Yeni Üyelik
3.
Bölüm

1. Bölüm

@sumeyye_istew

İyi okumalar 🦋💙


+++++


Siz hiç arkadaşsız kaldınız mı? Ya da işte sizi hep dışladılar mı? Aileniz sizi mutlu sandı mı? Çocukluktan beri zorbalık gördünüz mü? Çocukluk arkadaşınız da zorbalarla birlik olup size zorbalık yaptı mı? Başarısız olmaktan korktuğunuz için çok çalıştığınız zaman bile zorbalarınız bundan faydalanıp her seferinde zorbalık yaptı mı?


Bana bunların hepsi yapıldı. Ben hep susmak zorunda kaldım. Hep eziktim ve hep ezik olucaktım. Okuldakiler beni hep ezik olarak tanımlayacaktılar. Oysaki ben onlara hiç bir şey yapmadım hep onlar bana zorbalık yaptı ve ben buna göz yummaktan başka bir şey yapamadım. Başak adım Başak. Ailem bana neden Başak adını koydu ki dayanıklı, sağlam olmam için mi yoksa her şeyde güçlü olmam için mi belki de doğduğumda içlerine doğmuştu böyle olacağı.


Her neyse hafta sonu hariç her zaman gittiğim müdürün demesine göre ' sözde ikinci evimiz olan evdeki gibi davrandığımız' okula gidicektim. Hani şu her gün her saat zorbalık gördüğüm okula. Hiç gitmek istemediğim okula. Bir sürü zorbam vardı ama en kötü davranan da Rüzgar'dı normalde hiçbir zorbamın adını bilmem ama arkadaşları Rüzgar bana zorbalık yaparken seslendiklerinde öğrenmiştim. Neden onca kişi varken tek bana zorbalık yapıyordular. Tek yaptığım o okula gelmekten başka bir şey değil. Kendini havalı sana egoist kızlar da bana zorbalık yapıyordular.


Okul saat 8.30 da başladığı halde ben 5 te kalkıyordum. Üç buçuk saat tüm işlerimi görüyordum


Yatağımdan hiç kalkmak istemesem de (ki normalde kalkmak çok isterdim ama okulda zorbalık görücem her seferinde olduğu gibi) zorla yatağımdan kalktım. Hemen bir duşa girdim. 45 dakika süren duştan çıktığım gibi oversize giyindim. Hayır kilolu olup kilomu gizlemek için değil de oversize giyinmeyi sevdiğim için. Yani tamamen zevk meselesi. Zaten okulda istediğimizi giyiyoruz çünkü forma çıkarmamışlar. Hemen yemek yaptım aç gitmek istemiyordum çünkü açlıktan bayıldığım günler de vardı. Zaten anksiyetem de vardı. Her neyse yemeğimi yediğimde saat 6.30 olmuştu. Oha o kadar geçmiş miydi?


Hemen çantamı hazırladım. Babamdan yediğim dayak üzerine yüzümde el izi vardı ve bazı yerler morarmıştı. Genelde evde böyle olurdu babam alkol alırdı zaten ama sadece bana patlardı. O izleri kapatmak için makyajdan başka seçeneğim yoktu çünkü zorbalarım hep kötüydü yani bunu da fesatlığa bağlama olasılıkları vardı. Bu yüzden hemen elimde olan malzemeleri çıkarttım kapatıcıyı ve fondöten kullandım azıcık rimel sürdüm ama rimel sürmek için değildi kirpiklerime düzen vermek içindi.


Ruh gibi gezmek istemediğim için allık sürmüştüm bu da kapatıcı olduğunu anlamayı zorlaştırıyordu sanki kendi tenim gibi. Bende dayak yeyip kendi tenimi saklamak istemezdim normal bir hayat yaşamak benim de hakkımdı. Hafif bir ruj sürdüm çünkü fondöteni sürmekte fazla başarılı olamamış dudaklarıma da getirmiştim. Silmeye üşendiğim için de ruj sürmeyi tercih ettim zaten ruj dudak rengine aşırı yakındı.


