Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@susartikbus_22

Bölüm şarkısı - xeriba beyani~ Rojda


Keyifli okumalar🌹


Bir yerden ses geliyordu. Tak, tak, tak. Hiç bir şey görmüyordum, daha doğrusu göremiyordum çünkü göz kapaklarım gözlerimi kapatmış simsiyah bir karanlığa gömmüştü. Kendimi biraz zorladım gözlerimi açmak için ilk sefer başarısız oldum sadece gözlerim göz kapaklarımın içinden hareket etti, ikici sefer daha çok zorladım. Bu defa başarılı olmuştum, gözlerim yavaş yavaş açılırken en son ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum.


Görüntü git gide netleşmişti ve tavanla bakışmıştım. O ses hala geliyordu hem de yakınımdan. Sesin geldiği yere döndüm. Birisi berjer de oturmuştu eli sehpa da kendine ritim tutturmuş elinde demir bir şey olacaktı ki öyle ses çıkıyordu. En son yaşadığım olay aklıma geldiğinde hızla ayağa kalktım. Bir anada ayağa kalkınca başım dönmüş yerimde sendelemiştim.


"Şşt hop hop, öyle bir anda ayağa kalkılır mı yav, bayıltacaksın kendini ha." Bu ses tanıdıktı, adamın yüzüne döndüğümde Sozdar olduğunu fark ettim bunu fark etmemle her şey gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Korkuyla gözlerim irileşti bir adım geriledim.


"S-sen? Ne i-istiyorsun benden? Ne işim var benim burada?" Adam ayağa kalktı ve yanıma geldi.


"İntikam!" Dedi.


"Ne?" 


"Ne istiyorsun dedin ya. İntikam istiyorum Xêlat kızı. Allah'ın izniyle az kaldı onu almama." Ağzım açık kaldı söyledikleri karşısında. Düşündüğüm şey başıma gelmişti.


"İntikamını benimle mi alacaksın? Benim bir şey yapmadığımı bile bile benden mi alacaksın?" Alaylı güldü ve yatağa oturdu bende biraz daha uzaklaştım ondan.


"İnan kiminle olduğunun hiç önemi yok biliyor musun sadece seni gözüme kestirdim."


"Bak babamların haberi oldu mu seni yaşatmazlar, bırak beni gideyim kimseye bir şey de söylemem." Dedim. Şut bir kahkaha attı.


"Sen ne kadar komiksin Xêlat kızı babanlar beni öldürür he?" Dedi bir anda ayağa kalktığı gibi boğazıma yapıştı ve beni arkada kalan duvara dayadı. "Onlar kimde beni öldürecek lan onlar kim köpek. Asıl ben sizi öldüreceğim hepinizi teker teker o yengenin karnındakine kadar." Elimle boğazımı sıkmaması için onu durdurmaya çalışıyordum ta ki son söylediği cümleye kadar. Bu adam tam bir caniydi yoksa böyle konuşması imkansızdı.


"Ne diyorsun sen? Kafayı yemişsin! Bırak beni!" Zar zor bir şekilde nefes alıyordum söylediklerim de fısıltı halinde çıkmıştı zaten. Boğazımı sert bir şekilde sıkıp sertçe geri bıraktı. Bırakmasıyla iki adım geriledi onun uzaklaşmasıyla bende ayaklarımın dermanı kalmamış gibi kendimi dizlerimin üzerinde yere bıraktım. Ellerim boğazımı bulmuştu hemen bir yandan ovuşturuyor bir yandan derin nefes alıyordum.


"Şimdi herkes sen bana kaçtın olarak biliyor. O boktan konağa gitmiştir haber, onların halini düşündüm de keyfim bir yerine geldi ha." Yatağa geri oturdu yine yüzünde o iğrenç alandan oluşma bir gülüş vardı. Ellerini oynattığında bakışlarım oraya düştü, elinde tuttuğu şey zümrüt bir yüzüktü. Ben oraya baktığım için o da oraya baktı. Yüzünde ki gülüş bu sefer silindi onun yerini kin ve öfke aldı.


"Annemin yüzüğü. Gözümün önünde ölen annemin.. sizin yüzünüzden!" Oturduğum yerde ne dediğini anlamaya çalışıyordum da hiç bir sonuca varamıyordum. Annesiyle bizim ne gibi bir alakamız olabilir di ki?


"N-ne bizim yüzümüzden?"


"Annemin ölümü sizin yüzünüzden. Hepsi, hepsi sizin yüzünüzden. NE İSTEDİNİZ LAN?! BENİM ANNEMDEN NE İSTEDİNİZ?!" Sakin başlayan konuşmasının bir anda desibeli artmıştı. Başını ellerinin arasına almış kollarını ise bacaklarına yaslı öylece ileri geri gidiyordu, sanki krize girmiş gibiydi aynı şeyleri tekrar.


Sallandığı yerde durdu ayağa kalktı yanıma gelip beni kolumdan tuttu ve beni de ayağa kaldırdı.


"Şimdi o intikamı alma zamanı değil mi? Senin o şerefsiz Avzer amcanın benim anneme yaptığını yapacağım sana. Önce seni halledeceğim sonra da Riha'nın meydanına atacağım o ailene de ibret olsun diye." Avzer amcam babamla Çiya amcamın en küçükleriydi onu küçükken bir kaç defa görmüştüm. Urfa'da yaşamıyordu Bitlis'te kendi halinde tek başına yaşıyordu.


"Ne diyorsun ya sen. Amcam öyle bir şey yapmamıştır senin kafanda kurduğun pis oyunlardan birisi sadece." Dedim sinirle. Bu bir iftira olabilirdi sonuçta.


