Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Maviş

@sultane_sendogan

"Seni bulmaktan önce aramak isterim.Seni sevmekten önce anlamak isterim.Seni bir yaşam boyu bitirmek değilde.Sana hep,hep yeniden başlamak isterim"

(Özdemir Asaf)

 

 

 

 

 

" şimdi sıçtım "Dedim askerler şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.Hızla arkamı döndüm odaya girecekken abimin sesini duydum "Lan!" Dedi sertçe askerler şaşkın şaşkın hala bize bakıyordu."dön kız arkanı" dedi sesi daha yumuşak çıkmıştı ama uyarıcıydı."yok dönmeyim" dedim masum masum "lann! delirtme beni bu sefer valla vururum"dedi sertçe yutkundum daha önce tam popomdan vurmuştu ama sıyırmıştı.Arkamı döndüm,mavileri ateş saçıyordu.

"Sen şimdi boku yemedinmi" dedi ve ileri doğru atıldı,o ileri atılınca bir askerin arkasına saklandım.

Öbür oturan askerlerde ayağa kalkmış bizi izliyorlardı."abii valla görev için geldim" dedim "Lan maviş senmisin?"

dedi birisi beni tanıyordu ama ben onu tanımıyordum.Abimin gözleri belimdeki silaha takılmıştı "kaç kişiyi vurdun şebek". dedi alayla " bir " dedim titreyen sesimle "ula bana yalan söyleme" zaten bir yalanımı da yese şaşarım "tamam iki ama ikisinde teröristi" dedim göğsümü kabartarak.

Abim gür bir kahkaha attı "gel buraya şebek " dedi ve kollarını açarak, koşarak kucağına atladım ve sımsıkı sarıldım,başımın üstüne ufak bir öpücük bıraktı. "Kardeşinizmi" yok dayısıyım bu bordo bereliler neden böyle ." Daha çok baş belası ama kardeşim."

Kafeterya gibi bir yere gelmiştik ,hala hastanedeydik, çalışacağım hastane burasıydı, patlamada yaralanan iki asker varmış abimin timinden onun için gelmişler.hemen hemen hepsinin ismini öğrenmiştim, Yusuf abi ve Alper vardı.onları zaten küçüklükten tanıyordum ama değiştikleri için tanıyamamıştım.Yusuf abi büyümüştü hala eskisi gibi sesizdi ama,bir timi yönetiyordu, Benim afet dediğim Alper'miş küçüken bu kadar iyi değildi yağmur ormanından kaçmış bir maymun yavrusu gibiydi.

Ama o da değişmişti tabii o burnu hariç ,bir Karadenizli olarak burnu hala aynıydı,küçükken hep "gergemel burun "derdim oda bana "çakır gözlü şeytan"derdi ama gözlerimi severdi.

 

Altı tane askerin arasında kendimi ezilmiş hissediyordum,hepsi uzun boylu,dev cüsseye sahipti. Beni hastaneye getiren kara kaşlı kara gözlü kişinin ismim kara'idi ismi gibi kara kaşlı kara gözlüydü esmer güzeliydi. "Bende kerem taş memnun oldum" dedi kahverengi gözlü esmer çocuk diğerlerinden daha küçük görünüyordu,onada elimi uzattım

"Bende memnun oldum" dedim alper'in gözlerine bakmıyordum, daha doğrusu bakamıyordum...

"Eee tanışma merasimi bittiğine göre ne olduğunu baştan sona anlat" dedi abim çayını yudumlarken."valla Beyurt'a gidecektim yolu karıştırdım sonra iki tane it evladı önümü kesdi bende... Vurdum onları sonra kafama bir darbe aldım , sonra baktım bı tane depodaydım " dedim sonra durdum nefes nefese kalmıştım çayımdan bir yudum aldım ve devam ettim

"Sonra baktım üç tane it evladı karşımda ,beni öldürmeyeckerini söylediler ,sizin aranıza girip bilgi toplamamı istediler,bende kabul ettim ama tabiki böyle bişey yapamazdım,sonra varmı istediğin birşey diye sordular bende çay istedim sonra... derken abim sözümü kesti "kaç bardak çay içtin" bişey değil abicim altı bardak "abi kaç bardak içicem normal insanlar içtiği gibi içtim "dedim hiç iyi yalan söyleyemiyordum bunun üzerinde çalışmam gerekiyordu . Abim gözlerini kısarak bana baktı "mavim ,abicim normal insanlar en fazla iki üç bardak çay içer sen normalmisin ,çay tiryakisisin inanmıyorum doğruyu söyle" dedi hemen anlamıştı yalanı "tamam ya altı bardak içtim" dedim "Çüşş" dedi kara, en tip bakışımı attım"kusura bakma ama altı ne ya " dedi doğru söylıyordu aslında."Ne yapayım onsekiz saat çay içmemiştim"

 

Alper

Saat ona geliyordu ani bir telefonla tüm tim ayağa kalkmıştı,yeni bir görev vardı. Aslında yeni değildi beyurt ve Halep sınırlarında bir mağra , içerisinde on üç terörist vardı.

Bu bilgileri teröristlerin arasına girmiş casus askerimiz Astsubay Başçavuş Eyşan Yüksel bize ulaştırıyordu. Dört gündür teröristlerin yanındaydı bilgi toplayıp bize aktarıyordu. "Alper komutanım sağda üç kişi var sol temiz " dedi güney sindiği ağacın arkasından.

