Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@superisipnr

Elinde kalemi önündeki resme odaklanıyordu. Öyle dalmıştı ki ne çizdiğini ancak bitirdiğinde anlamıştı. Geriye yaslanarak daha iyi bakmıştı resmine. Dudağında küçük bir gülümseme peydah olmuştu.

Ahh küçük kelebek nasıl bu kadar masum olabilirsin ki. Suskunluğun bile beni sana çekiyor.

 

Genç adam içindeki savaşı bırakarak yaptığı resmi nazik bir şekilde alarak özel odasındaki masaya bıraktı üstüne bahçedeki siyah güllerden bir tane bıraktı.

 

................... .......

.... 

Sabahın ışıkları öyle bir açıyla geliyordu ki yüzüne uyanmamak elinde değildi.

 

Sabah güneşin yüzüne gelmesiyle uyanmıştı genç kız . Yataktan kalkıp elini yüzünü yıkayıp yemekhaneye inmişti. Sıraya geçip kahvaltılık birşeyler aldıktan sonra bir masaya geçip yemeğini yemeğe başladı...

 

Kitaplarını alarak kütüphaneye gitti.

Ders çalışması gerekiyor. Sınava az kalmıştı.

 

4 5 saat sonra kendimi sahile attım. Öyle boğuluyorum ki nefes alamıyorum duman.

 

Özlem insanın en zayıf özelliği mi yoksa güçlü yanı mı? Bilemiyorum...

 

Sahilin en ücra köşesinde oturup denizi izledim. Kumlara uzanıp biraz kestirmem iyi olur diyerek uzandım. Öyle huzurluydu ki hiç kalkmak istemedim.

 

Bi saat uzandıktan sonra kalktım. Ağır ağır yürürken dün köpekten kaçarken girdiği sokağa baktı. Acaba Dev Adam orda mı? Merakım beni yakacağını bile bile o sokağa doğru gittim.

 

Bakıp çıkarım. Kimse görmezse sorun olmaz.

 

Sokak dediğime bakmayın dar sokak arası biraz ilerledikten sonra dünkü kapıyı gördüm. Şansıma açıktı. Gülümsemem kıkırtıya dönüşmeden hemen küçük adım atarak kapıya yaklaştım. Vakit akşam olmak üzere hemen bakıp dönmem gerek.

 

Kapıya yaklaştıkça sesler yükseliyordu. Tenin tene çarpma sesi, inilti sesleri, devrilme sesi...

 

Kapının önüne gelip içeriyi dikizledim. Dün gördüğüm kalabalık yine içerdeydi. Gözlerim şokla açılmıştı. Resmen birbirlerine giriyordular. Vuran vurana. Neden böyle kavga ettiklerini anlıyamadım. Antrenman yapıyorlardı kendilerince ama öyle sert dövüşüyorlardı ki birbirlerini yaralamaktan çekinmiyorlardı.

 

Sonra ne mi oldu merakım beni yakalattı.

 

İzinsiz kapı dikizlemek ayıp değil mi, Küçük Kelebek.

 

Ensemde hissettiğim nefesi ile tüylerim diken diken olmuştu. Sesi ile zaten ödüm kopmuştu.

 

Suç işlemiş çocuk edası ile arkama döndüm.

Dev Adamı gördüğümde daha da korkum yükseldi.

Neden buraya geldim ki ya ahhh Pera aptalsın aptalsın...

 

Hala benden cevap bekleyen adama bakıyordum. Siyahlara bürünmüştü. Öyle ki çok hoş görünüyordu. İçimdeki arsız kız yine ayaklanmıştı.

 

Dev Adam cebinden kağıt kalem çıkarttığın da çok şaşırmıştım. Kim cebinde kağıt kalem taşır ki. Yüzümdeki şaşkın ifadeyi gördüğünde hafif gülmüştü.

 

Hadi al yaz küçük kelebek ne işin var burda yine.

 

Adamın elindekilerini alıp yazdım.

 

Ben kayboldum. Burayı görünce belki birinden yardım alırım düşüncesiyle geldim.

 

Biraz yalandan kimseye zarar gelmez.

 

Dev Adam yazdıklarımı sesli okuduktan sonra yüzümü inceledi.

 

Hmm. Demek kayboldun. Öyle olsun bakalım. Ama buralar tehlikeli küçük. Bir daha girme buraya anladın mı?

 

Hemen başımı salladım.

 

Benim bir kaç işim var onları hallettikten sonra seni evine götürürüm.

 

Tekrar başımı salladım.

 

Adam az önce gizlice saklanıp içeriye baktığım kapıdan içeri girdi. Bi kaç saniye durduktan sonra içeriye adım attım.

 

Adamın arkasından ilerlerken huzursuz hissettim. Neden derseniz koca koca adamlar bana bakıyorlardı. Hemde bazıları yarı çıplaktı. Yüzüm kızarmaya başlamıştı bile.

Ah ah ben bu hallere düşecek kız mıydım. Meraklı melehat olursam aha böyle olurdum. Başımı kaldırmadan ancak adamı takip ediyordum.

 

Başka bir odaya geçmiştik. Biraz rahatlamıştım.

Sen otur burda. Ben işimi halledip geleceğim.

 

Rahat koltuklara oturup ne diye bu adamı dinlediğimi düşünüyordum. Aptala kafam ne olacak. Bugünü de atlatabilirsem artık bu sokaktan bir daha geçmiyeceğim.

 

Kapıdan ses gelince gelen kişiye baktım. Elinde gazoz şişesi vardı.

 

Hey küçük kız sana gazoz getirdim içer misin? Tabi içersin al. diyip elime tutuşturmuştu. Niye herkes bana küçük diyor ki. Çok sinir bozucu.

 

Yüzüm asık elimdeki gazoza bakıyordum. Dilim damağım kurumuştu. Ama ya içine bir şey katmışlarsa ya beni bayıltıp organlarımı alırlarsa. Kafamda kurduğum senaryoları bana gazoz getiren adamın sesi ile başımı ona çevirdim.

 

İçine bir şey atmadım küçük kız sadece gazoz istersen ben içeyim bana bir şey olursa sen içemezsin.

 

 

Tam elimden alıyordu ki gazozu dudaklarıma bırakıp bir yudum aldım.

 

Hadi ama ilk ben içicektim. Neyse başka zamana sırıtması ile gözlerimi kaçırdım.

 

Ben Utku senin ismin ne?

 

Şimdi ben nasıl anlatsam sana konuşamıyorum ki. Masaya bir bakış attım. Kağıt ve kalem gördüğümde hazine bulmuş gibi masadan kalemi elime alıp kağıdı önüme çektim.

 

Ben de Pera memnun oldum.

 

Kağıdı Utku'ya uzattım. Yüzüne baktığımda şaşkındı. Üzülmedim. Alışkındım. Utku yüzünde kocaman gülümsemesiyle

 

Bende bende memnun oldum Pera.

 

Eee Pera ne işin var burda. Dün de burdaydın. Ama korkmuştun. Dün ne oldu.

 

Kağıdı tekrar önüme bırakmıştı. Yazmaya başladım.

 

Dün kocaman bir köpek beni peşlemişti. Bir ara sokağa girdim sizin kapıyı açık gördüm anacak kendimi oraya attım.

 

 

Yazdıklarımı okuduktan sonra biraz üzülmüş sonra kahkaha atmıştı.

 

Devam edecek...

 

Loading...
0%