12. Bölüm
Sultan Şendoğan / ALAŞ / Nefretin kadar seviyorum

Nefretin kadar seviyorum

Sultan Şendoğan
sultane_sendogan

" Benden nefret et ama bana ihanet etme"

 

"Sarışın erkek mi olur ya civciv gibi"

dedi alev önündeki kokteyliden bir yudum alırken ,içmesiyle püskürtmesi bir oldu , içtiği şeyi bana püskürtmüştü " aman Allahım lafımı geri alıyorum sen nelere kadirsin şuna bak ağrı dağı gibi maşallah" dedi onun baktığı yöne bende dönüp baktım,en az 1.90 boylarında, sarı saçlı kahverengi gözlü,iri bedeniyle salona giriş yaptı zemheri.güldüm

" Bizim zemheri o" dedim alev pür dikkat zemheriyi izliyordu " neyse ne gidip tanışcam kal burda " dedi ve salına salına zemherinin yanına gitti.

 

Yusuf ve karamelin düğünündeydik

biraz sonra,karamel sarsak adımlarla bana doğru geldi ,kesinlikle topuklu ayakkabı giydirmemeliydik.

Kısa ,sade bir gelinlik giymişti , saçları arkasında dalgalı bir şekilde salık duruyordu , hafif bir makyaj vardı peri kızlarına benziyordu " nerede kaldı bu nikah memuru,birazdaha gelmese nikahı Yusuf kıyacak" dedi güldüm " gelir şimdi aradım ben ,sen merak etme " dedim.başını salladı

 

Yan tarafımdaki zemheri ve aleve baktım belliki tanışmışlardı ,alevde güzel olmuştu üzerinde toz pembe kısa bir elbise vardı, ayakkabılarında ve takılarında inci detayları vardı, saçı ensesinde dağınık bir topuz yapmıştı, ben ise bordo bir elbise giymiştim elbise saçlarımla aynı renkteydi, ayağımda siyah bir topuklu vardı, " ablaa" diyerek yanıma doğru koşan Yusuf'a kınayıcı bir bakış attım

" Nikah memuru geldiğ" diye bağırdı"

Hemen ardından salona nikah memuru giriş yaptı.

 

" Evet karamel taş yusuf ışıldayanı eş olarak kabul ediyormusun?" diye sordu nikah memuru" evetttt" diye bağırdı karamel ,salonda ufak bir alkış yükseldi " peki diz yusuf ışıldayan karamel taşı eş olarak kabul ediyor musunuz?" Yusuf tam ağzını açtı evet diyecek ti ki gelen sesle durdu. " Aaa hayır tabiki abin olmadanmı evlenceksin ,sonra çok üzülürüm" diyen ses çok tanıdıktı.

 

Herkesin yönü sesin geldiği yöne doğru döndü bende otarafa doğru döndüm ,ezbere bildiğim mavi gözler direk gözlerimi hedef aldı, gözleri parlıyordu ama bu tehlikeli bir parlamaydı , okyanustu bu gözler ,dalanı boğardı.

 

" Ne o sevinmedinmi geldiğime " dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan

Parsa doğru hızlı adımlarla gittim bileğinden tutarak dışarı çıkardım , düğün salonunun arkasına gelene kadar durmadım,en sonunda gelmiştik ,elimi ateşe dokunmuşum gibi hemen bileğinden çektim , karanlık bir sokak vardı sağ tarafta,

olduğumuz yeri aydınlatan sadece bir sokak lambası vardı.

 

Yusuf'a mesaj atarak nikaha devam etmesini söyledim , sonrasında gözlerimi ,onun mavilerine diktim pür dikkat beni izliyordu.

" Sen benden ne istiyorsun!?" diye yükseldim " ben senden bişey istemiyorum peri kızı,suçlu olan sensin beni kendi kokuna alıştırıp sonrada hiç bir şey söylemeden giden sensin" dedi donup kaldım bir şey söyleyemedim " neden bunu yaptın bana?" diye bir soru doğrultu

" Senin..." dedim ve sustum boğazım düğünlendi konuşamadım " senin bir çocuğun var pars, bir sevgilin ,git sevgilimle evlen mutlu bir yuvan olsun" dedim ,kalbim bunu hiç istemiyordu.

 

" Sevgilim sensin efsun nazlı sevgilimsin sen benim, belki o çocuk benim olabilir ama ,bu hala o kadını sevdiğim anlamına gelmez ,bana ihanet eden birisini neden seveyim ki?" dedi dondum kaldım ihanetemi uğramıştı " benden ne istiyorsun peki" dedim " seni istiyorum peri kızı"

dedi ve durdu sonrasında devam etti

" gittiğinde çok dokunmaz sanmıştım ,hemen unuturum sanmıştım ,ama gidişin ölüm gibiydi efsun. Kokun yastığıma sinmişti ben seni unutamam ki" dedi , güldüm ama aslında hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum " seni sevmiyorum," dedim yüzümü buruşturarak ,elimle göğsünden ittim " senden nefret ediyorum" dedim daha hızlı itim bir adım bile geri gitmemişti " sende o gibisin sende baba gibisin " dedim bu sefer geriledi omuzları düştü bunu beklemiyordu.

 

" Defol git şimdi, nefret ediyorum senden" dedim, " beni öldürecek kadar mı nefret ediyorsun?" diye sordu ne dediğini anlamamıştım ama cevapladım " seni öldürecek kadar nefret ediyorum" diye tısladım gözlerim dolmuştu ama ağlamamalıydım.

 

Belinden bir silah çıkarıp, bana uzattı

" Öldür o zaman efsun" diyerek silahı bana uzattı dolmuş gözlerimle ona baktım en sonunda göz yaşları sicim gibi dökülmeye başlamıştı.

" Beni öldür ama ağlama efsun, yemin ederim her göz yaşına kurşun yemeye hazırım" titreyen ellerimle silahı sıkıca kavradım, parmağım tetikte yavaşça hareket etti, varlığı bir dert yokluğu bir derti ,bende onun kokusuna alışmıştım.

 

Pars benden iki adım uzaklaştı sokak lambası aramızı aydınlatıyordu ,yüzünü daha iyi görebiliyordum,hafif sakalı çıkmıştı,

mavi gözleri eskisi gibi bakmıyordu, bir şeyler değişmişti,

 

Elim tetikte oyalandı ,hafifçe baskı yaptı ama sıkmadım " senden nefret ediyorum" dedim ve tetiği çektim

Boş sokakta tetiğin sesi yankılanmıştı,

sokak lambası cızırdamış,sesi duyan köpekler havlamıştı ,ardın onun kesik sesleri gelmişti " benden nefret ettiğin kadar seni seviyorum.... Nazlı sevgilim" dedi sonrasında ,sesi kesildi karanlığa gömüldü,kıpırdayamadım olduğum yere ,sokak lambasının altına çöküp saatlerce ağladım....

 

 

Bölüm : 21.12.2024 17:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...