@susieeeeeeee
|
Umarım seversiniz ballar🍯 Bölüm şarkısı~DKTT Kaçar Gider 💙 Bazı zamanlar, korkmanın insanı bir nebze de olsa güçlendirdiğine inanırdım. İnsan, küçükken korktuğu şeyleri şimdi korkmadan yapıyorsa bu güçlendiğine mi işaretti? Yoksa kendini mi kandırıyordu insan... Gecenin karanlığı ve benim kimsesiz sokaktaki ayak seslerim kulaklarımda yankılanıyordu. Nefes nefeseydim ve çok hızlı koşuyordum. Arkamdan gelen seslere kulak vermeden ilerideki sapaktan sağa döndüm. Hafifçe arkama baktığımda yaklaşık 5 adım gerimde olduğunu fark ettim ve bu benim daha da hızlanmama sebep oldu. Biraz ilerideki sokağa girip sağa dönersem sıyrılabilirdim. Çantam hafif olmasına rağmen ağırlık yapıyordu, etraf sessiz ve bir o kadar karanlıktı. Sokağa girince sağa döndüm ve biraz yavaşlayıp arkama baktım. Ayak sesleri ileriden geliyordu. Hemen yandaki apartmana girip kapıyı kapattım. Apartmanın sensörle yanan ışığı kapanana kadar hareket etmedim ve kapının yanına çömeldim. Sesler uzaklaştıkça derin bir nefes verdim. Elimle yavaşça kalbimi tutup nefes alışverişimi sakinleştirmeye çalıştım. Kapüşonumu açıp şapkamı kafamdan çıkarttım ve saçlarımı düzelttim. Etrafa baktığımda çok eski bir binada olduğumu net bir şekilde anlamıştım. Duvardan tutunup yavaşça ayağa kalktım. Canım yanıyordu, üstümü kaldırıp karnıma baktığımda karnımdaki morarıklığın geçmediğini fark ettim. Elimle bastırdığımda bağırmamak için dudağımı hafifçe ısırdım. Gitmem gerekiyordu bu yüzden çantamı alıp sessizce binadan çıktım. Etrafta birileri var mı diye kontrol ediyordum ama kimse görünmüyordu. Hızlı adımlarla giderken "Hey dur orda!" Diye bağıran adam adımlarımın hızlanmasına sebep olmuştu. Bu sokak tahminimce ana caddeye çıkıyordu bu yüzden sokaktan sağa dönüp yolu değiştirdim. Ama tahmin etmediğim bir şey olmuştu, önümde bir duvar vardı ve ben yaralıydım. Kendimi toparlayıp tutundum ve arkamdan gelenlere kulak asmadan kendimi yukarı çektim. Duvarın en yukarısına çıkmamla hemen aşağı atladım, tüm hızımla koşmaya devam ettim arkamdan kimsenin gelmediğini fark edince durup biraz soluklandım. Dizlerime ellerimi koyup nefesimi düzenlemeye çalıştım. Kendimi tekrar dikleştirdiğimde kafamı gökyüzüne doğru çevirip öylece bakındım. Söylenen laflar, edilen kavgalar... Kısacası her şey canımı acıtıyordu. Kendimi toparladığımı hissettiğimde adım atacaktım fakat yandan gelen ışıkla gözlerimin kararması bir oldu... & Gözlerimi yavaşça açtım ve etrafıma bakındım. Bir koltukta öylece uzanıyordum, karşımdaki pencereden gelen aşık gözlerimi açmamı zorlaştırsada idare ettim ve kalkmak için kendimi zorladım. Kimin evindeydim? bana ne olmuştu? Hiçbir şey bilmiyordum. Aklıma gelen ilk şeyle gözlerimi tekrar yumdum çünkü en acı senaryoyu kafamda milyonlarca kez geçirmiştim. Ayağa kalkmak için kendimi zorladım fakat karnımda oluşan sızıyla ağzımdan çıkan sese engel olamamıştım. Kotumun arkasındaki bıçağı (çakı) elimle bir hamlede açtım ve etrafa bakınmaya başladım. Odanın sağında bulunan salondan, gelen seslere odaklandım