Bu sebeple her sabah ezanın da "Namaz uykudan hayırlıdır." Sözü geçer
Peygamber Efendimizin Heybeti: "Uzaktan Peygamberimizi gördüm bir ona baktım bir aya baktım, bir ona baktım bir aya baktım, bir ona baktım bir aya baktım. Ay onun güzelliği karşısında sönük kalmıştı." Sahabeler şöyle anlatıyor, "O bizim yanımıza geldiğinde doya doya bakmak isterdik fakat göz göze geldiğimiz anda onun heybetinden ve bizim saygımızdan başımız yere düşerdi."
Saatler geçiyor habersiz, Ne duruyorsun hala şehadetsiz? Ne duruyorsun hala 5 vakitsiz? Allah'a hakkını nasıl ödeyeceksin?
Ömer Fahrettin İmanı Tanıtım: Ömer Fahrettin Türkkan, Türk asker ve diplomat. Özellikle 1. Dünya savaşı sırasında çıkan Şerif Hüseyin isyanında zor şartlar altında Medine'de yönettiği iki yıl yedi ay süren Medine Müdafaası ile tanınmaktadır "Medine Müdâfii" "Türk Kaplanı" "Çöl kaplanı" "Medine Kahramanı" lakapları ile tanınır.
Ömer Fahrettinin asıl olayı şu; 2 yıl 7 ay boyunca "Peygamberimin ayak bastığı yerleri abdestsiz kâfirlere teslim etmem." Diyerek Medine'yi Müdafaa etmiştir ve bu süreç içinde çölde sadece çekirge yiyerek beslenmiştir. Ve kendisine de bununla ilgili bir sürü lakap takılmıştır.
Cennet'e girince olacaklar: Cennete girince Cenabı Allah şöyle diyecek Mümin kullarına, "Ey benim Mümin kullarım! Ey benim Cennetlik kullarım! Benden bir isteğiniz var mı? Biz Allah'a şöyle diyeceğiz, "Rabbim her şey tam isteyeceğimiz bir şey yok." "Gidin bir bilene sorun." Biz bir bilene soracağız bilen kimse bize şöyle diyecek "Siz hiç Rabbinizi görmek istemediniz mi?"
Biz hepimiz "Eyvah, tüh, unuttuk" diyeceğizve Allah'a şöyle diyeceğiz "Allah'ım biz her şey bir yana biz senin o cemalini görmek istiyoruz."
Osman Gazi İmanı: Osman Gazi bir gün Şeyh Edebali'nin evinde kalırken ona yatmak için bir oda veriyorlar. Osma Gazi bir bakıyor ki odaya Ku'ran asmışlar ayağını uzatamıyor, sabah geliyorlar odanın kapısını açıyorlar yatak hiç dağılmamış, anlıyorlar ki Ku'ranın olduğu yerde Osman ayağını uzatmaz Ku'ran'ı alıyorlar. O gece Osman Gazi rahat bir uyku çekiyor. Rüyasında şöyle bir şey görüyor, göğsü yarılıyor kocaman bir ağaç çıkıyor dalları her yana yayılıyor sabah uyanınca Osman Gazi Şeyh Edebali'nin yanına gidiyor, böyle böyle bir rüya gördüm diyor Şeyh ise diyor ki "Ooo, Allah sana bir devlet verecek kıta kıta yayılacak."
Adamın birisi duymuş ki köyünde ağaca tapıyorlar. Almış eline baltayı ağacı kesmeye gitmiş şeytan demiş ki "Ne yapıyorsun ya?" "Keseceğim ağacı" demiş "Kesersin" "Kesmezsin" "Kesersin" "Kesmezsin" en sonda adam şeytanı yere sermiş şeytan "Dur, dur yapma sen beni bırak ben sana günlük 1 altın getireceğim." Adam bırakmış 1. gün gelmiş, 2. gün gelmiş, 1. ay gelmiş bir yerden sonra kesilmiş altın adam tekrar ağacın yanına gitmiş şeytanı görmüş, şeytan adamı yere yatırmış adam şaşırmış sormuş, "Ya ben seni yere yatırmıştım şimdi niye olmadı?" Şeytan demiş ki "Sen buraya ilk geldiğinde Allah için gelmiştin ve o ihlasın gücüyle beni yere sermiştin şimdi para için geldin ve ben seni yere serdim."
