@sumeye_merter
|
Merhaba canlarımmmmm Güzel bir bölümle geldim hiç uzatmıyorum hemen başlayalım. İyi okumalar.
İlkler her şeydir derler ama ben hiçbir şeyim. Biliyor musunuz hiç sevilmedim. Ailemin ilk çocuğuyum, aynı zamanda ilk şiddet gören. Okula ilk gidenim , aynı zamanda okuldan eve para getirmek için ilk çıkarılan ve bu yüzden gizlice okumaya daha iyi bir hayat yaşamaya çalışan da benim. Ailesi onu yetimhaneye vermesin diye evin her işini yapan, kardeşleri için azar işitip dayak yiyen de benim. Gördünüz mü ben hep ilkim. Ama hiç ilk eğlensin diye para verilen olmadım. Arkadaşı ile birlikte zaman geçirsin diye evden çıkan olmadım. Sevilen ben olmadım.
Şuan fark ettim de ilk olmak istediklerim o kadar azmış ki. Hatta ben artık bunları bile istemiyorum. Hem de hiçbirini. Çünkü artık tek istediğim beni rahat bırakmaları. Bana huzur vermeleri ve beni istemeye gelen o adama beni vermemeleri. Evet doğru benden en az 20 yaş büyük bir adam beni istemeye geldi. Ve tahmin edildiği üzere adam zengin. E tabi pek sevgili ailem paraya dayanamaz. Beni bugün vereceklerdi ama ben beni bu dünyada seven tek insan yani Hülya ablanın yanına geldim. Bir alt sokağımızda oturuyor o da. İsteme haberini duyunca bir tek beni Hülya abla kurtarır dedim. Geleli yarım saat bile olmadı evdekiler yokluğumu fark edip beni aramaya başlamışlardır. Neyse ki ben ve Hülya abla arasındaki ilişkiyi bilmiyor. Tek sevdiğim insanı tanımıyorlar yani.
Ben gelince sen odama git ben geliyorum dedi ve mutfağa gitti. Tahminimce yiyecek bir şeyler hazırlıyordur. Dakikalarca stresle geleceği ve birkaç dakika sonra olacakları düşünüyordum. Ben bunları düşünürken içeriye Hülya abla girdi. Hülya abla kızıl saçlı, mavi gözlü 1.70 boylarında, beyaz tenli çok tatlı biridir.
"Ses gelmeyince uyuyorsun sandım."dedi elindeki meyve tabağını yanıma bırakırken.
"Abla nasıl uyuyayım ki ben. Sanki başıma gelenleri bilmiyorsun. Şuan heryerde beni arıyorlardır. Of keşke senin yanına da gelmeseydim. Ya benim yüzümden sana bir şey olursa?" Bir elini yüzüme koyup konuşmaya başladı.
"Sen benim yanıma gelerek en doğru şeyi yaptın. Tamam mı? Hem merak etme ben yedi canlıyımdır bana bir şey olmaz."dedi teselli etmek için. Yani aslında hiç kimsenin yanında olmadığım kadar rahattım burada. Hiçkimse bana böyle sevgi ve şefkatle bakmıyordu onun kadar. Ama benim istediğim ona hiçbir şey olmaması. Ona bir şey olursa ben kendimi asla affedemem. Elini yüzümden çekti ve hafifçe kolumdan tutup kendine çekti ve bana sıkıca sarıldı. Bir abla gibi , bir anne gibi, aile gibi sarıldı bana.
Zaman böyle geçerken kapı sesi geldi. Sesle olduğum yerde sıçradım resmen. Ve içime bir korku girdi. Eğer bizimkilerse gelenler ne beni ne de Hülya ablayı rahat bırakmazlardı bus saatten sonra. Korkak bakışlarla Hülya ablaya döndüm hızlıca.
"Sen dur burda ben hemen bakıp geliyorum. Herhangi bir durumda pencereden kaç. Bak burada para da var. Eğer onlarsa ben oyalarım."dedi ve gitti. Önce bir pencereye baktım zemin katta olduğunuz için en fazla bir buçuk metre yüksekti. Paranın olduğu yere yöneldim. Hepsi de euroydu. Ve büyük bir miktar vardı. Ardından kapıya yöneldim ve dinlemeye başladım. Bir erkeğin sesiydi ve buraya yaklaşıyordu. Gelen sesle kapıdan uzaklaştım. Kapı açıldı ve içeriye 1.90 boylarında siyah saçlı siyah gözlü beyaz tenli siyah pantolon ve tişört giymiş biri ile Hülya abla girdi. Hülya abla bana yaklaştı ve yanındaki adamı tanıttı.
