Sabah yine erken uyanmıştım direk guruba girip mesajlara baktım

Rüzgar: bugün ne oldu biliyor musunuz

Cumali: ne oldi

Rüzgar: biriyle tanıştım

Mert: dişimi

Caner: nereli

Kara: Güzelmi

Rüzgar; yavaş lann

Dişi,buralı,çok güzel

Toprak: ee sonra

Rüzgar: işte interneten konuştuk sonra beni davet etti konum attı

Cumali: uyyyi

Rüzgar: konum eczanenin konumuydu, meğerse kız eczaneciymiş,

Kara: ee sonra noldu

Rüzgar: ben seni kendime ilaç biliyordum sen eczane çıktın dedim diye ayrıldık

Cumali: ahahhh uyy nenem yarabii hiç gulesim yokti

Mert: kardeşim sen bu işlere hiç girme bence

Rüzgar: demeyin lan öyle ,belki bile benimle tanışmak ister , günaydın Nil

Toprak: ırzını numusunu sikerim lan senin,adı köpek ,git askeriyenin etrafında on tur at gel,mert sende başında bekle

Rüzgar: ne dedimkine komutanım sabah sabah karga bokunu yemedi

Rüzgar: kusura bakma Nil

Siz : sorun değil

Toprak: iyi o zaman

Rüzgar; o şükür be komutanım sağ olun

Toprak: yirmi tur koşuyorsun

Rüzgar: ne

Gurbun mesajlarını okurken aniden telefon çalınca irkildim arayan kuzenim melekti görüntülü arıyordu

Telefonu açtım " alo günaydın, nasılsın,bende iyiyim," dedi arka arkaya " maşallah yine taramalı tüfek gibisin ne bu şiddet bu celal" dedim gülerek oda güldü sarışın kıvırcık saçlı yeşil gözlü bir kızdı," akşama pasta börek isterim ona göre" deyince kaşlarım havalandı " burayı geliyorsun" dedim ben Ankara'da o ise istanbuldaydı " evett bir kaç gün tatil yapcam," dedi kafasında mor bir bere vardı, yanakları kızarmıştı çok tatlı görünüyordu," dört gözle bekliyorum yolunuu " dedim ardından ekrana bir öpücük bıraktım oda bıraktı ve telefonu kapattım