Peygamber Efendimizin Hz. Osman'a Okuduğu Hadis: Bir gün Hz. Ömer geliyor ağırlıyor, Ebubekir geliyor ağırlıyor, Osman geliyor ilk önce üstünü düzeltiyor sonra ağırlıyor. Osman gittikten sonra Hz. Aişe soruyor, "Ey Allah'ın Resulü Ebubekir geldi bir şey yapmadın, Ömer geldi bir şey yapmadın, Osman geldi üstünü başını düzelttin?" Peygamber efendimiz "Osman meleklerin haya ettiği insandır. Onun yanında böyle nasıl konuşayım?" Diyor hatta Ebubekir soruyor Osman' a "Ey Osman senin bende bir fazlan mı var? Resulullah sana bu kadar iyi Hadis-i nasıl okuyor?" "Valla bilmem ama ben kiminle nerede olursam olayım hep aynı benim o yüzden olabilir."
Bir genç namaz kılar fakat her kötülüğü yaparmış, Resulullah'a duyurdular Peygamber efendimiz "Bir gün gelir namaz onu diğer kötülüklerden alıkoyar." Buyurdu "Haram işliyorsa namaz kılmasın!" Demedi namaza devam etsin dedi. Aradan bir zaman geçtikten sonra genç günahlarına tövbe etti iyi hal sahibi oldu "Namaz insanları kötülüklere karşı koruyan kalkandır."
Hatice annemiz ölüm döşeğindeyken peygamberimize şöyle bir soru soruyor, "Ey Allah'ın Resulü ben öldükten sonra başkasını sevecek misin?" Peygamber Efendimiz "Evet" der ve dışarı çıkar arkasından Fatıma ağlayarak gelir ve şöyle der; "Babacığım annemi son nefeslerinde iken niye bu kadar üzdün?" "Kızım amacım anneni üzmek değildi, annenin amel defterine baktım hayatta iken bütün sevapları işlemiş fakat bir tek beni hiç kıskanmamış bende bu sevaptan mahrum kalmasın diye böyle bir şey yaptım."
Hz. Hamza aldığı mızrak yarası ile yere düşer şehadet şerbetini içer, herkes bir yerde toplanmış şehidi için ağlıyor peygamber efendimiz evine bakıyor bakıyor ve şöyle diyor, "Ah amcacığım senin için ağlayan yok mu?" Ensar bunu duyuyor herkese diyor ki "Koşun koşun Resulullah böyle bir şeye göz yaşı dökerken biz böyle bir şey için ağlayamayız."
Allah bir gün Azrail'e sorar "Ey Azrail ruhunu alırken çok üzüldüğün ve ruhunu alırken çok sevindiğin kişiler oldu mu?" Azrail "Ey Rabbim her şey senin emrinle olur, ama canını alırken çok üzüldüğüm bir kulun olmuştu şiddetli dalgaların arasında batan bir gemi vardı ve bir anne birde kundakta bir bebeği vardı. Annesinin canını almam emir olunmuştu. Onun canını alırken çok üzülmüştüm. Ve de Çok zalim bir hükümdar vardı. Halkına hep zulüm ederdi. Onun canını alırken çok sevinmiştim." Der Allah, "O zalim hükümdar kimdi biliyor musun?" "Hayır Rabbim kimdi?" "O zalim hükümdar annesinin canını alırken üzüldüğün kundaktaki bebekti."
Hz. Hamza bir gün peygamber efendimizin yanına gider ve şu soruyu sorar; "Ey Muhammed ben Cebrail'i çok merak ediyorum onu görmem mümkün mü?" Der Peygamber Efendimiz "Ey Hamza görmen mümkün olsa bile onun yüzünü görüp dayanamazsın." Hz. Hamza "Dayanırım" der, Hamza'nın bu isteği üzerine peygamber efendimizin başını kaldır ve bak deyince Cebrail aleyhisselam'ın zebercedden yeşil cevhere benzeyen ayaklarını gördüğü gibi oracıkta bayılır ve tam 2 saat sonra uyanır.
Tövbe ettiğin şeye dikkat et çünkü; Onunla sınanacaksın... Tövbene sadık olanlardan ol..!
