Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@susartikbus_22

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın ♡


Keyifli okumalar 🦋


Bölüm şarkısı- dar hejiroke~ Aynur Doğan


Bedenimde kendini baş gösteren ağrılar yer yer azalıp çoğalıyordu. Kendim de bir türlü ayağa kalkacak derman bulamıyordum.

Göz yaşlarım boynuma kadar ulaşmıştı bile.


Ben daha önce hiç bu kadar aciz hissetmemiştim...


Bir insanın kendisini öldürmesini normalde tuhaf bulurdum. Pes etmek tuhaf gelirdi, bakıyordum da tam şu anda ölmek istiyordum. Mecbur hissediyorum kendimi buna.


Ben ölmeliyim.. 


Başka türlü dayanabileceğimi sanmıyordum.


Düşündüm de zaten ben kendimi öldürmesem bile onlar beni öldürecekti, gözümün yaşına bakmadan hemde, yaşadığım şeyler onların umrunda olmadan. En çok bu yakıyordu canımı.


Zorda olsa uzandığım yerden kalktım. Bacaklarıma, karnıma, kollarıma yediğim tekmeler sonucu kalkmam biraz zaman aldı, bacağımın belli bir yerinde ağrı seziyordum bu ağrı kalkacakken ayağımın yere basmasını engelledi. Karnımda da aynı ağrı oldu ellerim refleks olarak oraya kaydı. Ayağa kalktığım sırada odanın açık olan kapısının ardından birilerinin geldiğini gördüm. Karşımdan akan kan gözümün kenarına gelmişti onu elimle sildim. Kimin geldiğine baktım. Yine o gelmiş olamazdı değil mi? O olmasındı, bu sefer geldiğinde işini bitireceğini söylemişti.


Dayanamazdım, buna dayanamazdım. Ölüm bende şu anlık sadece bir düşüceyken o zaman bu bir faaliyet olurdu..


Sesler gitgide yakınlaştı, adımlar kapının önünde durdu, geriye doğru gittim biraz. Korkudan ellerim titriyordu yakamı çekiştirip kapattım, kapının önüne baktığım zaman Baran abimi gördüm. "Abi.." ağzımdan zorlukla çıkmıştı bu kelime. Ayaklarım ilerledi titrek bir kaç adım attım. Abimin yüzünü incelediğimde yüzüme ağzı açık bakıyordu. Bu durum utanmama sebebiyet verdi.


"Zişan.. ne oldu sana?!" Hızla yanıma geldi kollarını etrafıma sardı, hızlı davrandığı için canım yandı ve ağzımdan bir inlime kaçtı. Abimin sarılmasıyla bende kollarımı kaldırdım ona sarıldım, ağlamam şiddetlendi, hıçkırıklarla ağladım. "Ştt tamam, bak geldik. Kimse bir şey yapamaz sana. Ağlama abim.. ağlama.."


"Abi- abi ben bir şey yapmadım. Yemin ederim ki, hiç bir şey yapmadım. Dokunacaktı bana- ben istemedim.. istemedim vallahi istemedim.. Abi öldürecekler beni.. Ben hiç bir şey yapmadım, öldürecekler. Abi ben ölmek istemiyorum..." Hızlı hızlı kendimi açıkladım, nefes nefese kaldım kelimeler ağzımda yuvarlanıyordu, aldığım nefes haram gibiydi. Her aldığım nefes boğazıma takılıyordu. Abime açıklama yaptım çünkü o inanırdı bana, babamla Agir abimin aksine o merhametliydi, dinlerdi, belki yardım bile ederdi bana.


"Tamam, tamam kimse dokunamayacak sana, kimse öldürmeyecek ben varım abim, ben varım izin vermem kimsenin dokunmasına." Söylediği şeyler içimdeki küçük kız çocuğunun tebessüm etmesini sağladı. Üstündeki takım elbisenin ceketini çıkardı ve omuzlarımın üstüne atıp yakamın biraz da olsa kapanmasını sağladı. Ayaklarım gücünü yavaş yavaş yitiriyordu, abim bunu fark etmiş ve sağıma gelip ona yaslanmamı sağlamıştı. Önümden çekilmesiyle kapıda duran Agir abimle göz göze geldim, tepkisini ölçmeye çalışıyordum yüzü ifadesiz olduğu için göremedim bir şey. Baran abim yavaş yavaş beni yürüterek kapıdan çıkardı.


Odadan çıktığımız zaman sanki bir kabustan kan ter içinde kalkmış gibiydim, kabusun bittiği konusunda kendimi avutuyor ama yaşadığım şeylerin etkisini üstümde taşıyordum.


Yavaş da olsa o evden çıkmıştık, etrafıma baktım hava günün doğacağını haber edercesine gecenin karanlığından çıkıp mavi tonuna bürünüyordu, her tarafta ağaç vardı. Kapının önünde üç tane araba park halindeydi, arabaların önünde kurumlar yer almış bizim çıkmamızı bekliyorlardı muhtemelen. Abim öndeki arabaya doğru yönlendirdi, arka kapıyı açtı ve benim oturmama yardım etti. Kapıyı kapattığında kafamı koltuğa yasladım.


Baran abim arabadan biraz uzaklaştığında Agir abim yanına geldi karşılıklı durduklarında Agir abimin yüzü bana dönüktü, başıyla benim olduğum tarafı gösterdi ve galiba Baran abime soru sordu, ne sorduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Baran abim ona bir kaç bir şey söyledi ve Agir abimin yanından ayrılıp arabanın ön kapısını açıp bindi. Agir abimde geldi ve sürücü tarafına geçip arabayı çalıştırdı.