sesler daha da yakınlaştı. yakınlaştı. yakınlaştı... En sonunda duvara saklanıp gelen kişiyle yüzleşmeyi bekledim. İçeri adım atan kişinin arkasından baktım. Uzun boylu, kumral saçlı bir adamdı. Kolumu boynuna doladığım sırada bana doğru gerilemesiyle bıçağı boynuna dayamam bir oldu. "Ne yaptığını sanıyorsun!" "Kimin adamısın söyle!" Bağırışımla kahkaha atışı bir oldu. Dirseğiyle karnıma aldığım darbeyle elimdeki çakı bir anda yere düştü. Ben karnımı tutarken o bana yakınlaşıp "İyi misin?" Dedi. Kolum dokunmaya yeltenince "Uzak dur!" Diyerek bağırdım. Az önce vuran o değilmiş gibi bir de şimdi beni kaldırmaya yeltenmişti. Sinirle karnıma bakarken bu sefer kesin yolun sonuna geldiğimi hissetmiştim. Aslında daha önce bir çok kez ölümle burun buruna gelmişliğim vardı fakat şu an olamazdı. Ben kıvranırken o elinde beyaz bir krem kutusuyla yanıma geldi. Kapağını açarken "İzin vereceğimi düşünmedin herhalde!" Dedim. Düşündüğüm kişinin adamları olmadığı kesindi ama o zaman bu adam kimdi Allah aşkına! "Kimsin sen?" Ben aniden tekrar sorunca derin bir nefes alıp yere yani tam önüme oturdu. "Kimsenin adamı değilim, dün arabayla giderken önümüze atladın. Ben de insanlık edip ölmemeni sağladım, bu kadar." Dedi. Gerçektende dünü hatırlamıyordum. Doğru söylediğini anlamıştım fakat eksik vardı. "Hastaneye niye götürmedin," elimle bir dakika der gibi bir işaret yaptım ve "Dur tahmin edeyeyim polislere şikayet ederim diye mi korktun?" Diye devam ettim. Gülümseyince gerçekte de çekik olan gözleri daha da kısılmıştı. Elindeki kremi sağ baş parmağına alıp "Aç karnını." Dedi. Kafamı biraz daha eğip "Cevap?" Dedim. "Anlatacaklarım evet, ama ondan önce şunu sürmeme izin ver." Üstümü biraz daha sıyırıp sürmesi için yanına yaklaştım. Parmağını değdirdiğinde gülmüştüm. "Tikin mi var?" Kafamı salladım. Soğuk krem karnıma gelince hem rahatlamıştım hemde huylanıyordum. O karnıma odaklanmışken ben ise sanki aklıma kazımak ister gibi onu incelemiştim. Karnıma aldığım darbeden belliydi ki bu adam boksördü ya da çok iyi bir dövüşçü. Daha önce beni bu kadar kolay yenen olmamıştı o ilkti. Balıkçı yaka kazağı vücudunu ortaya çıkarmıştı, kumral saçları önüne düşmüştü, gözleri öylece karnımdaydı. "Beni izlemeyi sevdin herhalde." Dediği şeyle bir kendimi toparlayıp karnıma döndüm. "Böyle oturursan daha çok canın acır şimdilik koltuğa uzan." Dediğini yapıp onun ardından yardımıyla doğruldum. Koltuğa uzandığım anda yine canım yansa da ses çıkartmadım. O yandaki koltuğa otururken aklıma gelen şeyle gözlerim büyüdü. "Çantam nerede?" Dediğim şeye eliyle koltuğun kenarında duran çantamı gösterdi. Hemen yanımda olduğu için hemen yanıma alıp içine bakmaya başladım. Fakat küçük çanta yoktu! "Bunun içinde küçük bir çanta vardı yok!" Sesim biraz sesli çıkmıştı. O çantanın içinde çok önemli bir şey vardı. Ağzımdan çıkanlara engel olmadan "Sen mi çaldın, nerede çantam?" Dedim. Koltuktan doğrulup "Hassiktir!" Dedi. Ne der gibi baktığım sırada "Çantan arabanın içindeydi arabada çalındı." Dedi. Bölüm sonu. |
0% |