25. Bölüm

TEŞEKKÜR

Sümeyye İrem Akgeyik
sumeyyeirem.a

(koyu renk 2025 tarihî için)

 

Dört oldu neredeyse ve bunca yıl üstümde çalıştığım kurgunun sanırım sonuna geldik. Ayy şaka be, sakin olun daha iki kitap var. JDHDJDBJRND.

 

Bu birinci kitap İsimsiz. Ve bu gün resmen bitti. Benim için oldukça yorucu bir süreçti fakat oldukça keyif aldım. Kahramanlara İnanır mısın benim şu güne dek yazdım ilk detaylı ve ciddi eserim di. Yazarken öğrendim öğrendikçe yazdım. Kahramanlara İnanır mısın yazarken bir dönem aynı anda İsyan en büyük günahtır Şu an aynı anda Tablo ve Yaşamayı öğrenirken'i yazıyorum. yazmaya başladım. Maalesef bazı aksiliklerden dolayı ara vermek zorunda kaldım. Ve şu an yeni bir novello üstünde çalışıyorum. İsmini ilk kez burada vereceğim sanırım. "Ölüye Son Hediye..." Bu novella kesinlikle şu güne de ki yazdığım en yorucu eserdi. Sizin okumadığınız yüzlerce şiir onlarca kısa hikaye ve binlerce alıntı var fakat inanın hiçbiri beni bu kadar yormamıştı nedenini eminim okuduğunuz zaman anlayacaksınız. Ne zaman size sunarım emin değilim fakat 15 tatide atmayı planlıyorum. Kahramanlara İnanır mısın da, bir 15 tatil sonrası başlamamış mıydı zaten.... Ölüye son hediyeyi bitirdim fakat atmak istemedim çünkü hikayesi henüz bitmemişti. Düzeltiyorum hikâyem henüz bitmemişti. Daha önce belirttiğim mi bilmiyorum ama yarı otobiyografik bir eser olduğu için finali hakkında pek bir fikrim yoktu. Dürüst olmak gerekirse hâlâ yok ama tuhaf bir şekilde sonuna yakın olduğumu hissediyorum. Gönül ister 23.03.2025 tarihinde son bulsun. Fakat hayat sürprizlerle dolu. Ölüye son hediye benim için acı demek, hayal kırıklığı demek. Bir hikâyedir ve o hikayeye henüz nokta atmamışken, kesin bir sona bağlanmamışken Ölüye Son Hediye' ye nokta atmak istemedim.

 

Biz Kahramanlara İnanır Mısın'a geri dönelim. Kitapta Asya'nın değişimini büyük oranda görebiliyordunuz. Daha da değişti :) İlk bölümdeki Asya ve son bölümdeki Asya arasında dağlar kadar fark var. İlk hâlindeki Asya ve şu an okuduğunuz Asya arasında daha büyük bir fark var. Bu İlk baş beni rahatsız ediyordu fakat sonradan değişen şeyin Asya'dan önce ben olduğumu fark ettiğimden beri kitabın bir parçası haline geldi. 3 yıl dile kolay 3 (artık dört oluyor) yıl. Bir tatil sabahı öylesine yazmaya başladığım kitap bir tatil akşamı final veriyor.

 

Sanırım KİM¿ Sürekli değişmesinin bir diğer nedeni bu. Hiç düşünmeden tamamen hissederek çok spontane bir zamanda yazmaya başladım. Hedefim kısa bir hikayeydi ama Kahramanlar ailem oldukça onlara hakkettikleri hikayeyi yazmak istedim.

 

Çok şey değişti kitapla ilgili . Karakterlerin görünüşleri kişilikleri hatta isimleri bile değişti.

 

Size birkaç örnek vermek gerekirse ilk Alex'i örnek verebilirim. Dediğim gibi bir tatil sabahı birdenbire canım sıkıldı ve oturarak Kahramanlara İnanır Mısın'ı yazmaya başladım o kadar ani oldu ki... Aklımda hiçbir şey yokken yazmaya başladım. Bazı isimleri belirlemiştim önceden, bazı notlar almıştım. (Fakat ne başı vardı ne sonu. Benim geleneğim haline geldi bir kitap yazarken ilk sonunu yazıyorum.)

 

İnanır mısınız Alex'in adı Alex değildi. Şu an aradan onca yıl geçtikten sonra bile hâlâ ismini hatırlayamıyorum. Fakat "N" harfi ile başlayan bir isim olduğunu hatırlıyorum. Şu an bile merak ediyorum acaba adı neydi. Aldığım notlara baktım fakat isim ile ilgili hiçbir şey bulamadım benim için hayatın büyük sırlarından biri olarak kalacak sanırım. Asya ismini de öylesine yazdım onun ismi de planda yoktu O an içimden Asya yazmak geldi ve yazdım. O dönem sadakatsiz biraz meşhurdu da 🤭 O kadar güzel taşıdı ki ikisi de, ismini o kadar anlamlı oldu ki...