Bundan sonra ne olacaktı bilmiyordum, canımı sıkan da buydu. Bana ne yapacaklarıydı. Ben bunları düşünmek istemiyordum. Hiç bir şey istemiyordum.. ölmek istemiyordum.. insanların bana pis gözlerle bakmasını istemiyordum.. Ben kaçmışım gibi bana muamele etmelerini istemiyordum.. Sadece bir şey tek istiyordum o da ailemin bana inanması.. evet zor bir şey istiyordum ama en azından bir kere bana inanmalıydılar.


Ben bunları düşünürken konağın kapısının önüne gelmiştik gelene kadar kimseden çıt çıkmamıştı. Önce Agir abim indi arabadan sonra Baran abim, Baran abim kapımı açmış ve benim çıkmama yardım etmişti.


Konağın büyük ihtişamlı kapısından girdiğimizde herkes avluda ki şehirlere oturmuş bekliyordu. Annem başına bağladığı bir yazma ile oturmuş kendince ağıt yakıyordu. Ablam, yengem ve Simay'da onu teselli ediyordu. Bizi ilk fark eden babam olmuştu yüzünü kaplamış olan sinir ile bana baktı, ben de gözlerimi kaçırdım. Bunu yapmam gerekiyordu değil mi? Ama elimde değildi ki, beni hayatım boyunca durduk yere o kadar çok suçlamışlardı ki şu an olduğu gibi benim bir suçum olmamasına rağmen öyle hissediyordum.


Abimin ilerlemesiyle artık herkes geldiğimizi fark etmişti. Hepsinin gözü beni buldu, annem yaktığı ağıdı bitirdi ve yanıma gelip yüzümü inceledi. Gözünde bu güne kadar görmediğim merhameti gördüm ilk defa, ilk defa bana bakarken bu denli duygulu bakmıştı.


"Kızım.. ne yaptılar sana? Zişan bu yüzünün hali ne vay rêbene çı hatiyî serê mê( neler geldi başımıza )." Sona doğru sesi yine ağıt yakarmış gibi çıktı. Ve ondan hiç beklemediğim bir şey yapıp beni kollarının arasına aldı. Ben şok içinde ne yapacağımı bilmezken ellerimi kaldırıp anneme sarıldım. Başımı annemin boynuna gömdüm, orda da ağladım ama bu sefer daha sessiz ağladım.


"Daye( anne ) ben bir şey yapmadım."

Kendimi kanıtlamaya çalışıyordum hala.


"De hayde Dilan götür kızı odasına. Ağalar gelecek birazdan." Babamın durgun olan sesiyle annem benden ayrılmış yaşlı gözlerini silmiş benimde gözlerimi silmişti. Kolumdan tutarak merdivenlere doğru götürdü ben yavaş yavaş merdivenleri çıkarken annem yanımdaydı arkamızdan gelen sesler ise ablamlara aitti onlarda peşimizden geliyordu.


Odamın kapısının önüne geldiğimizde annem kapıyı açmış ve içeriye sokmuş yatağın üstüne oturmamı sağlamıştı.


Gözlerim direkt yere kaydı ve oraya kitlendi. İki yan tarafımda çöktü bir yanıma ablam diğer yanıma Simay oturdu.


"Zişan canın yanıyor mu?" Ablamın sorusuyla ona döndüm gözlerimde almayı bekleyen yaşlarla ona buruk bir tebessüm ettim. Sorusuna kafamı salladım sadece. Onun da gözleri doldu bir şey demek için ağzını araladı ama diyemeden geri kapattı.


"Helin rahat bir kaç parça elbise ayarla kardeşine, Simay sende banyoyu ayarla kızım." Annemin dediklerinde ikisi de yanından kalktılar. Bir süre sonra ablam elindeki elbiseleri yatağa bırakmış Simay'da banyodan çıkmıştı. Annem oturduğum yerden beni kaldırmış ve banyoya götürmüştü.


"Yıkıyım seni, rahatla biraz nefes al." Elleri abimin bana verdiği cekete gitti onu üstümden çıkardı. Kazağın yaka kısmı çok olmasa da yırtıktı annem bunu gördüğünde derin nefes alıp sabır çekti. Diğer parçaları da üstümden çıkardığında utandım.. vücudum da hatırı sayılır morluklar vardı çünkü. Bu beni aciz bir insan yapar mıydı? Bilmiyordum.


Duşa kabinin içine girdim ortada olan tabureye oturdum annem arkama geçip sıcak suyu başımdan aşağıya döktü. İlk başta irkildim sonradan alıştım zemine baktığımda suyun hafif kırmızılıkta olduğunu gördüm, umursamamaya çalıştım, annem başımı yıkarken biraz olsun rahatladığımı hissetim.


Duştan çıkmış annemin beni giydirmesini tepkisiz bir şekilde karşılıyordum, ablamlar annemin zoruyla çıkmıştı. Annem beni giydirdiler sonra yatağa oturmuş annem de karşıma geçmişti.


"Zişan sana tek bir soru soracağım. O soysuz sana dokundu mu?"


"Bana inanacak mısın daye?" Annemin sorduğu soruya soruyla karşılık verdim. Annem başını sallamakla yetindi.


"D-dokunmaya çalıştı ben izin vermedim. Sonra da bu hale geldim." Sesim titredi bunları söylerken. Söylediklerime inanmış gibiydi. İnanması lazımdı zaten.


"Tamam, sen uyu dinlen ben de aşağıya ineyim."


Odadan çıktığında yatağa uzandım cenin pozisyonu aldım ve hiç bir şey düşünmek istemediğim için uykunun kollarına bıraktım kendimi.


BÖLÜM SONU 


Loading...
0%