Ve ablanızın cooluk seansı başlamış bulunmaktaydı...

Kasiyer abiye cevap verdim "şortumun cebi zaten küçük ne çalmamı bekliyorsunuz? Ayrıca üstümü arama hakkına sahip değilsiniz lakin bu kadar eminseniz hemen şimdi polis çağırın . Eğer üstümden birşey çıkarsa benden şikayetçi olabilirsiniz ama eğer çıkmazsa ben sizden şikayetçi olacağım. Kabul mü?"

Kasiyer abi gözlerimin içine bakıp pantolonunun cebinden telefonu çıkardı. Telefonun kilidini açıp bir numarayı tuşladı. Tek bildiğim şey 112 yi aramadığıydı. Çünkü tuşladığı numara 3 haneden çok daha fazlaydı. Telefonu, bana hâlâ bakarken yavaşça kullağına götürdü. Telefonu kulağına götürmesiyle zaten belli olan kol kasları daha da belirgin olmakla beraber seyirlik bı görüntü oluşturmuştu.

Karşı taraf telefona cevap vermiş olacak ki kasiyer konuşmaya başladı.

"Abi hemen buraya gelmelisin bize zorluk çıkaran bir müşteri var" karşı taraf birşeyler diyordu ama ne dediğini tam olarak duyamıyordum. Kasiyer konuşmaya devam etti .

"Evet abi küçük bir kız... Onun birşeyler aldığına eminim abi... Evet evet siyah saçlı, kahverengi de gözleri var... Ne fotoğrafı? Tamam abi bakıyorum" diyip telefonu kapatmıştı.

Kasiyer abi kısa bir süreliğine telefondan dikkatlice bir şeye baktıktan sonra gözlerini bana dikti . Dişlerinin arasından "Sakın kıpırdama" diyince hafif korkmaya başlamıştım.

Birden üstüme doğru gelmesiyle çığlık atarak arka reona doğru koşmaya başladım.

"BIRAK PEŞİMİ CÜCE!" bunu söylerken kısa süre arkama bakarak koşmaya devam ediyordum ki sert birşeye çarpmam ile durdum... SÜT REONUNU DEVİRMİŞTİM.

Hızla elim karnıma gitti. Utanç içinde gözlerim devrildiği için patlayan sütler ve şok olmuşçasına bana bakan kasiyer arasında mekik okuyordu.

Kasiyer abi sonunda şoktan çıkmış olacak ki hızlıca gelip bileğimi tuttu, diğer elim hâlâ karnımın üzerindeydi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Bunun hesabını vericeksin. " Bağırarak söylediği şey yüzünden gözlerim dolmuştu. Hıçkırıklarımın arasından

"Üstüme yürümeseydin bende korkmazdım!" dedim. Bunu söylememle kasiyer bileğimdeki baskısını arttırmıştı. O sırada arkadan gelen başka bi erkek müşteri duruma el koymaya karar vermiş olacak ki

"Hemen elini kızın üzerinden çek!" Bağırışıyla korktuğumu anlamış olacak ki gözleri karnımın üzerindeki ellerimi buldu, yavaşça yanımıza yaklaşıp bileğimi kasiyerin elinden kurtardı. Ve az öncekine nazaran daha sakin bir ses tonuyla "kız hamile görmüyor musun" Dedi

Bunun üzerine kasiyerin gözleri karnımı buldu "B-ben bilmiyordum... Özür dilerim. Sen daha kaç yaşındasın ki?" bu durumu iki yabancının bilmesini asla istemezdim. Sonuç olarak ben 18'ime girmeden bu durumu yetimhane veya bugün gelen adam bir şekilde öğrenirse onu benden alırlardı. Bebeğimi benden alırlardı! En azından 3 ay... 3 ay daha saklamalıydım.

"Siz ne saçmalıyorsunuz! Ben hamile falan değilim sadece reglim ve bu koşuşturma yüzünden mideme aniden sancı girmesi gayet normal?"

Kasiyer "Öz-" derken onun sözünü bölen dışarıdaki siren seslerinden başka birşey değildi...

&&&&&&&&&&&&&&&&

"Düştüm mapus damlarına öğüt veren çok olur" Sıkılmadan bu cümleyi belki de sekizinci tekrarlayışımdı.Ben sıkılmamış olabilirdim fakat markette beni kasiyerin elinden kurtaran çocuk karşımdaki kodeste beni dinlemekten oldukça sıkılmıştı.

Bu arada ne olduğunu da size anlatayım. Polisler markette uzerimi aramak yerine ellerimi kelepçeleyip, hatta ne yaptığımı bile sormadan beni ve karşımdaki çocuğu doğrudan kodese attılar. Kasiyer ise... O ise hâlâ markette işleriyle ilgileniyor. Yani kısacası ona hiçbir şey olmamıştı.

"İzel ne zaman susmayı planlıyorsun canım!" Canım derken? Biraz yavaş mı ilerlesek.

"Buradan çıkana susmayı düşünmüyorum, ayrıca hiçbirşey çalmamama rağmen neden hâlâ burdayım!"

"Bilmiyorum İzel.Ayrıca adım Kurtuluş, gerçi adımı sormadın ama..."

"Bende bildiğin gibi işte , adım İzel ama merak ettiğim bir şey var. Birincisi kaç yaşındasın? İkincisi ise hadi beni içeri aldılar ama sen neden burdasın?" Kurtuluş cevap verdi.

"Markette girmeden yaklaşık bir saat önce işte... Bir kavgaya karıştım ve herkesin yaptığı gibi kaçtım. Galiba polisler beni tanımış . Bu arada ilk sorunun cevabını da vereyim ben 24 yaşındayım İzel. Ayrıca bilmeni isterim ki hastanede staj yapıyorum, kadın doğuma da ayrı bir ilgim olduğunu itiraf etmem gerekirse... Yani kısacası markete söylediğin yalana inanmadığımı açıkça söyleyebilirim" Yutkundum

"Sen-sen beni yanlış anladın yok öyle birşey!" Kurtuluş onaylamazcasına başını salladı, elini sertçe demir parmaklıklara vurup

"İşte sizin de sorununuz bu! Madem bi boku yiyorsunuz arkasında durun. Kimden korkuyorsun ha! Ailenden mi? İşte bunu da kendini sevgilinin altına atmadan önce düşünecektin!" Her bir zerrem incilmişti. Gerçekten de oradan bakılınca öyle mi gözüküyordü? Onlara göre kendimi sevgilimin altına atıp hamile kalan basit bir kız mıydım? evet öylesin,

Gözlerim dolmuştu. Bunu gören Kurtuluş dediklerinden pişman olmuş olacak ki:

"Tamam, tamam şakaydı ağlama" Elini sertçe demir parmaklıklara vurup devam etti

"SANA AĞLAMA DEDİM!" ağzımdan bir korku nidasi yükseldi. Üşümüştüm, açtım ve en önemlisi sussuz kalmıştım. Hiçbir suçum olmamasına rağmen kodese atılmıştım. Daha başıma ne gelebilirdi ki?

Ben bunları düşünürken içeriye bir adam girdi. Oydu. O bugün babam olduğunu iddia eden adamdı...

6. Bölüm de bitti

Önerileriniz neler?

Instagram: sum.raym isterseniz takip edebilirsiniz.

Sınır yine var 6 oy 6 yorum

Sizi seviyorummm<3

​​​​​