 

Ya da Öykü.. biliyor musunuz öykü'nün adı ilk Masal olacaktı. Öykü ile ilgili bir bölüm yazdığımda dalgınlıkla Öykü yazdım oraya. Bir süreyi isme baktım ve hiçbir şey yokmuş gibi yazmaya devam ettim çünkü Masal'dan daha fazla içime sinmişti Öykü ismi. İyi ki silmemişim sonradan Masal Mutlu'yu yarattım.

 

Karakterlerimi yazarken genelde kendimden ilham alırdım. bir yeteneğimi, bir özelliğimi verirdim. Mesela Hyun Su benim büyüyememiş ama büyümek zorunda bırakılmış çocuksu yanımda. Ya da Atlas hırstan gözüm döndüğünde büründüğüm kişilikti. Zoe hiçbir şey umurunda değilmiş gibi davrandım fakat içimde fırtınaların döndüğü o zamanlarımdı. Dediğim gibi başka insanlardan da ilham aldım aldım. Mesela Ada biricik dostum Eda'nin tam kendisidir. Hyun Su'nun bazı özelliklerinden de ondan ilham aldım. Veya Fèlix'in sürekli pozitif kalabilen yanında yine onun güçlü kişiliği var.

 

Arthur Williams yıllar önce hikâyesini dinlediğim A.K. (malesef ismini veremiyeceğim.) Tarafından ilham alınarak yazılmış bir karakter. Talihsiz bir kazada gözlerinden birini ve kendisine olan sevgisini kaybetmiş küçük bir ruha ait Arthur karakterinin temeli.

 

"Bir zamanlar karanlıği görmek isterdim şimdi normal görmeyi istiyorum." Ruhumu işleyen tek bir cümlesiyle yarattım Ben Arthur karakterini.

 

Ya da Leyla karakteri. Gördüğüm rüyaların birinde benden yardım isteyen bir kadındı Leyla. O kadın kimdi bilmiyorum uyandığım zaman yüzünü de unuttum fakat ben de büyük bir etkisi vardı. Kadın ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum sadece yardım istediğini hatırlıyorum ve uyandığım zaman bile unutamadığım tek bir detay vardı silüeti ile ilgili. Boynundaki kırmızı lale kolyesi...

 

İlk Lale katmayı düşündüm ismini ama onun kişiliğini vermedi. Ben de gökyüzüne ait kalmasını istediğim için Leyla kattım. (Leyla gökyüzüne ait olan demek)

 

Karakterlerimin her birine bu kadar bağlanacağımı hiç düşünmemiştim. Bu kadar parçam haline geleceklerini bu kadar benimseyeceğimi hiç ama hiç düşünmemiştim.

 

Her bir karakterde kendimden bir parça var iyisiyle kötüsüyle. Fakat İdın ve Asya'nın yeri tahmin edebileceğiniz gibi ayrı. Onlar kendilerini fark ettirmeden bana dönüşmüşler zamanla.

 

Asya karakterini yaratırken kimden ilham alacağımı bir türlü bulamıyordum. Sonra kendi kendime dedim ki; İyi de bir karakterin iç sesi olacaksın Bir karakterin düşünceleri olacaksın bir karakterin duygusu olacaksın dedim o karakter sen olsun. Gördüğüm bir insanı yazmaktansa kendimi yazmak daha kolay görünmüştü. Zamanla fark ettim ki Asya olduğum kişi değil her zaman olmak istediğim kişiymiş ve bir gün başarırsam gerçekten Asya olmuş olacaktım hayır hayır gerçekten Asya Ben olmuş olacaktı.

 

İdın karakteri de benim için çok önemli bir karakter. Tekrardan çok değer verdiğim biri ilham alınarak yazılmış bir karakter.Tabii... Zamanla idin karakterinin ruhuna Viyan Y. özellikleride yerleşti.

 

Karakterler bazı şeyleri ifade ediyordu. Arthur kendinden nefret etme, Atlas hırsa boyum eğme, Öykü insanları anlamaya çalışırken kendinden uzaklaşma, Lusi takıntılarımız tarafından ele geçirilme vesaire vesaire.