Bir gün peygamber efendimiz bir mecliste sohbet ederken içeriye eski elbiseli fakir bir adam girer. Eski elbiseli adam etrafına bakınır ve boş bir yer bulur ve tesadüfen, şehrin ileri gelen zenginlerinden birisi yanına oturur. Zengin adam ise yerinden kalkıp başka bir yere geçip oturur. Bu durumu farkeden peygamber efendimiz meclis dağıldıktan sonra fakir ve zengin adamı bir araya getirip zengin adama sorar; "O fakir adam yanına oturduğun da fakirliğinden sana bir şey geçer veya servetinden ona bir pay düşer diye mi korkup kalktın?" Zengin adam, "hayır ya Resulallah" diye cevap verir. O halde neden yanından uzaklaşıp bir kenara çekildin diye sorar peygamber efendimiz yaptığının yanlış olduğunun farkına varan adam, kendini mahçup hissedip şöyle söyler şimdi "bu hatamın telafisi ve bu günahımın keffaresi olarak servetimin yarısını toplumda küçük düşürdüğüm için bu Müslüman kardeşime vermeye hazırım." Fakir adam ise nazik bir şekilde, "ben bu teklifi kabul edemem, çünkü bu gün bu şahsın bana yaptığı gibi, aynı haraketi başkasına yapmaktan Allah' a hesap veremem." Diye cevap verir...
Bir gün Hz. Hamza dağda avlanıyorken karşısına bir ceylan çıkar okunu ve yayını çıkarıp tam ceylanı avlayacakken, ceylan dile gelip şunları söyler; "Ya Hamza! Bana ok atacağına kardeşini oğlu Muhammed'i öldürmek isteyenlere ok at." Hz. Hamza ceylanın konuşmasına hayret eder. Telaş içerisinde şehre geri döner. Ve karşısına bir sahabe çıkıp şöyle der; "Ya Hamza kardeşinin oğlu zarar görüyor. Ebu Cehil Muhammed'i öldürmeye çalıştı koş yetiş!" Bunun üzerine Hz. Hamza emir almış gibi kararlı adımlarla yayını, kılıcını alarak Kureyş kabilelerinin arasına girer. Ebu Cehil' e bakarak kardeşimin oğlunu hayatına kasteden, onu inciten sen misin diye bağırıp onu orada yaralar orada bulunan kafirler Hz. Hamza'ya saldırmak üzere ayaklanırlar ama Ebu Cehil engel olur dokunmayın. Hamza haklıdır. Ben yanlış yaptım der. Bunun üzerine Hz. Hamza oradan uzaklaşır ve Ebu Cehil kafir halkına şöyle der; "Aman, Hamza'ya ilişmeyin Bize kızar da Müslüman olur, bununla Muhammed daha da kuvvetlenir!"
Bir gün Hz. Fatma evde yiyecek bir şey olmadığı için Hz. Ali'ye bir şeyler alır mısın der bunun üzerine üstünde 6 dirhemi olan Hz. Ali bir şeyler almak üzere evden çıkar. İki adamın kavga ettiğini görür ve hemen ikisini ayırarak "Neden kavga ediyorsunuz?" diye sorar kavga eden adamlardan biri şöyle der "Ya Ali, bana 6 dirhem borcu var ve vermiyor o yüzden kavga ediyoruz." Hz. Ali cebinden 6 dirhemi çıkarıp adama verir. Eve eli boş dönen Hz. Ali durumu Hz. Fatma'ya bildirir. Biraz zaman geçtikten sonra Hz. Ali çocukların açlıkta ağladığını görür ve dayanamayıp dışarıya çıkar. Karşısına elinde deve olan bir adam çıkar "Ya Ali ben sana bu deveyi 150 dirheme satmak isterim cebinde para olsun veya olmasın sonra ödersin" der ve ipini bırakıp gider. Şaşkınlıkla yürüyen Hz. Ali deveyle birlikte yürürken karşısına bir adam daha çıkar ve şöyle der; "Ya Ali bu deve çok güzel senden bunu almak isterim fiyatı ne kadar ise iki katına satın almak isterim." Der ve 300 dirhemi olduğu gibi Hz. Ali'ye bırakıp gider. Ardından yiyecek bir şeyler alıp eve döner. Ve çok sonradan anlar ki deveyi ona satanın Cebrail ve ondan satın alanın Mikail olduğunu
Bir gün Hz. Hüseyin bir adamın kendisi hakkında hoşlanmadığı şeyler konuştuğunu öğrenir bunu üzerine, içi taze hurmalarla hazırlayıp adamın evine gelir ve kapıyı çalar kapıyı açan adam Hz. Hüseyin'i bir tepsi hurma ile görünce hayret eder "Ey peygamber torunu bu nedir?" diye sorar Hz. Hüseyin ise şöyle söyler; "Bunu al, sana getirdim, hakkımda kötü konuşarak iyiliklerini bana hediye ettiğini öğrendim. Ben de yaptığın iyilik karşılıksız kalmasın diye sana bunları getirdim."