"Kerem" dedim "emret komutanım" dedi kerem yerde uzanırken, "ne yapıyorsun lan yerde !"diye yükseldim,kerem sağına soluna baktı kimseyi göremedi "komutanım yakında üç gözünüz olduğunu düşünmeye başlıycam siz nasıl gördünüz beni ?" dedi şaşkın şaşkın.

"Lan mal öyle bir yere yatmışsın ki götün hedefte kalmış yerden kalk çabuk yoksa vururum " dedi Alper kerem en görünür yere yatmıştı,resmen kendini hedef haline getirmişti ."Komutanım sağ tarafta hareketlilik var "dedi güney Alper kafasını o tarafa çevirdi bir küfür yuvarladı bir adam eyşanın saçlarından tutmuş dışarı çıkarıyordu."tirká kér" dedi adam eyşana doğru. Komutanım ne yapalım

dedi kara "Alper şen güneyle arkaya git vur emrini bekle "dedi Yusuf tekrar devam etti"barış içeri gir görünmeden kara ve ben önden saldıracağız eyşan tehlikede olabilir biz saldırınca kerem eyşanı alacak" dedi Yusuf ekibin hepsi onayladı ve yerlerini aldılar.İlk.ateş edenler kara ve Yusuf olmuştu hemen ardından kerem eyşanın yanına gitti"barış koru beni" diye bağırdı kerem ve eyşanın kolundan tutup arka tarafa götürdü.

Mağaranın içini yoğun bir duman kaplamıştı barış bomba atmıştı içeri ,dokuz terörist etkisiz hale getirilmişti.Dışardakinler diğerlerini halletmişti "kızılcık timi konuşuyor görev tamam geri dönüyoruz" dedi telsizden Yusuf eyşan vurulmuştu ve çok kan kaybetmişti,tim apar topar hastaneye gitmişti,timi karşısında gören mavi hem korkmuş hem şaşırmıştı.

"Abi"dedi endişeyle "iyimisiniz ne oldu "dedi mavi gözleri tek tek timi tarıyordu. "Abicim korkma bir arkadaşımız ufak bir kaza geçirdi o kadar "dedi barış,az sonra içeriye kara girdi kucağında bir kadın asker baygın halde yatıyordu mavi karanın kucağındaki kadına taklastı "ne oldu "

Diye sordu"kolundan vurulmuş ama çok kan kaybetmiş doktor hanım!"

dedi kara, mavi arkaya doğru döndü ve bağırdı"denizz sedye getir" dedi

"Tamam mavi hanım geliyorum" diye karşılık verdi deniz ,bir az sonra sedyeyle geldi deniz , hafif sarı saçları bal renginde gözleri vardı. Mavi eyşanın adını soyadını denize söylemişti "Eyşan yüksel 29 yaşında astsubay başçavuş kolunda kurşun yarası var ama kurşun yok yani sıyırmış ama çok kan kaybetmiş" diye arka arkaya sıraladı deniz barış ağzı bir karış açık karşısındaki kıza bakıyordu "kıza bak taramalı tüfek gibi maşallah" diye mırıldandı

"Kapat ağzını kapat sinek kaçacak" dedi kerem imayla "kesin lan gidin oğuza bakın "dedi alper

 

Mavi

Alper'i boş bir hasta odasına çağırmıştım .Sedyenin üzerinde bağdaş kurmuş oturuyordum, üzerimde beyaz bir önlük vardı.Kapı

açıldı içeriye tüm heybetiyle Alper girdi "hoş geldin"dedim bana doğru geldi tam karşımda durdu aramızda beş,altı adım vardı "hoş buldum maviş" herkes bana mavi derken o maviş diyordu ,bana mavi dediğini hiç duymamıştım. "Yakışmış" dedi

" Ne?" Diye bir soru doğrultum,

elini ensesine atı " yani şey beyaz önlük yakışmış zaten sana beyaz hep yakışırdı" dedi bocalamış bir ifadeyle bakıyordum suratına. Aramızda kalan boşluğu kapattı elini cebine attı ve bir paket çıkardı,bir pakete bir alper'e baktım,paketin içinde leblebiler vardı...

"Leblebi getirdim sana ,sen leblebi tozu seversin ama onu bulamadım şimdilik idare et bununla olurmu"

dedi bu haline ufak bir kahkaha attım

Sanki karşımda oniki yaşımda tanıdığım Alper vardı.Elindeki leblebiyi aldım " teşekkür ederim ama ben cephaneliğimi getirdim merak etme" dedim aramızda tuaf bir cidilik vardı" eğer akşam görevin yoksa..yemek yiyebiliriz " kendimi şu an kör kurşunların önüne atmak istiyorum, güldü ciddi ciddi güldü sol yanağındaki gamze belli olacak derecede güldü "Sen tehlikelinin darkında değilsin herhalde çatışmanın ortasındayız , burası benzemez senin memlekete,burda korkupta eteğinin altına saklanacağın bir annen yok burada merhamet yok,

burada acıma yok kendine gel büyü biraz yoksa yaşatmazlar maviş...

Bu neydi şimdi top mermisini ağzıma soksa daha iyiydi. Kapıya doğru ilerledi büyük ve geniş sırtıyla göz göze geldim ve sesizce kapıdan çıkışını izledim...

 

 

 

 

 

 

Oy verin dadaslarrr🐥🔪

Loading...
0%