 

Biliyor musunuz İdın karakterini yarattığımda ilk imkansız Aşkın sembolü olsun diye yaratmıştım. İdın'nun bir kıza aşık olacaktı ama kız ölmüş olacaktı yani imkansız bir aşk. Karakter eksiği var diye Felix'i yarattım. Ona İdın'nın tam zıttı özellikler verdim. Sonra Eda ile oturup karakter taslağını Elden geçirdiğimizde heyecanla 'bu ikisi çift olucak değil mi?" dedi. Aklımda hiç böyle bir fikir yoktu. Fakat o masum ve hevesli ifadesine kıyamayarak evet dedim.

 

(İdın karakterin adı da Eda'ya ait, lakabı da)

 

Fakat benim fikrim hâlâ kesindi İdın imkansız bir aşkın yansıması olacaktı dedim ki ee güzel. Buradan ilerle ölmüş birinden çok yanında olup yanında olmayan bir insan daha çok acı verir. (nereden bildiğimi sormayın.) Ne de olsa insanı, olmayan şeyler değil olabilirken olmaması seçilen şeyler üzer.

 

Kitabı bir süre yayından kaldırdım ve tekrar yazmaya başladım. Yeni detayları ile birlikte. Fakat ben oldukça şaşırtan bir şey oldu ve ne olursa olsun İdın ve Félix kavuşmayı bir şekilde başardı. İnanın bazı kurguların karakterleri gerçekten kendi başına hareket ediyor kendi başına kaderlerini çiziyor. Yazar sadece bunları kaleme döküyor. İdın'nın Félix'in aşkı o kadar güçlüydü ki ayırmaya benim bile kalemim yetmedi. Onlar birlikte oldular. İdın imkansız aşkın temsili olsun diye yazılırken kitabın en çok sevilen çiftlerinden biri oldu o ve Félix.

 

Yada Hyun Su karakteri. tekrardan Eda sayesinde varoluş bir karakter. Ben Ada ve Atlas'ı çift yapacaktım. (Ne alak bende bilmiyorum)

 

Her milletten yada her kandan bir karakter olsun istedim ama Asyalı hiç karakter olmadığını fark edince bir Koreli karakter yazmaya karar verdim. Eda bana dedi ki; gerçekten Koreli bir karakter var ve sen Ada'ya Atlas'ı mı veriyorsun?

 

İlk başlarda bile Ada karakterini fazla benimsemişti. Ayrıca şey... O zamanlar Güney Kore'ye biraz takıktı.

 

Huyun Su karakterinin ismini de o verdi. Kişiliği ile ilgili birçok bilgiyi aslında farkettirmeden o verdi. Görünüşü ve kitaptaki rolü de büyük ölçüde ona ait.

 

Tekrar İdın ve Félix'e dönecek olursak...

 

İki eşcinsel karakter yaratmak beni biraz geriyordu. Çünkü... Toplum bilmediği ve öğrenmek istemediği her şeye karşı fazla önyargılı. Ama o bana kendime ve kalemime güvenmi gösterdi.

 

Onunla tanıştığında bu yana bana çok şey kattı. Hayatımda büyük bir öneme ve değere sahip. Onun değerini anlatmaya şu an bütün bölümü kullanabilirim fakat zaten üç roman yazdım. Evet, ben Kahramanlara İnanır Mısın'ı yazmaya küçük öğretmenim, sevgili dostum, ve biricik Eda'm için başladım.

 

Ona bu dünya ile ilgili bir şeyler vermek istedim. Kısa bir hikâye yazmakla başladım. Her bölümü iki bin kelimelik 15 bölümlük bir kitap yazdım ilk baş. Sonra bir baktım yazdıklarım büyümüş, büyümüş üç roman olmuş... Şu an ortalama beş bin kelimelik 20 bölümlük bir roman var elimde. Vay be zaman ne hızlı geçiyor. Büyüyoruz :')

 

Asya ve Ada' nın çoğu anısı, aralarındaki konuşma dili tekrardan bizim anılarımızla can buldu. İki kişiydik, lise döneminde tanıştık, bazen sayımız arttı üç olduk bir baktık dört bir baktık tek başımızayız ama yine ve yine o iki kişi eskisinden daha bağlı bir şekilde yan yana gelmeyi başardı. Başımızdan çok olay geçti. İyisi ile kötüsü ile. Fakat şu an bile gülebiliyoruz ya bu bana göre en büyük nimet. Ada hep vardı, olmasa bile...

 

Bildiğiniz üzere İsyan en büyük günahtırın ilk taslağını onunla birlikte yazıdık. Kendi mağramıza çekildiğimiz bir öğleden sonrası karanık dünyadan kaçarak hayal kurmaya başladık. Mesela okulu zombiler bassa ne yaparız dedik. İsyan En Büyük Günahtır doğdu.

