Ona babama benziyorsun dedim iltifat ediyorum sandı....
Sabah olmuştu güneşin ışınları camdan içeri sızıyordu. Pars hala uyuyordu kollarını sımsıkı belime dolamış şekilde uyuyordu, tuhaftı da dün boynuna bıçak dayadığım adamla uyuyordum "pars uyan pars" dedim hafif bir mırıldandı çocuk gibiydi " beş dakika daha yat " dedi "sabah olmuş kalk" dedim huysuzca kaşlarını çattı "güneş doğdu kalk artık" dedim kalkmasa burnuna yumruğu yerdi
"Güneşi sıkarsam doğamaz bidaha ama uyu " dedi bu adam şakamıydı
öyle olsun bende kendi yöntemlerimle uyandırdım ,sesimi kalınlaştırdım
"Astsubay başçavuş pars demir uyan! " dedim pars yerinden sıçradı "emredersiniz komutanım" dedi sağa sola bakındı komutanı göremeyince yüzü asıldı .
.
Bana doğru döndü gözlerini kıstı
bende kıstım başını sağa doğru eğdi bende aynısını yaptım " ölmeme ihtimalim kaç?" diye sordum
"Hım öyle bir ihtimal yok" dedi ve öne doğru atılınca yataktan çıktım ve odama gittim, pars'la uğraşmak hoşuma gidiyordu , hemen duşa girdim üzerime uzun kolu kırmızı bir kazak ayağıma gri bir eşofman giymiştim kısa şeyler giymeyi çok isterdim ama bedenimdeki izler izin vermiyordu.
"Aynen akşam geliyoruz sen konum atarsın" dedi pars telefonla konuşuyordu , telefonu kapattı ve masanın üzerine koydu "berabermi gideceğiz?" diye sordum bana tuaf bir bakış attı " evet akşam bir davete gideceğiz sen benim üç yıldır beraber olduğum kadınsın" dedi " peki... n den ben?" diye sordum o kadar kadın varken neden ben " ona çok benziyorsun " dedi o dediği üç yıl beraber olduğu kadınmıydı?.
" Ona ne oldu?" diye sordum
" Öldü" dedi sesi soğuk çıkmıştı
" Git hazırlan geç kalmıyalım " dedi nereye gidecektik " nere gideceğiz ?" diye sordum " ordu ya gideceğiz üzerine yedek kıyafet al soğuktur orası, masanın üstündede elbise var onu giyersin" dedi masaya doğru ilerledim mor bir kutu vardı,kutuyu açtım ve içindeki elbiseyi aldım
Toz pembe ,ince bir elbiseydi derin bir yırtmaçı vardı.
Elbise bu
" Ben bunu giyemem " dedim pars'a
pars kaşlarını alayla çatı " fiziğin mi kötü çirkin ördek yavrusu" dedi fiziğim çok güzeldi kum saati bişimindeydi bedenim, bişey demeden odama çıktım üzerimdekinleri çıkarıp elbiseyi giydim ama elimdeki ve ayağımdaki yanık izleri ortaya çıkmıştı,göğsümün üzerindeki kesik izide görünüyordu .
Makyaj masasından aldığım fondötenle yanıkların üzerini kapatmaya çalıştım bek de başarılı olamadım ama uzaktan gören birisi anlamazdı, göğüsümün üzerindeki izi de kapattım , saçlarımı tarayıp saldım
Hafif bir makyajdan.sonra hazırdım.
Elbisenin eteklerinden tutarak merdivenlerden indim ,elbise tam üzerime göreydi ve vücut hatlarımı ortaya çıkarıyordu, pars ayakta durmuş büyük pencereden dışarıyı izliyordu üzerinde laciver bir takım elbise vardı,bana uzaktı ama o toprak kokusunu alıyordum ,
" Ben hazırım" dedim pars yavaşca bana doğru döndü gözgöze geldik baştan aşağı beni süzdü bir kaşı havalandı tuaf bakıyordu
" Uzaylı görmüş gibi bakmayı kesermisin" diye çıkıştım " doğru hadi çıkalım " dedi.