Bir gün peygamber efendimiz sahabelerine şöyle bir kıssa anlatır. Vaktiyle çok zengin bir adam vardı, öleceğini anlayınca çocuklarını başına topladı ve şöyle bir soru sordu "Söyleyin bakalım, ben size karşı nasıl bir babaydım?" Çocukları ise şöyle bir cevap verdi "Sen babaların en iyisiydin" öyleyse size bir vasiyetim var diye devam etti ya bu vasiyetimi tutarsınız yada sizi mirasımdan mahrum ederim. Ben hayatımda hiç iyilik yapmadım. Eğer Allah beni hesaba çekecek olursa, en ağır cezayı bana vereceğini biliyorum. İşte bu sebepten dolayı ben öldükten sonra cesedimi yakın, sonra benden kalan parçaları iyice ezip kül haline getiriniz, rüzgarlı bir günde külümü savurunuz, belki o zaman Allah'ın azabından kurtulabilirim." Çocukları ona dediklerini yapacaklarına dair söz verdiler ve sözlerini tuttular. Adam öldükten sonra Allah'ın huzuruna getirilir ve Allah sorar, "Söyle bakalım, neden böyle davrandın?" "Senin azabından korktuğum için öyle yaptım ya Rabbim" diye cevap verdi adam sahabeler adama ne olduğunu sorunca peygamber efendimiz şöyle cevap verir Allah ise onu azabından korktuğu için bağışladı.
Bir gün bir adam Hz. Ömer'in yanına şöyle bir soru sorar "Ben hiç namaz kılmıyorum ve Müslümanlığın şartlarını yerine getirmiyorum söyle o zaman senin Rabbin bana neden ceza vermiyor?" Hz. Ömer ise şöyle bir cevap verir; " Sana secde etmeyi nasip etmiyor Rabbim bundan büyük ceza mı olur?" İnançsız adam bu lafı duyduktan sonra oradan uzaklaşıp gider...
Bir gün Hz. Muhammed sahabeleriyle bir yerden geçerken yolda boş duran birisini görürler ve Hz. Muhammed selam vermez bu durum sahabelerin dikkatini çeker ve meraklanırlar daha sonrasında dönerken aynı adama yine denk gelirler ve bu defa Hz. Muhammed selam verir. Sahabelerin biri merakına dayanamayarak sorar "Ya Resulallah geçerken selam vermediniz dönerken niye selam verdiniz?" Hz. Muhammed ise şöyle cevap verir "Giderken hiç bir iş yapmıyordu dönüşte çöp bile olsa yeri karıştırıyordu belli ki bir şeyler düşünüyordu onun için selam verdim boş duranı Allah sevmez boş durana Allah'ın sevmediğine selam vermeyi uygun bulmadım."
Peygamber efendimiz 11 yaşındayken o devirlerde Mekke'de koca bir put vardı kureyş müşrikleri senede bir onun yanında toplanır, ona ibadet ederlerdi o gün gelir ve bütün kureyş halkı o putun bulunduğu yere doğru giderken Ebu Talip peygamber efendimize bakarak, "Haydi Muhammed bizde gidelim" der peygamber efendimiz bunu kabul etmez ve Ebu Talip üzülür Ebu Talip'in üzüldüğünü gören peygamber efendimiz dayanamaz ve onunla gitmeyi kabul eder. Yolda giderken birden peygamber efendimiz kaybolur Ebu Talip durumu fark edip peygamber efendimizi aramaya başlar uzun bir süre geçtikten sonra, herkes putun yanından ayrılmaya başlar ve tam o sırada peygamber efendimiz ortaya çıkar Ebu Talip sevinçle koşup sarılır ve hemen sorar Muhammed bunca zamandır neredeydin her yerde seni aradık peygamber efendimiz ise şöyle bir cevap verir; "Amcacığım ben o putun yanına gidiyordum ki, uzun boylu ve heybetli birisi çıktı önüme ve "Dur ya Muhammed yaklaşma ona sakın sen o putları kırmak için dünyaya geldin" diye seslendi.
|
0% |