"He öyle mi. Bizim aramızda neden kan davası var bilmiyorsun da, o şerefsiz adam neden Bitlis'te bunu da bilmiyorsun, sürgün edildi o yüzden. Senin o piç kurusu amcan benim anneme tecavüz etti. Hem de annem babamla evli olduğu halde. Ben daha 6 yaşındaydım lan daha 6. Onun pis takıntısı yüzünden annemi boynunda iple asılı dururken buldum.." Bu, bu gerçek olamazdı. Amcam öyle bir şey yapmazdı yani inşallah bu adamın söyledikleri yalandır.


"Babam da onun yüzünden öldü. Sıktı kafasına bir kurşun annemin yanına gitti.. babanlar hep amcanı korudu ama bu da bir yere kadar değil mi. Amcanı öldürdüm.. hemde bir kurşunla değil tüm bedenin de olanher şeyi birbirinden ayırdım en sonda da yaktım. Bunu şu an kimse bilmiyor bir hafta önce yaptım. Bu bana yetmedi. En son sen kaldın seninle de işimi halledeyim işte o zaman bende sıkacağım kafama." Kanım dondu. Bu adam bir caniydi. Donmuştum bir anda söyledikleri beynimde çınlıyordu. İnanmak istemiyordum. Ama burda olmamın sebebi apaçık bir şekilde belliydi.


"S-sen gerçekten iyi değilsin."


Alaylı gülüşü yine suratında yer aldı. Dibime kadar geldi ben adım adım gerilerken o daha çok yaklaştı. En sonunda bedenim duvar ve onun arasında kaldı. Gözlerinde ışıltı gibi bir şey vardı sanki olduğu durumdan mutlu olmuştu. Kafasını boynuma doğru yaklaştırınca gözlerim doldu şu an hiç bir kadının olmaması gereken bir duruma düşmüştüm.. Kendimi korumam lazım dı. Etrafıma baktım belki keskin ya da onu durdura bilecek bir şey aradım ama yoktu, lanet gelsin ki yoktu. Dudakları boynumu bulduğunda midemin suyu boğazıma çıktı. Ellerim durmadan hareket ediyor onu kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum. Ama bu çabam nafileydi, sıska bedeninde sanki deli gücü varmış gibi beni duvara yapıştırıyordu. Daha fazla dayanamadım ve hıçkırıklara ağladım.


"Bırak beni ne olursun bırak. İMDAT! KİMSE YOK MU?!" Burada birileri var mıydı bilmiyorum ama yine de yardım istiyordum. Zorla da olsa ayağımı kaldırdım ve erkekliğine tekme attım bu tekme sert olmasa da onu durdurmaya yetti.


"Ne yapıyorsun lan sen. Demek güzellikle olmayacak, olsun zorla yaparım bende, gel lan buraya." Ne güzelliği neyden bahsediyordu bu pis herif? Aklım almıyor.


Ellerini yakama attı ve çekiştirdi ben hızla ellerini üstümden itmeye çalışıyordum, göz yaşlarım hala akıyordu. Giydiğim tişörtün yakasını hızla çekti kumaş yırtılma sesi geldi ellerimi hemen oraya siper ettim.


"Bırak, bırak diyorum sana."


Ellerimi önümden kaldırmaya çalışıyordu bu sefer de. İzin vermeyeceğimi anlayınca saçımı kökünden tuttu kafamı duvara yasladı. Bir eli saçımdayken yüzüme kulaklarımı çınlatacak bir tokat attı. Dudağımın kenarında acı oluştu bu tokatın etkisiyle muhtemelen dudağım patlamıştı. Bir tokatla yetinmedi, rastgele yüzüme yumruk attı. Saçımdan elini çekti, bir saniyelik boşlukta ayaklarım gücünü kaybetti kendimi yere bıraktım. Kafama yediğim darbelerden dolayı gözlerim kararmış kafamın zemine vurmasını sağlamıştı.


"Demek bana izin vermezsin ha. İstersen geber ama ben yine de istediğimi alacağım!" Bunları söylerken yerde uzanan vücuduma tekmelerini savuruyordu.


İçimden söylediğim tek şey 'Allah'ım bu zalim kulunun şerrinden beni koru.'


Tekmeleri bir anda durdu. Kulaklarımın çınlaması azaldı ve etrafta ki sesleri az da olsa duymaya başladım. Bir yerden adam sesi geliyordu.


"Civan abi. Abi çok önemli bir şey oldu. Acil bir durum abi." Bu ses tanıdıktı. Beni buraya getiren lanet adamdı bu. Bize ihanet eden hatta onu adamıydı.


"Sikeceğim acilini de. Geldim lan!"


Adının Civan olduğunu öğrendiğim Sozdar kapıyı cebinden çıkardığı anahtarla açtı ve kapıyı tekrar kilitleyip çıktı. Ne olduğunu algılayamıyordum yüzüm gözüm kan içindeydi gözlerim kayıp kayıp bir yere odaklanmaya çalışıyordu.


Ben yerde kılımı kıpırdatacak hal bulamazken az bir süre sonra tekrar kapı sesi geldi. O gelmişti, adımları başımın yanında durduğunda ona bakmıyordum. Çenemde tuttu yüzümü kendi yüzüne yaklaştırdı.


"Polisler izimi bulmuş. Hemen gitmem gerek, gönül isterdi ki yarım bıraktığım işi halledeyim ama o kadar zamanım yok. Sanma ki bu iş burada bitti tekrar geleceğim Xêlat kızı!" Pis nefesini yüzüme üflemişti. Midem bir kez daha bulandı ellerinde olan çenemi sertçe geri bıraktı ve arkasına bakmadan aralık olan kapıdan çıktı gitti.


BÖLÜM SONU


Loading...
0%