Ben makyaj yapana kadar saat çoktan yedi olmuştu. Saçlarımı güzelce taradım ve üstten bağlamak için tokamı aradım. Ama bulmak aşırı zor evet tokam yoktu her gün geldiğimde buraya bırakırdım ama yoktu okulda kaybolmuş olmalı diye düşündüm ilk defa saçımı açık bıraktım.


Saçım uzun olduğu için 7.10'a kadar saçımı tarayıp açmaya çalıştım. Ayakkabılarımı sildim ve üzerime siyah kapüşonlu bir hırka geçirdim. Kapüşonlu sweatshirtün üstüne kim hırka giyer ki diye düşünüp hırkayı çıkartıp yerine astım.


Evden sonunda çıkabilmiştim. Saat 7.40'tı niye her seferinde saat belirtiyorum bilmiyorum. Her neyse yolda kendi halimde yürürken birine çarptım başımı kaldırıp çarptığım kişiye baktım. Endişelendiğimi anlamış olucak ki hemen tebessüm etti. Yere düşen çocuğun poşetini aldım ve çocuğa uzattım sanırım birine hediye almıştı hemde iki poşet vardı. Çocuk teşekkür etti ben ise " Özür dilerim suçlu benim affedin lütfen önüme bakmalıydım." dedim. Çocuk bu hallerimi sevimli bulmuş gibi sırıttı ve " Suçu tek kendinde arama. Bende önüme baksaydım çarpışmazdık. Ve özüre gerek yok." Dedi. İlk defa biri bana zorbalık yapmamış ve insan gibi konuşmuştu. Sonra çocuk bana döndü ve " Sen nereye gidiyorsun?" Dedi. Bende kısaca okula dedim. Çocuk " Hangi okulda okuyorsun?" Diye sorunca okulumun adını söyledim. Çocuk güldü ve "istersen yani rahatsız olmazsan bende gelebilirim teyzemlere gidip okula geçicem kuzenimle birlikte teyzemin evi okuluna yakın." Dedi. Bende kabul ettim.


Benle birlikte okul görünene kadar yürüdü ve okul görününce ben ona " Bana fazla yaklaşma buralarda bir de bu yüzden benle uğraşmasınlar." Dedim. O ise " Merak etme burada okuyan bir başka kuzenim var ona geldim gibi bir izlenim veririm." Dedi. Okulun kapısının önünde bana elindeki bir poşeti verdi ve " Al senin olsun." Dedi. Biri bana böyle davrandığı için mutluydum sonra yanına bir çocuk geldi ve adını bilmediğim bana hediye veren çocuk o çocuğun kulağına bir şeyler söyleyip gitti.


Belki de bu da bana zorbalık yapıcaktı bilemezdim ne olacağını.


Okula girdiğim gibi Rüzgar'ı her zaman kullandığım merdivende arkadaşlarıyla sırıtırken gördüm. Umursamadım ve merdivenlerden hızlıca yukarı çıktım. Çıkarken içimden ' Lütfen beni durdurup zorbalık yapmasın.' Diye geçiriyordum. Ama benim dediğim hiçbir şey gerçek olmadığı gibi bu da olmamıştı ve beni kolumdan tutmuştu. Kolumdan yukarıya hızlıca çıkarken tuttuğu için sweatshirtümün kolu açılmış ve babamın döverek bıraktığı morluklar ortaya çıktı. Hadi ama yaa.


Rüzgar koluma bakıp " Kim yaptı bunları. Yoksa okuldan çıktığında tacize mi uğradın." Dedi alaycı bir sesle bu olayların komik olduğunu mu düşünüyordu. Umursamadan merdivenden çıkarken beni kendine çevirdi ve "Hey ne o. Bana cevap vermek zorundasın sen ezik." Dedi. Hayır sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun ki.


Daha hızlı çıkmak için önüme döndüğüm gibi geri çekildim ve onun önüne geldim o sırada omuzlarımdan beni merdivenden aşağıya itmesi bir oldu.


Ve ben nasıl olduysa o kadar sert bir düşüş yaşamadım. Neden olduğuna baktığımda ise benim hemen arkamda kapıda bana hediye veren çocukla konuşan diğer çocuğun düşmemi engellediğini gördüm. Hemen dengemi toplayıp teşekkür ettim. Önüme dönüp ilerleyeceğim sırada kulağıma fısıldadı. " İstersen merdivenlerde bunlar var diye merdivenlerden çıkana kadar senle aynı hizzada yürüyebilirim." Dedi. Kabul ettim en fazla ne olabilir ki.