 

Ona sürpriz yaparak hiçbir şey söylemeden bölüm yazmaya başladım. tabii aradan aylar geçmişti. Kitabın ismini ve girişini yazdım yetmedi 1 bölümün başını yazdım sanki başka birinin yazdığı bir kurguymuş gibi ona okuttum. - Aklımda hala soru işaretleri vardı fakat beğenmiş yüzü Bana cesaret verdi. Yazmaya devam ettim ve devam edeceğim. Yeni yılda ilk işim novella mı tamamlamak ve isyan en büyük günahtır'ın düzenini oturtmaya çalışmak olacak.

 

Sanırım fazla uzattım.

 

Eda hariç teşekkür etmek istediğim daha çok isim var. Kardeşlerim Medine Eslem ve Yusuf Akgeyik mesela. Yada kardeşim gibi olan Zümra Esen (kitaptaki Zümrüt karakteri) . veya ilk okuyuculardan olan Ç.M.G. tabi siz onu peri olarak tanıdınız.

 

Yada tekrar ilk okuyuculardan olan Rümeysa. Veya Nurhayat.

 

Pes etmenin eşiğine geldiğimde sanki okuduğum bir kitapmış gibi Kahramanlara İnanır Mısın'ı anlattığım ve beni hayranlıkla dinleyen mutlaka okumak istediğini söyleyen : Sinem Ataş

 

Şiirleri ile ilham olan Hilal. Eski sınıfım, sevgili edebiyat öğretmenim N.K. (kendisi Birgül hocayı yazarken ilham aldığım kişidir.)

 

Ah nasıl unuturum. Viyan.... Güzel meleğim. Bir diğer fikir aldığım kişi. Onun içinde en yakın zamanda bir kurgu yazmaya başlayacağım. Annabeth181888

 

Bu sene son kez İsimsiz'i düzenlerken Her an yanımda olan, komik espirileri ile bana destek veren yeri gelince benim saçma sorularım ve deli hallerim ile uğraşmak zorunda kalan Yusuf Aykut. Her sorusuna bilemem diyerek bir kelimeyi ikimiz için Travma ve espiri hâline getirilmiş olabilirim :) Çok teşekkür ederim.

 

Son bir iki aydır bizimle olan ama iki ayda yıllara bedel yardım eden Zehra Gülcan. Farkında değildi ama bazen bazı sözleri o kadar ilham verdi ki bana... İkinci kitap ile ilgili bazı fikirler verdi ve ben hepsi için ona minnettarım.

 

Ve daha nicesi.

 

Alt tarafı teşekkür edecektim ne kadar uzatmışım!!!

 

Son olarak tüm bu süreçte çilemi çeken Eda'ya tekrar teşekkür etmek isterim. Kendisi yeri gelmiş editörlüğümü yapmış, yeri gelmiş fikirlerimi dinlemiş, yeri gelmiş bıkmadan usanmadan benimle cebelleşmiş, yeri gelmiş benimle birlikte oturup saatlerce bölüme uygun fotoğraf aramış biridir. Kahramanlara İnanır mısın aklınızı hayalinize gelmeyecek çoğu detayında onun parmağı var. Bana bir diğer mutluluk veren şey ise bana ait bir kurgunun fan hikayesini yapmış biridir. (İki fan hikaye) Ona ayrı teşekkür ediyorum. Bazen tersini söylesem de kabul ediyorum ki o bana verilmiş en büyük nimet. Her ne kadar arada beni deli etsede, korkutsa veya onu kapüşonunun ipi ile boğmak istesemde iyi ki var... Motorlu ve bol bol benim olduğum yılların olsun miniğim.

 

Yeter yeter. Bu arada son olarak buraya kadar okumaya devam eden kişi sen de iyi ki varsın bir dönüp baktım da ne kadar boş konuşmuşum ama hiçbirini silmeyeceğim. İyi ki varsın İsimsiz. Biz seninle ismimizi bulacağız, seninle kaderimizi bulacağız.