Arabaya binmiştik bizim peşimizde iki araba daha vardı, arabada sadece ikimiz vardık , ne o ne ben konuşuyordum " ayağına ne oldu " diye sordu gözlerimi ayağıma çevirdim yanık yakından belli oluyordu. Hemen elbiseyle kapatmaya çalıştım " boşuna saklama gördüm
nasıl yandı?" diye sordu" yandığını nerden anladın?" diye sordum tuaf bir adamdı" az insan yakmadım
şimdi bunu kimin yaptığını söyle " dedi az insan yakmadım derken?
" Yemek yaparken yağ döküldü "
dedim bu aralar çok yalan söyleme başlamıştım " kolundan aşağımı o kadar yüksekmiydi Ocak?" diye sordu
adam sorgu meleği gibi yahu .
" Şimdi bana gerçeği söyle küçük kızıl " dedi ondan korkmuyorum ama söylesem bişey olmazdı "baba yanlışlıkla döktü " dedim dilimi eşek arıları soksunn " baba ? Yanlışlıkla döktü?" dedi kaşları çatıldı" evet yanlışlıkla " hiçte yanlışlıkla değildi annem yetişmese kafamdan aşağı dökecekti " göğsünü demi yanlışlıkla kesti " deyince dona kaldım,o günü hatırlamak bile korkunçtu, bunları düşünürken titremeye başladığımın farkında bile değildim " efsun! efsun
iyimisin ,beni duyuyormusun?" diye sordu pars omuzlarımdan sarsıyordu beni ama ben çoktan yine eskiye gitmiştim.
Pars:
Koltukta oturan kıza baktım tirtir titriyordu " efsun! efsun iyimisin beni duyuyormusun?" dedim beni diyor gibi görünmüyordu " baba gelecek baba zarar verecek sus sus" dedi ileri geri sallanırken " o babanın ecdadını sikmesem banada pars demesinler " diye kükredim,efsun aniden duru gözlerini bana çevirdi gözleri kıpkırmızıydı ama ağlamıştı
" Bulamasınki" dedi sesi daha sakindi
bende ona uyarak sesimi sakinleştirdim " sen beni tanımıyorsun öyle bir bulurum ki aklın almaz " dedim sesim sakindi
" Öldü o" dedi efsun sesi fazla sakindi
" öldümü?" diye sordum başını aşağı yukarı salladı " öldü ben öldürdüm ben öldürdüm onu ama inan bilerek olmadı annemi korumak için yaptım bilerek olmadı" diye ağlamaya başladı
Ellerimi beline sardım " şşşt tamam sen yapmadın bilerek olmadı" dedim kesinlikle normal bir kafa yaşamıyordu . Ağlaması hafiflemişti
ama tuaf bir şey vardı güzel kokuyordu hemde çok güzel kokuyordu vanilya çiçeği gibiydi kokusu " geçti güzelim biraz daha iyiysen devam edelim yoksa geç kalacağız" başını salladı " olur devam edelim" dedi burnunu çekti çok tatlı görünüyordu bir çocuk gibiydi ,ama güzel bir kadındı....
******
Efsun:
Bir kaç saat sonra orduya gelmiştik annemin memleketiydi ordu, yol boyu camdan dışarıyı seyretmiştim ,bu yaşadığım şeyler normal şeyler değildi iki yıl piskolejik tedavi almıştım ama bir işe yaramamıştı.
Büyük bir konağın önüne gelmiştik ama aşırı büyüktü ,arabadan inmiş konağa doğru ilerliyorduk " yanımdan ayrılma içerisi çok kalabalıktır" dedi çocuğunu tembihleyen anneler gibi
" Elimede balon bağla istersen kaybolmayım" dedim huysuzca " aa iyi fikir aslında " dedi ve elimi tutu
" Balona gerek yok ben varım" dedi
İçeriye girmiştik aşırı kalabalıktı ,krem rengi masalar,renkli kokteyler vardı boş bir masaya geçtik
pars yanına gelenlere selam verip konuşuyordu ,bir an telefonu çaldı
" Ne var Robert !" dedi gürültülü olduğu için bağırarak konuşuyordu
" Ne Allah kahretsin şimdimi" diye sordu ve telefonu kapattı " ne olmuş" diye sordum " silah sesi duyarsan korkma tamamı " dedi ve beni kendine daha çok çekti. İki dakika sonra silah seslerine çığlık sesleri karıştı....
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.39k Okunma |
297 Oy |
51 Takip |
33 Bölümlü Kitap |