Merdivenleri çıktık ve ona tekrar teşekkür ettikten sonra ona kahve ısmarlamak istediğimi söyledim teşekkür amaçlı o da onaylayıp tenefüste kantinden içebiliceğimizi söyledi.


İlk defa Rüzgar yüzünden rezil olmadan biri beni kurtarmıştı.


Düşüncelerimden sıyrıldım ve bu gün tek zorbalığın bu olmayacağını bilerek ilerledim.


Sınıfa geldim ve sırama oturacakken vazgeçip kalktım ve sırada bir şey olabileceğinden şüphelendim ve evet boya dökülmüştü boyayı birkaç peçete ile sildim ve sırada iz kaldığı için ıslak mendille üstünden geçip öyle oturdum. Sonra sınıfa Rüzgar girdi ve sırasına oturdu. Bana bakıp aptal aptal sırıtıyordu. Hasbinallah yaa.


Ders başlamıştı. Hoca ders anlatıyordu ve ben hiçbir şeyi kaçırmadan not alıyordum. Bunu bende istemiyordum kim böyle yaşamak isterdi ki. Ben ailem yüzünden böyle bir şey yaşıyordum. Herkes kendi isteğimle yaptığımı düşünüyordu ama aslında kimse asıl hikayemi bilmiyordu.


Zil çaldı ve sınıftan çıktım hemen kantine indim ve iki tane kahve aldım. Ve o çocuğu gördüm bir masada oturmuştu ve yanında bir kız vardı. Umursamadım ve iki kahveyi elime alıp yanına gittim " Müsait mi? Oturabilir miyim?" Dedim. O ise onayladı kahveyi ona verdim ve birini de kendi önüme aldım. Çocuk bana bakıp içten bir gülümseme sundu. "Ee tanışmayacak mıyız?" Diye sordu. Ben kısa süreli şok yaşadım çünkü benle kimse muhattap bile olmak istemezdi. "Tabii sen basla istersen." Dedim. O oturuşunu düzeltti ve konuşmaya başladı. "Başlayayım bakalım. " dedi derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti. "Adım Acar. 17 yaşındayım. En sevdiğim renk yeşil. Avukat olmak istiyorum." Dedi. Sıra bendeydi "Öncelikle umarım avukat olursun sanırım çok istiyorsun. Benim adım Başak. Bende 17 yaşındayım. En sevdiğim renk siyah çünkü yalnızlığı simgeliyor. Ve ben hep yanlızım. Tıp okuyup doktor olmak istiyorum." Aslında evet biraz doktorluk istiyordum ama poliste olmak istiyordum.


Ve aklımda olan o soruyu sordum " Şey acaba adının anlamı ne?" Dedim. O ise gülümseyerek "Becerikli, atılgan kişi adımın anlamı ailem becerikli ve atılgan olayım diye koymuş." Dedi. Bende anlamış gibi başını salladım. Yanındaki kıza hiç dikkat etmemiştim. Kıza baktığımda zorbalarımdan olduğunu anladım. Acar kıza baktığımı fark etmiş olacak ki bana " o ise Bade çok iyi bir kızdır benim flörtüm olur kendisi." Dediği anda yüzüm şokla çarpıldı. Ne çok iyi bir kız mı bana niye hiç iyi davranmadı ve şuan bile kötü kötü bakıyor. Kıza baktığımdan sonra önüme döndüm kahvemi hala içmediğim halde halde sıcaktı. O sırada bir ses duydum " Başak!"


+++++


Bölüm sonu


Eveeettt aslında daha yazacaktım ama parmaklarım öldü ilk defa uzun bir kitap yazıyorum ve ilk bölümden olayları fazla karıştırmayayim dediimm.


Sizce seslenen kişi kim olabilir buraya yazabilirsiniz.


Oy ve yorumlar aşıldığı zaman yeni bölüm yazar ve çok geçe kalmadan atarım öptüm.


Instagram: sumeyyew_xx


Instagram: bookstagram.ss


Loading...
0%