 

Son olarak Eda'nin tüm bu süreçteki gözlemleri ve bana tebrik mesajı:

 

Ben bu süreçte yaşın zekaya bir etkisi olmadığını yeniden anladım aslında. Birçok kişi dinlemedi seni, dinlese de inanmadı yapacağına ama sen kendine inandın ve başardın. Sen büyüdün... Büyüdün, değiştin, iyi yönde geliştin. Planların değişti ama hedefin asla. Yıllarını harcadın bunun için, gerçek anlamda. Her bir karakter senden bir parça. Her bir karakteri yaşadın, yeri geldi sabahladın bilgisayar başında. İyi bir yazar olmak için çabaladın ve bunu başardın. Her yiğidin harcı değildir böyle düşündürücü ve detaylı bir kitap yazmak ama sen bunu başardın. Gözlerimin önünde bir yazar yetişti ve benim tek yaptığım seni dinleyip sana destek çıkmaktı. Gerisi zaten senden geldi. Uzun lafın kısası sen bugünlere gelmedin acele. Her yazında ve yazamayışında yanındaydım. Seni yazdıkların, insanların okudukları veya tanıdıkları kişi değil; yazamayışların, okutmadan sildiklerin ve çabaların bugüne getirdi. Asıl seni yaratan değişim içinde savaş verdi ve buna çok yakından şahit oldum. Bu bir yandan kötü bir şey çünkü bu uğurda kendinden çok ödün verdin. Kimse bilmese de sen bildin bunu ve en kötüsü bu. Ne olursa olsun, ne yaparsan yap ne karar verirsen ver yanındayım. Seninle hep gurur duydum ve gurur duymaya devam edeceğim.

 

 

Bazı okurlara 'ünlü bir kitap eleştirmeni / booktuber sın ve takipçilerine KİM¿ ' i anlat dedim. Çıkan sonuçlar.

 

.

 

Zehra:

 

Bur kitaptan bahsetmek istiyorum size 18 ana karakterden oluşan dünyanın farklı yerlerinden gelen karakterler farklı inanç ve yasayislara sahipler ama hepsinin ortak amacı Adalet bunun için bir araya geldiler ve bunu başarıp basaramayacaklarinı öğrenmek istersen Kahramanlara inanır mısın bir göz at.

 

Yusuf:

 

Size çok seviceğiniz bı kitaptan bahsedicem her karakterin ayrı ayrı islendiği gizemlerle dolu bı hikaye kötülüğe karşı adalet için savaşan 18 cesur savaşçı Sizde bu savaşçıları katılan ve onların bu harika maceralarına sizde ortak olun ters köseler ve heyecanla dolu olan bu yola hadi sende katıl ve kahramanlara inanır mısına katıl.

 

Peri:.

 

Okudukça içine giriceginiz. Ters köşeleri ile allak bullak olucağını bir kurgu ile karşınızdayım. Adalet Yazarı'nın kaleminden Kahramanlara İnanır Mısın¿ Çok fazla karakteri var ve her karakter o kadar kendine özgü ki. İlla biri ile dost olucaksınız. Şahsen benim favorim Arthur ve Öykü. Ayrıca Asya. Hem ağlıyıp hem kahkahalara güleceksiniz. Adalet Yazarı bir dünyayı sıkıştırmış bu kitabında ve ben kendi dünyanızı da bu kitapta bulacağınızı eminim.

 

Viyan:

 

Kahramanlara İnanır Mısın da en sevdiğim sözlerden biri "Biz insanlar balıklar gibi yüzdük, kuşlar gibi uçtuk ,böcekler gibi kazıdık ama bir insan olamadık." En sevdiğim sahne karargâhtaki kadınların toplanıp bir gereksizi dövdükten Öykü'nün onu zehirleyerek öldürmesiydi.

Kahramanlara İnanır Mısın kurgu ve yazım şekli olsun geyet başarılı buldum. Yazılan kurgu düşünülmüş ve planlanmış olduğu açık bir şekilde görülüyor. Eseri okuduktan sonra belli bir olayın ardında geçmişte okunulan ve gereksiz görülen yerleri aaaaa o zaman öyle olmuştu dedirtiyor ve aslında kilit noktası olduğu görülüyor. Karakterler bakımından güzel yazılmış ve her bir karakter okuyucunun bir yanına sesleniyor bu sayede kitap çok akıcı ilerliyor. Karakterlerle bir bağ oluşturuyor onlar mutlu olduğunda sesli kahkahalarla eşlik ediyorum😁. Onlar üzüldüğünde yada her hangi bir olay olduğunda bir burukluk hissediyorum. Yani kitap genel anlamla yazım dili , kurgulanışı ,karakterleri ve sözleriyle bilinçlendiren güzel bir eser .

 

 

Ne ağlaması gözüme yaptığım yazım yanlışları kaçtı. KDBDNNDNDNDM

 

HEPİNİZ İYİKİ VARSINIZ. SİZİ ÇOK SEVEN ADALET YAZARINIZ.

 

bol bol öpüyorum. Mutluluk sizinle olsun, benim güneşim sizsiniz.... 🌙

 

Bölüm : 31.12.2024 23:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...