"Bu Berk. Erkek arkadaşım. Korkma."dedi ve Adının Berk olduğunu öğrendiğim çocuk bana elini uzattı.
"Selam Berk."dedi.
"Selam ben Alina(anlamı: soylu, güzel, asıl, parlak)."
"Adın gibisin."dedi bana sırıtarak. Açıkçası onu sevmemiştim. Sanki... Ne bileyim iyi biri değilmiş gibiydi.
"Öyledir... Hadi salona geçelim. Ne içersiniz?"diye konuyu dağıttı Hülya abla.
"Abla ben sana yardım edeyim."dedim arkasından mutfağa giderek.
"İyi çocuktur. Böyle olduğuna bakma."diye söze girdi.
"Ne?"dedim. Tabiki de anlamıştım ama kaldık ben işte.
"Ha şey evet. İyi biridir herhalde."
Bundan sonraki süreçte hiç konuşmadan kahve hazırladık ve salona gittik. Berk televizyonun karşısındaki koltuğa oturmuş maç izliyordu. Zaten şu dünyada maç izlemeyen bir erkek var mıydı?
Oturduk, sohpet ettik falan ve evet önyargılı davranmıştır Berk'e. Konuşmalarımızdanda anladım ki onda bir abi sıcaklığı vardı. O iyi biri...
---
"Alina eğer problem yaratırlarsa bana şöyle olur mu? Ben hallederim. Sonuçta bu güne bu gün polis bir abin var."dedi gülerek. Sadece üç saattir birbirimizi tanıyorduk ama çok iyi anlaşmıştık.
Kendisi polisti. Ne kadar benden sadece bir iki yaş büyükmüş gibi görünse de aslında mesleği bile var mış.
"Emredersiniz."dedim ciddi bir asker selamıyla.
"Canım ben gidiyorum. Herhangi bir şey olursa beni ara."dedi. Hülya anal ile sarıldılar ve gitti.
"Hülya abla peşimi bırakırlar değil mi?" Diye sordum geldiğinde.
"Düşünme bunu. Sadece anı yaşa. Hatta sen bir git duş al iyi gelir sana."dedi ve ben daha bir şey demeden beni ittirip banyoya götürdü.
"Ama benim kıyafetim yok."dedim bahane olarak.Gerçekten hiç halim yoktu banyo için.
"Ben varımya."dedi gülerek.
Bende el mecbur içeri girdim."
--- Kısa bir banyonun sonunda morluklarıma çok dikkat etmeden giyindim ve salona gittim.
Hülya ablanın sesi mutfaktan geliyordu. Yemek hazırlıyordu büyük ihtimalle.
Bu gün hiç açmadığım telefonumu elime aldım ve gelen bildirimlere baktım.
Bilmem şu ünlü köpeğini böyle sevmiş. Allah'ım ne büyük bir şey. Bilmem şu ünlü şu restoranda görünmüş... Bu bildirimleri engelleyecektim.
Sonra bir tane daha vardı ama bu öbürleri gibi değildi.

(İsmi görmeyin alttaki. Telefondaki fotoğrafı böyle düşünün)
İsmi ilgimi çekmişti. Hemen yazısını okumaya başladım.
"Bu bir cesaret yarışması, peki sen var mısın? Dünyanın her yanından binlerce başvuru var. İnsanlar bu yarışmaya gitmek için çok çabalıyor. Yarışma ne mi? Sadece sizin olduğunuz bir adanın içine kurulu bir platform ve dünyanın her yerinden başvurup sadece 20 kişi olan siz. Yapmanız gereken tek şey başvurmak ve yarışmaya binlerce insanın arasından katılabilmek. Peki bu cesaret sizde var mı?
#ada *******(Yarışmanın linki)"
Defalarca okudum bu satırları. Çok düşündüm. İlgimi çekmişti. Ve vardığım şeyler ailemin olmadığı Hülya ablaya yük olduğum... Ama düşündüğüm bir şey daha vardı. Bu yarışmanın benim kaderimi yazabileceği. Ne kaybederim ki? Dedim ve linke tıkladım. Yeni bir gelecek beni bekliyor... "Alina."dedim kendime.
"Galiba gerçek evime gidiyorum..."
Nasıl buldunuz? Evet pazartesi demiştim ama sabırsızlık işte... Biliyorum kısa oldu ama zaten bu bölümde çok şey olmadı. Her şey Adada başlayacak. Ben Adaya gideceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Ama öncesinde pürüzler çıkabilir.
Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Kendinize çok iyi bakın...
|
0% |